YOL VERİN HÜSAMETTİN KOÇAN’A 

 

Baksı (Bayraktar) köyünde koyun güden çocukların “Hüsamettin Koçan geliyor yol verin” çığlıkları, onun eyleminin toplumsallaştığının işaretidir. “Ailenin habercisi” olan çocuklar, aynı zamanda Baksı Müzesi için tüm yapılanlara ailelerinin hangi gözle baktığını da ortaya koymaktadır. 

Kırgızcada şaman anlamına gelen Baksı adının müze için seçilmesinin önemli nedenlerinden biri, şaman sözcüğünün şifacı, yardımcı, koruyucu anlamına gelmesi; müzenin de yöre içinde aynı işlevi üstlenmesindeki örtüşmedir. 

Baksı Müzesi’ne yön veren ilkeleri incelediğimiz zaman onun toplumsal bir koruyuculuk, diğer bir deyimle toplumsal bir politika seçeneği oluşturduğunu görmekteyiz. Şöyle ki : 

  • Kültürel değerleri devreye sokarak ekonomik kalkınma modeli oluşturmak, 
  • Bir zamanlar köylünün geçim kaynağı olan çömlekçilik ve dokumacılığı, geleneksel ehram üretimini geliştirmek ve müzedeki atölyelerde yaşama geçirmek, 
  • Kadınlara istihdamda ve karar süreçlerinde öncelik vermek; bugün 30 kadına yarın 100 kadına iş olanağı sağlamak, 
  • Çocukları geleceğe yatırım olarak görüp, eğitimde ve sanatta desteklemek, 
  • Bölgede kültürel demokrasi inşa etmek.

Bayburt ili ve çevresindeki ilk, orta ve lise ölçeğindeki okullardan 30 öğrenci seçip, onlarla birlikte bir çalıştay düzenlenmekte. Bu çalışmada öne çıkan 15 öğrenciye bir yıl süreyle burs verilmekte; ondan bir yıllık çalışmasını içeren bir dosya hazırlanması beklenmektedir. Bu süreçte başarılı olanların bursları uzatılmakta hatta üniversitede okumaları desteklenmektedir. 

Köy kadınları arasındaki yetenekli dokuyucularla, el ürününü öne çıkararak üretim geliştirilemekte. Ünlü tasarımcaların katkılarıyla, hep bir adım ileri gidilmekte. 

Koçan’da yöre kavramı dar bir alanı kapsamıyor; bölge çapını düşünmek gerek. Şöyle ki, 12 Mayıs’a kadar süren “İpek Etkili Duvar Halıları Sergisi’ni, YOL VERİN HÜSAMETTİN KOÇAN’A Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde açtı. Öğrencilik yıllarından beri, bitpazarları ve eskicilerden topladığı, halılardan oluşan geniş koleksiyonu, “müze koleksiyonundaki sanat eserleri ile geleneksel ürünler birlikteliğini” gösteriyor.  

Hüsamettin Koçan’ın bir sanat eseri olarak gördüğü Baksı Müzesi’nin başarı öyküsünü şu aşamalarla görmek gerekir: 

  1. Hayalkurma :Hüsamettin Koçan, gurbetçi bir işçi olan ve ancak iki yılda bir evine gelebilen babasını beklemek için, Çoruh nehrine bakan bir tepede babasını beklerken hayal kuruyordu. O çevreyi dönüştürmek, bir hayaldi. Dinlediği ve çok etkilendiği masallar, onun şekillenmesine çok katkıda bulunmuştu. O da bu masallara bir yenisini ekledi : Bu müze düşü, onun en sevdiği masal oldu. Yaratıcı ve özerk tavrın ancak bir sanatçının bünyesinde olabileceğini düşünüyordu. Hayal kurdu ve gerçekleştirdi.  
  2. Hazırlıkçalışmaları :Hiçbir eser yoktan varolmuyor. Koçan’ın hayaline doğru gidişinde bir çok deneyim ve bir çok üretim aşaması var. Bir STK olan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Başkanı olduğu dönemde bir sanat fuarının kurulması; sanat dünyasının kuramsal alt yapısı için gereksinim duyulan oturumlar, sempozyumlar, yayınlar üretilmesi; sanatçı örgütlenmesinin geliştirilmesi ve sivil toplum baskısının güçlendirilmesi, arkadaşları ile birlikte başardıklarıydı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı olduğu döneminde, okulu sınırlar dışına taşımak için çalışmalar yapılması; her bölüm için ayrı bir galeri oluşturarak fakültenin açık bir sergi alanına dönüştürülmesi; öğrencilerin yapıtlarının da bu sergilerde yer almasının sağlanması yoluyla onların özgüven ve sanat ortamı refleksi kazanması; fakülte olarak “Sanat TIR” etkinlikleriyle Diyarbakır, Van, Siirt’e gidilmesi yapılanlar arasında sayılabilir. Kişisel sergilerinin Alanya, Çankırı gibi farklı yerlerde düzenlemesi, onun farklılığını ortaya koyduğu gibi, bize hazırlıkları konusunda da fikir vermektedir. 
  3. Çevreoluşturma :Bütün bu hazırlık çalışmaları, aynı zamanda Hüsamettin Koçan’ın çevresini genişleten ona saygınlık kazandıran girişimlerdir. “Baksı Müzesi’miz, Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü kazanmış olmasa, edindiğimiz uluslararası çevreyi ve ulusal etkiyi, biz 15-20 yılda ancak elde edebilirdik. Ödülle birlikte Avrupa müzecileri açısından bir anda dikkat çekici bir müze olduk. Daha önce proje yapmak için kendimize partner aradığımızda bulamıyorduk. Şimdi istediğimiz müzeyle, istediğimiz ilişkiyi kurma şansımız var. Nitekim… onlardan teklif geliyor” diyor. Bu ödül Türkiye’de de büyük etki yaptı. Daha önce beş sanatçıya verilmiş olan TBMM Onur Ödülü bana verildi. 
  4. Kaynak sorunununaşılması :Bağışlar ve gönüllü katkılar çok önemli. Turizm konusundaki çalışmalar geliştirilmekte. Bir çok yabancı konuk, sanatçılar, müzeciler, araştırmacılar Baksı Müzesinde konakladılar. Bu önümüzdeki yıl da sürecek ve bu gelirler, müzenin tüm harcamalarını karşılayacağa benziyor.  
  5. İşin doğru düzgün yapılması :Müze çalışmasının Hüsamettin Koçan’a öğrettiklerinden biri de “dünya daha iyi olsun istiyorsak, işi doğru ve düzgün yapmak” gerektiği. “Babamın temel öğüdü açık ve dürüst olmamdı. Açık kafalıydı ve insanları tek bir kalıba sokmazdı. Ben yetinerek yaşamayı hiç sevmedim. Çocukluğum ve ailem debana yardımcı oldu. Her şeyi iyi yapmayı istedim ve bundan hiç pişman olmadım” diyor Hüsamettin Koçan.  
  6. Yeni yaşam biçimleri ve yeni mekanlar :Sürekli sergileme bölümleri, dönemsel sergi mekanları, konferans salonu, kütüphane, konuk evleri ve atölyeleriyle müze, aslında bir yaşam kültürü merkezi olmayı amaçlıyor. Dönüşümün anahtarı kadınlar ve çocuklarda. Vakfın yönetim kurulu yalnızca kadınlardan oluşmakta; atölyeler önce kadınlara açılmakta. Çocuklar ise geleceğe yatırımın en somut örnekleri olarak çeşitli olanaklarla buluşturulacak, yaratıcı yanları desteklenecek. 

Sonuç : Prof.Dr. Alpaslan Işıklı “ülkemiz insanının kurtarıcı arama merakı var” derdi. Çok yerinde bir saptama. Ama tek bir kurtarıcı aramak yerine, çok sayıda kurtarıcı aramalı ve onların başlattıklarını sürdürmeli.  

Baksı Müzesi için, CAN SUYU Hüsamettin Koçan’dan; bunu yaşatması ve sürdürmesi toplumdan. 

Yararlanılan Kaynaklar :  

  1. Altunok Özlem (2014) :Baksı’yaBekleriz, MESA ve Yaşam Dergisi, Aralık-Şubat 2014-2015 Sayı 68.  
  2. Akın Sunay (2014) :“Hayat Deyince” Televizyon programı, Kanal 360. 
  3. www.baksı.org 4.LodiAslıhan (2015) : “Muhafazakarlar, neyi muhafaza ediyorsunuz?”, Cumhuriyet Gazetesi, 4 Mayıs 2015 s.19 

Tags: ,

Arşivler