Ücretsiz Aile İşçisi Çocuklar ve Sorunları

Ülfiye ÇELİKKALP*
Ücretsiz Aile İşçisi Çocuk
Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 1. Maddesine göre 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Sözleşme; tüm çocukların eşit olduğunu, sağlıklı ve yeterli beslenme hakkına sahip olduklarını, eğitim ve oyun oynama hakları bulunduğunu ifade etmekte, çocukların çalışmamaları, istismar edilmemeleri gerektiğini belirtmektedir. Çocuk olarak tanımlanan bu yaş grubundakilerin çalışma yaşamı içinde yer almamasına işaret edilmektedir. Ayrıca Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) En Düşük Çalışma Yaşına İlişkin 138 No.lu Sözleşme (1973) hükümlerine göre en küçük çalışma yaşı 15’dir. Ülkemizde gerek Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi gerek ilgili ILO sözleşmesini imzalayarak çocuk tanımını yasal olarak onaylamıştır. Buna karşılık birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de çocuklar çalışma yaşamında yer almakla olup hatta olumsuz koşullarda çalışmaktadırlar.
Çocuklar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ailelerine ekonomik katkı sağlamak amacıyla bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimlerini aksatan işlerde çalışırlar ve çalışan bu çocukların büyük çoğunluğu ücretsiz çalıştırılmaktadır. Özellikle kayıt-dışı sektörlerin aile işletmeleri niteliği taşıması, çok küçük üretim birimleri olması ve işyerlerinin herhangi bir kayda tabi olmadan üretim faaliyetlerinde bulunması, bu işyerlerinde aile üretimine katkıda bulunmak üzere yoğun bir biçimde çocuk emeğinin sömürülmesine olanak sağlamaktadır. Bu çocukların küçük bir kısmı eğitim ve çalışmayı bir arada yürütürken, çok daha büyük kısmı her seviyedeki düzeydeki eğitimi terk ederek aile bütçesine katkıda bulunmak için ücretsiz aile yardımcısı olarak yoğun bir şekilde üretken olmayan işlerde istihdam edilmektedir (Bilir 2004, Güloğlu 2005).
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre ücretsiz aile işçisi; aile fertlerinden bir ya da birkaçının sahip olduğu işletmelerde herhangi bir ücret almaksızın çalışan aile bireyi olup bu kişiler ancak eş, çocuk, anne, baba, amca vb. akrabalar olabilir şeklinde tanımlanmaktadır (TÜİK). Tarım işi böyle bir birim olarak kabul edilmekte olup ücretsiz aile işçileri en çok bu sektörde istihdam edilirler. Tarım ailesi olarak çalışan birçok kişi aile reisi, serbest meslek kabul edilirken geri kalanı (kadın ve çocuklar) ücretsiz aile işçisidir. Küçük alanlarda yapılan tarım işleri çoğu kez aile işletmesi şeklinde olduğundan genellikle ailenin bütün bireyleri çalışmak durumunda olup, birçok ülkede tarım çalışanları ücretsiz aile işçisidir (Etiler 2011). Ürün miktarı üzerinden ödeme yapılan plantasyonlarda, çocuklar, aile biriminin bir parçası olarak, ailenin toplam kazancını arttırmak için çalıştırılmaktadırlar. Tarım ve kırsal alanda çalışan çocukların, ücretsiz aile işçisi olarak istihdamı da son derece yaygın bir istihdam biçimidir (Eurofound 2007, Karakoyun 2007).
TÜİK’in 2006 tarihli Çocuk İşgücü Araştırmasına göre, 6-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 16 milyon 264 bindir. 6-17 yaş grubundaki çocukların 958 bini çalıştırılıyor. Bunların 420 bini ücretsiz aile işçisi, 392 bini tarım işçisi konumundadır (TÜİK, 2006). Tarımda 392 bin çalıştırılan bu çocuklar da, tıpkı anneleri gibi, ücretsiz aile işçisi konumundadırlar. TÜİK Şubat 2011 verilerine göre ücretsiz aile işçilerinin %92’si kayıt dışı, tarımdaki ücretsiz aile işçilerinin %95’i kayıt dışıdır (TÜİK, 2011). Bu durum, kayıt dışılığın daha çok kırsal bölgelerde tarımsal faaliyetlerle uğraşanlarda, özellikle de ücretsiz aile işçilerinde yoğunlaştığını göstermektedir.
Ücretsiz Aile İşçisi Çocuklar ve Sorunları Ücretsiz aile işçiliği, yalnızca tarımsal üretimle de sınırlı değildir. Çocuklar, oturduğu konuta yakın yerde çalışan anne-babanın çalıştığı işletmelerde, ebeveynleri ile birlikte çalışabilmektedirler. Dünyanın çeşitli bölgelerinde çocukların genel olarak çalıştırıldıkları alanlar; ev hizmetlerinde, bağlı iş gücü, seks ticareti ve istismar, endüstri ve çiftlik, sokak satıcılığı, aile ile birlikte çalışmadır (NDWM 2010).
Çocuk işçiliği, fakirlikle ilişkili olup, çocukların çalışmasında toplumsal, ekonomik, politik etkenler önemli rol oynamaktadır. Özellikle bu çocukların geldikleri ailelerin davranışlarında ekonomik faktörlerin belirleyici olduğu bir gerçektir (Yıldız 2007). Az gelişmiş ülkelerde, çocuklar, ailelerinin geçimlerine yardım etmek için çalışmaktadır. Her gün, hem zengin hem de fakir ülkelerde fark etmeksizin, milyonlarca çocuk günlerini, yemek yaparak, temizlik yaparak ve kendilerinden daha küçük olmayan çocukların bakımı, bahçe işleri gibi yetişkinlerin her dediğini yapmaya hazır bir şekilde çalışarak geçirmektedir. Ev hizmetçisi olarak adlandırılan bu çocuklardan bazıları aile yanında, bazıları ayrı evlerde de çalıştırılmakta; çoğu emeğinin karşılığını çok az almakta ya da alamamakta; yemek ve barınma karşılığında çalışmaktadırlar. ILO’ya göre, ev hizmetleri, gerçek değerinin altında gösterilmektedir. Çünkü özellikle kadının doğuştan görevi, toplumsal rolü olduğu varsayılmakta; ek bir beceriye gerek olmadığı kabul edilmektedir. 16 yaşın altındaki kız çocuklarının çoğunun, diğer iş kollarından daha çok, yaygın bir şekilde ev işlerinde çalıştırıldıkları belirtilmektedir (NDWM 2010).
Ücretsiz Aile İşçisi Çocukların Sorunları
Milyonlarca çocuk, çocukluk çağını yaşamadan, temel gereksinimleri giderilmeden, çok erken yaşlarda, çalışma yaşamına atılmaktadır. Çocuğun oynamak, öğrenmek, hayal kurmak, dinlenmek, özgürlüğünü sınırsız ve baskısız yaşamak için zamana, mekana ve fırsata duyduğu gereksinme, çalışma yaşamına girmesi ile sınırlanmaktadır. Çalışan çocuklar çoğu kez çocukluklarını yaşayamamaktadırlar. Ağır ve sağlıksız çalışma koşullarıyla, bedensel gelişimleri kadar ruhsal ve sosyal gelişimleri olumsuz etkilenmektedir. Sokakta, tarlada ya da çeşitli atölyelerde çalışan çocuklar, çalışma esnasında, çeşitli ihmal ve istismar biçimleriyle karşılaşmaktadır (Yıldız 2007, Bilir 2004). Ücretsiz aile işçisi olan çocukların hareket edebilme özgürlükleri, aileleri ve arkadaşları ile iletişime geçebilmeleri, okula devam veya buna benzer hizmetlere erişimleri çalışma şartları aileye bağlıdır. Onların bu şekilde izole edilmeleri gerektiğinde yardım kaynaklarına ulaşmalarını, hem de bu hizmetleri gören sömürü ve istismara uğrayan çocuklara ulaşmayı engellemektedir (Karadoğan 2010).
Sağlık Riskleri
Değişik sektörlerde, ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocuklar, sektöre özgü birçok sağlık riski ile karşı karşıyadır. Çocuklar, özellikle iş kazası bakımından, yetişkinlere göre daha fazla risk altındadır. Çocuk, fizik güç olarak yetişkin kişiye oranla daha zayıftır ve yapacağı tehlikeli bir hareketin sonucunun önemini yeterince kavrayamamaktadır. Ayrıca çocuklar oyun eğilimi nedeniyle yaptığı işe gereken önemi veremez. Bazen de çocuk, kendisini kanıtlama çabası ile riskli davranışlarda bulunabilmektedir. Bu özelliklerinden dolayı çocuklar, kazalara daha sık maruz kaldığı için, çalışma ortamında savunmasız grup olarak kabul edilmektedir (Bilir 2004).
Ücretsiz aile işçisi olarak, en çok tarım sektöründe ve evde çalışan çocuklarda çok farklı sağlık riskleri bir arada olabilmektedir. Tarımda ve evde ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocuklarda akut ve kronik zehirlenmeler, motorlu araç kazası, madde bağımlılığı, suç işleme eğilimi, uzun çalışma saatleri, ortamın iklim koşulları, taciz, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, istenmeyen gebelikler, psikolojik travma gibi bir çok sağlık riski olabilmektedir (Bakırcı 2011, Bilir 2004). Ayrıca çalışan çocuklar, daha düşük sağlık düzeyine sahip olup, beslenme sorunları, malnütriyon, uzun dönemde psikososyal gelişimlerinde bozulma, işyerindeki araç ve gereçlerin çocuklar için ergonomik olmamasından kaynaklanan kazalar ve kas iskelet sistemi sorunları daha sık görülebilmektedir (Bilir 2004).
Tarım alanında, işlerin yoğunlaştığı ekim ve hasat dönemlerinde çalışma süresi çok uzun olabilir. Bu süre çoğu zaman gün doğumundan akşam güneş batıncaya kadar olmak üzere 12-16 saat sürebilir (Bilir 2004). Bu alanda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocuklarda, uzun çalışma saatlerinde, ağır yük kaldırma ile gelişimsel bozukluklar, böcek ısırmaları, sıcak çarpması, içme kullanma suyu yetersizliği ile enfeksiyon ve paraziter hastalıklar, pestisitlere bağlı zehirlenmeler, mantar zehirlenmeleri, ergonomik olmayan araç-gereçler nedeniyle yaralanmalar, traktörden düşmeler, atlardan düşme gibi iş kazaları daha sık yaşanmaktadır (Bilir 2004, O’neıll 2005).
Tarım işçilerinin yaşadıkları ve çalıştıkları ortamların uygunsuzluğu, özellikle gezici tarım işçileri için büyük sorunlar oluşturmaktadır. Çevre hastalıklarının, başta su, gıda ve barınma güvenliğinin olmamasından kaynaklı enfeksiyon hastalıkları, özellikle çocuklarda daha sık ortaya çıkmaktadır (Bakırcı 2011). Göçmen tarım çalışanı ailelerin çocukları da, evsizlik, yoksulluk, eğitim yetersizliği, psikososyal ve gelişimsel riskleri de sık sık deneyimlemektedirler (Hansen 2003). Tarımda çalışanların tamamına yakınının koruyucu iş sağlığı hizmetlerine ulaşamaması da özellikle temel iş sağlığı hizmetleri açısından en önemli eksikliklerden birini işaret etmektedir.
Ev işlerindeki ücretsiz aile işçisi olan çocuklar ise keskin aletler, sıcak ütü, kaynar su, elektrikli cihazları ve temizlik amaçlı kimyasalları kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Bunların kullanımında, genellikle eğitimsiz olup, koruyucusuz kullanma yaygındır ve en çok zehirlenmeler, yanıklar, elektrik çarpmaları ve yaralanmalar meydana gelmektedir (NDWM 2010).
İstismar ve Şiddet Riski
Çocuklar, çalışma ortamında sık sık sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar. Sözlü şiddet biçimlerinden en çok alay etme, aşağılama, hakaret etme, bağırma, küfretme, fiziksel şiddet biçimlerinden dayak atma, tekmeleme, sıkıştırma, aşırı çalıştırma, yemeksiz bırakma görülmektedir (Karadoğan 2010). Kız çocukları evde, sokakta veya çalıştığı yerdeki kişiler tarafından cinsel tacize sıklıkla maruz kalmaktadırlar. Bu tür istismar durumlarında çocuklarda ağır psikososyal sorunlar hatta intihar olayları yaşanmaktadır.
Eğitimsiz Bırakılma Riski
Çalışmak zorunda kalan çocukların büyük çoğunluğu, yeterli eğitim olanaklarına sahip değildir. Öncelikli olarak yapacağı iş, ön planda tutulmakta; arta kalan zaman eğitim için ayrılmaktadır. Ancak tamamen eğitim hakkından yoksun olan çalışan çocuk sayısı da küçümsenmeyecek kadar çoktur. Genellikle kırsal alanda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocukların bir kısmının, eğitime ulaşma olanaklarına el konulmuştur. Okul harcı, kitaplar, üniforma ve ulaşım maliyetleri gibi sorunlar bu durumu daha da zorlaştırmaktadır. Eğitimden alınarak kardeşlerine bakmak zorunda bırakılan ve aşırı iş yükü nedeniyle ders çalışmaya fırsat bulamayan çocuklar eğitim şanslarını yitirmektedir (Karadoğan 2010).
Derik Belediyesi’nin, mevsimlik kadın işçilerle yaptığı bir araştırmada, 81 aileden 51’inin okullar kapanmadığı halde, çocuklarını da kendileriyle birlikte, işgücü olarak çalışmaya götürdükleri; çocukların da okul döneminde işe gitmek zorunda kaldıkları ve bu nedenle sürekli derslerinden geri kaldıkları; işe gitmeyen arkadaşlarıyla eğitim düzeyleri arasında çok büyük bir farkın oluştuğunu belirtmişlerdir (www.derik.org).
Sonuç
Çalışan çocuklar, önemli toplumsal sorunlarımızdan biri olmakla beraber, aynı zamanda yoksulluğun da göstergesidir. Gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca çocuk ücretsiz aile işçisi olarak çalıştırılmaktadır. Aynı yaştaki arkadaşları çocukluklarını özgürce yaşarken, okullarda eğitim alırken çalıştırılan çocukların böyle bir şansı az olmaktadır. Eğitim alamayan çocuklar genellikle çalışan çocuklardır. Onun için de toplumsal yaşama katılımları da sınırlı alanlarda olmaktadır. Çalışma yaşamına ilişkin yeterli bilgi ve beceriye sahip olmayan çocukların sağlık riskleri artmakta ve iş kazalarında yaralanan ya da ölen çocuk işçilerin sayısı, tüm kayıt dışı tutma çabalarına karşın önemli rakkamlara varmaktadır. Çalışma yaşamına çocuk yaştaki bireylerin katılmaları, insan haklarına aykırıdır.
Çocuk emeğinin sona erdirilmesi için tüm topluma ve devlete önemli görevler düşmektedir. İlk hedef, sosyal güvenliğin toplumun her bireyini kapsayacak şekilde ve insanca yaşama elverecek düzeyde olanaklar sağlamasıdır. Bu sağlanana kadar, ister ücretle çalışsın ister ücretsiz çalışsın, isterse okul dışı zamanlarda gelir elde etmeye çalışsın, tüm çocukları her türlü tehlikeden esirgeyecek önlemleri almak zorundayız.
Kaynaklar
-Bakırcı, Nadi (2011), Tarımda Çalışanların Sağlığı Ve Güvenliği. Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, Ocak, Şubat Mart 2011, 7-12.
-Bilir, Nazmi, Yıldız Naci. (2004), İş Sağlığı ve Güvenliği. Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara.
-Etiler, Nilay (2011), Tarımda Kadın Emeğine Kısa Bir Bakış. Mesleki Sağlık Ve Güvenlik Dergisi, Ocak, Şubat Mart 2011, 27- 30.
-Güloğlu, Tuncay (2005), “The Reality of Informal Employment in Turkey” Visiting Fellow Working Papers. Paper 9. http:// digitalcommons.ilr.cornell.edu/intlvf/9
-Hansen, Eric. Donohoe, Martin (2003), Health Issues Of Mıgrant And Seasonal Farmworkers. Journal Of Health Care For The Poor And Underserved • Vol. 14, No. 2.
-Karadoğan, Emirali (2010), Çocuk Ev Hizmetçisi: Tehlikeler, İstismar. Çalışma Ortamı, Kasım Aralık, 2-4.
-O’neıll, H. David (2005), Kırsal Kesimde Mesleksel Güvenlik ve Sağlık, Çalışma Ortamı Dergisi, Eylül – Ekim Sayı: 82. -Yıldız, Özkan (2007), Çalışan Çocuklar: ‘Sorun’ mu? ‘Çözüm’ mü? Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 6(2):134- 143.
-Eurofound, EWCO , (2007). Unpaid work prevalent in agricultural sector. http://www.eurofound.europa.eu/ewco/2007/02/ RO0702099I.htm (Erişim 20. 04.2011)
-NDWM, (2010). Child Domestic Workers, http://www.ndwn. org/about-dw/child-dw.asp
-http//:www.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?…report… tanımlar
-Çocuk İşgücü Araştırması. Haber bülteni. Sayı 61. 20 Nisan 2007 http://
www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=482 (erişim15.05.2010.
www.derik.bel.tr/bilgi57-PELJINDEN-BILIMSEL-CALISMA. Htm

* Öğr. Gör., Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu

(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , , ,

Arşivler