Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin Güncel Durumu Hakkında Kısa Bir Not: Kayıt Dışılaşma ve Çalışma Ortamının Kötüleşmesi

Türkiye’de çocuk işçiliği konusunda ulusal ölçekte yapılan son araştırma TÜİK’in 2013 tarihli “Çalışan Çocuklar” araştırmasıdır. Ancak bu araştırmanın bulguları, Türkiye’nin yakın dönemde yaşadığı ekonomik, sosyal, siyasal dönüşümler karşısında çocuk işçiliğinin güncel görünümünü yansıtmaktan uzaktır. Tek başına 2011 sonrası yaşanan Suriyeli göçü, Türkiye’nin çocuk işçiliği sorununa yeni boyutlar katmıştır (Uyancı- Semer vd., 2017:3). Ulusal ölçekte bütün yaş gruplarını kapsayan güncel bir araştırmanın yokluğunda çocuk işçiliğinin nicel boyutuna ilişkin temel veri kaynakları TÜİK’in hanehalkı işgücü anketleri ve SGK’nın sigortalı istatistikleridir. Ancak bu istatistikleri incelerken iki olguyu göz önünde bulundurmak gerekir. Birincisi, bu istatistikler sadece 15 yaş ve üzeri işgücüne ilişkin bilgiler sağlamaktadır. Oysaki Türkiye’de çalışan çocukların üçte biri, 6-14 yaş aralığındadır ve bu yaş grubundaki çocuk işçilerin sayısı özellikle tarımda artma eğilimindedir (TÜİK, 2013). İkincisi, aynı yaş grubuna ilişkin veri sağlamakla birlikte, iki kurumun istatistiklerinin içeriği ve kapsamı da önemli ölçüde farklıdır. SGK sigortalı istatistikleri yalnızca ücretli statüde kayıtlı çalışanları kapsamaktadır. TÜİK istatistikleri ise kayıtlı ya da kayıt dışı her türlü ekonomik faaliyeti kapsamaktadır. Bu kapsamda TÜİK verileri SGK verilerine göre çok daha geniştir.
Grafik 1. TÜİK ve SGK İstatistiklerine Göre Çalışan Çocuk Sayıları


Her iki kurumun (TÜİK ve SGK’nın) verilerine göre, Türkiye’de çalışan çocuk sayısı azalmaktadır. Grafik 1’de görüldüğü gibi 2017 yılında çalışan çocuk sayısı SGK istatistiklerine göre bir önceki yıla oranla 74 bin, TÜİK istatistiklerine göre 30 bin civarında azalmıştır. TÜİK verileri temel alındığında son üç yılda çocuk işçi sayısında zayıf da olsa bir azalma eğilimi görülmektedir. SGK verileri de 2016 yılı hariç TÜİK’le uyumlu bir düşme eğilimi sergilemektedir. Ancak TÜİK ve SGK verilerinin birlikte değerlendirilmesi, çalışan çocuk işçi sayısındaki azalmaya rağmen, Türkiye’nin çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda olumlu sinyaller vermediğini göstermektedir. Tersine, çocuk işçiliği sorunu derinleşmekte, çocukların çalışma ortamı ve çalışma koşulları ağırlaşmaktadır.
1. Çocuk İşçiliğindeki Azalma Yanıltıcı
Türkiye’de işgücü, istihdam, iş kazası gibi konulardaki resmi istatistikler göçmenleri kapsamamaktadır. Oysa Türkiye’de, Akpınar’ın (2009) ortaya koyduğu gibi, çok uzun zamandır göçmen emeğinden yaygın bir şekilde yararlanılmaktadır. Özellikle 2011 sonrası gerçekleşen Suriyeli göçmen sayısındaki artış, Türkiye işgücü piyasasını radikal bir şekilde dönüştürmüştür. Suriyelilerle birlikte, Azeri, Gürcü vd. göçmen grupları tarım, inşaat, tekstil ve konfeksiyon gibi sektörlerde yaygın bir şekilde düşük ücretlerle kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. Pek çok alan araştırması, olağanüstü koşullarda yaşam mücadelesi veren göçmen hanelerin çocuklarının da çalışmak zorunda kaldığını göstermektedir. Kalkınma Atölyesi (2016a, 2016b), pamuk, narenciye, antep fıstığı, sebze kayısı gibi işlerde göçmen çocukların yaygın bir şekilde kullanıldığını ortaya koymaktadır. Bugün, tarımsal üretimde belli işler neredeyse tümüyle mevsimlik yabancı göçmen işçiler tarafından yapılır hale gelmiştir. Alan araştırmaları, atölyelerde-tarlalarda yabancı göçmen çocuk işçilerin neredeyse haftanın her günü 12-15 saat çalıştırıldığını ortaya koyarken, resmi istatistiklerde bu işçileri görmek mümkün değildir. Türkiye’deki göçmen nüfusun büyüklüğü dikkate alındığında, işgücü piyasasına ilişkin hesaplamalarda göçmenleri dikkate almayan her veri yanıltıcıdır. TÜİK ve SGK istatistikleri göçmen çocukları kapsamadığı için, Türkiye’de çalışan çocuk işçi sayısındaki azalma da yanıltıcıdır. TÜİK ve SGK istatistiklerinde görülen çocuk işçiliğindeki azalmanın olası kaynağı işletmelerin yaygın bir şekilde göçmen istihdamına (belirli sektörler için özellikle göçmen çocuk) yönelmiş olmalarıdır. Bu bağlamda çocuk işçiliğindeki gerileme devletin çocuk işçiliğini önlemeye yönelik politikalarından ziyade, her türlü güvence ve korumadan yoksun göçmen işgücünün yerel işgücünü ikame etmesinden kaynaklanıyor olma olasılığı yüksektir.
2. Çocuk İşçiliğinde Kayıt Dışılaşma Olgusu
Göçmen çocuk işçileri analiz dışı bıraksak bile TÜİK ve SGK verileri, çocuk işçi sayısındaki azalmaya rağmen Türkiye’nin çocuk işçiliği sorununun derinleştiğini ve daha da yakıcı bir hal aldığını göstermektedir. Şöyle ki, SGK’nın çocuk işçiliğine ilişkin verileri, sadece sigortalı olarak çalışan çocukları kapsamaktadır. Buna göre, 2017 yılında çocuk işçi sayısı sert bir düşüşle %53 oranında azalmıştır. 18 yaş altı sigortalı çocuk işçi sayısındaki azalma 74 bindir. Sigortalı sayısındaki azalma (74 bin), 2017 yılında çalışan sigortalı çocuk sayısından (66 bin) daha fazladır.
Grafik 2. SGK 18 Yaş Altı Sigortalı Çocuk Çalışan Sayısı (bin)


TÜİK 2017 verilerine göre ise Türkiye’de 15-17 yaş grubunda 678 bin çalışan çocuk bulunmaktadır ve 2017’de çocuk çalışan sayısındaki azalma 30 bindir, azalma oranı yalnızca %4’tür.
Grafik 3. TÜİK’e Göre 18 Yaş Altı Çalışan Çocuk Sayısı (Bin)


SGK ve TÜİK istatistikleri, 15-17 yaş grubu çalışan çocuk sayısının düşme eğiliminde ortaklaşmaktadır. Ancak düşüşün nicel büyüklüğü konusunda veriler önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Daha dar bir kesimi kapsayan SGK verilere göre sigortalı (kayıtlı) çocuk işçi sayısı 74 bin azalmış olmasına rağmen, daha geniş bir kesimi kaplayan TÜİK istatistiklerinde azalma 30 binle sınırlı kalmıştır. Yani sigortalı çocuk işçi sayısı yarı yarıya azalmasına rağmen, çocuk işçiliğindeki toplam azalma sigortalı çocuk işçi sayısındaki azalmanın yarısının bile altında kalmıştır.
Grafik 4. Çalışan Çocuk Sayısında Azalma ve Kayıt Dışılaşma


Tablo 1. Çocuk İş Kazalarına İlişkin Temel Göstergeler


Kaynak: SGK İstatistik Yıllıkları.
Bu verilere göre en az 44 bin sigortalı çocuk, işgücü piyasasından çekilmemiş, daha korunaklı sigortalı işlerden tümüyle güvencesiz ve korumasız sigortasız işlere kaymıştır. Bunun anlamı açıktır: Türkiye’de çocuk emeği kayıt dışılaşmaktadır. Kayıt dışılaşma eğiliminin kalıcı olup olmadığını önümüzdeki yıllarda göreceğiz.
3. Çalışma Ortamı Kötüleşiyor
Ancak SGK verileri, çalışma ortamındaki kötüleşmenin yalnızca kayıt dışına itilen çocuklarla sınırlı olmadığını gösteriyor. Çünkü çocuk işçi sayısındaki %53 azalmaya rağmen, sigortalı çocuk işçilerin geçirdiği iş kazası artmaya devam etmektedir. SGK iş kazası istatistiklerine göre, iş kazası geçiren çocuk sayısı istikrarlı bir şekilde artmaktadır.
2017’de iş kazası geçiren çocuk işçilerin çocuk işçi sayısına oranı %4,4’ten %9,5’e çıkmıştır. Çocuk işçilerin iş kazası geçirme oranı yetişkin işçilerden bariz bir şekilde daha yüksektir. 2017 yılında iş cinayetinde ölen çocuk sayısı da 12’den 14’e çıkmıştır.
Sonuç
TÜİK ve SGK verilerini birlikte değerlendirdiğimizde, çocuk işçi sayısındaki azalmanın büyük ölçüde sigortalı çalışan çocuk işçi sayısının azalmasından kaynaklandığını görmekteyiz. Ancak sigortalı çocuk işçi sayısındaki azalma, çocukların çalışma yaşamından çıktıkları anlamına gelmemekte, çocukların kayıtlı işlerden kayıt dışı işlere geçtikleri görülmektedir. Bu daha korumasız ve güvencesiz bir çalışma ortamıyla karşı karşıya kalmaları demektir. Diğer taraftan sigortalı çocuk işçi sayısındaki azalmaya rağmen, çocukların yaşadığı iş kazası sayısının artması, çalışma ortamının sigortalı çocuk işçiler için de kötüleştiğini göstermektedir.
Çocuk işçiliği ile mücadelede, çocukların çalışma yaşamına girmelerinin geciktirilmesi ve çocuk çalış- tırılmasının önlenmesi temel politika hedefi olmalı- dır. Ancak çocuk işçiliğinin tümüyle yasaklanmadığı/ önlenmediği koşullarda işçi statüsünde çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi kısa dönemde gerçekleştirilmesi gereken acil bir ihtiyaçtır. TÜİK ve SGK verileri, gerek kayıt dışılaşma eğilimi ve gerekse çalışma ortamının kötüleşmesi konusunda güçlü veriler sunmaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de çocuk işçiliği sorunu yeni boyutlar kazanmaktadır. Çocuk işçiliği ile mücadelede sağlıklı bir eylem planına rehberlik edecek, göçmen çocuk işçileri de kapsayacak geniş kapsamlı bir araştırmaya ihtiyaç vardır. TÜİK’in Çalışan Çocuklar anketinin genişletilerek yenilenmesi acil bir ihtiyaçtır.
Kaynaklar
TÜİK (2013) Çalışan Çocuklar 2012, Ankara: TÜİK.
Uyancı-Semer, Pınar ve diğerleri (2017) Çalışan Çocuk Bağcılar ve Küçük Çekmece Pilot Araştırması, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi
Akpınar, Taner (2009) Türkiye’ye Yönelik Düzensiz Göçler ve Göçmenlerin İnşaat Sektöründe Enformel İstihdamı, Ankara Üniversitesi SBE Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Kalkınma Atölyesi (2016a) Yoksulluk Nöbetinden Yoksulların Rekabetine, Ankara: Kalkınma Atölyesi.
Kalkınma Atölyesi (2016b) Bereketli Topraklar, Zehir Gibi Yaşamlar, Ankara: Kalkınma Atölyesi.
SGK, İstatistik Yıllıkları 2014-2017, http://www.sgk.gov. tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/sgk_istatistik_yilliklari
(*) Dr., Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü

Tags: , , ,

Arşivler