“Tarımda çocuk emeğinin hane içinde yeniden üretimi: Adıyaman tütün işçiliği örneği” başlıklı doktora tezi üzerine birkaç not[1]

Taner Akpınar

1990’ların başlarından itibaren, uluslararası kuruluşlar tarafından, küresel ölçekte, çocuk işçiliği sorunu ile bir mücadele seferberliği başlatılmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1992 yılında uygulamaya konulan Çocuk İşçiliğini Yok Etme Uluslararası Programı (International Programme on the Elimination of Child Labour-IPEC) bu sefereberliğin miladı olarak kabul edilebilir. Ancak, aradan geçen onca zamana rağmen gelinen noktada çocuk işçiliğin yok edilemediği gerçeği göz önüne alındığında, bu seferberliğin kağıt üzerinde kaldığını söylemek abartılı olmaz. Türkiye IPEC kapsamına alınan ilk ülkelerden biridir. Türkiye özelinde çocuk işçilik sorununa bakıldığında, resmi verilerin gerçek nicel durumu yansıtmadığı, yapılan araştırmaların ciddi kuramsal ve yöntemsel kusurlarla malul olduğu ve geliştirilen çözüm önerilerinin dilek/temenni niteliğinden öteye geçemediği görülmektedir.[2]

Aslı Kaykısız’ın “Tarımda çocuk emeğinin hane içinde yeniden üretimi: Adıyaman tütün işçiliği örneği” başlıklı doktora tezi, çocuk işçilik bakımından çok daha temel bir soruna işaret ediyor, o da henüz Türkiye’de çocuk işçiliğin bütün biçimlerinden habardar dahi olmadığımızıdr. Tütün üretiminde çocuk işçiliği olgusunu irdeleyen bu tez çalışmasından önce, bu sektörde çocuk işçiliğin varlığını gündeme getiren araştırmalara rastlamak pek de olası değildir.

Kaykısız’ın araştırması yalnızca tütün üretiminde çocuk işçiliğin varlığına dikkat çekmiyor, tütün üretiminin çok yaygın olduğu illerin başında gelen Adıyaman’da gerçekleştirilen saha araştırması bulgularıyla olguyu etraflıca inceliyor.   

Çocuk işçilik olgusunu sınıfsal bir sorun olarak gören Kaykısız, liberal, işlevselci ve kültüralist yaklaşımlarla araya mesafe koyarak politik ekonomik bir yaklaşım benimsiyor. Bu bağlamda, ilk olarak, hem Osmanlı’dan beri tütün politikalarının hem de çocuk işçilik olgusunun izini sürüyor. Sonrasında, uzun bir tarihsel geçmişten sürüp getirdiği izin onu götürdüğü Adıyaman’a giderek, burada güncel durumu derinlemesine ele alıyor. Kaykısız, hem devletin, ulusötesi ve ulusal sermaye çevrelerinin, büyük ve küçük toprak sahiplerinin, topraksız köylülerin ve ücretli işçilerin dahil olduğu çıkar çatışmalarından ve birlikteliklerinden oluşan girift ilişkileri çözümlüyor, hem de tütün tarlalarındaki üretim ve emek sürecinin ayrıntılı bir betimlemesini sunuyor.

Kaykısız, çocuk işçilik olgusunun da tütün üretiminde yaygın ve yerleşik bir emek kullanım biçimi olduğunu, 6-7 yaşından itibaren çocukların bu alanda çalıştığını, çocukların sabah saat 4’te kalkıp tütün tarlasının yolunu tuttuğunu ve 10 saat boyunca çalıştıklarını gözler önüne seriyor. Çocuk işçiliğin, tütün üretiminde ücretsiz aile işçiliği ve ücretli işçilik olarak iki temel biçimde var olduğunu belirtiyor. Tütün üretiminde yetişkinlerle birlikte onlarla aynı işleri yapan çocukları da, yaşları ve fiziksel özellikleri nedeniyle görece daha hafif işleri yapan çocukları da gördüğünü söylüyor.

Çocuk işçilik sorunu günümüzde neredeyse bütünüyle uluslararası kuruluşlar tarafından fonlanan sivil toplum kuruluşlarına bırakılmış/terk edilmiş durumdadır. Uluslararası kuruluşlar yalnızca parasal destek sağlamakla yetinmeyip sorunun kavramsal ve kuramsal olarak nasıl ele alınması gerektiğini de peşinen belirlemektedir. Buna göre hareket eden sivil toplum kuruluşlarının alanda yaptığı çalışmalar çocuk işçilik sorununun yok edilmesinde etkisizdir hatta bu sorunun varlığını meşrulaştırıcı bir işlev görmektedir. Çocuk işçiliği sorunu ile gerçekçi ve samimi bir mücadele seferberliği başlatılacaksa, bu, her şeyden önce, politik ekonomik bir bakış açısıyla, sorunun nicel ve nitel olarak ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda, özellikle, Kaykısız’ın yaptığı gibi, çocuk işçiliğin bugüne kadar görmezden gelinmiş olan biçimleri de görünür kılınmalıdır. Böylesi bir seferberliğin, yazının başında sözü edilen seferberlikle ve onun oluşturduğu anlatı/söylem/ vb. ile bir hesaplaşmaya girmesi de kaçınılmazdır.  

 


[1] Söz konusu doktora tezi, Aslı KAYKISIZ tarafından, 2023 yılında, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı’nda tamamlanmıştır.

[2] Fişek Enstitüsü (2020). 2019 Yılı Çocuk Emeği Değerlendirme Notu. Çalışma Ortamı, Sayı 162: 6-9. https://fisek.org.tr/ciraklik-sistemi-raporu-yayinlandi/

Tags: ,

Arşivler