SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU AÇISINDAN COVID-19

 

Bu yazıda, Covid-19’un farklı sigorta kolları açısından ortaya çıkarabileceği durumlar, farklı sigortalılar açısından incelenecektir.

 

  1. Covid-19 ve Kısa Vadeli Sigorta Kolları
  2. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası

4/I,a kapsamındaki sigortalılar: Genel olarak iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanlar olarak ifade edebileceğimiz bu sigorta grubu açısından öncelikle iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolu ele alınmalıdır. 5510 sayılı yasanın 13.maddesi hangi durumlarda meydana gelen kazanın iş kazası sayılacağını düzenlemektedir. Buna göre; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada; işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle; bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda; Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda; Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

 

Eğer sigortalı, Covid-19 virüsüne yukarıda sayılan durumlardan birinde yakalanıyorsa ve bunu ispat edebiliyorsa hastalık iş kazası sayılacaktır. Özel bir hastanede doktor ya da hemşire olarak çalışan ve Covid-19 hastalarını tedavi eden bir 4/I,a sigortalısının virüsü kapması durumu bu alanda verilebilecek en açık örnektir.

 

Örnekler çoğaltılabilir; işyerinde yakın çalıştığı kişilerden birinin Covid-19 pozitif olduğu, kendisinin de bu kişi ile temas dolayısıyla hastalığa yakalandığı tespit edilebiliyorsa bu durumu iş kazası olarak saymak gerekir. Burada belli bir ispat zorluğu olduğu açıktır. Ancak iş kazasına yakalandığını iddia eden kişinin işyeri dışındaki sosyal çevresinde, özellikle aynı evde yaşadığı aile bireylerinde hastalık tespit edilmemekteyse, güçlü olasılık olarak işyerinde virüse maruz kaldığı kabul edilebilir. Benzer şekilde işyerine gidiş-geliş sırasında kullanılan servis araçlarında sosyal mesafe kuralına uyulmadığı, bu nedenle servis içinde birlikte seyahat eden kişilerde virüsün tespit edilmesi de iş kazası olarak değerlendirmeye uygun olacaktır. İnşaat işyerlerinde ya da işçilerin iş yapılan alanda konteynır ya da yatakhanelerde kalmaları, dışarı ile temaslarının bulunmaması durumunda, işyerinde iken Covid-19 hastalığına yakalanmaları iş kazası olarak kabul edilmelidir. Bu son örnekte işçilerin dışarı ile teması olmadığından virüse ancak işyeri ortamında maruz kaldıkları açıktır.

 

İş kazası tespit edildikten sonra işverenin Kanunun 13.maddesi uyarınca kolluk kuvvetlerine ve Kuruma bildirimde bulunması gerekmektedir.

 

Covid-19’un meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağı da değerlendirilmelidir. Meslek hastalığı, işin yürütüm şeklinden ya da sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir. İş kazası aniden veya çok kısa bir zaman aralığı içinde meydana gelen bir olay sonucu ortaya çıkmakta iken meslek hastalığında zarar verici etkene zaman içinde, sürekli tekrarlanan bir şekilde maruz kalınmakta ve sağlıktaki bozulma yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Covid-19 hastalığı meslek hastalığı tanımına uymamaktadır.

 

İş kazası tanımında geçen durumlardan birinde Covid-19’ a yakalanarak iş kazası geçirdiği kabul edilen sigortalı, tedavi altına alındığı günden itibaren geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanır (md 18). Bu ödenekten yararlanabilmek için sigortalının belli bir süre çalışmış olması (sigortalılık süresi) ve belli süre prim ödemiş olması aranmaz. Geçici iş göremezlik ödeneği sigortalı tamamen iyileşene kadar ödenir.

 

Şayet gördüğü tedavi sonrasında meslekte kazanma gücünün %10 ve daha fazla oranda azaldığı Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilirse sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri de bağlanır (md 19). Sigortalı daha sonra çalışmaya devam edebilir, çalışmaya başladığı için sürekli iş göremezlik geliri kesilmez.

 

Eğer sigortalı, iş kazası kapsamında değerlendirilen Covid-19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybederse hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından gelir bağlanır. Hak sahipleri sigortalının eşi, çocukları ve anne-babasıdır. Ayrıca hak sahiplerine cenaze ödeneği ve gelirden faydalanan kız çocuklarının evlenmeleri nedeniyle gelirlerinin kesilmesi durumunda talepleri halinde iki yıllık gelir tutarı peşinen evlenme ödeneği olarak ödenir (md 37).

 

Sigortalının Covid-19’a yakalanmasında işverenin kusuru varsa, örneğin işyerinde Covid-19’a karşı hiçbir önlem alınmadan çalışmaya devam edilmiş ve bunun sonucunda aynı işyerinde pek çok kişi hastalığa yakalanmışsa veya İçişleri Bakanlığı genelgesi kapsamında kronik hastalığı olan (astım-KOAH-yüksek tansiyon vb) olduğu için sokağa çıkma yasağı kapsamında bulunan kişileri çalıştırmaya devam etmiş ve bu kişiler hastalığa yakalanmışsa SGK, sigortalı ve/veya hak sahiplerine yaptığı ödemelerin ilk peşin sermaye değeri ile sınırlı olmak kaydıyla kusuru oranında işverene rücu hakkını kullanır (md 21). Şayet sigortalı süresi içinde Kuruma bildirilmemiş ve bu arada iş kazasına maruz kalmışsa, SGK 5510 sayılı Kanunun 23.maddesi uyarınca işverenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın rücu hakkına sahiptir.

 

5510 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca kısmen sigortalı sayılarak iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile ilişkilendirilen kişiler, örneğin çıraklar, ceza infaz kurumları ile tutukevlerindeki atölyelerde çalışan hükümlü ve tutuklular, Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitime katılan kursiyerler açısından da yukarıdaki açıklamalar geçerlidir.

 

4/I,b kapsamındaki sigortalılar; 5510 sayılı yasanın 4/I,b kapsamında sigortalı olanlar (bağımsız çalışanlar) 13.madde uyarınca yürütmekte olduğu iş nedeniyle bedenen veya ruhen engelli hâle gelirlerse iş kazası geçirmiş sayılırlar. Örneğin muayenehanesinde hizmet veren bir diş hekimine, tedavi ettiği bir hastasından Covid-19 bulaşmışsa bu 4/I,b sigortalısı olan diş hekimi için iş kazası sayılacaktır. 5510 sayılı yasa, 4/I,b sigortalısının ancak yatarak tedavi görmesi durumunda geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilmesine olanak tanımaktadır. Ödenekten yararlanabilmenin diğer şartı ise 4/I,b sigortalısının kendi sigortalılığı nedeniyle Kuruma GSS dahil pim ve prime ilişkin borcunun bulunmamasıdır. Yakalandığı hastalık nedeniyle meslekte kazanma gücünde %10 ve daha üzerinden bir oranda azalma olduğu Kurum Sağlık Kurulu raporu ile belirlenen 4/I,b sigortalısına, Kuruma kendi sigortalılığı nedeniyle GSS dahil prim ve prime ilişkin borcu olmaması kaydıyla sürekli iş göremezlik geliri de bağlanır.

 

İş kazası kapsamında değerlendirilen Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmesi durumunda hak sahiplerine gelir bağlanır. Hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için de 4/I,b sigortalısının, Kuruma kendi sigortalılığı nedeniyle GSS dahil prim ve prime ilişkin borcunun olmaması zorunludur (md 20/4).

4/I,b sigortalısına ve/veya hak sahiplerine yapılan ödemelerin ve bağlanan gelirin Kurum tarafından üçüncü kişilere rücu olanağı Kanunun 21/4.fıkrasında düzenlenmiştir. Bağımsız çalışan sigortalıya virüsü bulaştıran kişi kusurlu ise SGK, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir. Yukarıda verdiğimiz örnek üzerinden açıklamak gerekirse, diş hekimine tedavi için giden ve kendisinde Covid-19 olduğunu bilmesine rağmen diş hekimini uyarmayan kişi kusurludur. Bu durumun tespiti halinde SGK’ya karşı kusuru oranında rücuan sorumlu tutulabilir. Ancak kişinin kendisinde virüs olduğunu bilmeden tedaviye gitmesi ve diş hekimine bulaştırması durumunda kusurundan söz edilmeyecektir. Bu durumda SGK’nın rücu hakkı da doğmayacaktır.

4/I,c sigortalıları kısa vadeli sigorta kollarının kapsamında yer almamaktadırlar.

  1. Hastalık Sigortası

4/I,a kapsamında sigortalı olanlar ile 5.madde kapsamında hastalık sigortası ile ilişkilendirilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler ile Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk isçileri iş kazası sayılan haller dışında Covid-19 virüsü nedeniyle hastalanırlarsa kendilerine hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Hastalık sigortasından sadece hastalık nedeniyle çalışılamadığı için uğranılan gelir kaybını gidermeye yönelik parasal yardım yapılmaktadır. Sağlık yardımlarından ise Genel Sağlık Sigortası kapsamında yararlanırlar.

4/I,a ve 5.madde kapsamında kısmen sigortalı olup hastalık sigortası ile ilişkilendirilenler, hastalık nedeniyle (Covid-19) iş göremezliğe uğramaları durumunda iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla iş göremezliğin üçüncü gününden itibaren başlayacak geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanırlar. Geçici iş göremezlik ödeneği sigortalı tamamen iyileşene kadar ödenir.

 

Hastalık sigortasından sağlanan geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanacakların düzenlendiği 5510 sayılı yasanın 18.maddesinde 4/I,b kapsamında sigortalı olanlar sayılmadığından, bağımsız çalışanlar fiilen hastalık sigortası kapsamı dışında bırakılmışlardır.

 

Hastalık sigortasından sağlanan yardımlarla ilgili olarak Kurumun rücu hakkı yasanın 21/3.maddesinden düzenlenmiştir. Buna göre ‘Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.’ İş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili olarak yukarıda değinilen 23.madde kapsamında sorumluluk burada da söz konusu olabilir. Şayet Kuruma süresi içinde bildirilmeyen sigortalı, hastalık sigortasından yaralanması gereken bir durumla karşı karşıya gelirse Kurum gerekli ödemeleri yapar ve 21.maddedeki sorumluluk halleri aranmaksızın işverene rücu hakkını kullanabilir.

 

  1. Covid-19 ve Uzun Vadeli Sigorta Kolları

 

  1. Malullük Sigortası

 

4/I,a kapsamındaki sigortalılar: Covid-19 nedeniyle çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybettiği (Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenen raporlar ve dayandığı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucunda) Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı malül sayılır (md 25/I).

 

4/I,b kapsamındaki sigortalılar: Covid-19 nedeniyle çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybettiği (Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenen raporlar ve dayandığı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucunda) Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı malül sayılır (md 25/I).

 

4/I,c kapsamındaki sigortalılar: Covid-19 nedeniyle çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği (Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenen raporlar ve dayandığı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucunda) Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı malül sayılır (md 25/I). 4/I,c kapsamındaki sigortalılar için vazife malullüğü durumu da söz konusu olabilir. Kanunun 47.maddesinde sayılan durumlarda Covid-19 hastalığına yakalanmaları durumunda, Kanunda aranan diğer şartları da taşımaları koşuluyla, kendilerine vazife malullüğü aylığı bağlanması gerekir. Örneğin 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ilk kez çalışmaya başlayan ve devlet hastanesinde görev yapan bir doktorun hasta tedavi ederken Covid-19’a maruz kalması 47.madde kapsamında vazife malullüğü kapsamında yer alır. Anılan maddedeki diğer koşulların da sağlanması durumunda 4/I,c sigortalısında vazife malullüğü aylığı bağlanır.

 

Ortak hükümler: Malüllük sigortasından sağlanan temel yardım malullük aylığı bağlanmasıdır.

Malüllük aylığından yararlanmak için 5510 sayılı Kanunun 26.maddesi uyarınca aranan şartlar şunlardır;

  1. 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
  2. En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç̧ derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş̧ olması gerekmektedir.
  3. Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması gerekir.

4/I,b kapsamında sigortalı olanların malullük aylığından yararlanmaları için ayrıca kendi sigortalılığı nedeniyle GSS primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarını Kuruma ödemiş olmaları gerekir.

Sigortalılık süresinin hesaplanmasında 5510 sayılı yasanın 38.maddesi uyarınca 18 yaşın doldurulduğu tarihten önce geçen sigortalılık süresi hesaba katılmaz. Ancak bu dönemde ödenen primler, prim ödeme gün sayısına dahil edilir (md 38/2).

  1. Ölüm Sigortası

 

Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sigortalıların (4/I, a, b ve c bendi kapsamında sigortalı sayılanlar) hak sahiplerine (eş, çocuklar ve anne-baba) ölüm aylığı bağlanır. Ölüm aylığı bağlanması için gereken koşulları taşımayan hak sahiplerine, talepleri halinde toptan ödeme yapılır. Bu sigorta kolundan ayrıca cenaze ödeneği ve aylık almakta iken evlendiği için aylığı kesilen kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi yardımları yapılır.

 

Ölüm aylığından yararlanabilmek için sigortalılar nezdinde aranan şartlar şunlardır;

 

  1. En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş olan sigortalı için ayrıca bir sigortalılık süresi aranmaksızın hak sahipleri ölüm sigortasından yararlanabilir. (4/I,a,b,c bendi için geçerlidir)
  2. Kanunun 4/I,a bendine tabi sigortalılar için, borçlanma süreleri hariç olmak üzere, en az beş yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla hak sahipleri ölüm sigortasından yararlanabilir. Bu ihtimalde 4/I,a bendine tabi olan sigortalı için hem sigortalılık süresi hem de prim ödeme gün sayısı koşulu birlikte sağlanmış olmalıdır.
  3. Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya bu aylıklara hak kazanmış olmakla birlikte henüz işlemlerin tamamlanamadığı durumda ölen sigortalıların hak sahipleri ölüm sigortasından yararlanabilirler. Bu gruba giren sigortalılar için ayrıca sigortalılık süresi ya da prim ödeme gün sayısı aranmaz.
  4. Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlaması nedeniyle aylıkları kesilen sigortalıların hak sahipleri ölüm sigortasından yararlanabilirler.

 

Diğer sigorta kollarında gördüğümüz üzere, 5510 sayılı yasanın 4/I,b bendi uyarınca sigortalı olan bağımsız çalışanın hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır (m.32/son).

 

Sigortalılık süresi ile ilgili olarak 5510 sayılı Kanunun 38/2 hükmü burada da uygulanacaktır.

 

  1. Uzun Vadeli Sigorta Kollarında Kurumun Rücu Hakkı

 

Uzun vadeli sigorta kollarında Kurumun rücu hakkı 5510 sayılı yasanın 39.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası uyarınca ‘Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.’

 

Covid-19 virüsünün üçüncü kişi tarafından kasten bulaştırılması hariç olmak üzere Kurumun malullük ve ölüm sigortalarından yaptığı yardımları rücu etme olanağı bulunmamaktadır. Hastalığın kasten bulaştırılması ihtimali oldukça düşük olacağından Kurumun Covid-19 nedeniyle uzun vadeli sigorta kollarından yaptığı yardımları rücu edebilmesi pek olası görünmemektedir.

 

Son olarak 07.05.2020 tarihinde yayınlanan 2020/12 sayılı SGK Genelgesi üzerinde de durulmalıdır. Bu genelge, SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış ve Covid-19 kapsamında sağlık kuruluşlarına başvuran sigortalılar için yasanın 15.maddesine atıf yaparak ‘hastalık sigortası’ kapsamında provizyon alınması gerektiğini ifade etmektedir. Öncelikle ifade edilmelidir ki 5510 sayılı yasanın iş kazası ve meslek hastalığı tanımlarına giren bir durumda hastalığa yakalanan ve Covid-19’a yasada sayılan bu durumlardan birinde yakalandığını ispat eden sigortalı açısından SGK’nın yayınladığı, idari işlem niteliğinde olan bu genelge 5510 sayılı yasanın hükümlerini değiştiremez, yasaya üstünlüğü olamaz. Yukarıda da ifade ettiğim üzere, sigortalı açısından Covid-19’a iş kazası sayılan durumlardan birinde yakalandığını ispat etmek bazı durumlarda zorluk içerebilir. Ancak bazı durumlarda da oldukça kolay olabilir. Dolayısıyla sigortalıların Covid-19’a yakalanmaları her durumda iş kazası ya da meslek hastalığıdır denemeyeceği gibi aksi de söylenemez.  Her somut olayın özelliklerine ve 5510 sayılı yasanın ilgili hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekir. Bu konuda uyuşmazlık çıkması durumunda hukuki nitelendirme her durumda yargıya aittir.

  • Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, ÇEEİ Bölümü, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik ABD Öğretim Üyesi

Tags: , , , , , , ,

Arşivler