SOKAĞIN SESİ

 

Dergimizin bu sayısında Çocuk İşçiliğinin bilinen ama görmezden gelinen yüzünü sokağa taşıdık. 168 kişiye “Çocuk İşçiliği neden son bulmuyor?” diye sorduk. Atalar boşuna “Bir vur, bin ah işit” dememişler. Kime sorsak bir değil, bin derdini dile getirdi. “Bu soruyu niye bana soruyorsunuz ki… Gidin sorumlulara sorun çözüm onlarda” diyen de çoktu, kendince çözüm yollarını sıralayıp “Bunlar düzelmeden hiçbir şey değişmez ki” diyen de vardı. Umudunu kesmeyen de vardı, üç maymunu oynamayı seçen de.

İşte size birkaç örnek;

MÜBERRA ERGİN (Emekli öğretmen 61 yaşında)

Ben, önce köylerde, son 12 yıl da gecekonduda öğretmenlik yaptım. Çocuk işçiliğinin kalkması için onun gereksinimlerinin karşılanması gerekir. Sizin çocuklarınızın yaşam koşulları neyse, onların da olması gerekir. Hastalansa doktor, ilaç yok. Okumak istese okul, öğretmen yok. Aş yok, para yok… Babanın eve getirdiği üç beş kuruşla geçinmek kolay mı? Yani yoksulluk diz boyu… Kısacası ne sosyal adalet var, ne sosyal güvenlik… Ama çocuk işçiye gelince arz da talep de var.  İşveren için önemli olan aynı işi daha ucuza yaptırmak… Bu işin talep kısmı. Arz kısmına gelince; yani üç kuruşa, kötü koşullarda da olsa çalışmak isteyen çocuklar da çok. Kaldırın yoksulluğu… Yaşam ve gelir dağılımında ki uçurumu kaldırın. Eğitimde eşitliği sağlayın bakalım o zaman ne olacak görelim.

ALİ MUHARREM E. (37 yaşında mali müşavir)

Çocuk işçiliğinin önlenmemesinin temel nedenlerinin başında devletin ve hükümetlerin öncelikli sorunlarından biri olmaması yatıyor. Hükümetler bu sorunla ilgili bir şeyler yapıyor gibi görünse de uygulanıp uygulanmadığını denetlemiyor. Geçenlerde gazete ve sosyal medyada gördüm. Bir gurup yetkili, bir sanayi merkezini ziyarete gitmiş. İş yerlerinde çalışan 13-14 yaşlarındaki çocuklarla fotoğraf çektirmiş. “Bu çocukların burada ne işi var” dememiş. Gelelim ailelere… Yoksul, çaresiz hepsi… Çocuğun iş bulup çalışmasını hem ev bütçesine katkı, hem de çocuğun meslek öğrenip hayatını kurtarması olarak görüyor. Bu onların çaresizliği… Bence çocuk işçiliğinin son bulması için ülkelerin ülkeleri, güçlünün zayıfı sömürmesinin sona ermesi gerekiyor.

  1. YOLCU (42 yaşında memur)

Başta yoksulluk tabi. Ama tarımda uygulanan yanlış politikalar sonucunda köylerden kentlere göçün hızla artması da çocuk işçiliğini körüklüyor. Göçle kente gelen aile değişime uyum sağlamakta zorlanıyor. Yoksulluk baş edilemez hale geliyor. Kayıt dışılık, taşeron uygulamaları, güvencesizlik, çaresizlik sonunda aileyi kurtarmak için çocuk feda edilip çalışmaya yollanıyor. İşveren memnun; ucuz işçi, kayıt yok, sigortası yok… Ailesi memnun; bütçeye para giriyor. Yetkililer memnun; hak, hukuk isteyen yok, vatandaş memnun, mal daha ucuza geliyor… Kısacası herkes memnunken çocuk işçiliği neden son bulsun… Olan çocuğa oluyor.

REMZİ A. T. (57 yaşında avukat)

Ben avukatım. Cezaevlerinde kaç çocuk var biliyor musunuz? Üç bine yakın… Çocukların dört duvar arasındaki yaşadıklarını size anlatmak istemiyorum. Neden çocuk işçiliği kalkmıyor sorusuna cevap olacağını umduğum için neden orada olduklarını söylemek istiyorum. Baş sırada hırsızlık var, sonra uyuşturucu ve gasp… Aralarında sosyoekonomik düzeyi yüksek eğitimli ailelerden gelen hiç çocuk yok. Yoksul aileler bunu biliyor. Çocuklarının kötü yola düşmemesi için de onların çalışmasını, meslek sahibi olmasını istiyor. Bence yoksulluk ortadan kalkmadıkça, eğitime gereken önem verilmedikçe, aileler bakabilecekleri kadar çocuk doğurmadıkça ve tabii insanca yaşama hakkının herkes için olduğu unutulmadığı sürece… Devletlerin çıkar savaşı sürdüğü sürece çocuk işçiliği ortadan kalkmaz.

HAYRETTİN A. (51 yaşında taksi şoförü)

Ben Karadenizliyim, oradan göç ettik Ankara’ya. Bizim orada fındık ya da tütünde çalışmayan çocuk yok denecek kadar azdır. Fındık neyse ne, ama tütün büyükleri bile perişan eder. Şimdilerde, sigaranın zararlarını bakanlık televizyonlarda yayınlayıp duruyor. Madem o kadar zararlı, yasakla o zaman… Tazıya kaç, tilkiye tut deme… Şimdi böyle diyorum ya ardını düşünmüyor da değilim. Öyle ya boğaz tokluğuna da çalışsam o da olmasa onca çocuk, onca insan nasıl karnını doyuracak? Eğitim eğitim diyorlar… Ben de istedim okumayı… İyi de okuyordu… Her şey paraya bağlı… Dört kardeştik… Birer yaş arayla doğurmuş anam… Bu ne demek 4 çocuğa defter, kitap, kalem, formalar, temizlik parası, yardımcı kitaplar, boya say sayabildiğince çareyi köyden göçmekte bulduk. Tütünden kurtulduk ama şehre gelince yoksulluk daha da arttı. En büyükleri bendim. Aldılar oto tamircisinin yanına verdiler. Şimdilerde yoksul çocukların durumu daha da zor. Suriyeli çocuklar bizim çocuklarımızdan daha ucuza çalışıyor. Boğaz tokluğuna çalışanlar, uyuşturucu da çalışanlar hatta para karşılığı fuhuş batağında çalışan çocuklar bile var. Ben şoförüm, gece çalışırken bu gözler neler neler görüyor. Savaşlar da çocuk işçilerini arttırıyor. Hal böyleyken kime sorsam her sorunu biliyor, üzülüyor. Suçu da o ona, o da ona atıyor. Bu sorunu biz cefa çekenler değil, sefa sürenler çözer bence.

“Çocuk işçiliği neden sona ermiyor?” anket sonuçlarına gelince

Sıralama şöyle ;

  • Yoksulluk
  • Eğitim
  • Sosyal devlet ve sosyal güvenliğin olmaması
  • Çocuğun ucuz iş gücü olması
  • Hükümetlerin öncelikli sorunlarından olmaması
  • Ailelerin çocuğun çalışmasını hem ailenin hem de çocuğun kurtuluşu olarak görmesi
  • Devletler ve büyük holdingler arasındaki çıkar çatışması

Sokağın ortak aklı “Görünen köy kılavuz istemez” diyor. Çalışan çocuk sayısı da, sorunu da her yıl artıyor. Çocuklar büyüyor, onların yerini çoğalarak yenileri alıyor. Kısacası çark dönüyor.

Bir insanlık suçu olan çocuk işçilik sorununun çözümü için görevlerini yapmayanlara günün birinde “suçlular ayağa kalkın” denecektir.

 

Tags: , , ,

Arşivler