SGK İş Kazası İstatistikleri, Alternatif Veri Kaynakları ve Bilgi Açığı

 

İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik bir eylem planının oluşturulmasında iş kazası istatistikleri ve bu alana ilişkin araştırmalar son derece önemlidir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından açıklanan iş kazası ve meslek hastalıkları istatistiklerinde önemli sorunlar bulunmaktadır. Son yıllarda SGK istatistiklerinin yetersizliğinden hareket eden ve bu alandaki veri boşluğunu doldurmaya yönelen kimi girişimler söz konusudur. Bunlardan iki tanesi özel olarak anılmayı hak etmektedir. Birincisi İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’dir. Meclis, iş cinayetlerine ilişkin aylık ve yıllık istatistikler yayınlamaktadır. İkincisi ise 2014’ten beri İş Cinayetleri Almanağı yayınlayan 1 Umut Vakfı’dır.Bu iki kurum tarafından derlenen ve yayınlanan iş cinayetleri istatistikleri belirli bir süreklilik kazandığı, resmi istatistiklerin yetersizliklerini gösterdiği için yaygın bir kullanım da kazanmıştır.

Alternatif Veri Kaynakları ve Kısıtları

İş cinayetlerine ilişkin bilgilerin derlenmesi, merkezileştirilmesi ve kamusallaştırılmasını sağlamaya yönelik alternatif veri kaynakları önemli olmakla birlikte, bu kaynaklar bir takım sınırlılıklara da sahiptir.

Birincisi, alternatif kaynaklar esas olarak yerel ve ulusal gazeteler ve internet sitelerinin taranması ile oluşturulmaktadır. Hükümetin medya üzerinde, sermayenin de işyerlerindeki baskısının arttığı OHAL-ekonomik kriz gibi dönemlerde iş kazalarına ilişkin haberler aracılığıyla bu verileri derlemek güçleşmektedir. Örneğin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, OHAL süresince iş cinayetlerine ilişkin bilgilere erişmekte zorluk yaşadıklarını açıklamıştır.(1)

İkincisi verilerin derlenmesinde başvurulan tekniğin de önemli sınırlılıkları vardır. Medya taraması aracılığıyla, işçinin yaşı, cinsiyeti gibi çok temel bilgilere ulaşmak bazı durumlarda mümkün olmayabilmektedir. Örneğin 2016 yılında iş cinayetine kurban giden 176 işçinin (%9) yaşı dahi tespit edilememiştir.(2)

Üçüncüsü, alternatif veri kaynakları sadece iş cinayetlerine bağlı ölümlere ilişkin bilgi sağlamaktadır. Kuşkusuz iş cinayetlerinin resmi istatistikleri aşan gerçek boyutunun görünürleşmesi ve iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirenlere dair sağlıklı, güvenilir verilerin elde edilmesi ve tutulması son derece önemlidir. Ancak verilerin bununla sınırlı kalması önemli bir eksikliktir. Alternatif kaynaklar üretim sürecinde çalışanların sağlığını etkileyen küçük yaralanmalar ile geçici / sürekli iş göremezliğe yol açan yaralanmalar hakkında herhangi bir veri içermemektedir. Oysa ki, çalışanların sağlıklarını tehdit eden bu türden kazalara ilişkin büyük bir bilgi açığının varlığından söz etmek mümkündür.

Gerçekten de iş cinayetleri buz dağının görünen yüzünden ibarettir. Ölümle sonuçlanan kazalar ya da toplu ölümlere yol açan kazalar, hem kamuoyu tarafından en fazla bilinen hem de uzmanlar tarafından en çok araştırılan kazalardır. Bu yönüyle en ağır kazalar en zor gizlenebilen, hakkında en fazla bilgi sahibi olduğumuz kazalardır. Buna karşın diğer kazalar (hafif yararlanmalar, sakatlıkla sonuçlanan kazalar, ramak kalalar, vb.) hakkındaki bilgiler daha sınırlıdır. Alternatif veri kaynakları, iş cinayetlerine ilişkin verileri görünürleştirirken, geçici ya da sürekli iş göremezliğe yol açan kazalar hakkında bilgiler sağla(ya) mamakta ve bu alana ilişkin bilgi açığını kapatamamaktadır. Bu durum tüm eksikliklerine rağmen SGK istatistiklerinin önemini artırmaktadır. Ancak bu istatistikler, giderilmesi gereken ciddi eksikliklere sahiptir. İzleyen başlıkta bu eksiklikler ele alınmaktadır.

SGK İstatistiklerinin Sınırlılıkları Türkiye’de iş kazası  ve meslek hastalıklarına ilişkin en önemli veri kaynağı, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistikleridir. Ancak bu istatistiklere ilişkin bir takım sorunlar vardır. Birincisi SGK’nın iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri tüm çalışanları kapsamamaktadır. İstatistikler yalnızca kayıtlı çalışan işçilere ilişkindir. Memurlar, kendi hesabına çalışanlar, ev işlerinde çalışanlar kapsam dışındadır. İş sözleşmesine dayalı olarak çalışsa da tarım işlerinde süreksiz işlerde çalışanlar da istatistiklere dahil değildir. Dolayısıyla SGK istatistiklerinin kapsamı son derece dardır.

İkincisi istatistikler çok büyük ölçüde işverenlerin bildirimlerine dayanmaktadır. İşverenler iş kazası meydana geldiğinde yasa gereği SGK’ya bildirim yapmakla yükümlüdürler. SGK istatistiklerinin yaslandığı temel veri kaynağı önemli ölçüde işverenler tarafından yapılan bu bildirimlerdir. Bunlara ek olarak iş müfettişlerinin denetimlerde ortaya çıkartıp/tespit ettikleri iş kazaları ile sigortalının bildirilmeyen iş kazası nedeniyle dava açarak tespit ettirdiği iş kazaları da SGK istatistiklerine girmektedir. Ancak bu tür kayıtlar istisnaidir ve belirleyici olmaktan uzaktır.  İşçi örgütlerinin ya da işçi temsilcilerinin iş kazalarını rapor etme, bilgilendirme yetkisinin tanınmamış olması sağlıklı veri toplamayı engelleyen ciddi bir eksikliktir.

Üçüncüsü, SGK istatistikleri sadece kayıtlı istihdama ilişkin veriler sunmaktadır. Oysa Türkiye’de kayıtdışı istihdam son derece yaygındır. SGK’nın iş kazası ve meslek hastalıkları istatistiklerini yayınladığı son yıl olan 2016’da kayıtdışı istihdamın oranı %33’tür. İnşaat sektörü için bu oran %35, sanayi işleri için %20’dir. Tarımda ise oran %80’i aşmaktadır.(3) Bu çerçevede değerlendirildiği zaman SGK istatistikleri son derece yetersizdir.

Dördüncüsü, SGK istatistikleri göçmenleri kapsamamaktadır. Oysaki bölgedeki gelişmeler Türkiye’ye geniş bir göçmen nüfus getirmiştir. İçişleri Bakanlığı yetkilileri 2017 yılı içinde Türkiye’deki mültecilerin sayısının 3,5 milyonun üzerinde olduğunu açıklamıştır. Bu rakam yaklaşık olarak Türkiye’deki (3,8 milyon) işsiz sayısına eşittir ve işgücünün %12’sine tekabül etmektedir. Göçmenlerin 11-12 yaşından itibaren başta tekstil ve tarım olmak üzere güvencesiz, sağlıksız işlerde çalıştıkları pek çok alan araştırması ile ortaya konulmuştur. Her türlü korumadan, güvenceden uzak sağlıksız koşullarda uzun süreli, despotik bir emek sürecine tabi kılınan göçmenlere ilişkin açıklanan bir istatistik bulunmamaktadır.

SGK İstatistiklerinin Doğruluğu ve Güvenilirliği: Meslek Hastalıkları

Yukarda saydığımız sınırlılıklarının yanı sıra SGK’nın iş kazası ve meslek hastalığı istatistiklerinin doğruluğu ve güvenilirliği tartışmalıdır. Bu durum en açık şekilde meslek hastalığı istatistiklerinde kendisini göstermektedir.

Bir ülkede meslek hastalıklarının beklenen görülme sıklığı konusunda ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)  ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) da kabul ettiği en sık kullanılan kıstas şudur: Bir ülkede çalışma ortamlarının durumuna bağlı olmak üzere her bin kişiden en az 4, en çok 12’sinde meslek hastalığı/işle ilgili hastalık görülmesi beklenir (AS: Harrington ölçütü). Buna göre 2016 yılına ilişkin TUİK’in istihdam edilenler sayılarını baz alırsak (27 milyon) Türkiye’de meslek hastalığı sayısı en az 110 bin en çok  325 bin civarında olmalıdır. Türkiye’deki çalışma ilişkileri (kayıtdışı, güvencesiz, sendikasız) ve çalışma koşulları (düşük ücret, sağlıksız ve korunaksız çalışma ortamı, uzun mesai saatleri, kullandırılmayan yıllık ve haftalık izinler vb.) göz önünde bulundurulursa Türkiye’nin alt sınıra değil, üst sınıra yakın olması akla daha uygundur. Ancak iyimser bir tahminle bile meslek hastası sayısının 210-220 bin civarında olması beklenir. Oysa ki, SGK istatistikleri bize bambaşka bir görünüm sunmaktadır (Tablo 1): SGK verilerine göre, yaptığı işten kaynaklı olarak meslek hastalıklarına yakalananların sayısı birkaç yüz kişiden ibarettir. Son 10 yılda meslek hastalığına bağlı olarak hayatını kaybeden kişi sayısı 24’tür.Son 4 yılda (2013-2016) meslek hastalığından ölen bulunmamaktadır.

2002 yılı baz alınırsa, son 15 yılda tespit edilen meslek hastalıklarının sayısının ciddi ölçüde azaldığı görülmektedir. 2002 öncesi 5 yılda, tesit edilen meslek hastalıklarının yıllık ortalaması 1033 iken, ülkenin tek parti tarafından yönetildiği 15 yıllık süreçte (20022016) ortalama 551’e gerilemektedir. Son 5 yılın ortalaması ise 469’dur. Bu tablo Türkiye’de meslek hastalıklarının azaldığını ya da nadir görülen bir olgu olduğunu değil, meslek hastalığının tespit edil(e)mediğini göstermektedir. İş kazalarının görünür karakterine karşın, meslek hastalıklarının gizli ve yıllar sonra ortaya çıkabilen karakteri dolayısıyla, çoğu meslek hastalığı tanı konulmadan gözlerden kaçıp gitmektedir.Meslek hastalığı tanısı konulamaması AKP’nin en büyük başarılarından biri olarak sunduğu Sağlıkta Dönüşüm Programının tahribatlarından birisidir. Türkiye’de zaten yetersiz olan meslek hastalığı tanı olanakları, meslek hastalıkları hastanelerinin genel hizmet sunan hastanelere dönüştürülmesi ile iyice yetersizleşmiştir. Meslek hastanelerinin yetki ve olanakları 1980 sonrası büyük ölçüde budanmıştı, ancak yine de İstanbul-Zonguldak ve Ankara’daki birkaç meslek hastanesi yıllık binin üzerinde tanı koyabiliyordu. Türkiye’de meslek hastanelerinin genel hizmet hastanelerine dönüştürülmesiyle meslek hastalığı tanı sayısının ciddi ölçüde azaldığı görülmektedir. Türkiye’de 2000’lerin başında 3 meslek hastalıkları hastanesi ile bin civarında meslek hastası tespiti konulurken, bugün 200 civarında yetkilendirilmiş hastane ile birkaç yüz tane tanı ancak konulabilmektedir. Tanı konulabilen hastalıkların sayısı da son derece azdır. En fazla tanı konulan hastalık akciğer toz hastalığı olarak da bilinen pnömokonyozdur.

Sonuç Yerine: Devlete Denetim Yükümlülüğünü Hatırlatmak

İş cinayetlerine ilişkin bilgilerin derlenmesi, merkezileştirilmesi ve kamusallaştırılmasını sağlamaya yönelik alternatif veri kaynakları, çalışmanın sağlık üzerindeki zararlarının görünürleştirilmesi açısından önemlidir. Bu kaynaklar, resmi istatistikleri ikame eden değil onun yetersizliklerini veriye dayalı çalışmalarla gösterip devlete denetim yükümlülüğünü hatırlatan ve devleti üretim noktasına işçi lehine müdahale etmeye zorlayan bir işçi sağlığı mücadelesinin de aracıdır. Bu yönüyle resmi istatistiklerin iyileştirilmesi talebini her fırsatta dile getirmekten uzak durmamak gerekir.

*Dr. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü

Dipnotlar

(1) http://www.guvenlicalisma.org/ index.php?option=com_content&view =article&id=18379:2016-yilinda-en-az1970-isci-yasamini-yitirdi&catid=149:iscinayetleri-raporlari&Itemid=236

(2) http://www.guvenlicalisma.org/ index.php?option=com_content&view =article&id=18379:2016-yilinda-en-az1970-isci-yasamini-yitirdi&catid=149:iscinayetleri-raporlari&Itemid=236

(3) http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24635 (4) SGK İstatistik Yıllıkları (19972016).

(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

 

Tags: , , , , ,

Arşivler