Sevgi Yumağı

 

Günlerden Salı idi. Çalışan Çocuklar Vakfımızı tanıyan herkes bilirdi ki, vakıf gönüllülerinin toplandığı haftanın iki günü vardır: Salı ve Cuma. Biz bu günleri üretim günü olarak tanımlarız ve harıl harıl çalışırız. O gün de dalıp gitmiştim işlere. Tam o sırada, “Oya teyze” diye bir seslenişle yerimden sıçradım. Bana yalnızca, Boztepe’nin Genç Kızları “Oya teyze” diye seslenirdi.

Bir anda aklım ve yüreğim 2003 yılına Boztepe’ye uçup gitti. Küçük bahçeli, yıkık dökük gecekondu evini tamir etmemiz, bahçeyi temizlememiz, beyaz badanalı, camları mor çerçeveli bir eve dönüştürüp; mor boyalı kapısını coşkuyla kızlarımıza açmamız gözümün önünden bir bir geçti.

Yıl 2015… Günlerden salı. 12 yıl geçmiş aradan… Bizim kayıtlarımıza bakarsanız yüz elliden fazla kızımız umutla koşmuşlar yeni yaşamlarına. Acaba “Oya Teyze” diye seslenen hangisi. Hatice, Çiğdem narkozitör, Aylin grafiker, Fatma muhasebeci, Cansu gıda mühendisi, Neslihan hemşire, Hande tapu kadastro, Yağmur basın yayın, Ayça yuva öğretmeni, Çağla ve Ayşegül bilgisayar uzmanı… Aman yarabbi, Boztepe’nin genç kızları yıllar ötesinden bir bir gözümün önüne geliyor. “Oya teyze”, “Jale teyze” sesleri yüreğime doluyor. İlk günlerinde Boztepe’nin kızları bize, sevgilerini göstermek için “Hala” dediler.  “Neden hala?” diye sormuştum. Çünkü en değerli olan “hala – babanın kardeşi” demişlerdi. “Peki ya teyze” deyince, “Hala değerli” yanıtı gelmişti. Bu yanıt içimi acıtmıştı. Sorgusuz sualsiz bu kabulleniş, kızların kendilerini ikinci sınıf görmeleri yaşamlarında düzelmesi gereken ilk şeydi. İlk konumuz, ilk dersimiz “kadının insan hakları ve mücadeleleri” oldu. Kızlarımız o günden sonra sözleşmiş gibi, “teyze” demeye başladılar. Boztepe’nin genç kızları büyüdüler, sınavlar kazanıp gittiler. Yeni yeni kızlarımız oldu. Onlara kadın hakları ile ilgili anlattıklarımız, kulaktan kulağa Boztepe’ye yayıldı. Dünya kadınlar günü, her yıl Genç Kız Evi’nde kutlandı.

Yıllar ötesinden hangi kızımızdı “Oya teyze” diye seslenen. Koştu boynuma sarıldı. Biz bu kucaklaşmaya “sevgi yumağı” derdik. Sonra hızla yanındaki arkadaşının kolunda tutup yanıma getirdi. “Zeynep , sen de Oya teyzeye sarılabilirsin. Hadi sevgi yumağı olalım” dedi.

“Oya teyze tam 8 yıl geçti. Aklım hep sizde. Ama bir türlü yanınıza gelemedim. Boztepe’deki genç kız evini anmadığım bir günüm yok. Üniversitedeki arkadaşlarım bana inanmıyorlar. Bir çocuğun bu kadar mutlu bir çocukluk geçirebileceğini düşünemiyorlar. İşte onlardan birini yanımda getirdim. Sizi tanısın, konuşmalarımıza tanıklık etsin diye.”

Bir solukta konuşuyordu. Sanki biri sözünü kesecekmiş gibi, sanki yıllardır susturulmuş bir açlıkla anlatıyordu : “Sizlerle gitmediğimiz tiyatro, oyun parkı kalmadı. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda Cumhurbaşkanı’nı da ziyaret etmiştik. Bize o kadar çok güven verdiniz, derslerimizle o kadar yakından ilgilendiniz ki… Onlarca arkadaşımız okudu, meslek sahibi kadınlar oldu. Ben de hep çalıştım. Biraz dursam siz aklıma geldiniz. Şimdi, arkadaşımla birlikte, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 3.sınıf öğrencisiyim. Gelecek yıl mezun olacağım. Diplomat olmak, yabancı ülkelerde görev yapmak istiyorum. Onun için çok çalışıyorum.”

Onu hayranlıkla dinliyordum. Ne güzel bir genç kız? Onların yaşamlarını değiştirmek istemiştik ve bunu başardığımızı tekrar tekrar görmek büyük bir ödül… 2003 yılında bu gecekondu mahallesine adım attığımızda, genç kızların meslek liselerinde okuyabilecekleri, üniversiteyi kazanabileceklerini düşünen tek bir kişi yoktu. Boztepe’nin Osman amcası (komşumuz), ilk geldiğimiz günlerde bize, “Burada erkekler bile okumuyor. Kızlar mı okuyacak?!” demişti. Boztepe’den 2014 yılında ayrılırken, Osman amca yanımıza gelip, “Allah sizden razı olsun. Kızlar bizim yüz akımız.” demişti. Top peşinde koşan erkekler arasında hala bu başarıyı yakalayabilen yok. Ama kızlar, Boztepe’nin genç kızları…

 

“Oya teyze… İnanın bize verdiğiniz bütün emekler boşa gitmedi. Her birimiz, size yaraşır bir genç kız olmak için çok çalışıyoruz. Bize yaşattığınız o güzel çocukluk günleri aklımıza geldikçe de, daha bir coşuyoruz”.

Sarıldık birbirimize. Onlar coştukça, biz de coşuyoruz… Onların başarısını dinledikçe, biz de kendimizi başarılı sayıyoruz, mutlu oluyoruz. Yolunuz açık olsun sevgili kızlarımız.

 

*  Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Başkanı

Tags: , , , ,

Arşivler