İstanbul’daki bir saya atölyesinde çekilen fotoğraf, Türkiye’deki çocuk işçilik gerçeğini gözler önüne serdi.
Masada uyuyakalan çocuk bir mülteci, Suriyeli. Henüz 9 yaşında. O da bir ana kuzusu. Ama burası bir okul değil saya atölyesi! Ayakkabı derilerinin kesilip dikildiği, temizlenip yapıştırıldığı yer yani. Fotoğraf İstanbul’dan. Ama o aslında Antep’ten Adana’ya, İzmir’den Trakya’ya bütün Türkiye’nin resmi. (…) Peki, saya masası başında uyuyakalan bu çocuk fotoğrafını kim çekti? Yine bir işçi çocuk; adı bizde saklı başka bir Suriyeli. Onun da yaşı 17.
KİM TAKAR YASAĞI!
Memleketi yönetenler, çocuk işçilikle mücadele konusunda bol keseden ahkam kesiyor. Ama tablo tam bir felaket, her gün daha geriye gidiyor. (…) Tekstil, tarım, ayakkabı, inşaat ve daha birçok sektör çocuk işçi kaynıyor. Patronlar mutlu, devletin denetleyici kurumlarıysa adeta üç maymunu oynuyor.
‘ÇOCUK ÇALIŞTIRMAYIZ’ YALANI!
Uluslararası büyük ayakkabı firmaları, markalarına halel gelmesin diye şunu diyor: “Türkiye’deki fabrikalarımızda kesinlikle çocuk çalıştırılamaz.” Yalan! Hem de düpedüz yalan! Çünkü onlar işin kolayını bulmuşlar: Çocuk çalıştırılan atölyelere fason iş vererek kendi suçlarını sayacılara yıkmışlar. Yani anlayacağınız büyük kapitalist şirketler, bu kuralsız çalışma düzeninin hem kurucusu, hem denetçisi hem de bir numaralı sorumlusudur.
ÖLÜMLE BURUN BURUNA…
Fotoğrafta yorgunlukta uyuyakalan çocuğun-çocukların- sağlığı da büyük tehlike altında. Şöyle ki; sayada çocukların parmakları makasla çalışmaktan kötürümleşmiş! İlkokul çağındaki çocuklar, bütün gün uyuşturucu özelliği olan maddeleri koklayarak çalışıyor. Sitede, atölyede havalandırma mı? Hak getire! En kralı kendisine bile faydası olmayan aciz bir vantilatör görüyor. Çocuklar başlarının sıklıkla döndüğünü, midelerinin bulandığını söylüyor. Daha da vahimi; solüsyon, lateks gibi yapıştırıcıların doldurulduğu teneke kutular yanıcı özelliğe sahip: Küçük bir dikkatsizlik ölümcül patlama ya da ateş yangınının ortasında kalmak demek.
HÜKÜMETİN DİLİNDE SÜSLÜ BİR LAF: ÇOCUK İŞÇİLİKLE MÜCADELE
Peki ya Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; ilgili müdürlükler? Gören varsa beri gelsin! İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çıktığı 2013’ten bu yana 300’e yakın işçi çocuk iş cinayetlerinin kurbanı olmuş. (…) “Çocuk işçilikle mücadele” hükümet ve sermayenin dilinde süslü laflar olmaktan çıkmalı, çıkarılmalı. Bunun için esas olarak sendikalar, emek örgütleri, işçi sınıfı devreye girmeli.
(1) Evrensel Gazetesi’nden kısaltılarak alınmıştır. Yazının tamamı için bkz.: <https://www.evrensel.net/haber/333693/saya-tezgahlarinda-duse-yatan-cocuklar>