PETROL SIZINTISI KAZALARI  

 

Petrol, kömür ve doğal gaz fosil yakıtlardır. Bunlar milyonlarca yıl önce yaşamını yitirmiş bitkilerin, hayvanların kalıntılarından oluşurlar ve sınırlı miktarda bulunurlar. Ham petrol ve petrol ürünleri, kimya endüstrinin gelişimine bağlı olarak ürünler ve hizmetlerin çeşitlenmesiyle, günümüzde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak petrol zehirlidir ve petrolün arama yöntemlerinden başlayarak, çıkartılması, taşınması, arıtılması, kullanılması sırasında sağlığımıza ve çevremize zararlı etkileri vardır. (1)  

Geçtiğimiz aylarda, 20 Nisan 2016 tarihinde, Meksika’nın Veracruz eyaletinde bulunan Pemex şirketine ait petrokimya tesisinde patlama meydana gelmiştir. Nedeni henüz belirlenememiş olan patlama, 28 kişinin ölümüne neden olmuştur. 10 kilometreden hissedilen patlama sonrasında havaya zehirli kloroetan gazının yayılması nedeniyle çevrede yaşayanlara evden çıkmamaları uyarısı yapılmıştır.(2) 2012 yılında Pemex şirketinin doğalgaz santralinde de bir patlama yaşanmış 46 çalışan yaralanmış ve 30 çalışan yaşamını yitirmiştir.(3) 

Endüstriyel kalkınmanın ardından bilim dünyasının insanların hizmetine sunduğu ürünler arttıkça hava ve kara yoluna nazaran en ekonomik taşıma yolu olan deniz yolunun kullanımı da artmıştır. Ancak bu durum beraberinde belirli riskleri de getirmektedir. Deniz yolunda taşınan ürün yelpazesi genişlemekte, gemilerin hızları, boyutları artmakta, buna bağlı olarak da taşımacılık esnasında meydana gelen kazalar sonucunda denizler ve kıyıların kirlenmesi artmaktadır. Dünyanın %71’i denizlerden oluşmaktadır. Denizin doğası gereği, bir yerden başka bir yere hareket eden su kütlesi nedeniyle, kirlilik aslında yalnızca başladığı bölgeyi etkilemez. Deniz kirliliği günümüzde dünyayı tehdit eden en önemli sorunlardan biri haline gelmektedir. Deniz kirliliğinin çeşitli nedenleri vardır. İnsan hayatının olduğu hemen hemen her yerde endüstriyel faaliyetler neticesinde ortaya çıkan atıklardan, denizde faaliyet gösteren balık çiftliklerine kadar birçok neden gösterilebilir. Denizleri kirleten maddelerin başında petrol ve petrol ürünleri gelmektedir. Denizin petrol ile kirlenmesinin en büyük nedeni taşımacılıkta yaşanan kazalar sonucu petrolün denize dökülmesidir.(4) 

Petrol, hem gemilerde yakıt olarak kullanılmakta, hem de yük olarak taşınmaktadır. Dolayısıyla denizler, üzerinde hareket eden herhangi bir araç tarafından kirliliğe maruz bırakılabilmektedir. Petrol ve ürünleri hidrokarbon özelliğinde olduğundan denizin doğal yapısını bozmakta, içerisinde yaşayan canlılara zarar vermekte, ayrıca rüzgar ve akıntı etkisiyle hızla dağılabilmektedir. Petrolün doğadan tamamen temizlenebilmesi neredeyse imkansızdır. Denize sızan petrolün kontrol altına alınabilmesi mümkünken, vereceği tahribatın tamamen giderilmesi çok güçtür. Petrol en başta yiyecek bulmak, beslenmek gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere deniz yüzeyine ihtiyaç duyan organizmaları etkiler. Kirlilik kıyıda veya kıyıya yakın bir yerde gerçekleşirse kıyının petrol ile kaplanması gelgit bölgesinde yaşayan nüfusu da etkiler. Oluşan kirlilikten bölgedeki insanlar tarafından yürütülen ticari faaliyetler, özellikle balıkçılık ve turizm doğrudan etkilenir. Özellikle turistik bölgelerdeki kirliliğin ciddi sosyal ve ekonomik darbeleri olabilir.(4) 

Yaşanmış en büyük petrol sızıntısı olarak tarihe geçen Deepwater Horizon petrol sızıntısı, Meksika Körfezi’nde bulunan petrol sondaj platformunda meydana gelen patlama ile 20 Nisan 2010 tarihinde başlamış ve takip eden 87 gün boyunca devam etmiştir. Petrol kuyusundan çıkan yüksek basınçlı metan gazının patlaması sondaj platformunun üzerinde büyük bir patlamaya neden olmuştur. Bu sırada platform üzerinde çalışmakta olan 126 kişiden 17’si yaralanmış ve 11’i yaşamını yitirmiştir. Patlamadan iki gün sonra Deepwater Horizon sondaj platformu tamamen batmış ve sızıntı ancak o zaman farkedilebilmiştir. Patlamadan kuyunun tıkanmasına kadar geçen zamanda yaklaşık 780 milyon litre ham petrol sızıntısı olmuştur. Uydu görüntülerine göre sızan petrol 180000 km2 genişliğinde bir alanda yayılmıştır.(5) Kazadan sonra, sızıntıdan etkilenen beş eyalet ve 400’den fazla yerel yönetim tarafından BP şirketine açılan dava 2015 yılının temmuz ayında sonuçlanmıştır. ABD’de açılan davaların tamamında şirketin toplamda 19 milyar dolar tazminat ödemesi konusunda anlaşmaya varılmıştır.(6) 

1989 yılında Exxon Valdez isimli petrol tankeri Alaska Körfezi’nde kıyıya oturmuş ve en az 42 milyon litre ham petrol bir kaç gün boyunca okyanusa sızmıştır. Sızıntı 11 bin km2 yayılmış ve 2100 km’lik kıyı şeridini kaplamıştır.(7) 2000’e yakın su samuru, yaklaşık 300 fok balığı ve 250.000 deniz kuşu kazanın ardında ölmüştür. Milyonlarca balık ölmüş, soyları tükenme noktasına gelmiştir. Bu türlerin bir kısmı yiyecekleri petrole karıştığı için, bir kısmı da plankton ve larvaların tükenmesine bağlı olarak ölmüştür. Su yüzeyindeki kalın petrol tabakası, su altındaki deniz hayatını tahrip etmiş, balıkların birçoğu deniz yüzeyine yaklaşarak plankton ve larva bulmaya çalışmıştır. Bu kalın tabaka fitoplankton türlerini, balıkların asıl besin kaynaklarını yok etmiştir. Kıyı şeridinin kirlenmesi bölgedeki balıkçılık faaliyetlerinin durmasına neden olmuştur.(4) Kazadan sonra açılan dava 1994 yılında sonuçlanmış, Exxon Mobil şirketinin 5 milyar dolar tazminat ödemesine karar verilmiştir. Şirket kararı temyiz mahkemesine götürmüş ve 2006 yılında tazminat miktarı yarıya düşürülmüştür. Dava yüksek mahkemeye taşınmış ve Haziran 2008’de Exxon Mobil şirketinin 507 milyon dolar tazminat ödemesine karar verilmiştir. Kararın tekrar temyize gitmesi üzerine 2009 yılında şirketin 507 milyon dolar tazminat ve 500 milyon dolar faiz ödemesi kararı kesinleşmiştir.(8) 

Petrol sızıntılarının temizlenmesinde işi oldukça tehlikeli bir iştir. Petrol zehirli bir kimyasaldır ve deri, solunum ve sindirim yoluyla vücuda girerek çalışanlara zarar verir Petrolün temizliğinde kullanılan çözücüler çevreye zararlı olabildiği gibi insan sağlığına da zararlı olabilir. Petrolü buharlaştırarak kayalardan temizlemek için kullanılan yüksek basınçlı hortumlar petrolün solunmasını kolaylaştırırlar. Bu nedenle temizleme işlerinde çalışanların koruyucu giysiler, eldivenler, botlar, solunum yolu koruyucu maskeler, güvenlik gözlükleri ve başlıklar kullanarak petrolün ve çözücülerin zararlarından korunması gerekmektedir. Exxon şirketi kazadan sonra petrolü temizlemek ve hayvanları kurtarmak için 10000 işçi tutmuştur. En iyi aletler kullanılarak, aylarca günde 12-16 saat çalışmayla sızıntı temizlenmeye ve petrolün yayılması önlenmeye çalışılmıştır. Petrolün çalışanların derilerine temas etmemesi için koruyucu giysiler kullanılmış, zehirli dumanları solumamak için solunum yolu koruyucular temin edilmiştir. Elbiseler ve işçilerin kendileri kimyasal çözücülerle temizlenmiştir. Bu kadar korunmaya rağmen çok sayıda işçide öksürük, baş ağrısı, baş dönmesi ve burun akıntısı şikayetleri ortaya çıkmıştır. 10 yıl sonra, işçilerin bir çoğunda hafıza kaybı, akciğer hasarı ve kanser gelişmiş, yüzlercesi ölmüştür.(1) 

1967 yılında SS Torrey Canyon petrol tankerinin kayalıklara çarpması ve karaya oturması sonucu yaklaşık 145 milyon litre ham petrol Birleşik Krallık, Fransa ve İspanya kıyılarına kilometrelerce yayılmıştır. Suya yayılan petrol 15 bin deniz kuşunun ve binlerce deniz canlısının ölümüne neden olmuştur. Ölümlerin çoğuna, kirliliğin temizlenmesinde kullanılan deterjanlar neden olmuştur. Bunlar gemilerin motor odalarında yüzeyleri temizlemek üzere formüle ürünlerin türevleri idi ve zehirli maddelerdi.(9) Kazadan sonra, Fransa ve İngiltere kıyılarında kaza sonrası müdahale ve önlemler alınması konusu araştırılmaya başlanmıştır. Ardından 1969 Hukuki Sorumluluk Sözleşmesi ve 1971 Uluslararası Fon Sözleşmesi uygulanarak uluslararası tazmin sistemi geliştirilmiştir.(4) 

Petrol sızıntısı kazaları açık denizlerde, okyanuslarda yaşanabildiği gibi görece dar alanlar olan boğazlar ve iç sularda da yaşanmaktadır. Yüksek trafik yoğunluğu, tehlikeli yük taşımacılığı, artan gemi boyları, karmaşık trafik yapısı, güç hava, deniz, akıntı ve iklim şartları, hassas çevre koşulları, gemi trafiğini etkileyen diğer denizcilik faaliyetleri, artış gösteren deniz kazaları, gemilerin ilerlemesini kısıtlayan dar su geçitleri gibi nedenlerden dolayı İstanbul Boğazı dünyanın diğer boğazlarına, kıyı ve iç sularına göre kaza riski en yüksek su yoludur. Bu gibi nedenlerden dolayı geçmişte önemli deniz kazaları meydana gelmiş, bu kazalarda can kayıplarının yanı sıra ciddi çevresel yıkımlar olmuştur. Bir geminin geçmek için 12 kez rota değiştirmesi gereken boğazda son 50 yılda 500 kaza meydana gelmiş olup, boğazda halen 19 gemi enkazı bulunmaktadır.(10) 

15 Kasım 1979 tarihinde Indipendenta isimli Romen tankeri Yunan kargo gemisi Evriali ile çarpışmıştır. Haydarpaşa Garı’nın yaklaşık 4 mil açığında yaşanan çarpışma sonrasında büyük bir patlama olmuş ve büyük bir yangın başlamıştır. 6 Aralık’ta ikinci bir patlama daha yaşanmış ve çıkan yangın 14 Aralık’a kadar devam etmiştir. 3 milyon litreden fazla ham petrol taşıyan tankerden denize sızan 2 milyon litreden fazla petrol denizin üzerini kaplamış ve aylarca kalmıştır. Yaşanan kazada mürettebattan yalnızca 3 kişi yüzerek kıyıya ulaşabilmiş, kalan 43 kişi yaşamını yitirmiştir.(11) Yanmış tanker 6 yıl boyunca denizin ortasında kalmış, bir kısmı parçalanarak, bölüm bölüm ve kalan kısmı yüzdürülerek Tuzla tersanesine taşınmıştır.  

13 Mart 1994 tarihinde meydana gelen, yaklaşık 650000 litre petrolün Karadeniz, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’ne yayıldığı kazada deniz çevresi ciddi derecede zarar görmüştür. Kıyı ve birçok koy petrolle kaplanmış, kendi kendine temizleme yeteneği kısıtlı Boğaz’da 1500’den fazla deniz kuşu petrole bulandığı için ölmüştür.(4) Çarpışmadan sonra çıkan yangında 30 kişi can vermiştir.(10) 

29 Aralık 1999 tarihinde meydana gelen kazada Rus nehir tipi tanker Ambarlı civarında kötü hava nedeniyle ikiye bölünmüştür. Kazada Marmara Denizi’ne dökülen 1279 tonluk petrol 5 km uzunluğundaki kıyı şeridi ve kayalığın kirlenmesine neden olmuştur. Ayrıca bu kirlilik bölgede bulunan bir lagüne sızmış, İstanbul’un içme suyu kaynağına da karışmıştır.(4)  

Petrol sızıntısı kazaları büyük endüstriyel kazalardır. Petrolün taşınması işinde kullanılan deniz araçlarının kapasitelerinin artmasıyla birlikte sızıntı riski büyümektedir. Bu kazalar gemilerde çalışanları tehdit etmekle kalmamakta aynı zamanda meydana gelen patlama ve yangın kurtarma ekiplerini de tehdit etmektedir. Kazalardan sonra enkazın taşınabilmesi için parçalanmasında yapılan kesme işlemleri enkazda kalan petrolün tekrar alev almasıyla birlikte bu işte çalışanların zarar görmesine neden olabilmektedir. Bunlar yaşanan kazanın görülebilen sonuçlarıdır. Görünür olmayan ise sulara karışan petrolün çevre üzerindeki olumsuz hatta yok edici etkileridir. Petrolün denizden ve kıyılardan tümüyle temizlenmesi imkansızdır. Ekosistemin çok önemli bir parçası olan deniz canlılarının yok olması uzun vadede büyük etkileri olacak bir felakettir ve ne yazık ki geri dönüşü için yeterince bilimsel çalışma yapılmamaktadır. 

Kaynaklar 

  1. Petrol, Sağlık ve İnsan Hakları. Petrol ve Sağlık. Bölüm 22. 
  2. https://en.wikipedia.org/wiki/Pemex 
  3. http://www.telegraph.co.uk/news/2016/04/23/death-toll-in-mexicopetrochemical-plant-blast-rises-to-28/ 
  4. Küçükyıldız,M,Ç. Petrol Tankeri Kazalarının Deniz Çevresine Etkileri Ve Tazmin Sistemi, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı. 2014  
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Deepwater_Horizon_oil_spill 
  6. http://fortune.com/2015/07/13/bp-billionscompensation-claims/ 
  7. https://en.wikipedia.org/wiki/Exxon_Valdez_oil_spill 
  8. http://www.mcclatchydc.com/news/nation-world/national/article24543931.html 
  9. https://en.wikipedia.org/wiki/Torrey_Canyon_oil_spill#Oil_spill 
  10. ÇSGB, Türkiye ve Dünyadaki Önemli Deniz Kazaları, 2011 
  11. https://en.wikipedia.org/wiki/MT_ Independen%C8%9Ba

* End. Müh., Fişek Enstitüsü’nde İş Güvenliği Uzmanı 

 

Tags: , ,

Arşivler