İyi akşamlar, Hoş geldiniz.
Alanında ve ülkemizin yaşantısında farklılık yaratan bir bilim adamı ve sanat aşığını anma gecesinde sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Nusret Fişek’in iki ilgi alanı bilim ve sanatın kesiştiği noktada sizleri müzikal bir yolculuğa davet ediyoruz.
İnsanın var olduğu andan itibaren doğası gereği seslere karşı duyarlı olduğunu biliyoruz. Meriç ve Sanem de her şeyin titreşimden oluştuğu dünyamızda, müziğin oluşturduğu yeni titreşimle ruh halimizin, zaman ve mekanı algılayışımızın ve hatta bakış açımızın değişebileceğini düşünüyor.
İnsanlık varoluşunu ve yaşam amacını hep merak etmiş ve sorgulamaya devam etmekte. Sanatın genler üzerindeki etkisinin araştırıldığı günümüzde, bilimsel anlamda niçin müzik yapıp, neden dinlediğimiz halen kanıtlanamamış. Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğuna inanan sanatçılarımız bilim, sanat ve spiritüel çalışmaların bütünsel birlikteliğini diliyorlar.
Roma, Çin ve Mısır gibi çok eski uygarlıklarda müziğin farklı hastalıkların tedavisinde kullanıldığı kaynaklarda yer almakta. Sekizyüzlü yıllardan sonra Farabi, Razi, İbn-i Sina gibi alimler konuyla ilgili çalışmışlar. Osmanlı döneminde ise 1484-1488 yıllarında Edirne’de II.Beyazıt tarafından yaptırılan Darüşşifa’da müzik terapisinin kullanıldığı ve sonrasında Kayseri ve Amasya’da benzer şifahaneler kurulduğu, ayrıca bu merkezlerde renk ve su terapisinin de birlikte uygulandığı kayıtlar arasındadır. Türk Makamsal müziği ile yapılan müzikle tedavi ise bir başka konser konusu.
Avrupa’da müzik terapi ise 2.Dünya savaşının yaralarının sarılma döneminde tekrar hatırlanıyor. Avrupa’da müzik terapinin unutulduğu dönemde yaşamış olmalarına rağmen besteleri günümüzde tedavi amaçlı sıkça kullanılan Mozart ve Beethoven’in iki eseriyle yolculuğumuz başlıyor.
Yaşantılar müziğin stili açısından çok önemlidir. Çağlardan bu yana bireysel tercihler ve müzik çeşitliliği vardır. Bireyin müzikle bir şeyler ifade etmesi kişinin bilinç altından çok değerli ipuçları ortaya dökmesidir. Ritim, melodi ve armoni gibi müzik unsurlarının tedavi amaçlı kullanılmasıyla kişi baskılanmış yaşantılarını müziğin yardımıyla dışa vurabilme şansına kavuşur. Büyük bir özgürlüktür.
Amerika’da bir bilim dalı olarak kabul gören Müzik terapi, bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan uzmanlık dalı olarak diye tanımlanıyor.
Müzik ve ses bunu nasıl başarır? Kendisi de bir titreşim olan ses kulağa ulaştığında kulak zarı titreşmeye başlar ve kulaktaki minik kemikler, bunu elektrik enerjisine dönüştürür. Bu enerji sinirler vasıtasıyla beyinde duyma merkezine dağılır ve nöronlar aracılığı ile birçok merkeze ulaşır. Bu da müziğin Kardivasküler ve Endokrin sistemine, hormonlara, kan hücrelerine ve psikolojiye etki etmesine neden olur.
Bilimsel araştırmalara konu olan bu alanda Gazi Üniversitesi Algoloji bölümü ile yapılan çalışmalardan alınan ilk sonuçlarda hastalarda terapi öncesine göre ağrı ve hormon değerlerinde anlamlı bir azalma saptanmış.
Kafanızdaki her şeyi bir kenara bırakıp bu anı yaşayabilmeniz ve bedeninize de kendini yenilemek için zaman tanımanız için bir fırsat. Opera’ya konu olan bir meditasyon sahnesi: Massanet.
Müzik bilimin her alanı, her tür sanat dalı, spor ve sosyal yaşamla birleşebilen reklam, pazarlama, yiyecek ve moda gibi sektörlerde de yönlendirme için kullanılan kuvvetli araçlardan biri.
Müziğini duyduğunuz anda aklınıza gelecek bir sürü reklam ve ürün vardır? Hepimizin dilinde olan basketbol tezahüratlarını, müzikle daha etkili ve coşkulu yaptığınız spor faaliyetlerini, dans, askerlere motivasyon kaynağı marşları anımsayın.
Bir şarkıyla bir anda çocukluğunuza veya gençlik hatıralarınıza döndüğünüz olmadı mı? Filmlerin en etkileyici sahnelerini kuvvetlendiren tematik müziklere ne demeli? Sizi heyecanlandıran bir film sahnesindeki o sürükleyici müziği kaldırsak aynı şekilde hisseder miydiniz? Sizi çok etkileyen ve ağlatan bir duygusal kavuşma sahnesinin müziği yerine adrenalin yükseltici bir korku filmi müziği yerleştirsek aynı olur muydu?
Müzikle isteminiz dışı karşılaştığınız yerleri ve sizdeki izlerini bir düşünün lütfen “Müzik ruhun gıdasıdır” ve “Ne yerseniz O’sunuz“ dediklerine göre farkındalığınızı yükseltmenizi, seçici olmanızı öneriyoruz.
Bedenin müziğe verdiği fiziksel cevapları inceleyen bilim adamları, müziğin her durumda bazı mekanizmaları harekete geçirdiğini, ancak farklı müzik türlerine ve kişiye göre değişen yanıtlar oluşabileceğini keşfetmişler.
Hatta bir müzik eserinin aynı kişi üzerinde bile çevresel faktörler, kişinin duygu durumu, zaman, mekan gibi kavramlardan etkilenebileceğinden farklı reaksiyonlara neden olduğu da bilimsel bir saptama.
Barok dönem müziğine kulak vereceğimiz şimdiki dört eserde bugün ve şu anda bizlere neler hissettireceğine odaklanalım ve Bach’ı dinleyelim.
Değerli konuklar öncelikle hepinize konserimize gösterdiğiniz ilgiden dolayı ve kadirşinaslığınızdan Nusret Fişek hocamıza gösterdiğiniz saygıdan dolayı teşekkür ediyoruz.
Bizler huzurlarınızda müziğe ve müziğin tedavi gücüne inanmış, tüm ülkede eğitim ve sağlık konusunda eşitliği dileyen ve aynı zamanda bütünsel tedaviye inanan üç kişi olarak bu eğitimin Türkiye’de üniversite düzeyinde açılmasını ve bu bilim yuvalarından yetişecek uzmanların Türkiye’de müzik tedavisini yaygınlaştırarak beden ve ruhları sağlığa kavuşturmasını diliyoruz.
Ve üçümüzün de ortak hissi Nusret Bey hayatta olsaydı bunun çok daha kolay olacağı yönünde. Umuyoruz ki nice Nusret Fişek’ler yetişir ve ülke genelinde pek çok yararlı etkinlik gerçekleştirirler.
Ve bizler de bu vesileyle Nusret beyle beraber, bizleri yetiştiren hocalarımızı, şu anda aramızda olmayan aile büyüklerimizi saygı ve hürmetle anıyoruz.
İyi akşamlar.
*Katkılarından dolayı Musa Kocatepe ve Kamil Mingü’ye teşekkürlerimizle.
* Sevda Cenap And Vakfı Basın ve Eğitim Sorumlusu
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)