Mardin Yaz Okulu

Mardin Valiliği, Başkent Üniversitesi Sosyal Hizmet Meslek Topluluğu ve Gap Kadın ve Çocuk Derneği’nin işbirliği ile yaz aylarında gerçekleştirilen yaz okullarının üçüncüsü bu yıl da tamamlandı.
Ağırlığını Başkent ve bu yıl Ankara Üniversitesi’nin Sosyal Hizmet Bölümü öğrencilerinin oluşturduğu gönüllü üniversite öğrencileri Temmuz ayı boyunca Mardin’de üç ayrı mahallede 5-12 yaş çocuklarına yönelik yoğun ve başarılı bir yaz okulunu gerçekleştirdiler.
TEGV’den de gelen 9 gönüllü ile birlikte toplam 58 kişilik gönüllü grubuyla Mardin kent merkezinde çok büyük bir bölümünü yoksul yurttaşlarımızın oluşturduğu mahallelerde günde ortalama 500 çocuğa ulaşılarak sürdürülen çalışma süresince önceki iki yılda olduğu gibi kadınlara ve gençlere yönelik çok yönlü etkinliklere de yer verildi. Yaz Okulu bu yönüyle bir kentsel toplum kalkınması çalışması niteliğini de kazandı ve yaz okulu sonrasında da çalışmalar yerel gönüllü ve görevlilerce sürdürülüyor.
Çalışmaların ayrıntısına girmeden kısaca çok karşılaşılan bir soruya yanıt vermekte yarar var. Bu çalışma için neden üç yıldır Mardin seçildi?.
Mardin güzel ve ilginç bir kent. Bölgenin en çok merak edilen kentlerinin başında geliyor. Bu yönüyle gönüllü üniversiteli gençlerin ilgisini çekiyor. Kent merkezinin güvenli oluşu nedeniyle anne ve babaları için cazip. Mardin gizemli ve güzel bir kent. Türkiye’nin iller arasındaki gelişmişlik sıralamasında ve toplam yaşam kalitesi göstergelerinde ise, en alttaki kentlerden biri. Son üniversite sınavında sondan ikinci kentimiz. Çocuk nüfusunun genel nüfusa oranı %48. Bir başka betimlemeyle her iki kişiden birisi çocuk. Üstelik bu çocuklarımız ve aileleri gelişmeye, öğrenmeye son derece açık ve çok küçük dokunuşlarla bile yol almak olanaklı. Buna Mardin Valiliği, GAP İdaresinin ve yerel gönüllülerin desteği, olanak sağlaması ve önceki iki yılda sağlanan başarı da eklenince sorumuzun yanıtı da verilmiş oluyor.
Yaz Okulunda gün sabah 8.00’de başladı ve 12.30’ a kadar birbirinden çok farklı ve uzak üç ayrı mahalledeki okullara gidildi. Yoksul ve sorunları yoğun,zor üç mahalle. Öğleden sonraları dört ayrı çalışma aksaksız sürdürüldü. Gruplar değişerek, SHÇEK’e, ev ziyaretlerine ve mahallede çocukların ailelerine ziyarete, ankete ve İstasyon-Ofis Mahallesinde açtığımız üniversiteye hazırlık kursuna ve konuk gelen öğretim üyeleriyle evlerde kadın toplantılarına gidildi. Mahalleli kadınların istemi doğrultusunda bir okuma yazma kursu açıldı ve yaş ortalaması otuzun üzerinde 20 kadınımız ilk aşamayı bitirerek mezun oldular.
Okullarda ne yaptığımıza geçmeden başka çalışmaları da eklemeliyiz. Okulların dış seslendirme cihazlarını ve üç okulun ana sınıflarının klima sorunlarını çözdük.
Okullardan birinin olduğu mahallede tek bir park ve oyun alanı yoktu. Okulun bahçesi uçurumun yanındaydı ve top duvarı aştı mı bir daha geri getirilemiyordu.. Adını belirtmemizi istemeyen bir kuruluşumuz yaklaşık 7000TL tutan malzemeleri, Valilik de işçiliğini sağladı, ve Okulun bahçesi tel çitle çevrildi. Bunun mahalle için, çocuklar için anlamı çok büyük. Spor sınıflarının çocuklarını her gün Mardin Yaz Okulu Bülent İLİK* başka bir okula taşıyarak gerçekleştiren gençlerimiz bu mahalleden kesinlikle başarılı voleybol ve basketbolcuların yetişeceğini söylüyorlardı ve basketbol turnuvasının finalini de bahçede yaptık.
Başkent Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Arzu Çoban ve Bülent İlik , Hacettepe Üniversitesinden Tülay Üstündağ ve Dokuz Eylül Üniversitesinden Çocuk doktoru Prof.Dr.Serpil Uğur Baysal ile 16 ayrı ev toplantısı gerçekleştirildi. Annebaba-çocuk iletişimi ,aile içi iletişim, ana-baba tutumları, çocuk ihmal ve istismarı, ev kazaları ve önleme yolları başlıca konularımız oldu.Bu toplantıların her biri ayrı bir heyecan ve coşkuyla gerçekleşti.
Çocuklarla ilgili ne yaptık?
Güne, okullarda müzikle başlandı. Sevdikleri, oynayacakları her dilden neşeli müziklerle. Üniversiteli ağabey ve ablalarıyla, “öğretmenleriyle” oynadılar, halay çektiler,sonra sınıflara girdiler. Sınıflarının isimlerini kendileri seçtiler. Uğur Böcekleri, Kaplanlar, Yıldızlar gibi…
Ana başlıkları ile haftada üç gün 7-8 yaş yüzmeye, 9-12 yaş arkeopark’a, çimento fabrikasına, Adliye, Belediye, Valilik gibi kamu kurumlarına, bir büyük otele, stadyuma, üniversiteye, iki ayrı müzeye, spor salonuna, yerel bir radyoya, Sabancı Müzesi’ne ve konferans salonunda meslek tanıtımına gittiler. Gezilerin temel amacı farklı meslekleri, alanları tanımaları, tanışmaları. Çok ilginç gözlemlerle döndüler. Otelde aşçıdan, resepsiyon görevlisine, otel müdüründen, garsona kadar herkesle tanıştılar ve her iş için eğitimin gerekliliğini paylaştılar. Radyoda canlı yayına katıldılar. Çimento Fabrikasından çok şey öğrendiler.
Arkeopark, Arkeoloji Müzesinin, Mardin’de başlattığı çocuklar için çok ilginç, eğlendirirken, öğreten başarılı bir uygulaması. Hazırlanmış bir ortamda kazı yapıyorlar, para buluyorlar, bez ve para baskısı yapıyorlar ve arkeolog, sanat tarihçisi, iç mimar ve grafikerle tanışıyorlar.
Adliye ve hukukçularla tanışmaları da çok eğlenceli, öğretici ve başarılı geçti. Başsavcı’nın, hâkimlerin, mahkemenin konuğu oldular, bilgi alıp, soru sordular. Cübbesiyle konuğumuz olan kadın avukatın önünde bir canlandırma yaptık. Çocuklardan mahkeme kurduk. Avukat, savcı, hakim seçtik. Demokratik hak aramanın yolunu konuştuk. Canlandırmanın başarılı olduğunu ertesi gün Okulda şaşırarak görme olanağı bulduk. Okula girerken 9 yaşındaki bir çocuk koluma yapışıp “neden hırhızlık yaptın” diye hesap sordu…
Çocuk Haklarını katılımlı bir programla sınıflarda anlattık.
Tüm etkinliklerden sonra izlenimlerini yazdılar, resimlerini yaptılar. Belediye Başkanı na dilekçe yağdırıp, isteklerini en çok da park isteklerini ilettiler.
Çocuk içtenliğiyle sorular sordular, katılımda bulundular. Örneğin otelde garsona ”bardak kırarsan” parasını sen mi ödüyorsun, buradaki yemeklerden yiyebiliyor musun dediler.
Başka pek çok gözlemi paylaşmayı erteleyip, biraz da sınıf içi etkinliklere değinelim.
Okula düzenli gelenlerin yanı sıra, ara sıra gelen ya da son hafta bile yeni kayıt olmak için gelenler oldu. Bir anne lösemi hastası çocuğunu getirdi. Hastalığı nedeniyle iki yıldır okula gidemeyen çocuğunun alışması için kaydını istedi, yaptık.
Mahallelerde Pazar kurulduğu günlerde çocuk sayımız düştü.Dondurma dağıttığımız her günün sonrasında arttı. Neden dersiniz?
Bir mahallede, Kuran Kursuna gidenler Hocalarını ikna edip kurslarını erkene aldırıp, biter bitmez bize geldiler.
Sınıflarda temel dersler (Türkçe, matematik, İngilizce), drama, müzik, spor, el sanatları verildi. Oyun oynandı. Çalışmaya ikinci hafta katılan TEGV Gönüllüleri müzik, kukla, sağlık eğitimi, öykü yazarlığı ve doğayı tanıma programlarını uyguladılar. Diş fırçalamada çok yol aldık. Pek çok çocuğumuz sıvı sabunla ilk kez karşılaştı. Ana sınıflarında gelişme çok hızlı oldu. Özellikle Türkçe hiç bilmeyen çocuklar bile kendilerini ifade etmeye başladılar Bando kuruldu. Gitar çalışmaları başladı.
İnanması güç gelebilir ama tüm bunlar bir ay içinde olabildi. Çocuklara bir öğün gıda desteğini, ulaşımı, gönüllülerin konaklama ve yemeğini Valilik sağladı. Kullanılan eğitim, spor malzemeleri desteğini, her çocuğa giysiyi, oyuncağı, kitabı, klimayı, boyaları, kalemleri çocuk dostları sağladı. Kalan eğitim malzemelerinden her çocuğa armağan verildi. Pek çoğu yaşamlarında ilk armağanlarını aldı.
Finali, müthiş coşkulu bir şenlikle kent merkezinde yaptık. Kum fırtınasına karşın, çocuklar coşkuyla eğlendiler. Biz şenliğimizi “sivil ve gerçek” 23 Nisan olarak betimledik.
Söz, deneyim, gözlem çok fazla. Ders de çok fazla. Ne yapılırsa ya da yapılmazsa hangi sonuçla karşılaşıldığını o kadar net ve kesin görüyoruz ki… Bir ayda bile okulda, mahallede heyecan verici değişimi görmek olanaklı.
Tek bir örnek ve kocaman bir teşekkürle bitirelim. Kapanışta çocuklar eylem yaptılar. Okulun dağılma saatinde servislerin önüne zincir yaptılar ve “sizi bırakmayız” diye bağırışın, feryadın bini bir para oldu. Ne dersiniz, bu kadar sürede, böylesi bir tutkulu sevgi paylaşımı olabilir mi? Hem çocuklar, hem üniversiteliler ve tüm gönüllüler çok şey öğrenip, paylaştılar.
Evet, oluyor, daha da fazlası olanaklı. Bilen, isteyen ve insanı, çocuğu seven herkesin el ve gönül birlikteliğiyle evet…
* Dr., MARDİN ÇOCUK DOSTU, Sosyal Hizmet Uzmanı
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: ,

Arşivler