Madenlerde Çalışma Koşulları

Medeniyet tarihi boyunca önemli olan madenler kimi zaman kullanıldığı tarihi döneme de ismini vermiştir. Madenler günümüzde de önemini korumakta olup özellikle enerji kaynağı olarak kullanılabilen madenler, çıkarıldığı ülkenin zenginliğine katkı sağlarken; kimi zaman da gelişmiş ya da komşu ülkelerin bu zenginliklere sahip olma isteği çeşitli savaşların ortaya çıkmasına neden olmuştur (Şahin ve Kablay, 2015: 211). Yeraltı ve yerüstünde çeşitli maden zenginliklerine sahip olan ülkeler bu zenginliklerin ülke ekonomisine katkısını arttırabilmek amacıyla daha fazla çıkarılmasına çaba harcamaktadırlar.
Ülkenin ekonomik durumuna katkı sağlayan madenler çalışanlar açısından ise daha farklı bir anlam taşımaktadır. Özelliği gereği özellikle kömür gibi madenlerin yeraltından çıkartılma gereği, bu alandaki çalışmayı ağır ve tehlikeli sınıfa sokmaktadır. Hele de bu madenlerin işletmesinin özel kesime bırakılması zaten ağır ve tehlikeli çalışma alanı olan madenleri çalışanlar açısından daha da tehlikeli hale getirmektedir. Madenlerde çalışmanın pek çok tehlike içermesi bu alanda çalışanları korumak için uluslararası ve ulusal düzeyde çeşitli düzenlemelerin yapılmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada ülkemizde madenlerde (özellikle yeraltı madenciliğinde) çalışma koşullarının hukuken nasıl olması gerektiği incelenecektir.
Madencilik Alanında Farklı Çalışma Koşullarının Nedenleri
Madencilik alanında gelişmekte olan, orta derece gelişmiş ve gelişmiş teknolojilerle yapılan üretimde -ileri teknoloji kullanılsa dahi- ölümcül endüstri kazalarının sıklığı diğer alanlara göre daha yüksektir. Ayrıca ölümcül kaza oranı da diğer sektörlere göre daha fazladır (Moyer, 1992: 13). Bu durum madencilik alanındaki çalışma düzeninin özellikli olarak belirlenmesini gerekli kılmaktadır.
Madenciliğin diğer sektörlerden önemli bir farkı işin ilerlemesi ile iş ortamının da sürekli olarak değişmesidir. Her ton maden çıktığında farklı çalışma yüzeyleri, kenarları ve sınırları ortaya çıkmaktadır. Sürekli değişen çevre koşulları yeni ve farklı iş tehlikelerini beraberinde getirmektedir (Moyer, 1992: 13). Bu değişen koşullara ve çalışma çevresine göre çalışma ortamının yeniden organize edilmesi, tehlikelerin gözden geçirilip önlemlerin alınması gerekmektedir.
Yer altında çalışılırken ışık ve havanın dışarıdan sağlanması gerekmektedir (Moyer, 1992: 13). İş ortamının sürekli değişmesi bu gereksinimlerin sağlanması noktasında da süreklilik gerektirmektedir.
Madencilik sektöründe kullanılan teknolojilerin eski ya da yeni olması riskleri önemli derecede farklılaştırmaktadır. Üretimde ileri teknolojilerin kullanımı işçilerin pek çok riskle karşılaşmasını önler. Bununla birlikte diğer yandan da yeni teknolojilerin yarattığı yeni riskleri doğurur.
Madencilik sektörünün bir diğer önemli ayırt edici özelliği ise teknoloji kullanımının yetersiz olduğu durumlarda sektörün emek yoğun üretim yapması (Eskov, 1992: 22), tehlikeye aynı anda pek çok çalışanın maruz kalması ve bir risk ortaya çıktığında riske maruziyetin toplu olarak gerçekleşmesidir.
Alanda hem fiziksel, hem kimyasal hem de biyolojik risk faktörleri ile çalışılmak zorunda kalınması ve çoğu zaman bu tip çalışmanın insanın fizyolojisine aykırı olması diğer sektör çalışanlarından daha farklı çalışma koşullarını gerekli kılmaktadır.
Madencilik alanında güvenlikle ilgili en önemli tehlikeler; malzeme taşıma, kullanılan makineler, taşıma ve nakliye, su baskınları, patlayıcılar (Moyer, 1992: 13-14), ortamda ortaya çıkan gazlar, uygun tahkimat yapılmaması olarak sıralanabilir. Bunların yanı sıra bu sektörde, çalışma başta pnömokonyozlar olmak üzere çeşitli meslek hastalıklarına da yol açabilmektedir. Ayrıca yetersiz denetim, gerekli durumlarda işin durdurulmaması, sürekli üretime dönük piyasa baskısı, özelleştirmeler ve kaçak maden çıkarma olayları da riski artırmaktadır.

İş Hukuku Mevzuatına Göre Madenlerde Çalışma Koşulları
Sektördeki zor çalışma koşulları ve karşılaşılan riskler nedeni ile ülkemizde madencilik alanında özel çalışma koşulları belirlenmiştir. Bu koşulları esas olarak 4857 sayılı İş Yasası’nın 66. maddesi belirlese de, bu konudaki gerçek gelişme ne yazık ki Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen Türkiye tarihinin en ölümlü iş faciası sonrası olmuştur. Madenlerdeki çalışma koşullarını değiştiren 6552 sayılı Torba Yasa 11.09.2014 tarihinde kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile 4857 sayılı Yasanın 41-42-43-53-63. maddeleri değiştirilmiş, ek madde 9 ile de 3213 sayılı Maden Kanuna “linyit ve taşkömürü” çıkartılan işyerlerinde yeraltında çalışacak işçilere 4857 sayılı Yasanın 39. maddesinde belirlenen asgari ücretin iki katından az ücret verilemeyeceği düzenlemesi eklenmiştir. Ancak 6645 sayılı Torba Yasa ile madenlerdeki çalışma süreleri yeniden düzenlenmiştir (Aysan ve Kablay, 2017: 58-59).
Madenlerdeki çalışma koşulları son hali ile aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
-Çalışma yaşı: Maden ocakları gibi yer altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadının çalıştırılması yasaktır (md. 72). Bu durumda yer altı maden işlerinde ancak onsekiz yaşından büyük erkeklerin çalıştırılması mümkündür. Ancak Elma ve Aysan’ın yaptığı çalışmada da görüldüğü üzere özellikle özel ocaklarda onsekiz yaşın altında çocuklar da çalıştırılmaktadır (Elma ve Aysan, 2017).
-Çalışma süresi: Normal çalışma süresi İş Yasasına göre haftalık 45 saat olup, aksi kararlaştırılmadığı halde de bu süre işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır (md.63/2). Ancak 6645 sayılı Torba Yasa ile İş Yasası’nda yapılan düzenleme ile yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi, günde en fazla yedi buçuk, haftada en çok otuzyedi buçuk saattir. Bu tüm yer altı işlerinde çalışanları değil, sadece yer altı maden işinde çalışanları kapsamaktadır. Düzenlemenin amacı ise bu işlerde çalışanlara iki gün hafta tatili sağlamaktır (Süzek, 2017: 804).
-Çalışma süresinden sayılan haller: 4857 sayılı Yasaya göre “madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yer altında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için geçen süreler” de günlük çalışma süresinden sayılır (md.66/1-a).
-Fazla çalışma yasağı: 6552 sayılı Torba Yasa ile yer altı maden işlerinde fazla çalışma yasağı getirilmiştir (md. 41/9). Yer altı maden işlerinde sadece 4857 sayılı Yasanın saydığı zorunlu hallerde (md. 42) ve olağanüstü hallerde (md. 43) fazla çalışma yaptırılabilir. İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliğine göre de (md. 7) maden ocakları gibi yer altında yapılan işlerde fazla çalışma yapılamaz (Süzek, 2017:829). Yasanın 42 ve 43. maddelerine göre yapılacak fazla çalışmalarda haftalık otuzyedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir.
-Yıllık ücretli izin hakkı: 4857 sayılı Yasanın 6552 sayılı Torba Yasa ile değişen düzenlemesine göre yer altı işlerinde çalışanların yıllık izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır (md.53/4). Örneğin kıdemi 1-5 yıl arasında olan işçinin normal yıllık izin hakkı 14 gün iken, yer altında çalışan aynı kıdemdeki işçinin yıllık izin süresi 18 gün olacaktır (Süzek, 2017: 859).
-Ücret: Torba Yasa ile 3213 sayılı Maden Yasası’na eklenen 5. madde ile linyit ve taşkömürü çıkartılan işyerlerinde yer altı maden işçilerine ödenecek ücret asgari ücretin iki katından az olamaz. Ancak Elma ve Aysan’ın (2017) yaptığı çalışmada da görüldüğü üzere işçilere iki kat asgari ücret ödenmeyen işletmeler bulunmaktadır.
– İşe iade davası: İş Yasasında iş güvencesinden yararlanabilmek ve haksız nedenle iş sözleşmesi fesh edildiğinde işçinin işe iade davası açabilmesi için “belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile çalışması, otuz veya daha fazla işçinin çalıştığı işyerinde çalışması ve en az altı aylık kıdemi” olması gerekir (md. 18/1). Bu üç koşuldan birisi dahi olmasa işçiler işe iade davası açamazlar. Ancak yine 6552 sayılı Torba Yasa ile yapılan değişiklikle yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işçiler otuzdan fazla işçinin çalıştığı bir işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyorlarsa, bu durumda kıdem şartı olmaksızın da işe iade davası açabilirler.
-Sosyal güvenlik: Maden işletmelerinde özellikle yer altı işleri yıpratıcı işlerden olduğundan bu işlerde çalışanlar için “fiili hizmet zammı” şeklinde kolaylaştırılmış emeklilik koşulları uygulanmaktadır. Bu düzenleme ile yaşlılık aylığına yaş sınırını beklemeden daha kısa sürede kavuşulması amaçlanmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası 40. maddesinde yer altı maden işlerinin de aralarında olduğu bazı işlerde her 360 gün için 60-90-180 güne kadar fiili hizmet süresi zammı belirlemiştir. Yer altı maden işçileri için her 360 güne 180 gün fiili hizmet süresi eklenir. Ancak işçilerin fiili hizmet süresi zammından yararlanabilmek için belirtilen işlerde en az 10 yıl (3600 gün) çalışması gerekmektedir. Yer altı maden işçileri için bu süre de 5 yıl (1800 gün) olarak belirlenmiştir. Yani yer altı maden işçilerinin fiili hizmet süresi zammından faydalanmak için bu işte en az 5 yıl çalışması gerekmektedir. Yaş haddi indiriminden faydalanabilmek için ölüm ve malullük hariç yer altı işlerinde çalışanların en az 1800 gün belirtilen iş ve işyerinde çalışması gerekmektedir. Ayrıca 6552 sayılı Torba Yasa ile yapılan değişiklik sonucu yaşlılık aylığı başlama yaşı yer altı maden işlerinde sürekli ve münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalılar için 55’ten 50’ye indirilmiştir (Tuncay ve Ekmekçi, 2016: 493-495).
Sonuç
Madencilik sektörü ağır ve tehlikeli işlerin yapıldığı bir sektör olup özellikle çalışmanın yer altında yapılması durumunda işin tehlikesi daha da artmaktadır. Bu gibi riskli alanlarda çalışanları korumak amacıyla çalışma koşullarında iyileştirmeler yapan düzenlemeler vardır. Ancak bu düzenlemelere rağmen uygulamada kurallara uyulmadan çalışma yapılan işletmelere sıklıkla rastlanmaktadır. Bu durumda yasal düzenlemelerin çalışma alanında uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi ve uymayan işletmelere yaptırımlar uygulanması gerekmektedir.
Kaynakça
Aysan, M.E., Kablay, S. (2017) “Türkiye’de Özelleştirmeler ve Kömür Madenciliği: Soma’da Maden İşçisi Olmak” , Ünye İİBF Dergisi, C:1, S:1, s. 51-76
Elma, Y., Aysan, N. (2017) “Zonguldak Kömür Havzasındaki Maden İşçilerinin Çalışma Koşulları ‘Kamu ve Özel Ocak Karşılaştırması’”, Çalışma Ortamı, S: 154
Eskov, V. (1992) “Kömür Madenciliğinde Çalışma Koşulları, Ortamı ve Türkiye”, Çalışma Ortamı, S:2, Mayıs, s. 22-23
Moyer, F.T. (1992) “Madenlerde Güvenlik”, Çalışma Ortamı, S:2, Mayıs, s. 13-15
Süzek, S. (2017), Bireysel İş Hukuku, İstanbul: Beta Basım Yayım
Şahin, Ç. E., Kablay, S. (2015) “Türkiye’de Kömür Madenciliğinde Çalışma Rejiminin Evrimi ve Özyönetim Seçeneği”, İdealkent, S: 16, s.210-257
Tuncay, C., Ekmekçi, Ö. (2016) Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, İstanbul: Beta Basım Yayım

(*) Doç. Dr., Ordu Üniversitesi Ünye İİBF, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: ,

Arşivler