MADENCİ FOTOĞRAFLARI

“Siyah akar Zonguldak’ın deresi
yüz karası değil kömür karası
böyle kazanılır ekmek parası.”
ORHAN VELİ KANIK 1946
Toplumda herhalde ekmek parasını en zor kazananların başında maden işçileri gelir. Büyük emek ister taştan ekmek çıkarmak; üstelik de tehlikeli. Buna karşın, yeraltı maden işçisi alınacaktır ilanına on binlerce kişi koşar. Bu çaresizlik insana acı veriyor. Toplumda bir yanda “hırsızlar”, hiç emek harcamadan kalem oynatarak milyonlar kazananlar var; öte yanda, gününü kurtarmak için canını dişini takanlar…
Adaletten söz edenler, önce sosyal adalete bakmalı.
Emekçiler, gözden de gönülden de uzak olur. Her gün renkli gazetelerin sayfalarını çevirdiğinizde, bambaşka bir yaşamla karşılaşırsınız. Renkli, canlı, neşeli ve besili. Maden emekçilerinin fotoğraflarına baktığınız zaman, hiç de bu özellikleri yakalayamıyorsunuz. Onların yüzleri renksiz, avurtları çökmüş, bakışları neşesiz ve kaygı yüklü.
Bu ülkede sosyal adaletin olmadığını duyurmak için söylevler yetersiz, toplantılar paneller etkisiz. Türkiye’de emekçilerin çaresizliğini, gözden çıkarılmışlığını, adaletsiz gelir dağılımının en dibine itilmişliğini gözle görmek, elle tutmak gerek.
İşte Yunus Topal bunu yapmış. Fotoğraflarını, Zonguldak Karadon maden ocağında, göçük öncesi ve sonrası iki dönemde çekmiş. Onun için, kaygıyla umut, sevinçle elem iç içe. “Bu kitap, yer altındaki onurlu alın terinden, yer üstünde ekmek bekleyenlerin yaşadıkları üzücü olayın görsel kesitleridir. Sessizliğimizin dışa vurulmuş şeklidir” diyor Yunus Topal.
Onun madenci fotoğraflarına baktıktan sonra, eğer biraz vicdanınız varsa, bu adaletsizliğe isyan edersiniz.
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , ,

Arşivler