Madencilik, değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adıdır. Çıkarılan bu cevherler arasında metaller, kömür, taşlar, kalker, kaya tuzu, çakıl ve kil gibi maddeler bulunur. Madencilik, bir laboratuvarda, fabrikada veya yapay tarımsal süreçler yoluyla yetiştirilemeyen ya da oluşturulamayan maddelerin elde edilmesi için gerekli bir işkoludur. Bilim ve teknolojinin gelişmesi madencilikte kullanılan araçların güvenli hale gelmesini sağlamışsa da bu işkolunda yaşanan kaza ve ölümlerin yaşanmadığı bir dönem yoktur. Madencilik, maden çalışanlarının maruz kaldığı tehlikeler açısından kayda değer bir değişiklik göstermemekte, geçen yıllar içinde yaşanan kazalarda ölü ve yaralı sayıları azalıyor olsa da madencilik tarihimizin en tehlikeli mesleği olmaya devam etmektedir. Madenlerde, insan gücü yerine makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla madenlerde çalışan sayıları azalmış ancak bu durum gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerde olduğu kadar etkili olamamıştır. İnsan gücünün daha ucuz olması madenlerdeki çalışmalarda makine kullanımı yerine tercih edilme nedeni olmaktadır. Madencilik günümüzde hala erken ölümlerle, meslek hastalıklarıyla, çok ölümlü kazalarla anılan bir meslektir.
ABD’de yapılan bir çalışmaya göre ABD’de bulunan kömür madenlerinde geçtiğimiz yüzyılda, kömür madenciliği sağlık ve güvenlik şartları çok büyük gelişmeler göstermiştir. Madenlerde yapılan çalışmalarda verimlilik artmaya devam ederken, ölüm ve yaralanmalar azalmaktadır. Geçmişte madencilerin korkulu rüyası olan metan gazı, kömür tozu patlamaları, göçükler, yangınlar gibi kazalar ve sağlık problemleri önemli ölçüde azalmıştır. Madende çıkacak yangınların önlenmesini ve bu yangınlarda hayatta kalmayı sağlayan ürünler, metan gazı kontrol yöntemleri, yeraltı kömür madenleri için tasarım prosedürleri, kazı yapılan yüzeyin kontrolleri için yöntemler, patlatma yöntem ve prosedürleri, yeraltı maden ocaklarında lazer kullanımı ve üstten geçen elektrik hatlarından kaynaklanacak elektrik çarpılmalarının önlenmesi konularını da içeren NIOSH araştırmalarının katkıları sayesinde yeraltı kömür madenlerinde kaza ve yaralanma sayıları azalmıştır. Sağlık araştırmaları sonucunda, kişisel toz maruziyetinin görüntülenmesini, gürültüye maruziyetin azaltılmasını ve makine operatörleri için ergonomik çözümler sağlayan ürünler geliştirilmiştir. (1) Bu gelişmeler, gelişmiş ülkelerdeki maden kazalarının azalmasına neden olabilmişse de, denetim mekanizmaları yeterli olmayan ülkelerde maden güvenliğinin sağlanması açısından aynı ölçüde etkili olamamıştır.
Pensilvanya’da bulunan bitümlü yeraltı madenlerindeki güvenlik önlemlerine uyulmamasından kaynaklanan riskleri tanımlamak için yapılan bir risk değerlendirme çalışmasında ABD Çalışma Bakanlığı’na bağlı Maden Güvenlik ve Sağlık İdaresi (MSHA)’nin belirlediği zorunlu güvenlik standartlarından yararlanılmıştır. Bu standartlara uygunsuzlukların sonucunda yaşanabilecek sağlık ve güvenlik risklerinin önceden değerlendirilmesi ve önceliklerin belirlenmesi sonucunda alınacak önlemler kaza, yaralanma ve hastalıkların yaşanmasını engelleyecektir. (2) Madenler gibi çok tehlikeli ve büyük kayıplara yol açabilen işlerle ilgili kapsamlı ve detaylı yasaların ancak tüm dünyada uygulanması maden kazalarının tarihe gömülmesine neden olabilir.
1949 yılından itibaren ulusal kömür üretiminin hızla arttığı Çin, 2009 yılında dünyada en çok kömür üreten ülke olmuştur. Bununla beraber, büyük kömür madenciliği kazaları günümüzde hala yaşanmaktadır. Yaşanan bu kazalarla ilgili bilgi edinebilmek için 1949- 2009 yılları arasında 100 kişiden fazla ölüme neden olan 26 büyük kazanın incelendiği bir araştırmada; tarih, ölü sayısı, kaza nedeni ve işletmenin niteliği gibi kazalara bağlı etmenler analiz edilmiştir. Çin’de yapılan bu araştırmada güvenlik denetim organizasyonlarının tamamlanması, devlet, işletme ve çalışanlar arasında işbirliğini sağlayacak bir ajans kurulması, güvenlik kuralları ve yönetmeliklerinin tamamlanması, güvenlik konusundaki yatırımların iyileştirilmesi, güvenlik konusundaki eğitimlerin geliştirilmesi, güvenlik tekniğinin geliştirilmesi ve acil kurtarma tekniği ve ekipmanlarının geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması önerilmektedir.(3) Madenlerde yapılan çalışmalarda işin doğası gereği bulunan tehlikelerden çalışanların korunmasını sağlamak devletin görevidir ve devlet, tüm iş güvenliği yaklaşımında olması gerektiği gibi, bu konuda önleyici olacak şekilde denetim mekanizmalarını şekillendirmelidir.
Madenlerdeki tehlikelerin başında patlamalar gelmektedir. Metan, etan, propan, bütan ile hidrojen, karbonmonoksit gibi bütün yanıcı gazları bünyesinde bulunduran hava patlayıcı özellik gösterir. Bunların en önemlisi hidrokarbonlar ve özellikle metan olup, metan ile havanın karışımı madencilikte “grizu” olarak isimlendirilir. Metanın tek başına yanması (metan patlaması) sırasında karbonmonoksit oluşmaz. Ancak metanın yanması kömür tozunun bulunduğu ortamda meydana gelirse, son aşamada kömür tozu patlaması olur ve bol miktarda karbonmonoksit oluşur. (4)
Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir. (4)
Magnezyum, alüminyum, çinko, kalay, demir gibi metalik tozlar, kömür, piritli cevherler, organik tozlar ortam havasına belirli bir konsantrasyon karışması durumunda hava patlayıcı hale gelir. Normal koşullar altında katı bir kömür parçası yanıcıdır. Ancak, ufalanarak ince toz haline getirildiğinde tutuşucu ve patlayıcı bir hal alır. Kömür tozu patlamaları üzerinde yapılan araştırmalar ve yaşanan olaylar aşağıdaki önemli bulguları ortaya çıkarmıştır. Kömür tozu küçük bir metan patlamasını büyük bir patlamaya dönüştürebilir. Ayrıca, yanan bir toz bulutunun alevi bir gaz birikintisine ulaştığında gazı patlatabilir. İnce ve kuru kömür tozlarının varlığı grizunun alt patlama sınırını daha aşağıya indirebilir. Patlama kömür tozunu da içeriyorsa önemli miktarda karbonmonoksit gazı oluşabilmektedir. Toz patlamasının olabilmesi için havada askıya geçmiş bir toz bulutunun ateşleyici bir kaynakla temasa geçmesi gerekmektedir. Araştırmalar ocaklarda metan-hava karışımlarını patlatabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu da patlatabileceğini göstermektedir. Ancak ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlarda birikmiş olan toz olup, bunun bir darbe etkisiyle gruplanarak havaya karışması gerekmektedir. Yani bir patlamanın olabilmesi için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bulutu ateşleyecek etkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. (4) Bu açıdan kömür madenleri diğer madenler arasında en çok kazanın yaşandığı ve bu kazaların sonucunda çok sayıda ölümle karşılaşılan bir alandır.
Yaşanmış en büyük maden işletmesi kazası 1942 yılında Çin’in Liaoning Bölgesi’nde bulunan Honkeiko Kömür Madeni’nde yaşanmıştır. Gaz ve kömür tozunun patlaması sonucu oluşan alevler maden kuyusu girişine kadar ulaşmış ve 1549 kişinin ölümüne yol açmıştır. Kuyunun içinde devam etmekte olan yangının büyümesini engellemek için havalandırmanın kapatılması ve kuyu ağzının mühürlenmesi nedeniyle ölümlerin çoğunun karbon monoksit zehirlenmesinden kaynaklandığı raporlanmıştır.(5)
Fransa’da bulunan Courrières Maden Ocağı’nda meydana gelen patlamada 1099 maden işçisi yaşamını yitirmiştir. Patlamanın yaşandığı 10 Mart 1906 gününden bir gün önce yerin 270 metre altında bir yangın başladığı tespit edilmiş ve yangının oksijensiz kalarak sönmesi için ocak giriş ve çıkışları kapatılmıştır. Ertesi sabah devam etmekte olan yangının bulunduğu alanda, muhtemelen duvarlardaki çatlaklardan sızan yanıcı gazlar ve kömür tozundan kaynaklanan bir patlama olmuş; ocağın derin tünelleri ve yüzeyine kadar yayılan alevler bu bölgelerde çalışanların ölümüne yol açmıştır. Çıkan yangının nedenleri günümüzde hala belirlenememiştir. (6)(7)
1965 yılında Hindistan’ın Dhanbad Kömür Madeni’nde gerçekleşen patlamada 375 madenci yaşamını yitirmiştir. Grizu ve kömür tozunun patlayıcı hale getirdiği ortam havasının tutuşturucu bir kaynakla biraraya gelmesi sonucu patlama yaşanmıştır. Kesin olmayan bilgilere göre tutuşturucu, yeraltına giren bir madencinin fenerinden kaynaklanmıştır. Maden Ocağı yönetimi tutuşturma kaynağının kasıtlı olarak kullanıldığını iddia etmektedir. (8)
Japonya’nın Mitsui Miike Kömür Madeni’nde 1963 yılında yaşanan kömür tozu patlaması sonucunda 458 kişi ölmüş ve 833 kişi yaralanmıştır. Yerin 500 metre altında gerçekleşen patlama nedeniyle birçok bölgedeki tünellerin tavanları çökmüş ve madenciler yeraltında mahsur kalmıştır. Çalışanlar, yanma sonucu açığa çıkan karbonmonoksit gazını solumak durumunda kaldıkları için bulundukları yerlerde can vermişlerdir. (9)
Geçen yıllar ve teknolojik gelişmeler maden kazalarındaki ölümlerin sayısını azaltabiliyor olsa da kazaların nedenleri değişmemektedir. 2016 yılının Şubat ayında Rusya’da bulunan bir kömür madeninde meydana gelen grizu patlaması sonucu 36 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu kazadan yaklaşık bir ay sonra Çin’de bulunan bir kömür madeninde grizu patlaması meydana gelmiş ve 12 kişi yaşamını yitirmiştir.(10)
Madenlerde yaşanan yangınlar, yangın sırasında çalışma alanından uzaklaşmanın güçlüğü nedeniyle çalışanların yaşamlarını tehdit eder. Yangın sonucu oluşan zehirli gazların maden içinde yayılması, yangının bulunduğu alana belirli bir mesafede olunsa bile çalışanları etkileyebilmektedir. Bu nedenle madenlerdeki havalandırma sistemlerinin çalışanlara her koşulda temiz hava ulaştırabilecek şekilde düzenlenmiş olması gerekmektedir. Şili’de bulunan El Teniente Bakır Madeni’nde yaşanan yangında açığa çıkan karbonmonoksit gazı 355 kişinin ölümüne neden olmuştur. 1945 yılında yaşanan bu kazada acil çıkış için kullanılacak bölümlerin işaretlemeleri yetersiz olduğu için çalışanların yeraltından çıkamamış olabilecekleri düşünülmektedir. 3 gün süren arama kurtarma çalışmalarında ne yazık ki başarıya ulaşılamamıştır. (11)
Amerika’nın en büyük maden kazası olarak tarihe geçen Monongah Kömür Madeni Felaketi’nde çoğunluğu İtalyan göçmenler olan 362 kişi yaşamını yitirmiştir. 1907 yılında yaşanan kazanın kömür tozu ve metan gazı patlamasının ardından havalandırma sistemi, kazan dairesi ve çıkış yolları kullanılamayacak duruma gelmiş ve çalışanların ocağın içinde havasız kalmasına neden olmuştur. Kömür tozu ve metan gazı karışımının patlamasına neden olan tutuşturucu kaynağın elektrik arkı veya kapalı sistemli olmayan ışıklar olabileceği belirtilmiştir. Monongah felaketinden kurtulan tek kişi, kazadan 19 yıl sonra, başka bir madende çalışırken can vermiştir. (12) Aynı duruma, Soma Madeni Kazası’nda sağ kurtulan çalışanlardan birinin bir sene sonra Amasya’da bulunan Suluova ilçesindeki madende göçük altında kalarak ölümü ile tanıklık etmiştik.
Yer altı madenciliğinde kullanılan üretim şekillerinden biri oda topuk yöntemidir. Temel olarak, cevherin üretimi sırasında, madenin üzerinde oluşan yükü dengelemek için bırakılan topuklar ve üretimin gerçekleşmiş olduğu odalardan oluşur. Oda topuk yöntemi genelde kömür, demir ve bakır madenlerinde tercih edilir. Yöntemde en önemli olan, topukların boyutlarıdır. Bırakılan topuklar çok küçük olursa, tavanın oluşturduğu yükü dengeleyemez ve maden çöker. Ancak topuklar çok büyük bırakılırsa, üretilmesi gereken cevher ocak içinde bırakılacağından, yapılacak üretimin miktarı azalır. (13) Zayıf topuklardan birinin çökmesi durumunda çevre topuklara daha fazla yük düşeceğinden, çökme, domino gibi yayılabilir.
1960 yılında Güney Afrika’da bulunan Coalbrook kömür madeninde yaşanmış olan kazada 435 kişi göçük altında kalmıştır. 21 Ocak günü yerin 900 metre altında çalışan yaklaşık 1000 madencinin yarıya yakını eğimli kuyuyu kullanarak yeraltını terkedebilirken 435 madenci çökme sonucu kapanan kaçış yollarına ulaşamamıştır. 1952 yılından itibaren en iyi topuk genişliği ve derinliğini bulabilmek için madende yapılan deney sonucunda topukların yanlardan küçültülerek daha çok ve kaliteli kömür çıkarma çalışmaları sonucu topuklara binen yükün artması çökmenin başlamasına neden olmuştur. İlk çöken topukla birlikte 3 kilometrekarelik alandaki tüm topuklar çökmüştür. Mahsur kalan madencileri kurtarmaya gelen ekipten iki kişi de madenden çıkmayı başaramamıştır. Yaşanan bu kazadan sonra Güney Afrika hükümeti kömür madenlerinde topuk sağlamlığı ve maden işlerinde güvenlikle ilgili çalışmalar yapmış ve göçük altında kalanlara ulaşabilmek için kullanılacak kurtarma ekipmanları edinmiştir. Bu ekipmanlar, 2010 yılında Şili’nin Capiopa’da mahsur kalan madencilerin kurtarılmasını sağlayan ekipmanlarla benzer özelliktedir. (14)
5 Ağustos 2010 tarihinde başlayıp başarıyla sona eren kurtarma operasyonu, Şili’nin Copiapo madeninde mahsur kalmış 33 madencinin gün ışığına tekrar kavuşmasını sağlamıştır. Copiapo bakır ve altın madeninde yerin 700 metre altında ve madenin çıkışından 5 kilometre uzakta bir yaşam odasına sığınarak hayatta kalmayı başaran madenciler 69 gün sonra yeryüzüne çıkarılmıştır. (15)
Tüm dünyada büyük bir ilgiyle takip edilen kurtarma operasyonları Türkiye’de de gündeme gelmiş ve dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı “Zonguldak’ta Grizu patlaması değil göçük olsaydı biz işçilerimizi 3 günde çıkarırdık. Bizim madenlerimizde de işçilerimizin güvenle ve aylarca kalabilecekleri mekanlar var.” açıklamasında bulunmuştur.(16) Ancak 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür Madeni’nde yaşanan kaza Türkiye’deki madenlerle ilgili bu söylenenlerin doğru olmadığını gözler önüne sermiştir. Soma Madeni’ndeki yangın sonucu 301 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan faciada madenlerimizde çalışanların güvenle kalabilecekleri yerlerin bulunmadığı görülmüştür. Vardiya değişimi sırarında çıkan yangında maden girişinin 400 metre aşağısında bulunan çalışanlar çıkışa ulaşabilmişken, yerin 800 metre altında bulunan yaklaşık 300 kişi çıkışa ulaşamamış ve yangın sonucu oluşan karbonmonoksit gazından zehirlenerek ölmüştür. Kazanın incelendiği bilirkişi raporuna göre kaza nedeni, trafo önünde topuk olarak bırakılan kömürün kendiliğinden yanmasıyla başlayan yangının temiz havayla buluşması ve tam yanmaya dönüşmesiyle birlikte, ortamda bulunan diğer yanıcı malzemelerin de tutuşmasıdır. Su ile soğutma yapılması sonucunda ortaya çıkan zehirleyici ve boğucu gazların ortama yayılması, madencilerin karbonmonoksit gazına maruz kalmasına neden olmuştur. Yaşanan felaketin sonucunun büyüklüğünü etkileyen diğer etkenlerden birinin üretim zorlaması olduğu tespit edilmiştir. Soma Madeni’nde planlanan üretimden 2-2,5 kat fazla üretim yapıldığı saptanmıştır. Ayrıca, madende düzenli olarak yapılan sıcaklık ölçümü sonuçlarındaki artış izlenerek, kömürün kendiliğinden yandığı saptanabilecekken, kazanın yaşandığı aydan önceki bir ayda madendeki sıcaklığın 5 °C artmış olması ve konuyla ilgili herhangi bir önleyici çalışma yapılmamış olması kazanın göz göre göre yaşandığını göstermektedir. Kaza sırasında çalışanların mahsur kaldıkları yerlerde yeterli miktarda oksijene ulaşamamalarında önemli etkenlerden biri maden giriş ve çıkışındaki basınç farkından yaralanarak çalışan havalandırma sisteminin gerektiğinde hava akımını ters yöne çevirebilecek özellikte olmamasıdır. Bu durum kurtarma sürecini olumsuz etkilemiştir.(17) Soma maden kazasıyla gündeme gelen yaşam odalarının zorunluluk haline getirilmesinden vazgeçilmesi üzerine madencilerin yeryüzüne güvenli şekilde çıkışını kolaylaştıracak hayat hattı zorunluluğu getirilmişse de; uygulama 2017 yılına ertelenmiştir.
Madencilik yüzyıllardan beri devam etmekte olan en tehlikeli mesleklerden biridir. 2010 yılında yaşanan Copiapo madencilik kazasındaki başarılı kurtarma operasyonunun yanı sıra diğer madencilik kazalarında kaç kişinin ne kadar süreyle yeraltında ölümü beklediğini bilmek mümkün değildir. Madencilik iş kolundaki güvenlik uygulamaları katı şekilde belirlenmiş olsa da günümüzde hala bu sektörde kazalar yaşanmaya devam etmektedir. Madencilik mesleğini ölüm ile ilişkilendiren bakış açısını kabullenmek yolunu seçtiğimizde dünyanın her yerinde yaşanan maden felaketlerini sıradanlaştırmaktayız. Böylece, devletin yurttaşlarının yaşama hakkını koruma görevi göz ardı edilmektedir. O zaman da, ne yazık ki elimizde bir dizi ölümlü istatistik kalmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları yaralanmaların, meslek hastalıklarının, ölümlerin hiç bir meslek grubu için olağan olmaması adına yapılan çalışmalardır ve bu çalışmalarda öncelikli olan bu kazaların yaşanmasının engellenmesidir.
*End. Müh., Fişek Enstitüsü’nde İş Güvenliği Uzmanı
KAYNAKLAR
- Esterhuizen GS, Gurtunca RG. J. Coal Mine Safety Achievements in the USA and the Contribution of NIOSH Research. South African Institute of Mining and Metallurgy. United States. 2006.
- Orsulak M, Kecojevic V, Grayson L, Nieto A. Risk assessment of safety violations for coal mines. International Journal of Mining, Reclamation and Environment. 2010.
- Wu L, Jiang Z, Cheng W, Zuo X, Lv D, Yao Y. Major accident analysis and prevention of coal mines in China from the year of 1949 to 2009. Mining Science and Technology. China. 2011.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı. Yer altı ve Yer üstü Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi. Yayın No: 43
- https://en.wikipedia.org/wiki/Benxihu_Colliery
- https://en.wikipedia.org/wiki/ Courri%C3%A8res_mine_disaster
- http://www.mining-technology.com/features/ feature-world-worst-coal-mining-disasters-china/
- https://en.wikipedia.org/wiki/1965_Dhanbad_ coal_mine_disaster
- https://en.wikipedia.org/wiki/Mitsui_Miike_ Coal_Mine_disaster
10.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ dunya/493233/Cin_de_grizu_patlamasi__12_olu.html, http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/489043/ Rusya_da_maden_faciasi__36_olu.html
- https://en.wikipedia.org/wiki/El_Teniente
- https://en.wikipedia.org/wiki/Monongah_ mining_disaster
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Oda_ topuk_y%C3%B6ntemi
- Merwe, J N. Beyond Coalbrook: What Did We Really Learn. The Journal of The Southern African Institute of Mining and Metallurgy. 2006.
- https://en.wikipedia.org/wiki/2010_ Copiap%C3%B3_mining_accident
- http://www.hurriyet.com.tr/omer-dincer-siliolayi-cok-abartildi-16039774
17. Soma Maden Kazası Bilirkişi Rap
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)