Giriş
Günümüz taşımacılık sisteminde karayolu, demiryolu, havayolu, denizyolu ve boru hatları kullanılmaktadır. Kullanılan bu sistemler içerisinde miktar olarak en fazla paya, deniz taşımacılığının sahip olduğu görülmektedir (UNCTAD, 2009: 13). Bir seferde büyük miktarda yük taşıma özelliği, yük ve yolcu taşımacılığının hızlı, güvenli, konforlu ve ekonomik olmasının yanında, çevreyi en az kirletmesi, yolcu-km ve ton-km başına tükettiği enerjinin en az olması; bakım onarım kolaylığı ve yatırım maliyeti diğer ulaşım türlerine göre daha avantajlıdır (UBAK, 2013).
2014 yılı verilerine göre 18,43 trilyon dolarlık bir hacme sahip dünya ticareti (TİM, 2015) içerisinde denizyolunun payı 11 trilyon dolar ile yaklaşık % 60’tır. Türkiye’nin aynı referans dönemindeki ticaret hacmi 399,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve deniz yolu ile yapılan ticaretin payı da 227,6 milyar dolar ile % 75,5 paya sahip olmuştur (TİM, 2015). Dünya ticaret hacmindeki gelişmelere paralel olarak, Türkiye’de deniz yolu ile ticaretin payı diğer taşıma türlerine oranla hızla arttığı görülmektedir. 8 bin 333 kilometreden fazla kıyı şeridine sahip ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, global taşımacılık faaliyetlerinin büyük bir bölümünün gerçekleştirildiği deniz taşımacılığı alanında doğal bir avantaja sahiptir.
Özellikle 1980 sonrası dönemde neo-liberal politikaların etkisiyle kamunun küçülmesine karşın özel sektörün önünün açılması öngörülmüş ve böylece limanlar, sermaye sınıfının odak noktaları haline gelmiştir. Kamu limanları bir yandan ideolojik hedefler doğrultusunda atıl hale getirilerek özelleştirmenin zemini hazırlanırken, diğer yandan da gümrük kontrolü, vergi ve SGK denetimlerinin yeterince yapılmadığı özel iskele ve limanlar açılmıştır. Buralarda da gündelik işçi, kaçak işçi ve taşeron kullanımı nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği bağlamında ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Küreselleşmenin, günümüzde limanlar ve ilgili intermodal taşıma ağları üzerinde büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Bu etki ile birlikte limanlarda yapılan işler, hem nitelik hem de nicelik yönünden artmış ve çeşitlenmiştir. Çalışma sürelerinin ve iş yoğunluğunun artması, işyerindeki tehlikelerin artmasını da beraberinde getirmiştir. Bu amaçla, bu çalışmada limanlarda yapılan işler özelinde işçi sağlığı ve güvenliği konusuna değinilecektir.
Çalışmada konumuzun temelini oluşturan işçi sağlığı ve güvenliği, limanlarda yürütülen temel işler ve işçilikler üzerinden irdelenecek; bu bağlamda limanlardaki muhtemel tehlikeler, oluşabilecek riskler ve alınması gereken önlemler hakkında değerlendirmeler yapılacaktır.
Küresel Kapitalizmin Limanları
Çalışmamızın mekansal alanını oluşturan limanlar, küresel kapitalizmin yeniden varoluş mekanları olarak, geleneksel yapı ve işlevinden çıkmış ve küresel kapitalizmin krizinin aşılmasına yönelik, özellikle lojistik(*) sektörünün gelişmesine paralel olarak yeniden şekillenmiş ve geliştirilmiştir. Bu süreçte de özellikle gemi taşıma kapasitelerinin artması ile birlikte maliyet unsurunun düşürülmesini sağlayan konteyner taşımacılığı ve terminalciliğinin öneminin giderek artması (Branch, 1986;1) limanları kritik/kilit sektör alanları haline getirmiştir.
Limanlar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik hayatın ve ticaretin kritik alanlarından birisi olmuştur. Bu kritik önem kapitalist rekabetin zamanla dansında somutlaşmaktadır. Limanlarda verilen hizmetlerin aksamadan yürütülmesi limanın değerini arttırmaktadır. Kapitalistin, işlerin hızlı ve zamanında (just in time) yapılması bağlamında zamanla dansı, limanlarda çalışan işçilerin de hayatla dansına dönüşmektedir. Bu durum da emekçi kitleler açısından işçi sağlığı ve güvenliği noktasında somutlaşmaktadır.
Limanlarda Yapılan İşlerin Niteliği ve Çalışma Koşulları
Limanlarda yapılan işin özünü gemilerin limana yanaştırılarak mal(kargo) ve yolcu yükleme ve boşaltma işlemleri oluşturmaktadır. Liman işçileri bu işlemleri gerçekleştirirken, kimi işçiler işleri bedenen yapabildikleri gibi, kimi işçiler de teknolojik ve ağır iş makineleri ve deniz araçları kullanırlar. Bir başka ifade ile vasıflı ve vasıfsız işçiler bir arada çalışırlar.
Liman çalışmalarının diğer bir özelliği de, farklı işverenlerin farklı iş yapan işçilerinin bir arada çalışmak zorunda oldukları iş alanları olmasıdır. Liman yönetimi ve işçileri, acente sahipleri ve işçileri, gemi sahipleri ve işçileri, ithalatçı ve ihracatçı firma elemanları vb. Bu aynı zamanda tehlikeli işlerin farklı nitelikte ve statüdeki işçiler tarafından yapılması anlamına gelmektedir. Limanlar, birçok işçinin ve meslek grubunun bir arada çalıştığı, kalabalık iş ortamlarıdır. Devlet memurundan işçiye, asıl işveren işçisinden taşeron işçisine, acente görevlisinden bağımsız kamyon ve tır şoförlerine kadar, birçok farklı iş yapan kişi limanların iş sakinleri arasında yer alır. Bunun anlamı, her işçinin yaptığı işin bir tehlike kaynağı olabileceğidir. İletişim ağının ve özellikle işaretlemelerin ve iyi oryantasyon eğitimi yapılmamış, dışarıdan geçici gelen işçiler sayısız tehlikenin ve bu tehlikeden kaynaklı risklerin kaynağı ve hedefi olabilmektedirler.
Küresel kapitalizmin genişlemeci gelişmesine paralel olarak limanlardaki çalışma temposu da artmıştır. Kapitalist talebe bağlı olarak limanlardaki çalışma süreleri standart süreleri aşmıştır. Azalan (?) kar oranlarını arttırmanın en önemli araçlarından birisi de sürekli ve kesintisiz hizmet sunumu şeklinde ortaya çıkmıştır. Limanlar, işin sürekliliğinden kaynaklı olarak 24 saat esasına dayalı çalışma yapılan ender çalışma mekanlarıdır. Bu çalışma, gece-gündüz, sıcak-soğuk, yağışlı vb. tüm hava şartlarında ve zamanlarda kesintisiz devam etmektedir. Bu durum vardiyalı çalışmayı da beraberinde getirmiştir. Vardiyalı çalışmanın işçinin sağlığı ve güvenliğine olumsuz etkisi olduğu bilinmektedir. Bu şekilde çalışanlara yönelik ayrıca önlem alınması gerekmektedir (Yıldız vd. 2012: 14).
İşin hızlı yapılmasının önemi de büyüktür (özellikle işveren zorlaması bağlamında). Yanaşan gemideki kargonun/yükün yüklenip boşaltılmasına yönelik baskıya aynı zamanda, yüklenecek-boşaltılacak kargoları getiren-götüren kamyonların işlerini bitirip, limanı hemen terk etme baskısı da eklenmektedir (HSE, 2011).
Pek çok ülke limanlarında, alt işveren uygulaması, güvencesiz çalışma, kaçak çalışma gibi istihdam pratiklerine sıkça rastlanmaktadır. Bu tür güvencesiz istihdam türlerinde işçiler, uzun çalışma saatleri, ağır iş yükleri ve düşük ücretlerle, eğitimsiz ve işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlerden ve bilgilerden habersiz çalış(tırıl)maktadırlar (ITF, 2014).
Liman işyerlerini diğer çalışma ortamlarından ayıran önemli farklılıklardan birisi de farklı uluslardan farklı dil konuşan kişi ve gruplarla muhatap olma sıklığıdır. İthalat ve ihracatın son kapısı niteliğindeki limanlarda, gelen ya da transit gemilerde çalışanların büyük çoğunluğu yabancı uyruklu işçilerdir. Bu durum da iletişimden kaynaklı yaşanabilecek iş kazalarına davetiye çıkarmaktadır.
ILO’ya (2005: 408) göre, liman işlerinden kaynaklanabilecek olan temel sağlık tehlikeleri gürültü, ağır iş, duman, sallanan yükler ve tehlikeli maddelere maruz kalmadır.
Limanlarda İş Kazaları: İşler, Tehlikeler ve Riskler
Limanlarda işçileri, özellikle kargoların yüklenip boşaltılmasında ve vinç benzeri araçların operasyonları ve hareketleri esnasında sürekli çeşitli tehlikelerle yüz yüze kalırlar (HSE, 2002: 5).
Aşağıdaki tabloda birden fazla iş grubunun maruz kalabileceği ortak tehlikeler, tehlike kaynakları ve hedef işçi grupları verilmiştir (Tablo-1).
Limanlarda Meslek Hastalıkları Kaynakları
Meslek hastalıkları, iş kazaları gibi anında ortaya çıkmazlar. Fişek’in (2014: 45) ifadeleri ile “…meslek hastalıklarının, iş kazalarından farklı olarak sinsi bir karakteri vardır”. Limanlarda da sinsi karakterli meslek hastalığı kaynakları bulunmaktadır. Limanlardaki başlıca sinsi tehlikeler şunlardır:
Kimyasallarla Çalışma: Limanlarda çalışan işçiler kargolardaki kimyasal maddeler ve onun tehlikeleri ile yüz yüze kalabilmektedirler. Bu yüz yüze kalış, sadece ilgili kargoyu taşıyanları değil, doğal olarak çevrede çalışan diğer işçileri ve genel anlamda çevreyi de etkileyebilmektedir.
Gürültülü Alanlarda Çalışma: Hem kullanılan özel cihazların hem de motorlu kara taşıtların, gemilerin ve makinelerinin ses düzeyi eşik sınır değerini aşabilmektedir.
Tozlu Ortamlarda Çalışma: Özellikle dökme yükler, bir toz kaynağı niteliğindedir. Her türlü maden cevheri, kömür tozu, balık ve hayvan yemi vb. tozlu kargolar, akciğer toz hastalıklarına davetiye çıkarır niteliktedir.
Açık / Kapalı Alan Çalışması: Liman işçileri yükün ve niteliğine ve görevlerine bağlı olarak, hem açık hem de kapalı ortamlarda çalışmaktadırlar. Yükleme boşaltma işleri açık alanlarda ve konteynerlerde yapıldığı gibi, gemi ambarları ve depo, antrepo gibi kapalı alanlarda da yapılabilmektedir.
Bulaşıcı hastalıklar: Yükleme ve boşaltma yapılan yabancı gemi çalışanları ile yakın çalışma zorunluluğu liman işçileri için bulaşıcı hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır. Özellikle ILO’nun son zamanlarda yayınladığı raporlarda HIV/ AIDS’e karşı liman çalışanları özellikle uyarılmaktadır (ILO, 2017).
Sonuç Yerine
Limanlarda iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak ve bunları başarılı bir şekilde yürütmek çok önemlidir. Çünkü limanlarda, limancılığın asıl işlerinin ve kendi kadrolu işçilerinin dışında hem farklı işler yapılmakta hem de farklı işçiler çalışmaktadır. Özellikle alt işveren ve acente işçiliği yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu durum da, limanlardaki işçi sağlığı ve iş güvenliğini önlem ve denetimini daha sıkıntılı ve bir o kadar da hassas hale getirmektedir.
Limancılık sektörünün işçi sağlığı ve güvenliği bağlamında önemli özelliklerinden birisinin de işin kesintisiz, yani sürekli olması olduğunu sıkça dile getirmiştik. Limanlarda vardiya usulü ile 24 saat kesintisiz hizmet verilmektedir. 24 saat kesintisiz faaliyetin olduğu bir çalışma ortamı da doğal olarak daha fazla dikkat ve önlem gerektirmektedir. Vardiyalı çalışmalarda işçiler özelinde sağlık kontrolleri yapılmalı, sağlığı vardiyalı çalışmaya uygun olmayanlar gece vardiyalarında çalıştırılmamalıdır.
Limanlarda sadece karadaki riskler değil, gemiden kaynaklı riskler de mevcuttur. ILO tarafından yapılan bir araştırmada özellikle liman sahiplerinin limana gelen gemilerin vinçlerinin güvenliği konusunda kaygı duydukları tespit edilmiştir. Bu kaygının da gelen geminin vincinin gerekli kontrollerinin yapılıp yapılmadığının bilinmemesinden kaynaklanmaktadır (ILO, 2008). Bu kaygıyı giderecek kayıtların liman müdürlüklerince de kontrolü sağlanmalıdır.
Sürekli değişen iş durumları, aynı zamanda sürekli değişen riskler yaratır. Bu nedenle firmalar bu değişen durumlarda ortaya çıkabilecek riskleri kontrol altında tutabilmek için, firmaların riskleri çok iyi analiz etmeleri gerekmektedir. Firmalar, güçlü ve etkili işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yerinde almalıdır. Bu, sadece işçileri ya da işverenleri ilgilendiren ve sorumluluk altına alan bir durum değildir. Etkili ve güçlü bir işçi sağlığı ve iş güvenliği, limanlardaki her bir işçinin, işverenin, kamu yetkililerinin vb. kişi ve kurumların koordinasyonlu işbirliği sayesinde sağlanabilir. Çalışanların karar alma süreçlerine aktif katılmaları kritik öneme sahiptir. Kısaca karı ve verimlili1ği değil, insanı önceleyen aktif politikalar ve önlemler geliştirilmelidir.
,İşçisinden işverenine ve kamu (devlet) yetkilisine kadar, tüm taraflar bu konunun aciliyetine ve önemine atıf yaparken, neden bir türlü gerekli düzenlemeler yapılmaz ve önlemler alınamaz? Yanıtını bilmemize rağmen biz yine de bu soruyu sormuş olalım.
Kaynakça:
Branch, A, E. (1986), Elements of Port Operationand Management. Chapman and Hall, London
Fişek, A.G. (2014), Çalışma Yaşamında Sağlık Güvenlik, Fişek Enstitüsü çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Yayını no:2-3, Ankara
HSE, (2002), Menaging Health and Safety İn Dock Work, http://www.hse.gov.uk/pubns/books/hsg177.htm
HSE (2008), “Accidents In The Docks Industry: An Analysis Of Statistics From 2005/06 to 2007/2008”, phttp:// www.hse.gov.uk/ports/accidents.pdf
HSE, (2011), “A Quick Guide toHealthAndSafety in Ports”, http://www.hse.gov.uk/pubns/indg446.pdf
ILO, (2005), Safety and Health in Ports, ILO Code of Practice, Geneva
ILO, (2008), The Inspection Of Occupational Safety and Health in Ports : A Review Of Existing Guidance and Practice, International Labour Office. – Geneva ILO, (2017), Safety and Health in Ports,
ILO Code of Practice: (Revised 2016), Geneva, http://www.ilo. org/sector/activities/sectoral-meetings/WCMS_546257/ lang–en/index.htm
ITF, (2014) “Health and Safety”, http://translate. google.com/ translate?hl=&sl=en&tl=tr&u=www.itfglobal. org%2Findex.cfm&anno=2&sandbox=1
Karadoğan, E. (2014) Liman işçilerinin Sağlığı ve Güvenliği, Liman-İş Yayınları, Ankara
SGK (2017), “SGK İstatistik Yıllıkları: SGK 2015” http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/ sgk_istatistik_yilliklar
TİM, (2015) “Türkiye İhracatçılar Meclisi Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu” http://www.tim.org.tr/files/downloads/ Raporlar/ekonomi_dis_ticaret_raporu_2015.pdf
UBAK, (2013), “Denizyolu” http://www.ubak. gov.tr/ BLSM_WIYS/UBAK/tr/Ana_Plan_Stratejisi/3- Rapor/20100518_171220_204_1_64.pdf
UNCTAD (2009), Review of Maritime Transport. United Nations, New York and Geneva.
Yıldız, A.N., Gedikli, F. G. ve Küçükbiçer, B. (2012), Vardiyalı Çalışmalarda İş Sağlığı ve Güvenliği Konuları, Türk-İş yayınları, Ankara
(*) Dr., Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü
(*) Lojistik: Her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının çıkış noktasından varış noktasına kadar taşınmasının etkili ve verimli bir biçimde planlanması ve uygulanması (TDK, 2017).