İşyerinde Göz Yaralanmalarının Sonucu Kimleri Etkiler?

 

Bilgi güvenliğinizin anahtarıdır(1).

Her gün, onlarca işçi, iş yerinde göz yaralanmaları nedeniyle tıbbi tedavi görmektedir.

Birçok işçi, çalışma ortamlarındaki potansiyel tehlikelerin farkında değildir ve bu da onları yaralanmaya karşı daha savunmasız hale getirmektedir(2).

Her yıl binlerce insan, işyerinde uygun göz ve yüz koruyucu donanımlarının seçilmesi ve kullanılması durumunda önlenebilecek, iş kazaları sonucu görme kayıplarına uğramaktadır(3).

 

İşverenler ve işçiler, özellikle de yüksek riskli mesleklerde çalışıyorlarsa, görme risklerinin farkında olmalıdır.

 

Yüksek riskli mesleklere; inşaat, imalat, madencilik, marangozluk, oto tamir, elektrik işleri, sıhhi tesisat, kaynak ve bakım, aşındırıcı – korozif kimyasallarla, boyalar ve solventlerle yapılan çalışmalar örnek olarak verilebilir. Göz güvenliğine yönelik işyeri tehlikelerini ortadan kaldırma veya en aza indirme, uygun göz güvenliği koruyucularını seçme ve bunları çalışma ortamında takmak veya bu önlemlerin kombinasyonu (birleşimi) ile birçok göz yaralanmasını önleyebilir(1,4).

 

Yan siperleri olan güvenlik gözlükleri, toz ve kimyasallara karşı kullanılan (goggles tipi) gözlükler, yüz siperleri ve/veya kaynak kaskları gibi kişisel koruyucu gözlükler işçiyi, uçan parçalardan, büyük talaşlardan, sıcak kıvılcımlardan, optik radyasyondan, erimiş metallerin sıçramalarından, nesnelerden, parçacıklardan ve ark flaşı gibi ani parlamaların tehlikelerinden korur.
Göz yaralanması riski ve önleyici tedbirlere duyulan ihtiyaç yapılan işe ve iş yerindeki koşullara bağlıdır(5).

 

Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırmada; koruyucu gözlüklerin yaralanmaları önlediğine dair istatistiksel kanıtlara rağmen, göz yaralanması geçiren işçilerin yaklaşık % 60’ının kaza anında göz koruması kullanmadığı tespit edilmiştir(6).

İş yerindeki göz yaralanmalarının işçilere ve bunların ailelerine verdiği ızdırabın yanında   verimlilik kaybı, tıbbi tedavi ve işçilere ödenen tazminatlar gibi ekonomik zararı da endişe vericidir(3,7) .

Çalışma ortamınızdaki göz tehlikeleri(3,7) :

  • Uçan, fırlayan plastik, metal veya cam parçaları.
  • Kayan veya arıza yapan aletler.
  • Odun parçacıkları, metal talaşı veya kristal silika gibi parçacıklar.
  • Kimyasalların sıçraması.
  • Zararlı radyasyon.
    Bunların veya benzer diğer tehlikelerin herhangi bir kombinasyonu.

 

Göz tüm vücut yaralanmaları içinde % 10’luk oran ile en çok yaralanan organlardan biridir. İnsanların % 1’i hayat boyu en az bir kez göz kazasına maruz kalır(4,6) .

İşyerinde göz kazası nasıl olur?

Güvenlik gözlüğü, yüz siperlikli dökümcü bareti, solunum yolları koruyucusu (maske), alev almaz (kolay yanmaz) iş elbisesi ve dökümcü iş güvenliği ayakkabısı gibi kişisel koruyucu donanımların verilmediği ya da kullanılmadığı bir dökümhanede, dökümhane işçisi; indüksiyon ocağında ergitilmiş çeliği potaya aldıktan sonra, arkadaşı ile birlikte yavaş yavaş kalıba dökerken, oluşan ani patlama sonucu etrafa saçılan eriyiğin bir parçası sağ gözüne isabet etmiş, bu gözü görme yetisini kaybetmiştir.

Resim 1 : Çelik eriyiğinin kalıplara boşaltılması

 

 

 

 

 

 

 

 

Resim 2- Sağ gözüne metal eriyiği gelen ve sağ gözünü kaybeden dökümcü

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türk Borçlar Kanunu (m.417) ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (m.4), işverenlerin çalışma ortamındaki tüm çalışanların güvenliğini sağlamasını zorunlu kılmaktadır.

TS ISO 45001  Nisan 2018’in 8.1.2. maddesinde belirtildiği gibi kuruluşlar, aşağıdaki kontrol hiyerarşisini kullanarak tehlikeleri ortadan kaldırmak ve iş sağlığı ve güvenliği risklerini azaltmak için proses/prosesler oluştursa, bunları uygulasa ve sürekliliğini sağlasa yukarıda bir örneği verilen göz kazaları tamamen önlenebilir idi. Bunun için İzlenmesi gereken yol, sırası ile;

  1. a) tehlikeleri tespit et(mek)/tanımla(mak),
  2. b) tehlikeleri ortadan kaldır(mak),
  3. c) daha az tehlikeli prosesler, operasyonlar, malzemeler veya ekipman ile ikame et(mek),
  4. d) mühendislik kontrollerini uygula(mak) ve işin yeniden yapılanmasını sağla(mak),
  5. e) eğitim dahil olmak üzere idari kontrolleri kullan(mak) ve
  6. f) yeterli kişisel koruyucu donanımları kullan(mak)/kullandırmaktır.

Yani, kimyasal, çevresel, radyolojik veya mekanik tahriş edici ve tehlikelere karşı korunmak için gerektiğinde (son çare olarak) göz ve yüz koruması sağlanmasıdır(2).

Ayrıca tehlikeli durumlarda tüm çalışanların uygun koruyucu gözlük takmaları zorunlu kılınmalıdır(5) .

 

Dökümhane işçisi, işyeri tehlikelerine karşı önlemler hiyerarşisine göre gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınarak riskler ortadan kaldırılmadığından gözünün tekinin kaybettirildiğinin acaba farkında mı? Kendisi, eşi, çocukları maddi ve manevi bir tazminat aldılar mı?  Alabilirler mi?

Dökümhane işçisinin, “hatta eş ve çocuklarının da” maddi ve/veya manevi tazminat alıp, alamayacağına dair kesin bir kanıya, aşağıda örneklendirilen, yargılama sonucu kesinleşmiş, iki göz kazası olayı ile ilgili kararlar incelenerek varılabilir.

Kutu 1:

T.C.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 30.4.2014 tarihli, 2013/250 Esas ve 2014/575 No’lu  kararında(8):

(1). Mülga (yürürlükten kaldırılan) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen (miktarı adalete uygun şekilde belirlenen) manevi tazminatta kusurun gerekmediği(ni), ancak takdirde etkili olabileceği, 22.06.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulandığını belirtmiştir.

 

(2). Kararda: “Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek (malvarlığı) hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır” denilmektedir.

(3). Ayrıca, Manevi tazminat, beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığını; Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın gözetilmesinin gerekli olduğu ifade edilmiştir.(Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2033/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları)(8) .

Göz kazası örnek olayı 1:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İş Kazası 3– İplik büküm makinası  ve kopça  fırlaması

Endüstriyel tekstil üreten bir işyerinde, iplik büküm makinasında (Resim 4) çalışan işçi T.D.’nin gözlerinden birine ring etrafında yaklaşık 4000 devir/dakika hızla dönen kopça (Resim 5), yerinden fırlayarak çarptığı belirtilmiştir. 19.2.1984 tarihinde meydana gelen bu iş kazası sonucu sigortalı T.D., mesleğinde kazanma gücünün %24,2 oranında kaybı (maluliyeti) nedeni ile iş mahkemesine maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Yargıtay’dan geçerek sonuçlanan 1985/30 esas, 1987/50 karar sayılı dava dosyasında; işveren bu kaza nedeni ile %20 kusurlu olduğu, %80 oranında da kaçınılmazlık kusuru bulunduğu, kaçınılmazlık kusur oranı kesinleşen mahkemenin kararında açıklandığı üzere (o tarihte yürürlükte olan) Borçlar Kanunun 43.’nın maddesi uyarınca taraflara paylaştırılmış, neticede davacı işçinin %27 oranında, davalı işverenin %73 oranında kusurlu bulundukları Kocaeli 1. İş Mahkemesi’nce kabul edilmiş, bu kusur oranları kesinleşmiştir.

[Not: İşyerinde iplik büküm makinasında çalışan işçilere ve kazalı T.D.’ye (Resim 4 ‘de görülen) “güvenlik gözlüğü” ve “işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri” verilmiş, ancak çalışırken kesinlikle kullandırılması sağlanamamıştır.]

19.02.1984 tarihli iş kazasında, davacının maluliyetinin %24,2 olduğu, iş mahkemesinin  kesinleşen kararında kabul edilmiş, buna göre tazminata hükmedilmiştir.

İş kazası nedeniyle tazminatını alan T.D., kaza geçirdiği işyerinden (diğer haklarını da alarak) ayrılmıştır.

İşyerinden ayrıldıktan 6-7 yıl sonra, T.D.’nin gözündeki görme kaybına bağlı maluliyet oranı artmıştır. 15.06.1992/988 tarih sayılı İzmit S.S.Kurumu Hastanesi 85/9529 sayılı kararı ile Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun olarak yapılan inceleme sonunda 1.7.1992 tarihinden geçerli olmak üzere T.D.’nin (davacının) maluliyet oranı %24,2’den %39’a yükselmiş ve kesinleşmiştir.

Kazadan yaklaşık 9 sene sonra ikinci dava:

T.D., gözündeki görme kaybına bağlı maluliyeti (meslekte kazanma gücündeki azalma) %24,2’den %39’a yükselmiş olması nedeni ile; aradaki fark maluliyet oranı olan %14,8’lik maluliyet oranı için maddi ve manevi tazminat talebi ile 2. davasını açmıştır.

Davalı işyerinin vekilinin bu maluliyet oranına yapmış olduğu itirazlar S.S.K. Genel Müdürlüğünce yerinde görülmemiş %39 oranındaki maluliyet oranı kesinlik kazanmıştır.

Kocaeli 1.İş Mahkemesi (maluliyet oranının artışının nedenini 19.02.1984 tarihinde geçirilen iş kazasına bağlı oluğu gerekçesi ile): 27.09.1993  tarih ve  1992/355 Esas No’lu, ve 1993/385 sayılı kararı ile T.D.’nin maddi ve manevi tazminat talebini, yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiştir.

T.C.Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 1993/13970 Esas No ve  1994/2533 Karar No’lu Yargıtay İlamı ile Kocaeli 1. İş Mahkemesinin 27.09.1993 tarih 355/385 No’lu kararını 18.021994 tarihinde oybirliği ile onaylamıştır.

11.03.1994 tarihinde  Kocaeli 3.İcra Müdürlüğünce hesaplanan borç miktarı olan 160.340.075 TL belirlenen hesaba 11.03.1994 tarihinde yatırılmıştır.

[Not: 29.03.1993’de hesap bilirkişisi davacı T.D.nin 1962 doğumlu ve 32 yaşında oluşu’na göre 160.340.075 TL yekün borç miktarı hesaplamış (1 ABD Doları = 21.958._TL) yani 7.302.; ABD doları ödenmiştir.]

 

Resim 4- İplik büküm makinası

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Resim 5- Ring etrafında ipi döndüren plastik kopça

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Resim 6 – İşyerinde gözüne fırlayan kopçanın çarptığı işçiye verilen güvenlik gözlüğü ve kopça örnekleri

 

 

 

 

Göz kazası örnek olayı 2:

İş kazası sonucu görme kaybına uğrayan işçinin, eş ve çocukları da manevi tazminat isteyebilir mi?

Bu sorunun somut (doğru) yanıtını ‘Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2014/24337 esas,  2015/9937 sayılı kararı açıkça vermektedir.

 

Karar:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,

2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle kendisinin ve yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

 

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı sigortalının davalıya ait inşaatta kalıpçı ustası olarak kolon kalıbına beton çivisi çakarken, çivi başının sağ gözüne girmesi sonucu görme kaybı oluşacak şekilde yaralandığı ve sürekli iş göremezlik oranının % 42 olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.

“Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler”. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğün de korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem

sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olunup özetle “ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebileceği” hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralanan sigortalının yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumunun ön şartı olarak “ağır bedensel” zarar koşulunu getirmiştir.

Somut olaya gelince; zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu ile karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, iş kazası nedeniyle sağlık bütünlüğü bozulan sigortalının eşinin ve çocuklarının manevi tazminat talep etme haklarının bulunduğu, ayrıca olayın özelliğine, yaralanmanın niteliğine, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına ve özellikle sigortalının yaralanmasının ağır bedensel zarar oluşturmasına göre davacı eş ve çocuklar yararına uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

Konunun özeti: T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu  30.4.2014 tarihli, 2013/250 esas, 2014/575 sayılı kararı ile; manevi tazminat, beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, MK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir(9,10).

İşyerinde göz güvenliği herkesin işidir(5).

Göz yaralanmasına karşı en İyi savunma nedir?
Göz yaralanmasını önlemeye yardımcı olmak için yapılabilecek üç şey vardır(7,6):

  • İş yerindeki göz güvenliği açısından olası tüm tehlikelerin bilinmesi.
  • Çalışmaya başlamadan önce olası ise bu tehlikelerin ortadan kaldırılması. Makine koruyucuları, çalışma ekranları, veya diğer mühendislik kontrollerinin uygulanması.
  • Uygun göz koruması (güvenlik gözlükleri, yüz siperlikleri vb.) kullanılması. Ciddi göz yaralanmalarının % 90’ından fazlasını önleyebilir(7).

Bir göz yaralanması meydana gelirse, bu durum küçük görünse bile hemen bir sağlık kuruluşunun acil servisine götürülmeli veya kazalı bir göz hekimine muayene ettirilmelidir. Tıbbi yardımın geciktirilmesi kalıcı görme kaybına veya körlüğe neden olabilir(3).

Göz yaralanmasını önlemek için ne yapabilir?

 

Belirli çalışma durumları için seçilen göz koruması, tehlikenin niteliğine ve kapsamına, maruz kalma koşullarına, kullanılan diğer koruyucu ekipmana ve kişisel görme ihtiyaçlarına bağlıdır.
Göz koruması bir kişiye uygun veya uygun kapsama alanı sağlayacak şekilde ayarlanabilir olmalıdır.
Rahat olmalı ve yeterli çevresel görüşe izin vermelidir.

Eğitim

Şirketler bu kişisel koruyucu donanım (KKD) konusunda çalışanları eğitmek zorundadır.
Çalışanların bilme hakkı vardır. İş güvenliği eğitim programlarında göz güvenliğine sürekli olarak dikkat çekilmelidir(5).

Güvenlik gözlükleri gibi KKD’lerle ilgili eğitim en az aşağıdaki soruları yanıtlayacak kapsamda olmalıdır.

Ne zaman gereklidir”?

Hangi tipi gereklidir?
Nasıl düzgün bir şekilde takılır, çıkarılır, ayarlanır ve giyilir?
Koruma sınırlamaları nedir?
Doğru temizlik, bakım, onarımı (ve kullanılmadığı zaman muhafazası) nasıl yapılmalı? Faydalı ömür ne kadar, nasıl bertaraf edilmeli(6,11).

 

Gözler için tehlikenin olduğu işyerlerinin çoğunluğunda, işçilere genellikle “kişisel koruyucu donanım teslim tutanağı” ile bir göz koruyucusu teslim edilir. Ancak; buğulanma olasılığı olan yerlerde buğu önleyici malzeme bulundurulmadığı/verilmediği(11), gözlük

temizleme istasyonları kurulmadığı, uygun temizlik yöntemi ve hijyenik muhafaza şekli öğretilmediğinden yeterince kullanılmamaktadır.

 

    

Resim 5 -Toz veya kalıntıları temizlemek için camları ılık suyla durulayın.

 

 

 

 

 

 

 

Resim 6 -Gözlükleri silmek için mikrofiber bez kullanın

 

 

 

 

 

 

 

Resim 7– Bir kılıf kullanmak gözlüklerinizi çizilmelere karşı koruyacaktır(12)

 

 

 

 

 

 

 

 

“Gözlük camının (Lensin) çizilmesini önlemek için güvenlik gözlüklerindeki lensleri temizlemek için en iyi yöntem nedir?”

Güvenlik gözlükleri üreticilerinin çoğu, darbelere karşı gözlerin korumasında mükemmel dayanıklıkta olan polikarbonat lens malzemesi kullanır. Ancak, düzgün temizlenmediğinde  bu ürün çok kolay çizilir. Aslında, gözlük camının çizilmesinin bir numaralı nedeni lenslerin temizliğinin uygun yapılmamasıdır. İkinci neden olarak da kullanılmadığı zaman güvenli muhafaza edilemediği söylenebilir.

Güvenlik gözlüklerinde çiziklerin oluşmasını önlemek İçin üç kolay adım:

  1. Gözlük camlarındaki gevşek kir veya kirlerin kalıntıları hafifçe üflenmeli.
  2. Lensler bir musluk altında durulanmalı veya işyerlerinde gözlük camı temizleme istasyonunda bulunması gereken bir temizleme spreyi kullanılmalı. Hiçbiri mevcut değilse, lensin her iki tarafını yavaşça silmek için bir lens temizleme havlusu veya lens temizleme spreyi kullanılmalıdır.
  3. Çizgileri ve temizleme solüsyonu kalıntılarını gidermek için gözlük camları yumuşak bir mikrofiber bezle kurulanmalıdır.

Koruyucu gözlükler kullanılmadığı zamanlarda koruyucu bir kılıfta veya mikrofiber gözlük torbasında saklanmalıdır.

Vardiyanın veya molanın başlangıcında, sık sık temizlik güvenlik gözlüklerinin ömrünü arttırır, güvenli kullanılmasına katkı sağlar(12).

Kutu:2

ÖZDEMİR İnce’nin ‘‘Şiir ve Gerçeklik’’ adlı kitabında, beni çok etkileyen bir hikáye var. Olay, New York’ta Brooklyn Köprüsü‘nde geçiyor.

Köprünün üzerinde yürüyen adam, âmâ bir dilenciye rastlar.

Ona, ‘‘Nasıl, geçinebiliyor musun’’ diye sorar.

Ama dilenci, ‘‘Eh işte, geçinip gidiyorum’’ cevabını verir.

Bunun üzerine adam, ‘‘Şimdi ben sana yardım edeceğim’’ der ve dilencinin elindeki karton parçasını alıp, üzerine bir cümle yazar.

Kartonu tekrar dilenciye verirken, ‘‘Ben bir hafta sonra gelip, sana durumu soracağım’’ der.

Nitekim bir hafta sonra gelip, aynı yerde dilenciyi bulur ve ‘‘İşlerin nasıl’’ diye sorar.

Dilenci, ‘‘Beyefendi, siz bana ne yaptınız? Sanki bir mucize oldu. Sizden önce günde 5 doları bile zor toplarken, şimdi 20-25 dolar topluyorum’’ der.

Adam şu cevabı verir:

‘‘Fazla bir şey yapmadım. Elindeki kartonda, ‘Doğuştan ámá yoksula bir sadaka’ yazılıydı. Onu karalayıp yerine şu cümleyi yazdım:

Yine bahar geldi ve ben görmeyeceğim.’’

Gölgem ve Ben, Ertuğrul Özkök, 27.04.2003 Hürriyet(13)

Kaynaklar

  1. https://www.bisselleyecare.com/workplace-eye-safety-2/
  2. https://www.osha.gov/SLTC/eyefaceprotection/
  3. https://www.aao.org/eye-health/tips-prevention/injuries-work
  4. https://www.corporatewellnessmagazine.com/article/workplace-eye-wellness-protect-your-vision-on-the-job
  5. https://www.nei.nih.gov/sites/default/files/health-pdfs/HVMPreventingInjuries_Tagged.pdf
  6. https://www.pecsafety.com/safetymeetings/EYE-SAFETY-SM-ALL-IN-ONE-2016.pdf
  7. https://www.preventblindness.org/eye-safety-work
  8. https://www.hukukmedeniyeti.org/karar/2267/is-kazasi-manevi-tazminat/ (Erişim 01.02.2020)
  9. https://www.hukukmedeniyeti.org/karar/2267/is-kazasi-manevi-tazminat/
  10. https://www.kararara.com/forum/viewtopic.php?t=26209
  11. https://www.swmosafety.com/how-to-improve-workplace-eye-safety-7-simple-best-practice-tips/

12.https://blog.safetyglassesusa.com/how-to-clean-your-safety-glasses/

13.https://www.hurriyet.com.tr/gundem/golgem-ve-ben-38456771

 

Tags: , , , ,

Arşivler