Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı tarafından kaleme alınan bu rapor işle bağlantılı şiddetin genel bir çerçevesini çizmektedir. Raporda işyerindeki şiddetin hemen bütün biçimlerini kapsayacak şekilde “işle bağlantılı şiddet” (work-related violence) ya da “işyeri şiddeti” (workplace violence) kavramları kullanılmaktadır.
Personelin istismar edildiği, tehdit edildiği ya da işle bağlantılı durumlarda saldırıya uğradığı yerlerde meydana gelen olaylar şiddet olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda işe gidiş gelişlerde meydana gelen bu tür olaylar da şiddet kabul edilmektedir.
Bu çerçevede Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların % 6’sı fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir. Bunun % 2’si diğer işçiler, % 4’ü de diğer kişilerden şiddet görmektedir. 1995 yılından 2005 yılına kadar şiddet oranı % 4’ten, % 6’ya yükselmiştir. Avrupa Birliği’nin kuzeyli üye ülkelerinde fiziksel şiddet daha yaygındır. Güneyli üye ülkelerde şiddet oranı görece daha düşüktür. Hollanda (% 10), Fransa (% 9), Birleşik Krallık (% 9) ve İrlanda (% 8) şiddet oranlarının en yüksek düzeyde olduğu ülkelerdir.
Avrupa Birliğine üye ve aday ülkeler birlikte dikkate alındığında Türkiye, Portekiz, Romanya ve Bulgaristan işyeri şiddetin en yoğun olduğu ülkelerdir. İtalya, Macaristan, Slovenya ve Finlandiya ise işyeri şiddetinin en düşük düzeyde olduğu ülkelerdir.
Sağlık, eğitim, ulaşım, ticaret, otel ve restoran gibi alanlarda hasta ya da müşteri gibi üçüncü kişilerden kaynaklı şiddet yaygındır. Kadınlar sağlık, eğitim ve dükkanlarda daha sıklıkla şiddetle karşılaşırken, erkekler poliste, güvenlik işinde ve ulaşımda şiddeti deneyimlemektedir.
Avrupa Çalışma Koşulları Araştırması’na göre, 2005 yılında çalışanların % 5’i geçen 12 ayda tacize maruz kalmıştır. bunların % 2’den daha azı ise cinsel tacize uğramıştır. Genel olarak kadınlar, gençler ve iş deneyimi az olanların şiddet görme riski daha yüksektir.
Sağlık sektörü özelinde yapılan araştırmalar hemşirelerin en fazla şiddete maruz kalan meslek gruplarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu meslek grubunun en fazla şiddete maruz kaldığı ülkeler Fransa (% 39), Birleşik Krallık (% 28) ve Almanya (% 28) iken, Norveç (% 9) ve Hollanda (% 10) en az şiddete maruz kaldıkları ülkelerdir.
Yaygın bir şiddet biçimi olan taciz ve istenmeyen cinsel davranış bakımından karnesi en kötü olan ülkelerin Finlandiya (% 17) ve Hollanda (% 12); görece iyi karneye sahip olan ülkelerin ise İtalya (% 2) ve Bulgaristan (% 2) olduğu görülmektedir.
Yaygın bir şiddet biçimi olan taciz ve istenmeyen cinsel davranış bakımından karnesi en kötü olan ülkelerin Finlandiya (% 17) ve Hollanda (% 12); görece iyi karneye sahip olan ülkelerin ise İtalya (% 2) ve Bulgaristan (% 2) olduğu görülmektedir.
Taciz konusunda en kötü karneye Türkiye, Portekiz, Romanya ve Norveç; en iyi karneye ise İtalya, Estonya ve Macaristan sahiptir. Cinsel tacizin en yoğun olduğu yerle otel ve restoranlardır.
Avrupa Çalışma Koşulları Araştırmasına göre sağlık ve eğitim üçüncü kişilerden kaynaklı şiddetin en yoğun görüldüğü sektörlerdir. Sağlık sektöründe % 16’dan fazlası şiddet korkusu yaşamış ve % 15’i de son 12 ayda maruz kalmıştır.
İşle bağlantılı şiddet ciddi bir sağlık ve güvenlik sorunudur. İşyeri şiddetinin yaralanma ve ölüme varan fiziksel sonuçları yanında, kaygı, korku, uyku problemleri, travma sonrası stres gibi psikolojik sonuçları da doğabilmektedir.
İşyeri şiddetine bağlı olarak kayda değer ekonomik kayıplar da olabilmektedir. Düşük iş tatmini ve düşük verimlilik, artan hastalık, işe devamsızlık ve yüksek işçi devri oranı gibi maiyet yaratan durumlar ortaya çıkabilmektedir.
İşyeri şiddetinin toplumsal olarak da kayda değer sonuçları söz konusu olmaktadır. Bu tür şiddet topluma ekonomik olarak maliyet açmaktadır.
1990’lardan beri işyeri şiddetini önleme konusunda bütün Avrupa’da konuya ilginin arttığı görülmektedir.
Avrupa Parlamentosu, Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Yaşama ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Kuruluşu, Avrupa Sosyal Tarafları ve Dünya Sağlık Örgütü işyeri şiddetini önleme konusunda aktiftir. Bununla birlikte ülke düzeyinde de işyeri şiddetini önlemek için ülke çapında ya da sektör bazlı çabalar söz konusudur.
Bu konudaki aktivitelerin amacı, çoğunlukla farkındalığı artırmak, konuya organizasyon ve birey düzeyinde yaklaşımları etkilemek ve organizasyonları sorunun çözümü için cesaretlendirmek hatta bazen buna zorlamak…
(1) Workplace Violence and Harrasment: a European Picture, European Risk Observatory Report, European Agency for Safety and Health at Work, Luxemburg: Publication Office of the European Union, 2010.
(*) Dr., Cumhuriyet Üniv. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü / Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfı Gönüllüsü