İş kazalarının nedenleri, genel olarak kabul edilen bir görüşe göre; güvensiz durum, güvensiz hareket ve güvenlik kontrolünün diğer bir deyiş ile güvenli denetimlerinin eksikliğidir.
Bazı kişi veya kuruluşlar bu denetimleri devletin yeterince yapmadığından dolayı her yıl ülkemizde binin üzerinde işçinin (iş kazasından) yaşamını yitirdiğini, iki binden fazla kişinin de sakat kaldığını (SGK istatistiklerine dayanarak) ifade etmektedir.
Gerçekten devlet bu denetimleri yeterince yapsa idi (!) bu kazalar önlenebilir miydi? Devletin böyle bir sorumluluk ve görevi var mı?
İş Kanunu’nun 91. maddesine göre:” Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu görev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır” .
Demek ki devletin birinci derecede sorumluluk ve görevi var. Eski bir iş güvenliği müfettişi olarak, devletin bu fonksiyonunu yerine getirmeye çalıştığını biliyoruz . Ancak burada anahtar tümce “ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte” iş müfettişinin olup olmamasıdır. İş kanunu kapsamında açılan işyerlerinin sayısı ile, mevcut iş müfettişlerinin sayısı, ya da iş müfettişlerinin her bir iş yerini ne kadar sürede bir denetledikleri kıyaslandığında sayının ihtiyaca yetip yetmediği açığa çıkacaktır.
Bizim deneyim ve görüşümüze göre iş müfettişlerinin sayısı yetersizdir. Ayrıca denetim sırasında iş güvenliği açısından kullandıkları “çalışma hayatı ile ilgili mevzuat” konusunda da sanki bir sıkıntı vardır.
İş müfettişlerinin iş yerlerinde yaptıkları denetimler nedeniyle düzenledikleri raporlarda, buldukları eksikliklere yasal dayanak/gerekçe olarak “çoğu kez” 1475 sayılı (eski) iş kanununa göre çıkartılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ile Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzüğü’nün maddelerini göstermektedirler. Oysa bazı Yargıtay hakimleri; 2003 yılında çıkan 4857 sayılı yeni İş Kanunu’na göre kırk civarında iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yönetmeliklerin yayınlanmasından sonra anılan tüzüklerin ortadan kalktığını ifade etmektedirler.
İş güvenliği ile ilgili yürürlükteki yönetmelikler “risk değerlendirmesi yapılacak”, “patlamadan korunma dokümanı hazırlanacak” gibi çok genel hükümleri kapsamaktadır. Bu durumda yeni mevzuat ya gereksinimleri tam olarak karşılayamamakta, ya da iş müfettişleri (ve aynı zamanda işyerlerindeki iş güvenliği uzmanları) uygulamada çok yararlandıkları eski tüzükleri terk edememektedir.
Çıkarılabilecek sonuç; söz konusu olan tüzükler, duyulan ihtiyacı karşılamak için, yeni iş kanununa göre gözden geçirilerek, edinilen deneyimlerin de ışığında, yeniden yayınlanması veya yönetmelikler haline getirilmesi uygun olmaz mı?
Aynı yasanın 77. maddesi; İşverenler(i) [işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar] işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek(le) zorunlu tutmuştur. İşverenler bu denetim fonksiyonunu nasıl yerine getirecek? Burada tam bir açıklık yoktur. Devamlı olarak en az elli işçi çalıştırılan, sanayiden sayılan, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi için işverenler iş güvenliği uzman(lar)ı görevlendirmek, ayrıca İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu (İSİG K) oluşturmak zorundadır. Bu kurulun görev ve yetkilerinden biri de “İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri ve önlemleri değerlendirmek, tedbirleri belirlemek, işveren veya işveren vekiline bildirimde bulunmak” tır.
Anlaşılacağı üzere devlet adına yapılan denetimlerle birlikte ve daha da önemli olarak işyerlerinin kendi (uzman veya kurulanınca) kendilerini denetleme yükümlülükleri vardır.
İşverenler iş sağlığı ve güvenliği kontrollerini nasıl yerine getirebilir?
Yasal olarak (eğer işyerinde varsa) iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve İSİG Kurulu bu görevi yerine getirmelidir.
Ayrıca OHSAS 18001 gibi iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinin ön gördüğü iç tetkikler yapılabilir. Elliden az işçi çalıştıran işyerlerinde bile uygulanabilecek İç tetkiklere / denetimlere örnek olabilecek bir öneri burada “çalışma ortamı” okuyucuları ile paylaşılmıştır (Bakınız KUTU-1 ve 2).
* Kim. Müh., İş Sağlığı + İşletme Yönetimi Bilim Uzmanı
Çalışma Bakanlığı Eski İş Güvenliği Müfettişi (1978-1985)
İş Güvenliği Uzmanı (A Sınıfı Sertifikalı)
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Denetim Kurulu Üyesi
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)