İş Sağlığı Güvenliği Eğitimi: Ne Zaman Başlamalı? Veya Nereden Başlamalı?

Sağlıklı yaşamak için her şeyden önce sağlık güvenlik kavramlarının içselleştirilmesi gerekir. Su içer gibi, konuşur gibi, yürür ya da koşar gibi, tehlikeleri sezme ve önlemlerini almayı da bilinçaltımızın bir parçası haline getirmemiz gerek. Bu kolay mı? Değil. Hele belirli bir yaşa geldikten sonra hiç kolay değil.
“Ağaç yaşken eğilir” atasözünü, eğitimin çok erken yaşlarda başladığını anlatmak için kullanırız. Ama eğitimde çocuğa neler vermeli; neyi içselleştirmesini beklemeliyiz? İşte bu noktada çok farklı görüşler ve politikalar ortaya çıkmaktadır.
Yaşadığımız dönem bilgi toplumu olarak adlandırılır. Bilgi toplumu çiftçiden öğretmene, ev kadınından engellilere ve çocuklara kadar toplumun her kesimini; devlet veya belediye hizmetlerinden sanayinin rekabet gücüne kadar; kentleşmeden inovasyona kadar toplumun her konusunu, etkinliğini ve her sektörü kapsayan bir kavramdır. Bu tanımdan yola çıkarsak; toplumda iş sağlığı güvenliği bilincini oluşturmak, yaygınlaştırmak ve bir kültür olarak sürdürmek de bilgi toplumunun sorun alanıdır. Her toplumsal dönemde olduğu gibi bilgi toplumunda da eğitimin önemi göz ardı edilemez. Eğitim sistemi, okul yoluyla toplumun kültür mirasının aktarılması, bireylerin toplumsallaşması, yenilikçi ve değişmeyi sağlayıcı birey yetiştirme gibi işlevleri yerine getirir. Eğitimin bu temel işlevleri artık yalnızca örgün eğitim kurumlarında değil yaşamın her alanında geçerli hale gelmiştir veya bilgi toplumu olmak için gelmelidir. Yaşam boyu eğitim kavramı da bilgi toplumuna geçilmesiyle birlikte literatüre katılmış ve bireyin yaşamını ilgilendiren her türlü mesleki ve meslek dışı konuda sürekli eğitimden söz edilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda iş sağlığı ve güvenliğinin bir kültüre dönüşebilmesi için iş sağlığı ve güvenliği eğitimine küçük yaşlarda başlamak gerektiği taraflarca (politikacılar, İSG profesyonelleri, sosyal taraflar, eğitimciler, vd.) kabul edilmektedir.
İş sağlığı ve güvenliğinin toplumsal yaşamının bir parçasına dönüşmesi kendiliğinden gerçekleşecek bir süreç değildir. Bunun için uygun politika ve stratejiler geliştirilmeli ve yaşama geçirilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında önemli yol almış olan Avrupa Birliği ülkelerinde de, iş sağlığı güvenliği eğitimlerinin okul öncesinden başlayarak bireylerin iş ve özel yaşamlarının her alanına yaygınlaştırıldığı görülebilir. Birlik üyesi ülkelerde bu kapsamda hangi uygulamaların gerçekleştiği konusunda Avrupa Birliği İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı’nın (EU- OSHA) yayımladığı bir raporda incelemeye değer, ayrıntılı bilgiler yer almıştır. 2004 yılında “İş Sağlığı ve Güvenliğinin Eğitimin Temeline Yerleştirilmesi: Okul Eğitimi ve Mesleki Eğitimde İyi Uygulamalar” adıyla yayımlanan raporun amacı yalnızca iyi örnekleri sunmak değil, AB düzeyinde eğitime iş sağlığı güvenliğini katmak için uygun sistematik stratejiler geliştirmek olarak açıklanmıştır. Okullardan ve diğer eğitim kuruluşlarından uygulayıcı ve aracıları, politika belirleyenleri ve sosyal ortakları hedefleyen raporda belirlenmiş bir eğitim ve öğretimin önleme ve koruma kültürünü güçlendirecek önemli bir etmen olduğu vurgulanmıştır. Dile getirilen temel anlayışa göre geleceğin iş gücünün sağlık ve güvenliği, bugün eğitime iş sağlığı ve güvenliğini katmakla mümkündür. İş sağlığı ve güvenliği eğitimine çalışma yaşamından önce, okullarda ve mesleki eğitim kurumlarında başlanması gerektiği bu raporun temel çıkarımlarından biridir. Öne çıkan diğer iki temel nokta da aşağıdadır:
– İş sağlığı ve güvenliği eğitimini eğitim sisteminin bir bileşenine dönüştürmek; okullarda, diğer eğitim kurumlarında ve iş yerlerinde sağlık ve güvenlik kültürünü geliştirmek için çocuklara ve gençlere sağlık ve güvenlik tutum ve davranışları kazandırmak anlamına gelmektedir.
– Çocukları ve gençleri iş sağlığı ve güvenliği açısından çalışma yaşamına hazırlamak ve eğiticileri ve öğretmenleri geliştirmek için özel olarak tanımlanmış işlevsel hedefler gereklidir.
Aslında eğitim politikaları, Avrupa Birliği düzeyinde ikincil bir alandır. Başka bir anlatımla, eğitim her üye devletin kendi karar ve sorumluluk alanıdır. Birlik düzeyinde tek ve ortaklaştırılmış bir politika uygulanması beklenmez. Buna göre, iş sağlığı ve güvenliğinin eğitim sistemine katılmasını sağlayacak tek ve ortak bir politikadan söz edilemeyeceği için, Birlik düzeyinde bu konuda “uygun” politika terimi kullanılmıştır. 2003 yılında “İş Sağlığı ve Güvenliğinin Eğitime Katılması: Yarının Çalışanları” ismiyle Roma’da gerçekleştirilen toplantıda onaylanan Roma Bildirgesi uygun politika konusunda yol gösteren bir belgedir. 2004 yılında yayımlanan raporda da tek tek üye ülkelerde bu konuda ne yapıldığını sistematik bir yaklaşımla sınıflandırarak tanıtmıştır. Üç temel yaklaşım temelinde (bütünsel yaklaşım, ders programı yaklaşımı, iş ortamının durumu yaklaşımı) yapılan sınıflandırmada 36 iyi uygulama değerlendirilmiş ve 14 farklı uygulama ayrıntılarıyla açıklanmıştır. 14 uygulamanın her biri için: projenin ana noktalarına ve tanıtımına, uygulamanın arka planına, amaçlarına, etkinlik alanlarına, sonuçlarına, yaşanan sorunlara, başarı ve/veya başarısızlık alanlarına, aktarılabilirliğine ve projeyle ilgili ayrıntılı bilgi için iletişime geçilecek kişi veya kurumların iletişim bilgilerine yer verilmiştir. Ülkemizde de iş sağlığı ve güvenliği kavramıyla ve eğitimiyle tanışma yaşının çalışmaya başlama yaşına kadar uzamasının gecikme anlamına geldiğiyle ilgili saptamalar düşünüldüğünde EU-OSHA tarafından hazırlanan bu raporda yer verilen örneklerin incelenip değerlendirilmesinin önemli olduğu söylenebilir.
İş sağlığı ve güvenliğini örgün ve yaygın eğitim ortamlarına yaygınlaştırma hedefine kararlılıkla yürüyen Avrupa Birliğinde, EU OSHA’nın bu konuda yapılan çalışmalarla ilgili 2011 yılında yayınladığı başka bir rapor da, “Risk Eğitimi Vermeleri İçin Öğretmenlerin Eğitimi: Öğretmen Yetiştirme Programlarına İş Sağlığı ve Güvenliğinin Katılması” başlıklı belgedir. Eğitimde ve okullarda iş sağlığı ve güvenliğinin yaygınlaştırılmasında öğretmenlerin büyük rol oynayacağı ön kabulü ile bu kez üye ülkelerde öğretmenlerin kendi eğitim veya meslek yaşamlarında iş sağlığı ve güvenliğiyle tanışmaları ve eğitimlerine yansıtmaları için ne tür uygulamalar yapıldığı anlatılmıştır. Örnekler yukarıda anılan diğer yayındakine benzer bir sistematikle sunulmuştur. Bu raporda okullarda risk eğitimini destekleyecek temel başarı etmenlerinin aşağıdaki özellikleri taşıması gerektiği belirtilmiştir.
– Öğrencilerin ve personelin kendi güvenliklerine olumlu katkı yapabilecekleri bütünsel okul yaklaşımı uygulamaları,
– Müdürün ve belirlenen çekirdek/merkez personelin katılımı, desteği, liderliği ve güdülenmiş öğretmenler,
– Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, sosyal tarafların ve yerel makamların temsilcilerinin katılımı,
– Eğer mümkünse uygun ve yenilikçi eğitim araçlarının ücretsiz sağlanması,
– İş Sağlığı ve güvenliği yetkililerinin okulları bu konuda desteklemesi,
– İş sağlığı güvenliği ve eğitim profesyonelleriyle diğer ilgili tarafların her düzeyde işbirliği,
– İş sağlığı güvenliği ve eğitim yetkililerinin kabul ettikleri uyumlu, birbiriyle ilişkili stratejiler,
– Sürecin başarısı ve geçerliliği için yasal uygulamalarla desteklenmesi gerekliliği.
Bu özellikler yalnızca AB üyeleri için değil, iş sağlığı ve güvenliğini bütünsel bir bakış açısıyla ele almak ve eğitim sistemine katmak isteyen diğer ülkeler için de temel ölçütlerdir ve yol göstericidir. Bu açıdan, yukarıda adı geçen raporlar ülkemizde İSG kültürünü yaygınlaştırmak ve sürdürmekten sorumlu tüm resmi ve sosyal kurum ve taraflarca değerlendirilmelidir. Zira İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun da yürürlüğe girmesiyle tüm tarafların özellikle de politika oluşturan ve uygulayan kurumların sorumlulukları daha da belirginleşmiştir.
EU OSHA’nın iş sağlığı ve güvenliğinin yaygınlaştırılmasını destekleyen başka bir etkinliği de, “Öğretmenler için NAPO” girişimidir. NAPO Konsorsiyumu ile birlikte ilköğretim öğrencilerine temel sağlık ve güvenlik bilgisi aşılamayı hedefleyen bu projeyle öğretmenlerin çevrimiçi erişebilecekleri çeşitli eğitim yardımları yapılmaktadır. 7 – 11 yaşları arasındaki çocukları hedef alan projede, EU-OSHA’nın iş sağlığı ve güvenliği hakkındaki iletileri çocuklara çizgi film karakteri NAPO aracılığıyla aktarılmaktadır. Okullarda iş sağlığı ve güvenliği eğitimini yaygınlaştırmak için eğitim araçlarını ücretsiz sağlama gereğinden yola çıkılarak, anılan NAPO filmlerinin öğretmenlere ücretsiz sağlanacağı da ayrıca belirtilmelidir.
Bütün bunlar, “sağlığı ve güvenliği” benimseyen bir toplum oluşturmanın ön koşullarından birini bize gösteriyor. Bu durum önemli ve gerekli bir ilk adımdır ama asla tek başına yeterli olamayacaktır. Yalnızca çocukları eğiterek, iş sağlığı güvenliği kültürü ile yoğrulmalarını sağlayarak, iş yerlerinde iş sağlığı güvenliğinin sağlanacağını düşünürsek, boşa hayal kurmuş oluruz.
Bu bilgilerle donanmış kuşakların, iş yerlerinde çalışmaya başladıklarında, öğrendiklerinin tersiyle karşılaştıklarında ne yapacaklarını da hayal etmemiz gerekir. Atasözlerini sıralamaya devam edelim : “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”. Çocuklara hak aramayı ve bunun için örgütlenmeyi de öğretmeliyiz. Onların iş yerlerinde, öğrettiklerimizi uygulamak istediklerinde iş güvencelerini sağlayabilmeli ve iş teftiş sistemini de bu gereksinmelere yanıt verecek biçimde düzenlemeliyiz.
“Güven ürkek bir kuş gibidir” derler. İlkokuldan başlayarak, iş sağlığı güvenliği eğitimini vererek yetiştirdiğimiz gençlerimizi, yaşamda yapayalnız ve öğretilenlere ihanet edenlerle baş başa bırakırsak, bir daha bize hiç güvenmezler. O zaman da, iş sağlığı güvenliğini sağlamak boş bir hayal olur.
Kaynaklar:
• BALAY, R., “Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, yıl: 2004, cilt: 37, sayı: 2, 61-82
• EU-OSHA, “Mainstreaming Occupational Safety and Health into Education: good practice in school and vocational education” http://osha.europa.eu/en/publications/reports/313
• EU-OSHA, “Training teachers to deliver risk education – Examples of mainstreaming OSH into teacher trainingprogrammes”http://osha.europa.eu/en/publications/reports/teacherstraining-risk-education_TE3111358ENN
•“İlköğretim Okullarında Çizgi Film İle Güvenlik ve Sağlık Eğitimi” http://egitimajansi.com/ilkogretim/ilkogretim_okullarinda_cizgi_film_ile_guvenlik_ve_saglik_egitimi.html (11 Eylül 2012)

* Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü.
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , ,

Arşivler