Her Yer Kan ve Barut Kokuyor; Gözyaşı Seller Gibi Akıyor

 

 

“Çocuklar, dünyamızın geleceği, umudu… Onları çok seviyoruz”. Nereden belli ? “Dilin kemiği yok derler”. İşte bu da, onun söylediği yalanlardan… Dünya uçuruma gidiyor. En güvende olanlar bile, yarın ne olacak belli değil. Savaş rüzgarları sınır tanımıyor. Mutluluk türkülerinin söylendiği, güzel müziklerle çocukların neşe içinde oynadığı doğalar, bir anda gökten yağan bombalarla cehenneme dönüşebiliyor.

Çocuk Hakları ve Gelip Geçen 2010

2010 yılı, 12 Ocakta Haiti’de yaklaşık 230 bin kişinin hayatını kaybettiği ve ardından Şili’de meydana gelen deprem ve onun yol açtığı felaketlerle başladı.

Mart ayında BM İnsan Hakları Konseyi’nde, bu yılki “Çocuk Hakları Günü”nün teması “cinsel şiddet” olarak kabul edildi. BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Çocuk Haklar Komitesi (CRC) bünyesinde bir şikayet mekanizması oluşturacak olan, yeni Opsiyonel Protokol tasarısına başlanmasına izin vermesiyle beraber, çocuk hakları büyük bir güç aldı.

Nisan ayında İzlanda da patlayan Eyfyallayöküll (Eyjafjallajökull) yanar dağının oluşturduğu toz ve kül bulutu Avrupa’yı da etkisi altına aldı. O bölgedeki insan haklarının şeffaflığından ve belirsizliğinden kaygı duyan Asyalı Kadın ve Çocuklar Komisyonu (ASEAN’s Women and Children’s Commission), bölgedeki insan haklarının savunulması gündemiyle toplandı,

Aynı ay içerisinde, kötü başlayan yıl Vatikan için daha da kötü oldu. Katolik Klisesi’nde çocuklara yönelik cinsel istismarın boyutları ortaya çıktı ve 2 kişi tutuklandı. Asıl ilgi çekici olan ise, BM Çocuk Hakları Komitesine konuya cevaben ancak 13 yıl gecikmeli olarak bir rapor sunulmasıydı.

29 Nisan’da dünyanın ilk ‘Çocuk Büyük Elçiliği’ ve aynı zamanda Makedonya’nın ilk uluslararsı sivil toplum örgütü olan MEGJASHİ, 18’inci kuruluş yıldönümünü kutladı. Megjashi, 2010 yılı içerisinde çocukların hakları ve bu hakların suistimali ile ilgili 3 adet e-mektup yayınladı. Bu mektuplarda çeşitli konu başlıklarına değinilerek, konularla ilgili detaylı bilgi verildi.

Megjashi aynı ay içerisinde, özellikle Türkiye’de de çok alışık olduğumuz bir konuya dikkati çekti: Çocukların politik amaçlar ve gösteriler için manipüle edilmesi. Herhangi bir politikacının, parti başkanın, belediye başkanının bir yeri ziyaretinde özellikle okul ve işgünü olmayan tatil günlerinde çocukların onları karşılamaları için sokaklara dökülmesi büyük tartışmalara yol açtı. Megjashi’nin bu konuya dikkat çekmesi üzerine Makedonya’da eğitimden sorumlu bakanlık araştırma ve soruşturma başlattı. Megjashi, çocukların politik amaçlara alet edilmesinin eğitim ilkelerine ters düştüğünü savunarak tepki gösterdi (Megjashi, 2010).

Mayıs ayına, Belçika’nın kız çocuklarının başlarını kapatması yasaklayan ve çocuk haklarını provoke eden düşüncelerin ve toplu hareketlerin ortaya çıkması damgasını vurdu.

25 Mayısta CRC’nin her iki Opsiyonel Protokolünün Genel/uluslararası onayı için küresel bir kampanya başlatıldı. Ek bir gelişme olarak, silahlı çatışmalarda çocukları kullanarak hak ihlallerinde bulunan ülkeler ve asi grupların da bir listesini de içeren küresel bir rapor yayınladı. Aynı dönemlerde, Tayland’da iki aylık bir ertelemenin ardından siyasi protestolar doruk noktasına ulaştı. Her iki taraftan da çocukların işkenceye maruz kaldıklarına yönelik iddaalar öne sürüldü.

 

Haziran ayı, çocukların da yer aldığı ev hizmetçilerinin haklarını koruyacak olan yeni bir küresel aracın ( BM sözleşmesi, Protokolü vb) doğumunu müjdeledi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Cenova’da görüşmelerin ilk raundu için, hükümetler, işveren ve çalışanlarla görüştü.

2010’un en popüler olaylarından birisi de G.Afrika’da yapılan Dünya Futbol Turnuvası’ydı. Ancak CRIN farklı bir çerçevede kendi öz turnuvasını düzenledi ve ülkeleri çocuk hakları bağlamında eksenden kayma düzeylerine göre sıraladı. Özellikle çocuk hak ihlalleri nedeniyle Kuzey Kore ve Gana turnuvanın en altında yer alırken; CRIN Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de bunlardan çok uzak olmadığını belirtti; çünkü ABD, Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni (CRC) onaylamayan iki ülkeden birisiydi.

Çocukların evlerinde de dahil olmak üzere her türlü bedeni cezalandırmayı yasaklayan ilk ülke olan Tunus, Temmuz ayının çocuk hakları açısından yıldızıydı. Kenya ufak bir farkla hemen arkasındaydı.

Ağustos ayında Birleşmiş Milletler, okullarda çocukların medeni ve siyasi haklarının nasıl sağlanacağı ile ilgili olarak hükumetlere danışmanlık yaptı. Değerlendirme şuan hazır durumda; ama ne yazık ki, ne öğrencilerin ne de STÖ’lere katılım fırsatı bile tanımadan hazırlanmış. “Bu fırsat 2011’de yakalanabilir mi” sorusu sorulmaya başlandı.

Ekim ayında CRIN, çocuklara yönelik, ölüm cezası, ömür boyu hapis ve fiziki şiddeti de içeren insanlık dışı uygulamaları yasaklayan için bir kampanya başlattı. Ekim ayında ayrıca, Kamboçya’da BM ajanslarıyla da ilişkisi olan ve çocuklara yönelik şiddetin olduğu ve gün yüzüne çıkarıldığı ikinci bir kuruluş tespit edildi. Diğer yandan aynı ay içerisinde, Avrupa Konseyi Roman vatandaşlara yönelik ayrımcılığın arttığı bu yıl, Fransa’ya AB’nin serbest Dolaşım Özgürlüğü direktifine aykırı davranışına yönelik olarak uyarıda bulundu.

Kasım ayında, uzun zamandır bekleyen, Avrupa Çocuk- Dostu Adalet Yönetmeliği sonunda onaylandı.

Şili’de 69 gün sonra maden göçüğünden kurtulan madenciler ülkenin karanlık yüzünün bir aydınlığı niteliğinde oldu. Buna karşın ülkede çocukların da içinde yer aldığı ve kendi topraklarında yaşam haklarını savunan Mapuça(1) yerli halkı, anti-terörist yasalarca suçlandı / tutuklandı. Mapuça’ların hikayesi, Amerika Kıtası Komisyonu’nun (Inter-American Comission) bu yıl gündeme getirdiği konulardan birisiydi. Amerika Kıtası Komisyonu aynı bağlamda, Peru’da çocukların ulusal silahlı kuvvetler ve terörist bir grup olarak kabul edilen ‘Parlayan Patika’ (Shining Path) tarafından silah altına alınması ve Meksika resmi kurumları kayıtlarınca da ortaya konan çocukların istismarı ve ortadan kaybolması gibi gündemlerle toplandı.

Kasımla beraber, 148 ülkenin insan hakları kayıtları, Genel Periyodik Yeniden Gözden geçirme (Universal Periyodic Review) kapsamında değerlendirildi. CRIN bu amaçla tüm raporlardaki çocuk haklarını gözden geçiren ve STÖ’lerin BM İnsan Hakları Komisyonu’nun yeni mekanizmasını nasıl kullandıklarını değerlendiren bir analiz yapmaya başladı.

Kasım ayında ayrıca, Avrupa Konseyi, Temmuz ayında yürürlüğe giren, Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Yönelik Sözleşme’sine desteği arttırmak için, cinsel şiddete karşı bir kampanya başlattı. ‘Underwear Rule’ kampanyası ile çocukların başkaları tarafından bedenen dokunulmasını engellemek için açıklamada bulunmayı ve böyle durumlarda seslerini yükseltmelerine yönelik destek sağlamayı amaçlıyor (CRINMAIL, 2011).

Uruguay: Kanunla itilaflı olan çocuklar için olan uyarı arttırıldı.

Dünya İşkenceyi Önleme Örgütü,Uruguay Devlet Başkanı Mr.Jose Mullica‘ya kanunla itilaflı çocukların durumu hakkında endişelerini ifade eden açık bir mektup yayınladı.

İşkenceyi önlemeye, ortadan kaybolmalara, yargısız infazlara yönelik STÖ’lerin bir araya geldiği, dünyanın en geniş uluslararası iletişim ağı olan SOS ile koordineli bir şekilde çalışan, Dünya İşkenceyi Önleme Örgütü (OMCT), Uruguay’daki çocuk hak ihlalleri ile ilgili olarak iki konu üzerindeki endişelerini dile getirdi. Mektupta, Uruguay’ın genel anlamda çocuk hak ihlallerini önlemeye yönelik iyi bir işbirlikçi olduğu vurgulanarak, son dönemlerdeki kanuni uygulamaların, çocuk ve ergenlerin özgürlüklerini ihlal ederek, daha da kötü hale getirdiği vurgulanmıştır.

İki konuya Başkanın dikkatini çekmeye çalışan OMCT, ilk olarak, çocukların cezai ehliyet yaşını ve verilen ceza hükümlerini eleştiriyor. Bu bağlamda, ceza yaşının 18’den 16’ya indirilmesi, cezaların da 5 ila 10 yıl arasında değişmesi nedeniyle çocukların özgürlüklerinin kısıtlandığı belirtilirken; bu durumun BM’nin ilgili Çocuk Hakları Sözleşmeleşmesi’nin 37b maddesine de aykırı olduğuna dikkat çekilmiştir. İlgili maddede çocukların özgürlüklerinin kısıtlanmasının son çare olarak düşünülmesi gerektiği; ancak bu durumda dahi olabilecek en kısa sürenin olmasına dikkat edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda Uruguay’ın uluslararası hükümleri de çiğnemekte olduğu dile getirilmiştir.

İkinci olarak, Uruguay’da çocukların ve ergenlerin artan oranda istismara maruz kaldıklarını gösteren olayların artışına dikkat çekilmiştir. OMCT, özellikle kız çocuklarına yönelik tecavüz ve istismarların arttığı yönündeki endişeleri dile getirilmiştir. Bu amaçla Başkandan yetkisini kullanarak bu olayların engellenmesine yönelik önlemlerin alınması istenmiştir. Ayrıca bu tür saldırılara uğrayan kurbanların topluma yeniden kazandırılmaları için gerekli çalışmaların ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesinin gerekliliği de mektupta dile getirilen konular arasındadır. Sonuç olarak, dile getirilen bu iki önemli konuyla ilgili önlemlerin alınması ve Uruguay’daki çocukların ve ergenlerin güvenlik, korunma, ve haklarının güvence altına alınmasına yönelik etkili çalışmaların geciktirilmeden yerine getirilmesi ve BM’in ilgili mekanizmalarına uyumunun sağlanması gerektiği dile getirilerek mektup sonlandırılmıştır (CRINMAIL,2010)

Dünyadan Kısaca:

Yemen’de, çok küçükken işlenen cinayet suçlamasıyla hakkında idam cezası bulunan Muhammad Samoum’un cezasının infazı, durduruldu. UNICEF ve Avrupa Birliği destekli ‘Çocuk Hakları Koalisyonu Organizasyonu’nun yargılamanın adil yapılmadığı, gerekli savunmanın yapılamadığı ve Muhammad’ın yaşının yanlış tespit edildiği gerekçesiyle, Adalet Bakanlığı ve Yüksek Mahkemeye uyguladığı baskı sonucu, idamı durduruldu. Bu aynı zamanda benzer durumda olan ve idamı bekleyen on çocuk suçluyu da etkiyecektir. UNICEF ve Koalisyon, Yemen Hükümetini, çocukların ya da herhangi bir kişinin, 18 yaşın altında işlediği cinayet suçundan dolayı idamla cezalandırılmasını kati şekilde engelleyecek/ortadan kaldırılacak düzenlemeleri yapması için zorluyor. Yemen hükumetine, Yemen’in taraf olduğu BM ve diğer Uluslararası sözleşmelerin hükümleri hatırlatıldı. UNICEF raporuna göre son beş yılda 14 çocuk suçlu idam edilmiş; Mohammad’ın da içlerinde bulunduğu 11 çocuk idam aşamasında ve 84 çocuk da ölüm cezası riski altına bulunmaktadır.

Çocukların Bedensel Cezalandırılmalarının Sona Erdirilmesi Küresel İnisiyatifi ve İsveç Çocukları Kurtarın Örgütü birlikte çocukların evde, okulda, bakım hizmetleri esnasında vb. maruz kaldıkları her türlü bedensel cezalandırmaların hukuki yönüyle nasıl mücadele edileceğine yönelik strateji, yönetmelik ve tavsiyeleri içeren yeni bir rehber yayımladı.

Nepal’de hazırlanan yeni kanun taslağı eğer onaylanırsa, çocukların yurttaşlık haklarına erişimini kısıtlayacak, hatta birçok çoğunu vatansız bırakacak. Tasarıya göre, anne ve babanın yani ikisinin de Nepal vatandaşı olduklarını ispatlamaları durumunda doğan çocuk Nepal vatandaşlığına geçirilecek, hak edecek. Alternatif olarak, bir yerli bir de yabancı ebeveynler Nepal vatandaşlığı için başvuru yapabilecek; ancak bu çiftlerde de 15 yıldır evli ve Nepal’de yaşamış olmaları şartı aranacak.

Hindistan’ın Delhi eyaleti hükümeti, eski çocuk işçilerin kurtarılmaları ve korunmalarına yönelik gerekli düzenlemeleri yapmadığı için eleştirildi. Çocuk Haklarının Korunması Ulusal Komisyonu’nun (The National Comission For Protection of Children’s Rights -NCPCR) raporuna göre, çocukların rehabilite edilmeleri, ilgili otoriteler tarafından ciddi bir şekilde ele alınmadı.

Son günlerde, İngiltere’de iki çocuğun anneleri ile birlikte göz altında tutulmalarına yönelik bir vaka ile ilgili verilen bir karar, yüksek mahkemece hukuka aykırı bulundu. Mahkemece çocukların göz altına alınmadan önce, 1-11 yaş arası çocukların refah ihtiyaçlarının etkili bir şekilde göz önünde tutulmadığına hükmetti. 11 yaş post-travmatik stres bozukluğunun ortaya çıktığı yaş olarak görülüyor. Bu dava çocuk gözaltı vakalarının İngiltere’deki boyutunu da orta koydu: 2009 yılında İngiltere’de 1085 çocuk ve her biri 158 gün göz altında tutuldu (CRINMAIL, 2011a)

Dipnot

(1) Orta ve Güney Şili’nin ve Güney Arjantin’in gerçek Kızılderili sakinleri.

Kaynaklar:

CRINMAIL, (2011), “Children’s rights round-up 2010”, CRINMAIL 1207 http://www.crin.org/email/crinmail_detail_ popup.asp?crinmailID=3447

CRINMAIL, (2011a), “Latest News and Reports”, CRINMAIL 1209 http://www.crin.org/email/crinmai l_detail _ p o p u p . asp?crinmailID=3467

CRINMAIL, (2010) , “Uruguay: Alarm raised for children in conflict with the law”, CRINMAIL 1195 http://www.crin.org/ email/crinmail_detail_popup.asp?crinmailID=3398

Megjashi, (2010), “Students were placed randomly on the streets while Topi visits Tetovo” newsletter 38, http://www.childrensembassy.org.mk

 

Tags: , ,

Arşivler