Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmayı yalnızca hekimlerin sorumluluğunda görmek bir yanılgıdır.
Bu yanılgının kaynağında, üç sanı yatmaktadır:
1. Üretim ve onun sağlık yüzü birbirinden kesin sınırlarla ayrılmış iki farklı ilgi alanıdır.
“saÄŸlık, hastalık ve maluliyetin olmayışı” olarak görülmekte; “bedenen, ruhsal yönden iyilik hali” olarak
deÄŸerlendirilmektedir.
3. Yasal olarak hekim bulundurma zorunluluğundan yararlanarak, bu alanda yapılması gerekenlerin tümü,
hekim kanalıyla yaptırılmalıdır.
Bu sanılar yanlıştır, ilk bakışta kestirme çözüm sağlayan bu yaklaşım, gelişmeyi sınırlamış ve takım
çalışmasını önlemiştir.
Mühendislik bilimlerinin işçi sağlığı iş güvenliğine katkısı yadsınamaz. Bu katkılar şöyle özetlenebilir:
1. Dolaylı Katkı: Üretimin kesintisiz ve artarak sürdürülmesi için, hasarsız ve kaliteli üretim sağlayabilmek
için, üretimde kullanılan araç-gereçlerin bakımlı olması (periyodik kontroller); yangına karşı koruma
önlemlerinin tam olması ve işlerliğinin kontrol edilmesi bu safta değerlendirilir. Bunlar üretimi dolaysız olarak
etkilerken; işçi Sağlığı iş Güvenliği (İşS-İşG) üzerinde de dolaylı katkı sağlarlar. Bu örnekler arttırılabilir.
2. Dolaysız Katkı: Bir de üretim eylemiyle doÄŸrudan ilgili olmayan önlemler vardır. Bunların üretimin arttırılmasına-sürdürülmesine dolaylı katkıları vardır, Buna karşın, Ä°ÅŸS-Ä°ÅŸG’ne katkıları dolaysızdır.
2.1. Çevresel Ölçüm Çabaları: işçilerin sağlığı için tehlike oluşturan maddelerle ya da yöntemlerle
çalışılan işlerde çevresel ölçümlere başvurmak korumada önemli bir adımdır, Gaz, duman, buhar vs.
uçucuların havadaki derişimlerinin (konsantrasyonlarının) ölçülmesi; gürültü, radyasyon düzeyinin
belirlenmesi; konfor koşullarının (ısı, nem, aydınlatma, basınç vb) saptanması, işyerleri için olağan sayılan
değerlerle karşılaştırabilmek bakımından değer taşır. Başta ParTüz (1) ve Gürültü Kontrol Yönetmeliği
olmak üzere çeşitli tüzükler bu konuda sınır değerler bildirmektedir.
2.2. Genel Önlemler: İşyerlerindeki tehlikelere karşı alınacak önlemlerin bir bölümü topluma yöneliktir. Bu
önlemler, tehlike kaynağında, kişiye ulaşma yolunda alınan önlemlerdir. Bunlar genel önlemler olarak
adlandırılır. Söz gelimi, bir çok kişinin sunuk (maruz) kaldığı gaza, toza, dumana karşı havalandırmaya,
ayırmaya (izolasyona) başvurmak gibi. Ya da makine koruyucuları, bireyi aşan önlemlerdir.
2.3. KiÅŸisel Korunma Malzemeleri:
Kaynakta ve ulaşma yolunda alınan önlemlere karşın, hala, kişinin sağlığı risk altında ise, kişisel önlemlere
başvurulmak zorundadır. Onun için kişisel korunma malzemeleri son çare olarak • adlandırılır. İşitmenin
korunması için, gürültüye karşı kulak tıkaçları, kulak manşonları bu safta değerlendirilir, Ya da gaza, toza,
dumana karşı çeşitli maskelerin kullanımı solunumun sakinimi programının son halkalarıdır.
2.4. Ergonomi: Kısaca iş tasarım teknolojisi olarak tanımlanabilir. Temelinde anatomi, fizyoloji ve psikoloji
gibi insan biyolojisi bilimleri vardır(2). Bu bilim dallarının verilerinden yararlanarak, iş-işçi uyumunun
sağlanması işyeri çalışma düzenine kavuşturulması ergonominin sorumluluğundadır (3). Bir işin en kestirme
ve en uygun pozisyonda gerçekleştirilmesi; bir yanıyla İşçinin sağlığı ile bir yanıyla da üretimde verimlilikle
ilgilidir.
Bu katkılar, yalnızca iş güvenliği uzmanlarının (ya da iş hijyenistlerinin) çabaları ile sınırlı tutulamaz. Bu
katkılar, temelde mühendislerin görev alanına girmekle birlikte, tıp ve sosyal bilimler kapsamındaki bir çok
alanı ilgilendirir.
Öte yandan, “iÅŸyeri Hekimlerinin Çalışma Åžartlan ile Görev ve Yetkileri Hakkındaki Yönetmelik” ile hekimlere
dört grup görev yüklenmiştir:
* Tıbbi görevler
* Tıbbi – teknik görevler
** İşyeri hijyeni ve güvenliği konularındaki inceleme araştırma
** İş ve işçi uyumu
** Sağlık eğitimi
* Kayıt istatistik görevleri
* inceleme araştırma ve işyeri dışı kuruluşlarla ilgili görevler.
Bu yüklemenin uygulamaya olumsuz yansımaları olmuştur. Bu yansımalardan ilki, hekimlerin bu aşırı yükü
yadsımaları ile sonuçlanmış olmasıdır, iş hijyeni gibi bilmedikleri ve kendi uzmanlıklarını aşan konularda
görevlendirilmiş olmaları, onların bu konulardan uzaklaşmalarına; tek bildikleri tedavi hizmetlerine
saplantılarını sürdürmelerine neden olmuştur.
İkinci yansıma, hekimlerin bu ödevlerini ne ölçüde yerine getirdiklerini izlemek konumunda olan denetçiler
üzerinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iÅŸ ve sigorta müfettiÅŸleri, iÅŸyeri
hekimlerine verilen bu ödevleri, aşırı iş yükü olarak değerlendirmiş; bu ödevlerin yerine getirilmemiş olmasını
hoÅŸgörmüş ve onları denetlemekten kaçınmışlardır. Halbuki, “hekim” denetimi yerine “ödev” denetimi
gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olsaydı, bir “takım kurma” gereksinmesi gündeme gelecekti.
Gerçekten İşS-İşG bir takım oyununa gerek göstermektedir. Uygulamaya (ve mevzuata) baktığımızda, böyle
bir takım çalışmasından yalnızca İşS-İşG kurullarında söz edebiliriz. Bu kurul bir platformdur. Konunun
işyerindeki uygulayıcılarının bir araya geldiği bir platform.
Ä°ÅŸS-lÅŸG kurulunun bileÅŸimi incelendiÄŸinde, işçi iÅŸveren taraflarının yanında, uygulamadan sorumlu “iÅŸyeri
hekimi, iÅŸ güvenliÄŸi mühendisi, sosyal danışman, sivil savunma görevlisi, ustabaşı temsilcisi’ne rol verildiÄŸi
görülür, işyerlerinde işS-işG uygulamasında görev alanları, üç dev disipline göre bölüştürdüğümüzde şöyle
bir görünümle karşılaşırız:
TIP BÄ°LÄ°MLERÄ°;
iÅŸyeri hekimi
iÅŸyeri diÅŸ hekimi
iÅŸyeri hemÅŸiresi
ilk yardım-kurtarma görevlisi.
MÃœHENDÄ°SLÄ°K BÄ°LÄ°MLERÄ°;
iş güvenliği mühendisi
sorumlu kimyager
nezaretçi
fenni mesul
iş güvenliği görevlisi
sivil savunma uzmanı
ustabaşı temsilcisi
SOSYAL BÄ°LÄ°MLER;
sosyal dayanışman veya görevli
iÅŸ psikoloÄŸu
Görüldüğü burada üç dev disiplinden elemanlar yer almaktadır. Bu elemanlar, olguları iki düzeyde ele almak
zorundadırlar:
1. Birey düzeyinde
2. İşyeri toplumu düzeyinde.
Uygulayıcılar, işyeri kaynaklı sağlık tehlikelerini, bunların giderilmesi için yapılması gerekenleri hem toplum
düzeyinde, hem de bireysel düzeyde ele almalıdırlar. Söz gelimi, tıp bilimlerinden yararlanılarak, işyeri
tehlikelerinin bireyde oluşturduğu ilk işaretler saptanmalı ve gidermek için çabalanmalıdır. Mühendislik
bilimlerinden yararlanılarak, tehlikelere karşı alınacak genel önlemlerin yanında, bireysel düzeyde önlemler
arasında kişisel korunma malzemelerinin seçiminden, kullandırılmasına kadar kapsamlı ve zorlu çalışmaları
üstlenmelidirler. Epidemiyolojik çalışmalarla bir yandan yeni sorunların yakalanması; öte yandan alınan
önlemlerin etkinliği izlenmelidir.
Sosyal danışman (ya da dayanışman), tıpkı diğerleri gibi iki düzeyde çalışmalar yapmak durumundadır. Birey
düzeyinde ele alacağı önemli noktalar, kişilerin sosyo-kültürel yapıları; yaşama ve çalışma koşullarından
kaynaklanan sorunları ile sosyal haklarını kullanabilmeleridir. Bunun için, yönetimle, sendikalarla ve kamu
denetçileriyle temas ederek toplum düzeyinde önlemlere de başvurmalıdır, Yasalarla kişiye tanınan sosyal
hakları kullanımı her şeyden önce bir bilinç ve sahiplenme gerektirir. Sosyal danışmanın ödevi, sosyal hak
konusunda işçilerin bilinç ve sahiplenme düzeylerini geliştirmedir. Nitekim, mevzuatı hazırlayanlar da, bu
konuda “danışmanlık” yönetimini uygun görmüştür. Böylece sosyal haklar danışmanı sorunlu işçilere çıkış
yolunu gösterme ve haklarına kavuşmaları için onlara yol gösterici olmakla görevlendirilmiş olmaktadır.
Görüldüğü gibi 3 dev disiplini ilgilendiren, biri diğerine üstün sayılamayacak, içice görevler gündemdedir.
İşyeri düzeyinde bütün görevlilerin bir takım oluşturması birbirlerinin çalışmalarını bütünlemesi ve takım
oyununa başvurması gerekir. Aynı birimde örgütlenecek bu takım, iş barışının ve toplumsal ilerlemenin de
vazgeçilmez araçlarından biri konumuna yükselecektir.
Bu ortak birim, “barış ve toplumsal ilerleme ocağı” (4) ya da “Toplumsal Öngörü Birimi” (5) olarak
adlandırılabilir. Mesleksel şovenizm ya da vazgeçilmezlik tartışmalarına hiç girmeden yönetimine de
demokratik bir nitelik kazandırılmalı ve ortak yönetim gerçekleştirilmelidir.
Ortak yönetimde “Troyka” yöntemine (6) baÅŸvurmak uygun olur. Her yıl deÄŸiÅŸen ve sırayla her dev disiplinin
bir temsilcisinin başkan olduğu; o yılki başkan, bir önceki başkan ve bir sonraki başkan ile yürütücü kurulu
oluşturduğu bir takım yönetimi.
Böylesi bir yönetimle güçler ve değişik birikimler de bitiştirilmiş olacaktır. Takım oyunu ve troyka yönetimi
yalnız işyerinde değil, ülke düzeyinde de dönüşümlerin anahtarı olabilir.
(1) ParTüz: Parlayıcı Patlayıcı Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan işyerlerinde ve işlerde Alınacak
Tedbirler Hakkında Tüzük
(2) W. T. Singleton: Introduction to Ergonomics – World Health Organization Geneva 1972.
(3) N. Erkan: Çalışma Hayatında Fizyolojik Stresler ve Ergonomi – “Ä°ÅŸ HekimliÄŸi Ders Notları” içinde, TTB
Yayını (2. basım) 1991 s. 81.
(4) A. Gürhan FiÅŸek: Barış ve Toplumsal ilerleme Ocağı – Çalışma Ortamı Dergisi Eylül – Ekim 1994, Sayı:
16.
(5) Toplumsal öngörü birimi= sosyal politika birimi = endüstri iliÅŸkileri birimi (“öngörü’nün sözlük anlamı:
Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilme ve ona göre davranma).
(6) Troyka yönetimi: Önceki, şimdiki, gelecekteki başkanlardan oluşan yönetim.
(*) Çalışma Ortamı Dergisi, TemmuzAğustos 1992, Sayı: 21’den alınmıştır.
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)