Özet
Çocuk işçiliğini önlemeye yönelik hızla devam eden küresel eylemler ile birlikte gençler için insana yakışır iş olanaklarının eksikliği gerçeklikleri günümüzde hala devam etmektedir. Bugün 168 milyon çocuğun çocuk işçi, yaşları 15-24 yaşları arasında değişen 75 milyon gencin işsiz olduğu ve daha fazlasının adil gelir, iş yeri güvenliği, sosyal güvenlik ve diğer temel insana yakışır iş niteliklerinden yoksun olarak çalışmaya mecbur kaldığı bilinmektedir.
Bu dünya raporu çocuk emeğinin önüne geçilmesi ve gençler için insan yakışır iş sağlanması “ikiz mücadelesi”ne odaklanmaktadır. Bu amaç; 2015 Sonrası Kalkınma Ajandası’nı uygulamada çocuk emeği ve gençlerin insana yakışır iş eksiği konusundaki engeller ve bu iki mücadele arasındaki yakın bağlantı üzerinden hareketle ortaya çıkmıştır. 2015 sonrası süreçte Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ana damarlarından biri olan “herkes için insana yakışır iş”in, çocuk işçiliğini önlemeden ve gençlerin insana yakışır iş eksiğini ortadan kaldırmadan gerçekleşmesinin mümkün olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.
Rapor; standartların, konsept ve politikaların ele alınması ile başlamaktadır. Ardından, çocuk işçiliği ve genç işsizliği arasındaki iki yönlü bağlantıyı öncelikle çocuk emeğinin ve okulu erken yaşta bırakmanın gençliğe geçiş yolunu nasıl etkilediğini, sonrasında da genç istihdamının zorlukları ve eğitime geri dönüşlerin az olmasının hane halkının çocuk emeği ve yaşam döngüsünün erken zamanlarını okulda geçirme konusundaki kararlarını etkilemesi ele alınmıştır. Sonrasında rapor, hem çocuk işçiliği hem de genç istihdamı ile örtüşen 15-17 yaş grubundaki çocuk emeği üzerine eğilir. Ardından, çocuk emeğine ve gençlerin insana yakışır iş eksiği yönelik politikalar ve önerilerin bütünlüğünün geliştirilmesine yönelik bir takım öneri ile sona erer.
Gençlerin istihdam durumları çocuk emeği için niçin önemlidir? Gençlerin piyasa koşullarında karşılaştığı durumlar çocuk işçiliği ile ilişkili midir? Genç istihdamının zayıf olması çocukların hayatlarının erken döneminde eğitim almaları konusunda caydırıcı bir faktör olmakta, genç istihdamının yüksek olması da bu konuda pozitif bir etki yaratmaktadır. Başka bir ifadeyle aileler, gelecekte elde edilecek daha yüksek kazanç için çocuklarının eğitimlerine katlanmaya daha yatkındır. Rapor, bu başlık altında Hindistan’da ve Meksika’daki vaka incelemelerini ele alır.
15-17 yaşlarındaki yetişkinler arasında çocuk emeği ile anlatılmak istenen, aslında genel minimum çalışma yaşı üstünde olan fakat henüz yetişkin olmayan gençlerin tehlikeli işlerde çalışmasının; çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olması ve uluslararası çalışma standartlarını ihlali durumu oluşturmasıdır. Daha basit bir anlatımla, daha büyük yaşlardaki çocuklar arasındaki çocuk işçiliği ile mücadele etmeden, çocuk işçiliği ile mücadelenin başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu açıdan; 15-17 yaş grubunda ve tehlikeli işlerde çalışan gençlerin varlığını sürdürmesi gençler için insana yakışır iş hedefleri doğrultusundaki en büyük engeldir ve bu gençlerin sayısı ILO 2012 verilerine göre toplam 47.5 milyondur.
Tüm bunların ışığında rapor, çocuk emeğinin önüne geçilmesi ve gençler için insana yakışır iş eksiğinin ortadan kaldırılması için uyumlu bir politika önerisinde bulunur. Uyumlu politikadan kasıt; eğitim, çocuk emeği ve çocuk işçiliği olan ülkelerdeki genç istihdamı arasındaki yakın ilişkinin bilincinde olarak ortaya konan politikalardır. Politikanın başarıya ulaşması için izlenecek adımlar ise sırasıyla; erken müdahale(çocukların çocuk işçiliğinden çıkarılıp okula gönderilmeleri), okuldan işe geçişin kolaylaştırılması(gençler için insana yakışır iş olanaklarının sunulması), tehlikeli işler için yetişkinlerin öne çıkarılması(15-17 yaş grubundaki çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması), toplumsal cinsiyet (kız çocukları ve gençlerin özel hassasiyetlerinin hesaba katılması), bilgiye dayalı politika gelişimini güvence altına almak (çocuk işçiliği ve genç istihdamı ile ilgili bilgi eksiklerini tamamlamak) olarak belirtilmiştir.
Rapor
Bu rapor 2010 yılında yapılan Hague Küresel Çocuk Emeği Konferansı’nda planlanan Dünya Çocuk Emeği Raporu serisinin ikinci raporudur. Serinin amacı, 2016 yılına kadar çocuk emeğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik küresel çabaları bilgilendirmeye yardımcı olmaktır. Ayrıca Dünya Raporları; Kasım 2010’da ILO’nun Yönetim kurulu tarafından ve Kasım 2012 İş yerinde Temel Prensiplerin ve Hakların Geliştirilmesi Eylem Planı’nca uygun bulunmuş olan 2010 Çocuk Emeği Küresel Eylem Planı’nın bütünleyici parçasıdır. Seride çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasını hızlandırmaya yönelik politika çalışmaların için kanıt temelli vaka incelemesi yöntemi kullanılmıştır.
Raporda ilk olarak çalışmaya geçiş ve okulu bırakmanın bu geçişi nasıl etkilediği üzerinde durulmaktadır. Ayrıca ILO’nun Okuldan İşe Geçiş Araştırması, gelişmekte olan ülkelerde gençlerin işe başlama yollarını ve işe erken yaşta geçişin başlamasının gençlerin işe geçiş yolu ve bunun sonuçları üzerindeki etkisinin karakterize edilmesine yardımcı olmaktadır. Araştırmada incelenen ülkelerde gençlerin büyük çoğunluğu genel olarak 15 yaşında veya daha önce okulu bırakmaktadır. Bu çocuklar iş dünyasının dışında kalmakta ve bu yaşlarda asla iş dünyasına katılamamaktadır. En sonunda iş dünyasında kendine yer bulmayı başaran gençlerin güvenli ve sabit bir iş bulması ise daha eğitimli olanlara kıyasla daha az muhtemeldir (job stability yani iş kararlılığı 12 ay ve daha uzun süre için, sözleşmeli olarak, ödeme karşılığında çalışılan iştir). Ayrıca iş kararlılığı, işyeri güvenliği ve insana yakışır iş için kritiktir, işe geçişin beklenen bir sonucudur. Dahası; araştırmanın yapıldığı ülkelerde görüldüğü üzere, kendi aileleri veya diğer faktörler tarafından okulu bırakmaya zorlanan 15 yaşından küçük çocuklar iş bulma konusunda dezavantajlı pozisyona düşmektedir ve insana yakışır iş bulmaları, eğitim alan çocuklardan daha uzun sürmektedir.
Peki gençliğin istihdam durumu çocuk işçiliği için neden önemlidir?
Genç istihdamı beklentisinin düşük olması çocukların erken yaştaki eğitimlerine yatırım yapmaları için caydırıcı bir faktördür. Diğer bir anlatımla, gelişmiş yetenek gerektiren insana yakışır iş olanaklarının az olduğu ve eğitimin getirisinin düşük olduğu ülkelerde aileler çocuklarının iş hayata atılmasını ertelemek için daha az nedene sahip olmaktadır ve çocukların eğitimlerini bir yük olarak görebilmektedir. Fakat; vasıflı işçiye olan talebin yüksek olduğu ve eğitimin uzun vadedeki geri kazanımlarının yüksek olduğu ülkelerde aileler, çocuklarının iş hayatına atılmasını ertelemeye daha çok istekli olmakta ve çocuklarının eğitimine yatırım yapmaktadır.
15-17 yaş grubu yetişkinler arasında çocuk işçiliği
ILO’nun 2012 verilerine göre 15-17 yaş grubu arasında ve tehlikeli işlerde çalışan çocukların sayısı 47.5 milyondur ve bu sayı 15-17 yaş grubunda çalışan tüm çocukların %40’lık dilimini oluşturmaktadır. Bu durum açıkça insana yakışır iş eksiğini gözler önüne sermektedir. Bu yaş grubunda ve tehlikeli işlerde çalışan çocuklar, çocuk işçisi olarak çalışan tüm çocukların yaklaşık dörtte birini(%28) oluşturmaktadır. Bu açıdan raporda öneri olarak, ulusal politikaların gençlerin tehlikeli işlerden uzaklaştırılması ve iş yerlerindeki tehlikeli iş koşullarının ortadan kaldırılması görüşleri belirtilmiştir. Nihai politika amacı insana yakışır iş olması gerektiği için, gençlerin tehlikeli işlerden uzaklaştırılması birincil öncelik olarak kabul görmüştür. Raporda ülkelerin tehlikeli işlerde çalışan gençlerin durumu ile ilgili veriler paylaşılmış, ülkeler ve bölgeler arasında büyük farklılaşma olduğu gözlenmiştir.
Çocuk işçiliği ve genç istihdamı ilişkisini anlamak: Bir yaşam döngüsü perspektif
Kaliteli bir eğitim ve normal fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimi destekleyen bir çevre, bu yaşam döngüsünün ilk adımı olarak önem taşımaktadır. Bu adımı başarıyla tamamlayan çocukların iş hayatına geçişte ve yetişkinliğin ilk zamanlarında daha başarılı oldukları görülmüştür. Ayrıca iş hayatına geçmiş ve insana yakışır iş sahibi olmuş genç yetişkinler, yeterli ve sabit bir gelire sahip olacak bu da onların sosyal korunması ve yaşlılıkları için güvence verecektir. Bu adım en başında okula gitmek yerine çocuk işçiliği ile bozulmaya uğradığında ise, hayatın diğer adımlarında insana yakışır iş bulma ihtimali de azalmakta, ilerde de çocuklarını çalıştırmaya mahkum ebeveynler olmalarına yol açmaktadır. Yani çocuk işçiliği gençlerin zafiyetlerini artırmakta ve insana yakışır işe ulaşımlarını zorlaştırmaktadır. Bu ilişki tersten de geçerlidir, yetişkinler ve gençler için az iş olanağı olması çocukların eğitimlerine devam etmesi için caydırıcı bir etkiye sahiptir.
Okuldan işe geçiş
ILO’nun Okuldan işe Araştırması, araştırmanın yapıldığı ülkelerdeki genç ve genç yetişkinlerin %20 ila %30’unun 15 yaşında yani çocuk işçi olarak iş hayatına katıldığını ortaya çıkarmıştır. Yine aynı çalışma, bu ülkelerdeki daha pek çok çocuğun yoksulluk, eğitime ulaşmadaki sıkıntılar, eğitim kalitesi ve cinsiyet ile ilişkili sosyal baskılar nedeniyle 15 yaşından önce okulu bıraktığını belirtmiştir.
IPEC tarafından SIMPOC (Statistical Information and Monitoring Programme on Child Labor) araştırmasında 12 ülke incelenmiştir. Bu ülkelerde çocuk işçi olarak çalışan çocukların eğitim seviyelerinin, diğerlerine kıyasla düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca çocukken ücretsiz ev işçisi olarak çalışan çocukların yaşları büyüdükçe de insana yakışır iş bulmaktan ziyade, eskiden beri yapmaya devam ettikleri işleri yapmaları dolayısıyla ücretsiz aile işçisi olarak yaşamaya devam etmeleri, ücretli iş bulmakta zorlanmaları, iş bulabilenlerin de düşük ücretler karşılığında çalıştığı da raporda belirtilmiştir.
SWTS(School to Work Transition Survey); okul hayatından iş hayatına geçmeyi planlamayan gençler ve nihayetinde bir işe girmeyi bekleyen gençlerin, işe geçiş sürelerinin ölçülmesi üzerine yoğunlaşmış bir araştırmadır. Bu araştırmaya göre gençlerin %19’u bir işe başlamayı beklememektedir ve iş dünyasının dışında kalmaktadır(ki bu durum işsizlik oranlarını etkilemektedir). Bu oran en yüksek %25 oranıyla ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika(MENA)’da görülmüştür. Bu araştırmada iş hayatına geçmeyi beklemeyen gençlerin cinsiyete göre dağılımlarının farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Yine MENA’da genç kadınların dezavantajlı oldukları belirtilmektedir. Ortalama iş bulma süre ise SWTS ülkelerinde 2 yıl olarak bulunmuştur. MENA ülkelerinde ise ortalama 37 aydır.
Okulu bırakma ve okuldan işe geçiş
15 yaşından önce okulu bırakma ve iş hayatına geçiş, Sahra Altı Afrika’daki düşük gelirli ülkelerde ve Asya’da daha çok karşılaşılan bir durumdur. Bu ülkeler okuldan ayrılma yönünden, cinsiyete göre farklılık gösterir ve genelde genç kızlar bu durumu en çok tecrübe edenlerdir. Fakat genel olarak dünyada, okuldan erken ayrılmış çocukların hiç bir zaman iş bulamaması daha muhtemeldir. Cinsiyet farklılığı ise, daha ilerideki yaşlarda okuldan ayrılma durumunda ortadan kalkmakta ve daha çok eğitim almış çocukların iş bulma ihtimalleri artmaktadır. Okuldan erken ayrılma ayrıca bir işte yerini sağlamlaştırmayı da olumsuz açısından etkiler. Okulu erken yaşta bırakan çocukların ilk işlerinden ilk kalıcı işlerine geçişleri daha uzun sürede gerçekleşmektedir. Erken yaşta çalışmaya başlayan çocuklar, ilk kalıcı işlerine sahip olana kadar pek çok geçici/kısa süreli işte çalışmaktadır.
Vasıflı işçi talebi
Eğer yüksek beceri ve eğitim gerektiren işler artarsa, aileler de çocuklarının okulda daha çok vakit geçirmesine ve iş hayatına geçişlerinin ertelenmesine ikna olur. Yüksek beceri gerektiren işler her zaman insana yakışır iş olmamakla birlikte, iş hayatında az beceri gerektiren işlere kıyasla daha çok insana yakışır iş kriterini sağlamaktadır(Bu konu dahilinde sanayileşmenin artması ile birlikte vasıfsız işçiye olan talebin arttığı, kayıt dışı ekonominin yükünün arttığı da unutulmamalıdır). Hindistan’da bilgi teknolojileri, Meksika’da imalat endüstrisi ihracının artması gibi durumlar ise vasıflı işçiye olan talebi artırmıştır. Hindistan’da özellikle 1990’ların başlarından itibaren bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişme, okula kayıt oranlarını da artırmıştır.
İş gücü piyasasındaki koşulları algılama
Eğer aileler iş gücü piyasasındaki değişimlerden haberdar değilse, bu değişime karşı harekete geçemeyeceklerdir. O yüzden ailelerin algısı çok önemlidir. Bu vurgunun altında yatan, bu değişimin olduğu yerlerdeki vasıflı işçi talebi yükselmesi bilgisinin talebin olduğu coğrafi alanlarda yoğunlaşması gerçeğidir. Ailelerin vasıflı ve vasıfsız işçi talebindeki değişimleri doğru ve yeter li anlayamaması çocukların okula veya işe gitmeleri ile ilgili yanlış kararlar alınmasına neden olmaktadır.
15-17 yaşları arasındaki genç yetişkinlerin yaptıkları işler
Bu işlerde yukarıda da belirtildiği gibi 47.5 milyon genç çalışmaktadır. Bunların 38.7’si erkek, 8.8’i de kızdır. Dünyada genel olarak çocuk işçiliğinin azaltılması düşüş eğiliminde olsa da bu yaşlar arasındaki çocuk işçiliğinin azaltılması 5-14 yaşları arasındaki çocuk işçiliğine kıyasla daha yavaş olmaktadır.
Ayrıca bu yaşlar arasında tehlikeli işlerde çalışan çocukların dağılımı ülkelerde kentlerde ve kırsal kesimlerde farklılık göstermektedir. Bu farklılıkların en çok olduğu ülkeler; Nikaragua, Honduras, El Salvador, Brezilya, Ekvador, Kamboçya, Vietnam ve Lao Pdr’dir ki bu ülkelerde tarımsal üretim çok fazladır. Bu başlık altındaki diğer bir inceleme konusu da genç yetişkinlerin de yetişkinler gibi tehlikeli işlerde çalışmasıdır. Hatta Honduras, Ekvador, Uruguay ve Ürdün’de tehlikeli işlerde genç yetişkinler, yetişkinlerden daha çok yer almaktadır.
Genç yetişkinlerin tehlikeli işlerdeki cinsiyet dağılımında ise erkekler ağır basmaktadır. Fakat cinsiyet farketmeksizin tüm çocuklar iş ilke alakalı hastalık ve yaralanmalarla karşılaşmakta, eğitimlerinden geri kalmaktadır.
İleriki adım: Çocuk işçiliği ile mücadele ve gençlerin insana yakışır iş eksiği için bütüncül bir politika yaklaşımı
Buraya kadar çocuk işçiliği ve genç istihdamı arasındaki yakın ilişki ele alınmaya, geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu başlık altında; belirtilen ilişkinin ışığında, mantıklı politikalar oluşturulmasına yönelik çalışmalar ele alınacaktır. Dahası, “herkes için insana yakışır iş” geliştirmek 2015 Sonrası Gelişme Gündemi için de önemli bir adım olacaktır. Eğitim, çocuk işçiliği ve genç istihdamını ele alan politika yaklaşımı bu amacın gerçekleştirilmesi için hayatidir.
- Erken müdahale(çocukların çocuk işçiliğinden çıkarılıp okula gönderilmeleri): Yukarıda belirtildiği üzere, çocukların erken yaşta okulu bırakmaları ve iş hayatına erken yaşta atılmaları, genç yetişkinlerin iş hayatına geçiş yolları olumsuz yönden etkilemektedir. Çocukların çocuk işçiliğinden uzaklaştırılması ve okula devam etmelerinin sağlanması sadece kendi içinde bir amaç olmanın ötesinde çocukların, daha sonraki öğrenme ve iş hayatlarına başarıyla ayak uydurmaları için, yetişkinliğe temel bilgi ve beceriler ile geçmesini garanti altına alması açısından önem taşımaktadır. Bu yüzden çocuk işçiliği ile mücadelede politika dayanağı olarak eğitim ve sosyal koruma öne çıkmıştır. Ücretsiz, zorunlu ve kaliteli eğitim ile minimum çalışma yaşı, ailelerin çocukların eğitimlerine yatırım yapması da çocuk işçiliği için birer alternatif olarak görülmektedir. Sosyal korumanın genişletilmesi çocukların, ekonomik kriz ve sosyal korunmasızlık durumlarında ailelerin hayatta kalma stratejileri olarak kullanılmasının önüne geçmeye yardımcı olacaktır.
- Okuldan işe geçişin kolaylaştırılması (gençler için insana yakışır iş olanaklarının sunulması): İş piyasasında gençlerin öne çıkması ve eğitimin iş piyasasındaki öneminin artması; aile üyelerinin çocukların iş ve okul zamanları arasındaki ayrım konusundaki kararlarında etkili olmaktadır. Gençler için insana yakışır iş olanaklarının sayısal olarak artması ve çeşitlenmesi sadece genç işsizliğinin çözümüne yönelik değil aynı zamanda çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik stratejiler için de gerekli bir unsurdur
- Tehlikeli işler için yetişkinlerin öne çıkarılması (15-17 yaş grubundaki çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması): Bunun için yapılması gereken öncelikli olarak gençlerin tehlikeli işlerden geri çekilmesidir. Bu geri çekiliş için de gençlere destekleme yardımları ve insana yakışır iş sahibi olabilmeleri için ikinci bir şans yaratılmasıdır.
- ã Toplumsal cinsiyet ( kız çocukları ve gençlerin özel hassasiyetlerinin hesaba katılması): Toplumsal cinsiyetin hesaba katılması çocuk işçiliğine yönelik erken müdahalenin başarılı olması ve daha sonraki insan onuruna yakışır işe başarılı bir geçiş yapılması için kritik öneme sahiptir. Bu konuda kız çocukları, kendi evlerinde onlardan talep edilen ev işçiliği, küçük yaşta evlendirilmek gibi zorluklarla, çocuk işçiliğinin en kötü biçimleriyle karşılaşmaktadır. Genç kızlar ise iş hayatında yeterli insana yakışır iş fırsatı bulamamakta ve insana yakışır işe geçişte zorluklar yaşamaktadır. Dahası, kariyerlerinde evlilik ve ailesel nedenlerle daha yavaş ilerlemektedirler. Bu açıdan genç kızların eşit iş olanaklarına sahip olmasının güvence altına alınması ve gençlerin eşit şekilde eğitim ve iş hayatında yer alması sağlanmalıdır.
- Bilgiye dayalı politika gelişimini güvence altına almak(çocuk işçiliği ve genç istihdamı ile ilgili bilgi eksiklerini tamamlamak): Çocuk işçiliği ve genç istihdamına yönelik kanıt temelli çalışmalardaki önemli gelişmelere rağmen, bu Rapor politika formülasyonu anlamında önemli kısıtların bulunduğunu göstermektedir. Bu kısıtlar veya boşluklar; a)çocuk işçiliğinin gelecekteki iş piyasasına olan etkisi ve bu etkinin okula ve işe aynı anda devam edilmesinden ve farklı çocuk işçiliği türlerinden nasıl etkilendiği, b)gençler tarafından icra edilen işlerin neler olduğu ve gençlerin bu işlerde çalışmaya iten faktörlerin neler olduğu, tehlikeli işlerde yeterli ölçme kriterinin geliştirilmesinde önceliklerin belirlenmesi, c) gençlerin iş piyasasındaki rolleri ve ailelerin çocukların erken yaşta okula gitmesi ve çalışması ile ilgili kararları, d)çocuk işçiliği ve genç istihdamı ile ilgili politika ve müdahaleler. Bunlara ek olarak, gençlerin çalıştığı tehlikeli işlere yönelik politikaların sonuçları, genç istihdamı politikalarının çocuk işçiliğine etkileri ve çocuk işçiliği politikalarının genç istihdamına etkileri ile ilgili daha çok kanıta ihtiyaç vardır.
- İlerleme için gerekli koşulları sağlamak(Fırsat veren bir ortam oluşturmak): Çocukların çocuk işçiliğinden çıkarılması ve okula yönlendirilmesi süreci ile gençlere insana yakışır iş sunulması; ekonomik ve hukuki bir çevre eksikliği ile mümkün değildir. 2015 sonrası Kalkınma Programı gibi makroekonomik programlar gençler için insana yakışır iş olanaklarının sağlanması açısından fırsat olarak değerlendirilebilir. Gençlerin tehlikeli işlerden uzaklaşması ve okul hayatlarında geliştikten sonra iş hayatına atılmalarının öne çıkması da çocuk işçilerin ve ailelerinin zamanla okula daha fazla önem vermesi ve bu süreci uzun dönemli geri getirisi olan bir yatırım olarak görmelerini sağlayacaktır
Çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik çalışmaların sürdürülebilir ilerlemesinin devamlılığı ve gençler için insana yakışır iş olanaklarının sağlanması hukuki açıdan çok önemlidir. Özellikle uluslararası standartların ulusal politikalar, planlar ve programlara aktarılması da hayati önem taşır. Ayrıca genç işçilerin haklarının, sömürüden ve tehlikeden korunmalarının garanti altına alınması gereklidir. Bu konuda alınan uluslararası kararlar güçlendirilmeli, gençlerin işverenlerin ve çalışan örgütlerinin dahil olduğu sosyal diyaloglar geliştirilmelidir.
* Uluslararası Çalışma Örgütü Dünya Çocuk İşçiliği Raporu 2015
** Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)