Geleceğin Büyüklerine Bir Davranış Önerisi

 

Feyzullah Ertuğrul, 1926 yılında Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Nebiköy’de doğdu. Kızılçıllu Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra çeşitli köy okullarında öğretmenlik yaptı. Kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın genel sekreterlik ve genel başkanlık görevlerinde bulundu. TÖS genel başkanlığa seçilmesinin ardından ilköğretim müfettişliği görevine son verilerek sürgün edildi. Sürgün sonrası istifa etmek zorunda kaldı. Bir süre Hacettepe Üniversitesi’nde Prof. Dr. Nusret Fişek’in yönetimindeki Nüfus Etütleri Enstitüsü’nde halk eğitim uzmanı olarak çalıştıktan sonra tekrar öğretmenlik mesleğine döndü. 1975 yılında emekli oldu. 1980 sonrası kamu emekçileri sendikalarının kurulmasının fiilen önünü açan Eğit-Der’in kurucuları arasında yer aldı. Çeşitli yayınevleri tarafından yayımlanmış çok sayıda kitabı bulunmaktadır.

 

 

Sevgili Çocuklar;

Dünyada var olan bütün varlıkların içinde yalnız insanlar, hayvanlar ve bitkiler canlı varlıklardır. Tıpkı hayvanlar ve bitkiler gibi insanlar da tohumlarından bedensel varlıklar olarak ortaya çıkarlar. Şu da var ki, hayvanlar ve bitkilerden farklı olarak insanlar, sinir sistemi ve elleriyle bir bütün oluşturan beyinleri ile birlikte bedensel varlıklar olarak dünyaya çıkarlar. Bu bedensel varlıklarıyla doğadır, tıpkı hayvanlar ve bitkiler gibi doğal varlıktır insan. O halde bu bedensel fark, insanın gerçekten insan sayılmasına yeterli değildir. Çünkü bedensel varlığıyla hayvanlardan ve bitkilerden farklı olan insan, doğası gereği bir de düşünsel ve ruhsal varlığındaki yetileri (melekeleri) ve yetenekleriyle yaşam boyu eğitim sürecine girecektir. Bu sürecin kurumsal olarak yaşandığı yerler, ailedir ve her dereceden her türden okul ortamlarıdır. O halde her birimiz insanı insanlaşma sürecinde şu ya da bu ölçüde saptıran ya da sağlayan koşullarda yetişiyoruz demektir.

Sevgili Çocuklar;

İşte bunun içindir ki aşağıda sizlere, insanın insanlaşması sürecini ilerleteceğini düşündüğüm davranış biçimlerinden kimilerini öneriyorum:

Anne ve babamızdan, öteki aile büyüklerimizden, öğretmenlerinizden hatta Türkiye ve dünya çapındaki ünlü kişilerden çıkmış da olsa kimi düşünce ve davranışların yanlış olabileceğini hiç unutmayınız. O halde onların, her kim olursa olsun başkalarının düşünce ve davranışlarını kendi süzgecinizden geçirmeden kabul etmeyiniz. Eğer karşı görüşte iseniz bu görüşünüzü onları incitmeden ve hiç çekinmeden açıklayınız.

Şunu unutmayınız ki sizin de yanlış düşünce ve davranışlarınız olabilir. Böyle bir durumda sizi başkaları uyardığı ya da eleştirdiğinde, aklınız yatarsa kabul etmeye hazır olarak onları dikkatle ve hoşgörü ile dinleyiniz. Böylece eleştiriye açık bir kişi olunuz. Kendinizi başkaları yerine, kendiniz de eleştiriniz. Bir başka deyişle yanlışlarınızı özeleştiri yaparak gidermeyi alışkanlık haline getiriniz. Hiç unutmayınız ki çevrenizde herhangi bir yanlış davranışınızdan dolayı birileri incindiyse onlardan özür dilemek sizi küçültmez, tam tersine yüceltir.

Sevgili Çocuklar;

Demem o ki her zaman eleştiriye açık olunuz. Ya da özeleştiri yapabilir düzeyde kendinizi geliştirmeyi de başarınız. Böylece okulda ya da okul dışında toplumsal yaşamınızda; herkes tarafından sevilen sayılan, kendisine güvenilen ve gerektiğinde danışılan insan olursunuz.

Sevgili Çocuklar;

Bu söylediklerimi pekiştirmek ve tamamlamak için kısa kısa şunları eklemeliyim:

  • Özgür olunuz. Başkalarının da, toplumun ve insanlığın da yararına davranmak koşuluyla her zaman özgürlükçü olunuz.
  • Yine senin de, toplumun ve insanlığın da yararına olmak koşuluyla, henüz var olmayan şeyler ya da yeni gerçeklikler yaratma tutkusunda olunuz ve bu tutkunuzu hiç elden bırakmayınız.
  • Yaşamınız boyunca karşılaştığınız her şeyi acaba nedendir, nasıldır diye her zaman enine boyuna sorgulayınız. Onlardan kimilerinin yerine başka bir şey yaratmak gerekiyorsa o yönde yapabilecekleri seve seve, coşkuyla yapınız. Girişimci olunuz.
  • Yine yaşamınız boyunca hiçbir biçimde baskıcı olmayınız; size ya da başkalarına yönelik baskılara her zaman karşı çıkınız.
  • Hiçbir durumda karamsar olmayınız ve kendinize her zaman güveniniz.
  • Yine hiçbir zaman çekingen ve utangaç olmayınız.
  • Herhangi birini alaya aldığınız sanısına yol açmadan her zaman mizahçı ya da şen şakrak olunuz.
  • Her zaman içtenlikli olunuz. Asla bir davranışı başka bir davranışına aykırı insanlardan olmayınız.
  • Bedensel ya da düşünsel gücünüzü geriletebilecek herhangi bir engel ya da sorun karşısında sakın ola ki yılgınlığa kapılmayınız. Ya da asla gerilemeden onu aşabilmenin çabasında olunuz.
  • Elinize aldığınız herhangi bir işi bitirinceye kadar yılmadan usanmadan çalışınız.
  • Düşünce ve inanışlarınızı hiç kimseden çekinmeden ve hiç kimseyi incitmeden cesaretler açıklayınız.
  • Gerçeğe uygun olarak düşünmekten ve de davranmaktan hiçbir zaman ve asla ayrılmayınız.

Özetle dileğim odur ki bu davranışlardan ve de bunlarla çelişmeyen davranışlardan şaşmayınız. Ömür boyu kendinizden hoşnut; kendinizle, herkesle barışık yaşayınız. Kısacası İMRENİLEN ve ÖRNEK ALINAN İNSAN olunuz.

Haydi benim umut çiçeklerim, göz bebeklerim…

Tags: ,

Arşivler