Fındık Tarımında Çocuk Emeği Konusunda İyi Uygulama Örneği (Özer Akbaşlı* ile Söyleşi)

 

Çalışan çocuklar içerisinde en çileli olanları, mevsimlik işçi olarak tarımda çalışanlardır. Hele de kız çocukları. Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, bu kesimin sorunlarını şöyle özetliyor:

Türkiye’de yaklaşım 1,2-1,5 milyonluk mevsimlik tarım işçisi nüfusunun en büyük sorunu, “eğitim, sağlık, sosyal güvence, ücret düşüklüğü, barınma ve yerleşim”dir. Tarım, özellikle çocuklar açısından en tehlikeli çalışma alanlarındandır. Özellikle kız çocuklarının yükü ağırdır. Çalışan kızlar, çoğu kez tarımsal işgücünün görünmez bir parçasıdır ve özellikle dezavantajlı konumda yer alırlar. Çünkü tarımsal işleri yanı sıra ev işleriyle uğraşırlar. Çocukların çalışması açısından tarım, kayıt-dışı bir iş alanı ve sektör olup, çocukların iş güvenliği yoktur. Yaralanmaları ve hastalanmaları halinde ödeme alamazlar ve işverenlerin olumsuz davranışlarında ve çalıştırılma koşullarında, koruma talep edemezler. Güneş, aşırı sıcak, soğuk, rüzgar, toz, yetersiz ve güvenlik olmayan alet ve makineler, tehlikeli kimyasallar ile koruyucu donanım olmadan çalışma, ağır yük ve tehlikeli hayvanlar çocuklar için, erişkinlere oranla daha büyük tehlike oluşturur.

Mevsimlik olarak tarımda çalışanların bu kadar kalabalık ve bu ölçüde de ülke yüzeyinde yayılmış olması karşısında ellerinden tutan azdır. Bu konudaki ilk çalışmalardan biri, kaymakam olarak görevi sırasında Atila Kantay tarafından Eskişehir-Alpu ve Ağrı-Taşlıçay ilçelerinde gerçekleştirilmiştir. Çocukların çadır-okullarda eğitimlerinin sürdürülmesi sağlanmıştır; mevsimlik işçilerin barınma koşulları geliştirilmiştir. Bu bize, mülki idarenin bu konuda kilit bir role sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu çileli kesim üzerinde yapılan, yüz güldürücü çalışmalardan biri de Giresun’da, Giresun Ziraat Odası’nın çabalarıyla ortaya konulmuştur. Giresun’a fındık toplamaya gelen mevsimlik tarım işçileri, zorunlu olarak çocuklarını da yanlarında getirmektedirler.

Fındık tarımı, gübreleme, ilaçlama, budama, temizleme, hasat ve kurutma aşamalarından geçer. Emek ister ve bu emeğin ancak %40’ı bahçe sahiplerince, gerisi geçici ve gezici tarım işçilerince karşılanır.

Fındık, onuncu yılında üretime olanak veren bir bitkidir. 300 yıldır Karadeniz’de yetiştirilmektedir. Çıkış yeri Giresun’dur. Halen ülkemizde İstanbul boğazından Gürcistan sınırına kadar, 14 il, 129 ilçe, 500’e yakın köyde ve 700.000 hektar alanda ortalama 650.000 ton fındık üretimi yapılmaktadır. *

Kendisi de bir üretici olan Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı’nın önderliğinde, Keşap Fındık Üreticileri Birliği’nin 75 aktif fındık üreticisi, birlikte çok önemli bir karar veriyorlar: Çocuk çalıştırmamayı kararlaştırıyorlar. Bu kararda, çocuk işçiliğin önlenmesi ile ilgili kamuoyu duyarlılık arttırma çalışmalarının önemli bir etkisi oluyor. Çocuklar gülsün istiyorlar. Onun için projelerinin adına “Gülen Çocuk” diyorlar. (Bakınız: www.gulencocuk.biz) Biliyorlar ki, yalnızca yasaklamalarla bu iş gerçekleşemez. Onun için mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının çeşitli etkinliklerle başka yöne yöneltme çabasına giriyorlar. Bu çabalarında Giresun ve Alaplı Ziraat Odalarını, Noor Fındık firması ile Sözeroğlu Fındık firmasını yanlarında buluyorlar ve büyük destek görüyorlar.

‘Çocuklar geleceğimizdir’, sloganıyla hazırlanan `Gülen Çocuk´ projesiyle çiftçinin ve gezici tarım işçilerinin çocuklarını belli bir ücret karşılığında fındık tarımından uzak tutmayı amaçladıklarını dile getiren Akbaşlı, Türkiye´de hiçbir tarım ürününde bu tür bir projenin olmadığına işaret ediyor. Giresun Ziraat Odası Başkanı Akbaşlı, çocukların bahçelerden uzak tutulması, fındık tarımında çocuk emeğinin olmaması için, hem üreticilerin ve hem de çocukların eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Yapılan çalışmalarda, özellikle ilimizdeki 13 ilçemizde 100 bin üreticimize gerek yasaların, anayasaların, Türkiye´nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların metinlerini anlatıp öğretilmektedir. Bu çerçevede 3.000 broşür dağıtılmıştır. Üretici çiftçilerimize, çocuk işçiliği konuşunda, basın demeçleri, radyo ve televizyon programları ile ulaşılmaktadır. Ağustos ayında başlayacak olan, fındık toplama döneminde, fındık üreticisi çiftçilerin, hasat zamanı bahçeleri ziyaret edilerek çocuk çalıştırmadıklarının yerinde saptanması, kendilerinin pazara götürdükleri fındıklarıyla satış esnasında gurur duymalarının sağlanması planlanmakta.

Çiftçilerimiz göğüslerini gere gere ‘Bizim ürünlerimizde çocuk emeği yoktur’ demelidirler. Hatta her biri bahçelerine “BİZİM BAHÇEDE ÇOCUKLAR ÇALIŞMIYOR” yazılı pankart asmalıdırlar.”

Fındık tarımından uzak tutulan çocukların da üzerine eğilmeli ve boş zamanları değerlendirilmelidir. Onları için, eğitim yanında, çeşitli sosyal ve sportif etkinlikler, izcilik, tiyatro, sinema, yüzme, kültür, yabancı dil eğitimi ve sosyal gezi gibi genel kültür dersleri, tatil kitapları okuma seansları planlanmakta. Bunun yanında

ñ Toplumsal farkındalığın arttırılması,

ñ Ailelerin bilinçlendirilmesi,

ñ Aile bireylerine mesleki beceri kazandırma eğitimleri verilerek yeni istihdam olanaklarının sağlanması hedeflenmektedir

Bugüne değin yapılanlar şöyle sıralanabilir:

ñ Basın toplantıları

ñ Gazete, radyo, televizyon ilanları

ñ Çiftçiler toplantıları

ñ Broşür dağıtımı

ñ 3G izcilik kampı

ñ Proje yarışması.

GZO, Türkiye çapında bir proje yarışması açmış ve başarılı projelerin uygulanmasını sağlama sözü vermiş.

Yarışmaya, 15 proje katılmış. Bunlar arasında ‘Yeşil Altın’ projesiyle Ali Sözer, ‘Minik Fındıklar Eğitimde’ projesiyle Oya Ocak, seçildi. ‘Yine Yeşillendi Çocuk Umutları’ projesiyle Fazilet Ertaş başarılı bulunmuş.

Özer Akbaşlı’ya eğitim sistemimizin bu çocukları kucaklayacak enerjiye sahip olup olmadığı konusundaki düşüncelerini soruyoruz:

“Ne yazık ki, eğitim sistemi yeterli değil. Bugünkü eğitim sistemi, çocuklarımızı kucaklamaya, onların geleceklerini yönlendirmelerine elverişli değil. Çocukların şu an, eğitimden anladıkları tek ama tek şey, sınav. Kısaca rezil bir durumdayız. Sınav hedefli bir eğitim. Aslında eğitim dememek gerek. Bu iş bir sektör oluşturmuş. Eğitim ekonomisinin kurbanları dersek daha doğru olur. Yazık. Bugün fındığın, çayın, pamuğun nerede yetiştirildiğini bilmiyor çocuklar. Çünkü bunun önemi yok. Yazık ve bir daha yazık.”

“Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinden yararlanan birçok bölge ve çiftçi var. Ama sizin yaptığınız gibi örnek çalışmalara pek rastlamıyoruz. Sizin farklılığınız nedendir?” sorumuza şöyle yanıt veriyorlar:

“İyi tarım ve globalgap tarım tekniklerine uygun fındık tarımı yapıyoruz. Butik bir birliğiz. Eğitim, teknik, sosyal birçok alanda çalışmalar yürütüyoruz. Dünya tarımını yakından izliyoruz. Üniversitelerle iç içeyiz. Yurt dışı kongrelerini de izlemeye çalışıyoruz. Sürekli bir yenilik ve değişim içindeyiz. Herkes yürüyorsa, biz koşmak istiyoruz. İzlediğimiz toplantılardaki “çocuk işçiliğin ortadan kaldırılması” düşünceleri, gösterilen videolardaki yürek burkucu tablolar bizi derinden yaraladı. Kendi adımıza, fındık tarımını ağır bir iş olarak görmesek de, çocuklara göre olmadığına karar verdik.

Tüm çabamız çocuklar okusun ve mutlu bir çocukluk yaşasınlar.”

Fotoğraflar:

http://www.gulencocuk.biz/tr/fotograf-galerisi/category/7-3-g-izcilik-kampi.html http://www.gulencocuk.biz/tr/haberler/46-cocuklar-artik-somurulmesin.html

* Giresun Ziraat Odası Başkanı – Giresun Chamber Of Agriculture President Of The Board Ulusal Fındık Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi – National Hazelnut Council Board Member

 

Tags: , , , , ,

Arşivler