Ergonomiyle Uyumlu Kentler: Kent Ergonomisi ve Çevre

  Bugün kentlerdeki nüfus oranı giderek artmaktadır. 1950’lerden bu yana dünyadaki kentsel nüfus dört kattan fazla artarak, 733 milyondan 3 milyarın üzerine çıkarken, 2007’de kentlerde yaşayanların sayısı dünya tarihinde ilk kez kırsal alanlarda yaşayanlardan fazla olmuştur ve 2050’de 6,4 milyar olması beklenmektedir (United Nations, 2008). Kentleşme, gerçekte büyük ölçüde olumlu yönde gelişen bir demografik eğilimdir. Geleneksel olarak kentlere doğru göç, ekonomik büyümeyi ve küresel bütünleşmeyi desteklemiş ve kentliler kentin sağlamış olduğu sağlık, eğitim, kültür gibi hizmetlere daha kolay erişebilmişlerdir. Öte yandan, sanayileşmiş dünyadaki kentlerin zenginleşmesini sağlayan genç nüfus, etnik ve dinsel farklılık, orta sınıf gibi bu özellikler, gelişmekte olan dünyanın hızla büyüyen ve ekonomik baskı altında yaşayan kentleri için potansiyel dengesizlik kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır (Mastny ve Cincotta, 2005: 35-36). Bu yoksul kentlerde, gelişmişlik düzeyi yüksek olan diğer kentlerde görüldüğünün aksine, evsizlik, suç, işsizlik gibi sorunların yanı sıra, kentlilerin barınma, temiz hava, içilebilir ve güvenli su, etkin bir atık depolama sistemi, güvenli enerji ve ulaşım sistemi yönünde sıkıntıları da bulunmaktadır. Doğal çevrenin bozukluğu, toplumsal ve ekonomik çevrenin bozukluğuyla yakından ilişkilidir. Bütün bu hizmetlerin sunulabilmesi, yol, kanalizasyon, boru döşenmesi, temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları ve kabloların döşenmesi gibi altyapı olanaklarına bağlıdır (Güler, 2006: 86). Kentliler için güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir, kısacası ergonomik kentlerin yaratılmasında yerel yönetimlerin ve mühendislerin yakın işbirliğinde bulunmaları gereklidir.

Mühendisler Ergonomi’yi genel olarak insan eylemlerinin ve gereksinmelerinin mühendislik ya da yapısal sistemlerin fiziksel biçimlerine dönüştürülmesi süreci olarak tanımlamaktadırlar (Wolf, 2003). Ergonomi yaklaşımında, bir nesne, bir sistem ya da bir çevre insan kullanımı için amaçlanmışsa, o nesnenin, sistemin ya da çevrenin planlanmasının kullanıcıların fiziksel ve zihinsel özelliklerine dayanması esası bulunmaktadır (Pheasant, 2003: 5). Ergonomi, yağmur, kar gibi kontrol edilemeyen unsurların ya da gürültü, titreşim gibi doğal unsurların olduğu alanlarda çözümler üretmekte ve yetersizlikleri belirleyen planları analiz etmektedir (Jones, 2006: 141-142). Kent ergonomisi ise, kentsel alanların ve altyapı sistemlerinin biyolojik, sosyolojik ve psikolojik özellikleri çerçevesinde kentlilerin yaşamına, sağlığına ve güvenliğine uygun hale getirilmesini amaçlamaktadır. Ergonominin bu alt dalında, kentsel çevre koşullarının kentlilerin yaşamına uygun hale getirilmesi durumu söz konusudur.

Yakın çevresel kirliliklerin giderilmesinde, yeşil ergonomik kentlerin yaratılması gerekmektedir. Bu kentlerde, kentli nüfusun yoğunluğu çok karmaşık özellikler gösterdiğinden her bir haneye, ticari birime ve kentliye söz konusu hizmetlerin götürülebilmesi için öncelikle çok iyi planlanmış sistemler bulunmalıdır (Wolf, 2003). Yeşil altyapı hizmetlerinin sunumu, bu yönüyle önemlidir. Yeşil altyapı hizmetleri, kent yerleşim alanlarında doğal komünitelerin ve özellik taşıyan doğal niteliklerin korunması, yani kentlerde yaşam materyallerinin sistematik planlamayı, tasarımı ve yönetimini kullanarak kentin yeşil alanlarının optimal faydasının genelleştirilmesi anlamına gelmektedir (Wolf, 2003). Tümleşik su yönetim sistemlerinden olan “yaşam (ya da yeşil) çatıları”, hava kalitesini iyileştiren ve hava partiküllerini süzen “yaşam duvarları”, basit bir boru sistemiyle oluşturulan sistemle “gri suların kullanımı” ya da “yağmur sularının biriktirilmesi” söz konusu hizmetlerden birkaçını oluşturmaktadır (Arieff, 2009). Kuşkusuz bu kentlerin planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve kentlerin yeşil altyapıya uygun hale getirilmesi, kentlilerin çarpık kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan yakın çevresel kirliliklerin ortadan kaldırılmasında yarar sağlayacağı ve kentlilerin bu yöndeki beklentilerini karşılayabileceği düşünülebilir.

İnsan etkinliklerinin doğanın ve insan doğasının kurallarına göre uygun hale getirildiği yeşil ergonomik kentlerde, insanların güvenliğini ve sağlığını tehlikeye düşürecek yakın çevresel kirliliklerin yaşam ortamındaki olumsuz koşullarının etkisiz hale getirilerek, önlemler alınmaktadır. Bilindiği üzere, kalabalık kentlerde trafik yoğunluğu, hava kirliliği, su kirliliği, atıklar gibi yakın çevresel kirlilikler, insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını doğrudan ya da dolaylı olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Bu etkenler, hastalıklar için zemin oluşturabilmekte, doğrudan hastalığın kaynağı olabilmekte, bazı hastalıkların sürecini ve sonucunu etkileyebilmekte ya da bazı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabilmektedir (Güler, 1997: 5-6). Çünkü özellikle altyapısı iyi durumda olmayan az gelişmiş ülkelerin kentleri, bulaşıcı hastalıklar için önemli risk taşıyan yerleri oluşturmaktadır. İnsanların bir arada bulunmasından dolayı yoğun yaşam insandan insana ya da bir canlıdan insana, vektörle, su ve gıdayla ya da havayla bulaşan hastalıklar için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Dolayısıyla kentsel yaşam kalitesinin yüksek olması ve kamu sağlığı için kentlerin ve kent dokusunun sağlık koşullarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Bir kentin ergonomik yetersizliklerinin belirlenebilmesi ve ergonomi ilkelerinin uygulanabilmesi için başta kamu ve kamu yöneticileri olmak üzere, mimar, psikolog, çevre mühendisi, peyzaj mimarı, kent planlamacısı gibi konularda uzman kişilerden kentlilerin beklentilerine uygun olarak yardımlarını almak gereklidir. Ayrıca, kentlilerin yaşam kalitelerini ve seviyelerini yükseltici uygun yaşam çevrelerinin oluşturulmasında özellikle kent planlarının hazırlanmasındaki her aşamada ve süreçte halkın aktif olarak katılması gerekmektedir. Sivil toplum örgütleriyle halkın öz denetimi ayrıca önemlidir. Düzenleyici olarak yerel yönetimler de hem kentlerin altyapısının oluşturulması, gelişme planlarının yapılması ve hizmetlerin sağlanması, hem konunun uzmanlarını bir araya getirmede koordine etme görevi açısından büyük önem taşımaktadır.

Öte yandan ergonomide, her zaman insan faktörü lehine bir durum söz konusudur. Bu ise, insan-merkezli bir düşüncenin ağırlıkta olduğu gibi bir izlenimini vermektedir. Dolayısıyla bu yönü, eleştiriye açık bulunmaktadır. Çevrebilim’de ise “çevre” tanımlanırken, insan bu tanımın dışında görülmemektedir. İnsan da, çevrenin bir parçasıdır. İnsanı çevreden ayrı tutup, çevrenin dışındaymış gibi hareket edilirse, bu konuda yanılma ve hata yapma olasılığı yüksek olacaktır. Bu ön kabulle, doğayı koruyabilmek mümkün değildir. Zaten insanı doğadan soyutlayan bu düşünce ve yaklaşım, çevre sorunlarının temel kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle kent ergonomisinden bahsederken, çevre merkezli bir bakış açısının benimsenmesinin daha faydalı olacağı düşünülebilir. Çünkü insanların üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan çevre sorunları, sadece kentlilerin sağlık ve yaşama dair sorunlarını yaratmamakta, aynı zamanda insanın dışındaki doğal ve yapay çevreye de zarar verilmektedir. Çevre merkezci anlayışa göre, insan çevre ilişkisinde çevre, ancak insanların gönencine hizmet sunabildiği sürece ve hizmet sunabilmesi için korunacaktır. Bu ayrıca Kent Ergonomisi’nin gelişimine katkıda bulunmasının yanı sıra, konunun uzmanlarının daha geniş ölçekli bir bakış açısıyla bakmalarını sağlayacaktır. Zira bu düşünce, insan ve sistem uyumunu optimize ederek, bütün sistem performansını ve insan gönencini iyileştirmeyi amaçlayan (Durmuş, 2009) ergonomiye ters düşmemektedir. Ayrıca kentliler için belirlenecek ergonomik uygulamaların, gelecek kuşak kentlilerin çıkarlarını gözeterek de belirlenmesi gereklidir.

Sonuç

Sağlıklı ve yaşanabilir kentler oluşturmada yapılacak iyi bir planlamayla, yakın çevresel kirliliklerin üstesinden gelinebilir. Kent planları yapılırken, bu planların çevre sorunlarını çözecek şekilde, kentsel ergonomiye uygun ve detaylı olarak ele alınmasına dikkat edilmelidir. Unutulmamalıdır ki, kent ekosistemleri yaşam kalitesini belirlemektedir. Kentsel altyapı sistemleri, çöp dökme ve imha etme alanları yeniden ele alınmalı, yerleştirilen işlev alanları ve bunlar arasındaki ilişkiler düşünülürken, çevre sorunları yaratacak konulara dikkat edilmelidir. Kentlilerin temel gereksinmeleri arasında bulunan temiz hava, içilebilir su, parklar ve yeşil alanlar ile rekreasyon olanağı sunan sağlıklı bir çevre yaratılmalıdır. Kentliler için çok yönlü bir gereksinme olan yeşil alanların, hava kirliliğinin azaltılmasında önemli bir yutak alanları olduğu söylenebilir. Trafikten gelen hava kirlenmesinin önlenmesi için toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kirlenmeden önlenmesi için su kaynaklarının yakınlarında yerleşim alanı önlenmesi; hatta kentlerin içme suyu kaynaklarının korunması için etraflarının ormanlık hale getirilmelidir. Gelişmekte olan bugünün bina yapım teknolojisini kullanarak, trafiğin yoğun olduğu yolların kenarlarında yapılacak ağaç perdelemeyle, gürültü yapan işyerlerine gürültüyü kaynağında kesici önlemler alınarak gibi müdahalelerle ve denetimlerle gürültünün insana erişimi azaltılabilir.

Kaynakça

Arieff, Allison, Blue is the New Green, (http://arieff.blogs.nytimes.com/2008/11/20/ blue-is-the-new-green/), (27.04.2009).

Durmuş, H. Okan, Ergonomi ve İletişim, (http://members.tripod.com/~bahadirakin/ okan2.htm), (26.04.2009).

Güler, Çağatay Ergonomiye Giriş, Aydoğdu Ofset, Ankara, 1997.

Güler, Çağatay, “Kent Ergonomisi”, Kent ve Sağlık Sempozyumu (07/09 Haziran 2006, Bursa): Bildiri Özetleri Kitabı, Ankara, 2006.

Jones, James V., Integrated Logistics Support Handbook, McGraw-Hill Professional Publishing, 2006.

Mastny, Lisa; Richard P. Cincotta, “Nüfus ile Güvenlik Arasındaki İlişkileri İncelemek”, Dünyanın Durumu 2005: Sürdürülebilir Toplum İçin Worldwatch Enstitüsü Raporu (Çev. Ayşe Başçı), İstanbul, 2005.

Pheasant, Stephen Bodyspace: Anthropometry, Ergonomics and the Design of Work, Taylor & Francis, London, 2003.

United Nations, World Urbanization Prospects: The 2007 Revision (Highlights), New York, 2008.

Wolf, Kathleen L. “Ergonomics of the City: Green Infrastructure and Social Benefits”, Engineering Green: Proceedings of the 11th National Urban Forest Conference (Edit. C. Kolin), American Forests, Washington D.C., 2003.

* Yard.Doç.Dr., Erzurum Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Kent ve Çevre Bilimi Anabilim Dalı

** Fotoğraflar: Ömer Çakır ve Murat Çolak (Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencileri)

 

Tags: , ,

Arşivler