Dünyanın Her Tarafını Tehlikeler Sarmış

İskoç Elektronik Endüstrisi’nde Kurbanlar Gelecek Kuşaklar İçin Savaşıyor
İskoçya’da elektronik parça üreten bir firmada çalışan işçiler, son 10 yıldır işlerinin üzerlerinde yarattığı sağlık etkileri konusunda kampanya yapıyorlar. Çoğunluğunu kadın emekçilerin oluşturduğu çalışanların önemli bir bölümü, çeşitli kanserlere ve üreme bozukluklarına yol açan değişik kimyasallara sunuk kalıyor.
1970 ve 1980’li yıllarda Amerikan Elektronik firmaları, İskoçya’ya önemli ölçüde yatırımlar yaptılar. Üretim için gerekli olan suyla birlikte, aynı oranda yoğun ölçüde işsiz olan, genç bir kadın işgücü de buldular. Bunların tamamının işsiz ve sendikasız olmaları, sektörün büyümesi için gerekli olan sorunsuz bir yedek işgücü ordusunu, bu firmalara altın tepside sunuyordu. İlk yapılan yatırımların üzerinden 20 yıl geçtikten sonra imalat, önemli ölçüde Asya ülkelerine kaydırıldı, büyük işten çıkarmalar yaşandı ve daha da önemlisi bu sektör arkasında çok sayıda sağlık sorunu olan yeni işsizler yarattı.
1990’lı yılların ortalarında, İskoçya’nın işçi sınıfının yoğun olarak görüldüğü Greenock bölgesinde, National Semiconductor adlı bir firmada çalışan kadınlar arasında sağlık sorunları görülmeye başlandığı ile ilgili söylentiler, dilden dile dolaşmaya başladı. Bu bölgede yaşayan insanlar, daha önce de gemi tersanelerinde yaşanan iş kazaları ve olumsuz çalışma koşulları ile bilinmekteydi.
İskoç sendikacı Jim Mccourt, 1997 yılında bölgede çalışan kadınların kendine gelerek yaşadıkları bebek düşürme olaylarını, doğan çocukların gelişim bozukluklarını, solunum yolları rahatsızlıklarını ve en önemlisi de kanser vakalarını anlatmaya başladıklarını ve bunun üzerine PHASE TWO (People for Health and Safety in Electronics) adlı bir oluşum kurarak, özellikle ‘Temiz Oda’ adı verilen yerlerde çalışan kadınlar üzerinde, bölgedeki bütün firmalarda, bir epidemiyolojik çalışma başlatılması için girişimlerde bulunduğunu söylüyor.
Temiz Odalar olarak adlandırılan ve elektronik endüstrisinin en önemli yarı iletken parçaları olan mikroçiplerin üretildiği bu bölümlerde, sürekli olarak nem ve ısı kontrolü yapılıyor ve üretilen parçalara zarar vermemesi için ortamda bulunan en küçük toz parçacıkları bile pahalı sistemler yoluyla yok ediliyor. Bununla birlikte, bütün çalışanların koruyucu maskeler, eldivenler, giysiler ve botlar giydiği bu temiz odaların, son derece steril olduğuna inanılıyor.
Kaliforniya Üniveritesi’nden Joseph Delaou, üretilen mikroçipler için zararlı olan tozların emildiğini, ancak insan sağlığı için son derece tehlikeli olan zehirli buharların ortamda kaldığını belirtiyor. Yarı-iletkenlerin imal edildiği fabrikalarda, yaklaşık 500-1000 arasında farklı kimyasallar ve kanserojen etkisi olduğu bilinen trikloroetilen, benzen, diklorometilen gibi çözücüler ve ayrıca kadmiyum ve kurşun gibi ağır metaller kullanılıyor.
PHASE TWO adlı kampanyanın girişimlerinin ardından yapılan iş sağlığı güvenliği teftişleri sonucunda, bölgedeki 25 firmadan sadece 5 tanesinin sağlık konusunda alınması gereken minimum önlemleri aldığı ortaya çıktı. 1999 yılından bu yana çalıştıkları firmayla bir hukuk mücadelesine girişen İskoç kadınlar, yüklü avukatlık masraflarına dayanamayarak sonunda pes ettiler. Bunun üzerine medyanın gösterdiği yoğun ilgi de giderek azalmaya başladı. Phase Two kampanyasının yürütücüsü Mccourt, İngiliz hükumetinin zamanında doğrudan yabancı yatırımı çekebilmek için örgütsüz işgücünün bulunduğu bölgeleri politik açıdan yatırıma uygun hale getirmiş olmasının ve kuralsızlaşamanın, işlerini giderek zorlaştırdığını, ancak Phase Two girişiminin meyvalarını bugün emekli olmuş ya da uzun yıllardır çalışan kadınların değil, çalışmaya yeni başlayan ya da başlayacak olan genç kuşak emekçilerin toplayacağını belirtiyor.
ABD Askerlerinde Kimyasalların Neden Olduğu Körfez Savaşı Sendromu Hastalığı
Amerikan Kongresi’nde gerçekleştirilen bir panelde ‘’Körfez Savaşı Sendromu’nun’’ gerçek olduğu ve yaklaşık 700.000 eski savaş erinin (muharibinin) dörtte birinden fazlasının bu hastalığa yakalandığı kabul edildi.
Birçok belirtisi olan hastalık konusundaki geniş çaplı bir araştırmanın sonuçları, 17 Aralık’ta açıklandı. Bu rapora göre hastalık, çöldeki haşerelere karşı kullanılan pestisitler gibi zehirli kimyasallar ve askerleri sinir gazına karşı korumak için kullanılan ilaçlardan dolayı ortaya çıktı. Askerlik mesleği ile ilgili ulusal güvenlik önlemleri nedeniyle bugüne kadar çok fazla eşine rastlanmayan bu raporda, diğer sektörlerde olduğu gibi bir meslek hastalığı tanımı yapılmış oldu.
Amerikan Kongresi Eski Savaş Erleri İlişkileri Sekreteri James Peake’ye sunulan 450 sayfalık raporda, körfez savaşı sendromu olarak adlandırılan hastalığın gerçek olduğu ve bunun nörotoksik olarak adlandırılan zehirli kimyasallara sunuk kalma nedeniyle ortaya çıktığı bildirildi.
Rapora göre körfez savaşı hastalığının en önemli belirtileri, hafıza kayıpları, konsantrasyon güçlükleri, sürekli baş ağrıları, açıklanamayan yorgunluk, sürekli bir bitkinlik hali, yaygın bir ağrı hissetme durumu, solunum güçlükleri, sindirim sorunları ve psikolojik kaynaklı cilt sorunları.
Yukarıda anlatılanlara sebep olan en önemli iki unsur ise, sinir gazına karşı askerleri korumak için kullanılan ilaçta bulunan pyridostgimine bromide (PM) ve yoğun olarak sunuk kalınan pestisitler
“Körfez Savaşı Sendromu”konusunda yürütülen araştırmalara ayırılan federal bütçenin giderek azaldığının da ortaya konduğu raporda devam eden çalışmaların sonuçlandırılabilmesi için yaklaşık 60 milyon dolarlık bir kaynağa ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor
Körfez savaşı sendromu adı verilen, kronik olarak görülen ve birçok belirtiyi beraberinde taşıyan kompleks hastalık, ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezlerinde, 1994 yılında savaştan dönen askerlerin açıklanamayan sayısız sağlık yakınmalarının değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıktı.
Daha önce yayınlanan başka raporlar, hastalığın nedeni olarak savaş stresini gösteriyordu. Ancak son olarak yayınlanan ve ciddi araştırmalara dayanan bu kapsamlı rapor, hastalığın nedeninin kimyasal maddelerden kaynaklandığını ortaya çıkarmış oldu.
Avrupa’da Kullanılan Pestisitler İnsan Beyni İçin Büyük Bir Tehlike
Tarımda kullanılmak için tasarlanan kimyasal pestisitler, ürünleri istenmeyen böceklere, otlara ve mantarlara karşı korumaktadır. Tarımsal ürünler için zararlı olan bu canlılara karşı oluşturulan birçok kimyasal molekül, özellikle böceklerin sinir sistemlerini hedef alır. Beyin biyokimyası açısından bulunan benzerliklerden ötürü aynı kimyasal moleküller, insanlar için nörotoksik olabilirler.
Özellikle gelişme evresindeki beyinlerin, bu kimyasalların yan etkilerinden ciddi olarak etkilenebileceği yönünde önemli endişeler bulunmaktadır. Bu kimyasalların insanlar üzerindeki etkileri ile ilgili yapılması zorunlu olan testlerin içinde gelişim nörotoksisitesi konusunu ilgilendirenler yoktur. Bu alanda yapılmış olan epidemiyolojik çalışmalar, pestisitlere sunuk kalmanın sinir sistemi gelişimini olumsuz yönde etkilediğini ortaya koyar niteliktedir.
Laboratuvarlarda yapılan deneysel çalışmalarda kullanılan maddelerde, Avrupa’da sıkça kullanılan organofosfatlar, karbamatlar, piretiroidler, etilenbisditiokarbamatlar ve klorofenoksi herbisitler gibi pestisitler incelenmiş ve bunların sinir sistemi gelişimini konusunda, onarılmaz ve geri dönülemez etkilerinin olduğu saptanmıştır. Bu nedenle, bu pestisitlerden korunma, sağlık alanında önemli bir öncelik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tarımsal alanlarda çalışanlar için önemli zehirlenmelere yol açtığı bilinen pestisitlerin, aynı zamanda sinir sistemi sorunlarına neden oluyor olması ve özellikle gelişme dönemindeki beyinler için daha büyük bir risk faktörü oluşturuyor olması, yapılan son bir çalışmada 200’ü aşkın araştırmanın sonuçlarından faydalanarak ortaya kondu. Danimarka Üniversitesi’nden Phillippe Grandjean, Environmental Health adlı dergide yayınladığı çalışmasında Avrupa’da yılda yaklaşık 140000 ton pestisit kullanıldığını, bunun da kişi başına 280mg’a karşılık geldiğinin altını çizdi. Avrupa’da tüketilen 4 sebze veya meyveden 1 tanesinde, en az iki tane pestisitin kimyasal artığına rastlanıldığına dikkat çeken Grandjean, bunun özelikle gelişmekte olan çocukların beyinleri için büyük bir risk unsuru olduğunu önemle vurguladı.
Tahran’da Görülen İş Kazalarının Maliyeti
İş kazaları, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Ölümlü iş kazalarının maliyeti, on yıllarla hesap edilebilecek iş günü ve yaşam süresi kayıplarıdır. Aynı zamanda, bakmakla yükümlü olunan aile fertleri için de ömür boyu yoksulluk anlamına gelmektedir. Ülkenin verimlilik artışına verdiği zarar da cabasıdır.
Roudsari ve Ghodsi’nin yaptığı ve 2007 yılında yayınladığı son çalışmada, insan sermayesi modeli kullanılarak ölümlü iş kazalarının insani maliyetleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Maliyetler hesaplanırken, ortalama kaybedilen yaşam süresi, ortalama kaybedilen çalışma yılı süresi ve yıllık ortalama kazanç değerleri kullanılmıştır. İran Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanan veriler kullanılarak yapılan çalışmada, 3 yıllık süreç içerisinde 7552 yaşam yılı ve 3656 çalışma yılının iş kazaları nedeniyle kaybedildiği hesap edilmiştir. Her bir ölümlü iş kazası için maliyet ise, yaklaşık 3,36 milyar Riyal olarak bulunmuştur. Hesap edilen toplam maliyet, her bir yıl için İran ulusal gelirinin %0,03’üne karşılık gelmektedir.
Bu durum ölümlü iş kazalarının maliyetinin sadece gelişmiş ülkelerde değil, görece olarak işgücünün ucuz olduğu ülkelerde de son derece büyük olduğu gerçeğini açığa çıkartmaktadır. İşyerinde sağlık-güvenlik konusunda alınması gereken önlemlerin bir maliyet unsuru olarak görülüyor olmasının yarattığı iş kazaları, ulusal verimliliği düşürmekte ve çok daha ağır külfetlerin yüklenilmesine neden olmaktadır
***Yukarıda yer alan konular aşağıdaki kaynaklardan derlenmiştir
http://hesa.etui-rehs.org/uk/newsevents/newsfiche.asp?pk=1158
www.ilo.org
http://www.safetylit.org/archive.htm
http://osha.europa.eu/en/news/
http://www.ttl.fi/Internet/English/Information/Electronic+journals/Asian-Pacific+Newsletter/2000-01/03.htm
* Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfı Gönüllüsü
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , ,

Arşivler