Daha Sağlıklı İşyerleri İçin Hedef: Bilinçlenme ve Deneyim Paylaşımı

Dünyanın her köşesinde, çalışanlar, salt çalıştıklarından ötürü tehlikelerle yüz yüze kalıyorlar. Yalnızca çalışanlar değil, onların ürettikleri ürünleri kullananlar da tehlike altındalar. Onun için dünyanın her köşesinde, daha sağlıklı işyerleri için emek harcayanlar var. Onların bu çabaları, işyerlerinde sağlık güvenlik çevre alanındaki bilgilerimizi arttırıyor; bizi daha bilinçli kılıyor. Ama en az bunun kadar önemli olan, yaşadıkları deneyimler… “Daha iyiye ulaşmak için neler yapıyorlar ve sonuçlar nedir?” Biz bunları da öğrenmek istiyoruz. İşte aşağıda bu çabaların bazı ürünlerine tanık olacaksınız.
İsrail’de Mezotelyoma Vakalarında Artış Bekleniyor
Asbest, ısıyı iletmeyen bir mineral olduğu için, eski çağlardan beri kullanılmıştır. Aynı zamanda elektrik, sürtünme ve asitlere karşı dayanıklı olması da bu minerali endüstriyel açıdan önemli kılmıştır. Ancak çağımızda kansere neden olduğu anlaşılmış ve kullanımı azaltılmaya çalışılmıştır. Endüstride en çok eğri lifli olan chrysotile türü kullanılmaktadır.
Mezotelyoma ya da Asbest Kanseri, asbeste sunuk kalma sonucunda akciğerleri, karın boşluğunu ve kalp etrafını çevreleyen hücrelerin anormal şekilde çoğalması ve büyümesidir. Kötü huylu bir kanser olduğu için, vücudun tamamına yayılabilir. Her yıl, onbinlerce kişide tanısı konulan ve çok tehlikeli bir hastalıktır. Asbestin hastalığa neden olabilmesi için, uzun yıllar insanlar tarafından solunması gerekmektedir. Asbest, işyeri ortamında ve evde bulunabilir. Ev yapımında kullanılan kirecin, sıvanın içinde de olduğu için tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle, ülkemizde olduğu gibi kaynağının neresi olduğu her zaman bilinememektedir.
İsrail’in Nahairya kenti ve çevresi, dünyada en çok oranda mezotelyoma görülen bölgelerden biridir. Uzmanların verdiği bilgiye göre, bu oran bölge insanı yaşlandıkça daha da artacak.
İsrail Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanı Dr. Micha Bar-Hana, konuyla ilgili Petah Tikva Rabin Sağlık Merkezinde bir açıklama yaptı. Bar-Hana, Acre Bölgesi’nde hastalığın görülme oranının, 2002-2008 yılları arasında 100.000 kişide 5,72’ye yükeldiğini söyledi. Bu zaman dilimi içerisinde hasta sayısı, 19 olarak gerçekleşti.
Nahariya, 1997 yılında kapanan kadar, ülkenin tek asbest fabrikasına sahip bölgesi olma durumundaydı. Mezotelyoma, genellikle asbeste sunuk kaldıktan birkaç onyıl sonra ortaya çıkmaktadır. Uluslarararası Kanser Araştırma Ajansı’nın verdiği bilgilere göre, dünyada en çok asbeste dayalı kanser görülen bölge, İtalya’nın Cenova kenti yakınlarıdır. Cenova bölgesinde asbeste dayalı kanser görülme olasılığı, 100.000 kişide 5,8’dir.
7 yıl öncesine kadar, İsrail’in Acre yakınlarında kansere yakalanma oranı 3,55’lerde dolanıyordu. Ülkenin bir başka bölgesi olan Tel-Aviv yakınlarında bu oran, 0,55 düzeylerindeydi.
1990-2008 yılları arasında İsrail’de, mezotelyoma hastalığına sahip insan sayısı, 606 idi. Bu hastaların tamamına yakını öldü. Son yıllarda hastalığın görülme oranı, yılda 30 kişi kadardı. Hastaların tamamına yakını, asbest işçilerinden oluşuyordu.
Haifa kentinde bulunan Rambam Sağlık Merkezi meslek hastalıkları uzmanı Dr. Avri Weiner, asbeste doğrudan sunuk kalan kimselerle yakın temas içinde bulunan insanların da hastalığa yakalanma riski taşıdığını belirtti. Weiner, son zamanlarda asbestle çalışan iki işçinin karısının da hastalığa yakalandığını ve bunun nedeninin, işçilerin elbiselerinde bulunan asbest tozlarının olduğunu dile getirdi.
Weiner, 93 yaşında bir hastasının 70 yıl önce sunuk kaldığı asbest nedeniyle mezotelyomaya yakalandığından yola çıkarak, asbestin neden olduğu mezotelyoma vakalarındaki görülme sıklığının gelecek yıllarda artış gösterebileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Nanoteknoloji Avrupa’da Sağlıkçıları Endişelendiriyor
Birçok çeşit kimyasalla ve diğer tehlikeli maddelerle işyerlerinde çalışyor olmak, Avrupa’da işçilerin sağlığını tehdit ediyor. Nanoteknoloji, 21 Avrupa ülkesinin sağlıkçıları tarafından bir risk olarak kabul ediliyor. EU-OSHA, Avrupa Birliği İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı tarafından açıklanan bir rapora göre (Yeni Ortaya Çıkan Kimyasal Riskler Konusunda Tahminler), temel bazı madde grupları tanımlanıyor. Bu maddeler, alerjilere, astımlara, kısırlığa ve kanserlere neden olabiliyorlar.
Tehlikeli maddeler, sadece kimya endüstrisinde bulunmamaktadır. Çiftçilik, hemşirelik ve diğer bazı meslek grupları da iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli riskler taşıyabilmektedir. Her yıl yaklaşık 74.000 işçinin, işyeri ortamında sunuk kaldığı tehlikeli maddeler nedeniyle yaşamını yitirdiği düşünülmektedir. Bu da işyerinde meydana gelen kazalardan 10 kat daha fazla insanın, tehlikeli maddeler nedeniyle ölüyor olması anlamına gelmektedir. Birçok firma, tehlikeli maddeler konusunda gerekli önlemi almamakta, bunların yerine daha az tehlikeli olanlarını ikame etmemekte ve işçilerini bu konuda uyarmamakta ve eğitmemektedir. Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı Genel Yönetmeni Jukka Takala, kimyasal risklerin yönetiminin, küçük ve orta boy işletmelerde ve taşeron firmalarda çok daha kötü olduğunu belirtiyor.
Avrupalı işçilerin %15’i çalışma sürelerinin ¼’ünde tehlikeli kimyasallarla çalıştıklarını, %10 kimyasalların dumanları ve buharlarına sunuk kaldıklarını ve %19’u tozlu ortamlarda bulunduklarını ifade ediyorlar. Ortaya Çıkabilecek Yeni Kimyasal Riskler Konusunda Uzman Tahminleri (The Expert Forecast on Emerging Chemical Risks) adlı rapor, alanında uzman 49 bilim adamı tarafından kaleme alındı. Bu rapora göre nanotanecikler, işçilerin korunması gereken maddeler listesinde, ilk sırayı alıyor. Nanoteknoloji, kozmetik endüstrisinde, bilişim ürünlerinde yoğun olarak kullanılıyor. Nanoteknolojinin yalnızca Avrupa’da, çok yakında, milyarca dolarlık bir piyasa payına sahip olacağı düşünülüyor.
Nanotaneciklerin insan sağlığı üzerinde yarattığı etkinin derecesi konusunda araştırmalara gereksinim bulunsa da, işyerinde sunuk kalma miktarını azaltmak için yapılması gerekenler biliniyor. Birçok işkolunda işçilerin sunuk kaldığı kimyasallar, alerjilerin görülme sıklığını arttırmaktadır. Deri hastalıklarının %80-90’ının görülme nedeni, işyerinde yer alan kimyasallardır. Deri hastalıkları, aynı zamanda kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarından sonra en çok görülen ikinci meslek hastalığıdır (%13,6). Buna rağmen, deri hastalıklarına neden olan kimyasalların etkilerinin ve sunuk kalınması açısından limit değerlerinin, hangi yöntemle değerlendirilmesi gerektiği konusunda bir uzlaşma bulunmamaktadır.
Bunlarla birlikte rapor, dizel egzozları gibi kanser oluşturma riski bulunan maddeleri de öne çıkarmaktadır. Reprotoksinler (üreme sağlığını bozan toksinler) gibi tehlikeler, özellikle kadın çalışanlar tarafından bugün bile tanınmamaktadır. İşyeri risk haritaları oluşturulurken bu gibi tehlikeler, çoğu zaman gözardı edilmektedir. Son zamanlarda atık işçileri, inşaat işçileri, temizlik işçileri ve ev hizmetçileri, tehlikeli maddelere sunuk kalmak açısından değerlendirmelere katılan yeni emekçi gruplarını oluşturmaktadır.
Karsinojenlerin Yerine Kullanılacaklar İle İlgili Yeni Bir İnternet Sitesi
AFSSET (the French Agency for Environmental and Occupational Health Safety-Fransız İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı), www.substitution-cmr.fr adlı yeni bir internet sitesini hizmete açtı. Bu yeni bilgi kaynağı, kategori 1 ve 2 karsinojenler, mutajenler ve reprotoksinlerin (CMR) yerlerine daha tehlikesiz maddelerin kullanılması konusunda, başvurulacak kaynak bir internet sitesi yaratmak amacıyla oluşturuldu. Site, ikame açısından başarılı ve başarısız işyeri deneyimleri ve uygulamaları ile ilgili veri ve bilgi topluyor ve AFSSET tarafından bunlar analiz ediliyor.
Site, şu anda 24 tane CMR kimyasal ile ilgili bilgi sunuyor ve 59 yeni madde konusunda 2009 yılı sonuna kadar değerlendirme yapmayı hedefliyor. Kimyasalların daha güvenli olanlarıyla yer değiştirmeleri bakımından 100’den fazla deneme ile ilgili deneyimleri, sanayiciler ve iş sağlığı güvenliği uzmanları için sitede bulunuyor. Yalnızca benzen için 5 tane bulmak olası.
Öncelikli olarak değerlendirmeye alınan maddeler şunlar:
Acyrlamide (79-06-1), benzene (71-43-2), benzopyrene (50-32-8), buta-1,3-diene (106-99-0), nickel carbonate (3333-67-3), cadmium chloride (10108-64-2), lead chromate (7758-97-6), potassium chromate (7789-00-6), C.I. Pigment Red 104 (12656- 85-8), C.I. Pigment Yellow 34 (1344-37-2), cobalt dichloride (7646-79-9), chromyl dichloride (14977-61-8), dinitrotoluene (121-14-2), sodium dichromate (10588-01-9), sodium dichromate dihydrate (7789- 12-0), glycidol (556-52-5), hydrazine (302-01-2), ethylene oxide (75-21-8), methyloxirane (75-56-9), trichloroethylene (79-01-6), chromium trioxide 1333-82-0)
Kimyasalların yanında yer alan numaralar, CAS (Chemical Abstracts Service-Kimyasal Maddelerin Servis Kayıt Numarası) numaralarıdır.
İşçi ve İşveren Sendikaları Formaldehit Yasası İstiyor
Formaldehit (methanal), kimyasal bir bileşimdir. En basit aldehittir. Suyun içerisinde hidrat olarak bulunur. Formaldehitin sulu çözelitileri, formalin olarak adlandırılır. 2005 yılında dünyada 21 milyon ton formaldehit üretilmiştir. Bu, yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir üretimdir. Endüstride son derece yoğun olarak kullanılan bu kimyasal, toksisitesi ve uçuculuğu nedeniyle insan sağlığı için önemli bir tehlikedir.
Mesleki olarak formaldehite solunum yoluyla sunuk kalma, 3 temel kaynaktan gelmektedir: termal veya formaldehit bazlı reçinelerin kimyasal ayrışması, sulu çözeltilerden formaldehit yayılması ve bazı organik bileşiklerin yanması.
Formaldehit, toksik, alerjenik ve karsinojenik olabilir. Havada formaldehit oranının 0.1 ppm değerini geçmesi, gözleri tahriş edebilir, mukus zarları etkileyebilir. Bu değerin üstünde bir hava konsantrasyonunda baş ağrısı, boğaz yanması, nefes darlığı ve astıma benzer belirtiler görülebilir. Uzun yıllar sunuk kalınması durumunda, kansere neden olduğu bilinmektedir. Formaldehit neden olduğu alerjik reaksiyonlardan ötürü, Japonya ve İsveç’te kozmetik ürünlerin yapımında kullanılmamaktadır.
Avrupa Ahşap İşçileri Federasyonu-The European Federation of Building and Wood Workers (EFBWW)- ve Avrupa Mobilya Üreticileri Federasyonu- European Furniture Manufacturers Federation (EFMF), formaldehit konusunda Avrupa Birliği’nin yeni bir yasa hazırlamasını önerdi.
Yapılan ortak açıklamada iki kuruluş, mobilya yapımında kullanılan bütün materyalin en düşük seviyede emisyon yaratacak şekilde bulundurulmasının yasal bir zemine oturtulmasını talep etti. İşçi ve İşveren örgütü, önceliklerinin çalşanlarının ve tüketicilerin sağlığı olduğunu söylüyor.
İki sendika formaldehitin, kimyasalların mesleki sunuk kalma limit değerlerinin verildiği, AB Kimyasal Ajanlar Yönergesine dahil edilmesini istiyor. Formaldehitin listeye dahil edilecek olması, AB’ye üye olan ülkelerin bu konuda ulusal değerler oluşturmasının önünü açacak.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı-The International Agency for Research on Cancer (IARC), formaldehiti karsinojen olarak tanımlamaktadır. Formaldehit, genellikle ahşap ve mobilya endüstrisinde zamk olarak kullanılan reçinelerin içinde bulunmaktadır. Kağıt, kağıt hamuru, plastik, tekstil ve kimya endüstrisinde de yoğun olarak kullanılmaktadır. Formaldehit, aynı zamanda çok iyi bir dezenfektan ve koruyucudur.
* Yukarıda aktarılan konular aşağıda yer alan kaynaklardan derlenmiştir.
www.ilo.org
http://hesa.etui-rehs.org/uk/

* Araştırmacı, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , ,

Arşivler