ÇOCUK İŞÇİLİKLE MÜCADELE GÜNÜ

 

Her yıl 12 Haziran günü “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü” olarak anılıyor. Bu yıl Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı, Kavaklıdere Kuğulu Park’ta Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla sergi ve kermes açtı. Çevre halkının ilgiyle karşıladığı iki günlük etkinlik “çocuk emeğine karşı” eylemi tanıtmak ve ilkelerimizi anlatmak için bir fırsat oldu.

Aynı gün, Prof. Dr.A.Gürhan Fişek, NTV-gece haber’in konuğu oldu. Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla, Türkiye’de çocuk işçiliğiyle mücadelenin durumu ve önündeki engelleri anlattı. Konuşmasının özeti şöyle:

“Çalışan çocuklar, çok değişik sektörlerde çalışmaktadırlar. En çok da tarım alanında çocukların istihdam edildiğini görmekteyiz. Hele kız çocukları açısından konuya yaklaşırsak bu daha da geniş bir kitleyi kapsar. Çocuklar genellikle gözlerden uzakta çalışırlar. Onun için de toplum onları görmez, gönlünden de uzak tutar. Bu konuda kamuoyu duyarlılığı ancak büyük çabalardan sonra uyandırılabilmektedir.

Bugün dünya çocuk işçilikle mücadele günü… Onun için Türkiye’de bu konudaki mücadelenin tarihine de gözatmak gerekir. İlk kırılma noktası 1979 yılında, Uluslararası Çocuk Yılı etkinlikleri dolayısıyla yaşanmıştır. Ülke çapında, toplantılar, yayınlar ile çocuk haklarına ve bu arada çalışan çocukların sorunlarına değinilmiştir. İkinci kırılma noktası, 1992 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından başlatılan Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Projesi’nın (ILO/IPEC) başlatıldığı 6 ülkeden biri olmamız dolayısıyla yaşanmıştır. Başta Çalışma Bakanlığı, işçi ve işveren sendikaları ve gönüllü örgütler olmak üzere, konuyla ilgili tüm kesimlerin katılımı ve zaman zaman ortak çalışmalarıyla, etkili bir mücadele ortaya konulmuştur. Üçüncü kırılma noktası ise, sekiz yıllık kesintisiz eğitimin başlatılmasıdır. 2000’lere doğru başlatılan bu uygulamayla, çocukların çalışmaya başlama yaşı kural olarak 15’e yükselmiştir. Çıraklık Eğitim Merkezlerine (şimdi Mesleki Eğitim Merkezi) ancak 15 yaşında çocuklar girebilmekteydi.

Çıraklık kurumunu da izlemek zorunda kalacağız. Çıraklık da çocuk işçiliğin bir biçimidir. Yasaya göre, öğrenci olarak nitelenmekle birlikte, gerçekte, haftanın 1 günü okula gitmekte, 5 günü iş yerlerinde üretime katılmaktadırlar.

ş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nda, İş Yasası’nın tersine ağır ve tehllikeli işler kavramı kaldırılmıştır. Halbuki bu kapsamda çocukların, bu işlerde 18 yaşına kadar çalıştırılmasına izin verilmemekteydi. Yeni yasaya göre, “özel politika gerektiren gruplar” arasında eğer çocuklar da sayılırsa, onlar için bir yönetmelik çıkarılacaktır.

4+4+4 olarak kamuoyuna mal olan Eğitim Reformu Yasası’nda da, ilk dört yıldan sonra yaygın eğitim bir olanak olarak sunulmaktadır. Demek ki, çocuklar, artık 10 yaşında çıraklık okullarına gidebileceklerdir. Şu anda, belirli ölçülerde, kontrol altına alınabilmiş olan, çocuk işçilik (ve çıraklık) sorunu, önümüzdeki günlerde, daha derinleşecektir.

Çocuk işçilikle mücadele edebilmek için, neden çocukların, erken yaşta çalışma yaşamına yöneldiklerini irdelemek gerekir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) belirlemelerine göre, çocukların okuldan kopuş nedenleri arasında, yüksek okul harcamaları gelmektedir. Yeni eğitim yasamıza göre, ilkokulda 4 yıl okuyan çocuklara, yaygın eğitim olanağı tanınınca; bu harcamalarla baş edemeyen aileler, çocuklarını örgün eğitimden alacak ve erken yaşta çalışmaya yollayacaklardır.

Yapılması gerekenlerin başında sosyal politika önlemlerine başvurulması gelmektedir. İstihdamın arttırılması, sosyal adalet, insanca yaşayabilecek gelir düzeyi, parasız (ve masrafsız) eğitim bu önlemlerin içinde en önemlilerindendir. Yine başta savunulması gereken, 4+4+4 şeklindeki kesintili eğitim yerine, 12 yıllık kesintisiz eğitimin uygulamaya konulmasıdır.”

(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , ,

Arşivler