***
GÖÇ VE ÇOCUK
İnsan, durup dururken göç etmez. Çünkü doğup büyüdüğü topraklarla arasında doğal bir bağ vardır. Bu bağ, fizyolojik ve psikolojik boyutlarda kendini çeşitli görünümlerle ya da çeşitli açıklamalarla gerçekleştirir. Bunun bir örneği “sıla hasreti” ya da “sıla hastalığı” kavramıyla açıklanan, rahatsızlıklardır. Demek ki, insanlar, zorunluluk olmadıkça, vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak olan “Göç”e yanaşmazlar. Ekonomik, siyasal ya da sosyal birçok neden insanların doğdukları doğa ile “barışıklıkları”nı bozar. Bu barışılıklığın bozulması geçici ya da kalıcı olabilir. Göç olgusu ve bunun sonuçlarından da en çok çocuklar etkilenir. Bu sayıda büyütecimizi çeşitli yönleriyle, “bu bozulan barış”ın çocuklar üzerindeki etkilerine odaklayacağız.
Göç eden insanların doğup büyüdükleri topraklarla aralarındaki doğal bağı -dilerseniz buna kimlik diyelim-, koruyabilmek ve yeni çevrede kaybolmamak için, “hemşehri”lik ilişkilerine başvururlar. Bu bir öz savunma mekanizmasıdır. Sosyal devletin işlevselliği ile yakından ilgilidir. Çocukların esirgenmesinin de tek yolu olarak sosyal devletin işlevselliğine de değineceğiz.
Büyüteç Editörü: A. Gürhan FİŞEK
***
Dünyada yaklaşık 450 milyon tarım işçisinin bulunduğu, tarım işçilerinin %60’ından fazlasının yoksulluk sınırı altında yaşadığı, en az %80’nin sosyal güvencesinin bulunmadığı ve %70’inin tarlalarda çocuklarıyla birlikte çalıştıkları bildirilmektedir (1). Dünyada 18 yaş altı 150 milyon çocuğun tarım sektöründe çalıştığı ve bu sayının çalışan çocukların yaklaşık %70’ini temsil ettiği tahmin edilmektedir (2). Türkiye’de 6-17 yaş nüfusun %5,9’unun istihdam edildiği ve 392.000’inin tarım sektöründe çalıştığı bildirilmektedir (3). Türkiye’de 15 yaş altı mevsimlik göçebe tarım işçisi (MGTİ) çocuk sayısı ise kesin olarak bilinmemektedir. Mevsimlik göçebe tarım işçiliği, yaşam koşullarının uygunsuzluğu (sağlıksız barınaklar, temiz içme–kullanma suyunun olmayışı, yaşam alanında biriken atıklar, sağlıksız tuvalet, gıda yetersizliği vb.), işin niteliğine bağlı olarak maruz kaldıkları riskler (tarım ilacı, tozlar, güneş, gürültü, ısı etkisi) ve sağlık sorunları (kazalar ve yaralanmalar, böcek sokmaları, güneş çarpması vb) ile temel insan hakkı olan hizmetlere ( sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler) ulaşamama nedeniyle çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biridir. Bu çocuklar, yoksulluk yanı sıra, temel eğitim ve yaşam boyu öğrenme olanaklarından yoksun kalmalarından dolayı sosyal dışlanmanın bütün boyutlarını yaşarlar.
Mevsimlik göçebe tarım işçiliğinin en fazla olduğu illerden biri Şanlıurfa’dır. İl merkezindeki alt sosyo-ekonomik düzeyde toplam 33 mahallede 282.936 kişinin yaşadığı, bunların %44’ünün (124.630) tarım işçisi olduğu saptanmıştır (4). İl merkezinde 5-15 yaş grubu mevsimlik tarım işçisi çocuk sayısının yaklaşık 17 bin olduğu tahmin edilmektedir. Bu aileler, düşük gelirli, düşük öğrenime sahip (annelerin %11,5’i ilkokul mezunu), çok çocuklu (ortalama 5) ve kalabalık (ortalama 8.5) ailelerdir. Ailelerin %81,2’sinin yeşil kartı, %3,6’sının Bağkur kaydı bulunurken, %15,2’sinin herhangi bir sağlık güvencesi bulunmamaktadır (4).
Mevsimlik tarım işçisi aileler çocukları ile birlikte MartEkim ayları arasında yaklaşık 21 farklı ilde tarım işlerinde çalışmak için göç etmektedirler. Her aile bir yıl içinde ortalama 3 farklı ile gitmektedirler. Aileler, yaklaşık 7-8 ay yaşadıkları tarım alanlarında çadır ya da biriket kulübelerde barınmaktadırlar. Bu alanlarda temiz içme-kullanma suyu temininde güçlük, tuvaletin olmayışı, atıklar, güneş ve yüksek ısı, tozlar, böcek sokmaları, bilinçsiz tarım ilacı kullanımı önde gelen çevresel riskleri oluşturmaktadır (5).
Tarım alanları kullanılan araç gereç ve yaşam koşullarına bağlı olarak çocuklar için tehlikeli alanlardır. Araştırmalarda, yetişkin işçilerin yaklaşık %6’sı, çocukların ise %12’lere varan oranlarda iş kazası geçirdiği belirtilmektedir. Tarlada geçen yaşama bağlı yılan, akrep (%17) ve böcek sokmaları (%65) sık karşılaşılan sağlık problemleridir. Çocuklar kendi fiziksel güçlerinin üstünde ve ergonomik olmayan araç gereçle çalışmaları nedeniyle kas iskelet sistemi ağrıları ve yaralanmaları ile karşılaşmaktadır. Gerek tarlalarda geçirilen zaman gerekse eldiven ve benzeri koruyucu olmadan yapılan toplama ve hasat işleri çocukların organik tozlar, toprak ve bitkilerle temasını arttırmakta alerjik ve kontak dermatitlere neden olmaktadır. Açık havada sürdürülen bu zorlu çalışma süreci içinde her üç kişiden biri güneş çarpması öyküsü vermektedir. Tarım alanlarındaki tehlikeli işlerden biri olan ilaçlama işleminden çocukların yaklaşık %4’ü doğrudan, diğerleri ise dolaylı olarak etkilenmektedir. Uzun süreli tarım ilacına maruz kalmanın, kanser, zihinsel engel, kısırlık, kendiliğinden düşük, intihar gibi pek çok fiziksel, ruhsal ve nörolojik sağlık sorunlarına neden olduğu bildirilmektedir (6).
Kötü yaşam koşulları, çocukların güvensiz içme ve kullanma suyu tüketmeleri, banyo, tuvalet donanımının yetersiz olması nedeniyle çocuklarda ishalli hastalık görülmektedir. Düzensiz yaşam, ulaşım sorunları ve çalışılan yerdeki sağlık kurumları hakkındaki bilgisizlik tedavi uyumunu zorlaştırarak özellikle tüberküloz gibi uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklarda tedavi başarısızlıklarına neden olmaktadır (7). Şanlıurfa’da mevsimlik tarım işçisi çocuklarında bağırsak paraziti sıklığı %54’lere ulaşmaktadır. Çocuklarda hijyen sağlamadaki başarısızlık daha fazla olduğu için özellikle bağırsak parazitlerine daha sık rastlanmaktadır. Bu da çocuklarda sıklıkla kronik beslenme bozukluğuna neden olmaktadır. 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (2003 TNSA) sonuçlarına göre Türkiye’de bodurluk % 12,2 ve Güneydoğu Anadolu için %22,1 iken Şanlıurfa’da göçebe mevsimlik tarım işçisi çocuklarda %43,1’dir. Bunun yanı sıra, kansızlık %16.7 ve gelişme geriliği %17,8’dir (8-10).
MGTİ aileler ancak, ortalama 4 ay sürekli adreslerinde kalmaktadır. Bu durum çocukların kayıt altına alınmasını güçleştirirken, koruyucu, erken tanı ve tedavi edici sağlık hizmetlerine ulaşmalarını engellemektedir. Nitekim, Şanlıurfa’da GMTİ ailelerin 12-23 aylık çocuklarında hiç aşısız ya da eksik aşılı çocuk %50,7’dir (11). Bilindiği gibi, sağlık hizmetlerinin görevi kişilerin sağlık hizmetlerine olan taleplerini karşılamaktan öte, toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde “hasta” değil “birey”, “tıbbi hizmetler” değil “sağlık hizmetleri” anlayışı esas alınarak, göçebe mevsimlik tarım işçilerine temel sağlık hizmetlerinin ulaştırılması yönünde çaba harcanmalıdır. Mevsimlik tarım işçilerine; kişiye yönelik (sağlık eğitimi, aşılama, gebe ve bebek izlemi, fenilketanüri ve hipotiroidi taraması, aile planlaması danışmanlığı, erken tanı ve tedavi, iyotlu tuz kullanımı, güvenli pestisit kullanımı) ve çevreye yönelik (sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlama-bireysel klorlama eğitimi-, arazi tipi çukurlu tuvalet yapımı ve kullanımı, çöplerin gömme ve yakma yoluyla zararsızlaştırılması) sağlık hizmetlerinin tarım alanlarına ulaştırılması gerekmektedir. Bu kapsamda Şanlıurfa ilinde bir proje yürütülerek Şanlıurfa Sağlık Müdürlüğü’nün rutin çalışmalarına entegre edilmiştir (12).
Sürekli adreslerinde kısa süreli kalan ve göçebe çalışma yaşamları olan mevsimlik tarım işçisi çocukların %52.9’u sekiz yıllık zorunlu öğretime rağmen, okula gidememekte ya da devam edememektedir. Bu sonuç, TUİK Çocuk İş gücü Araştırması 2006 sonuçları (6-17 yaş grubunda okula devam etmeme oranı %15,3) ile karşılaştırıldığında tablonun ne kadar dramatik olduğunu ortaya koymaktadır (3). Mevsimlik tarım işçisi çocuklara yönelik yerel ve uygulanabilir okul takvimleri ve programları geliştirilmelidir.
Tarım işçisi aileler açısından, çocukların tarım alanlarına götürülmesi, çocuklarına bakacak kimsenin olmaması nedeniyle bir zorunluluk, yaşı büyük olanların tarla işlerinde, daha küçük yaşta olanların ise bulaşık, çamaşır ve kardeş bakımı gibi işlerde çalıştırılması olağan bir durum olarak görülmektedir. Başka bir deyişle göçebe tarım işçisi ailelerde her yaşta çocuk emeği tarım alanlarında kullanılmaktadır. Uluslararası ve ulusal yasalarda çocukların yaşama, sağlık, eğitim gibi temel hakları güvence altına alınmıştır. Bu anlamda zorunlu sekiz yıllık eğitimin yürütülmesi için politik kararlılık, kaynakların etkin kullanımı ve gerekli kaynak sağlanması zorunludur. Kaldı ki, Güneydoğu Anadolu Projesi niteliği arttırılmış, yaşam standartları yükseltilmiş insan kaynaklarını da arkasına alarak kendisine verilenden daha fazlasını üretmeye hazırdır. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü başta olmak üzere, farklı kurum ve kuruluşlarca yürütülen projeler henüz hizmet programlarına dönüşememiş ve çocukların mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaları engellenememiştir.
***
SAHADAN ÖRNEKLER
Elif 11 yaşında bir çocuk. Mahallede sırtında kardeşini gezdiriyor, en fazla 8 yaşında görünüyor, onun da ailesi pancar çapalama zamanını bekleyen mevsimlik tarım işçisi ailelerden biri. Elif’e okula gidip gitmediğini sorduk. Gitmediğini söyledi. Nedenini sorduğumuzda; “Okula devam edemediğim için okuyamıyorum, her sene birden başlatıyorlar, ben de gitmiyorum’. Neden hep birinci sınıftan başlatıyorlar? Zaten 2-3 ay gidiyorum, biraz okuma öğreniyorum, sonra 6,7 ayda unutuyorum, öğretmen de yeniden birden başlatıyor. Zaten büyüdüm, birler küçücük, ayıp benim onlarla okumam, bana gülerler, kardeşlerime bakıyorum işte. Hem ayıptır bizde, koca kız okula mı gider’ yanıtı kız çocuklarının yaşadıkları eğitim sorununu özetliyordu sanki.
İbrahim Halil 12 yaşında bir çocuk. ‘Biz Mayısta işe gidiyoruz. Denizli’de pamuk çapası yapıyoruz. Pamuk çapası iki – iki buçuk ay sürüyor. Ama orda yaşama beslenme barınma koşulları çok zor. Örneğin yemek yemek için bazen saatlerce yemeğin ateşte pişmesini bekliyoruz. Hele de hava yağışlı veya rüzgarlı olursa Çok zor oluyor. Temmuz ayının sonunda Afyon’un Ekinova köyüne salatalık toplamaya gidiyoruz. Orda 20 gün kadar koyun dışında çadır kuruyoruz. Suyumuzu iki kilometreden kola şişeleri veya kovalarla taşıyoruz. Orada da isimiz 3 ayda bitiyor. Biz ordayken okul başlıyor ve ben çok üzülüyorum. Okula gelemediğim için bir kere yatılılık ve bursluluk sınavına girdim, 5. sınıfta ama kazanamadım, sınavlarımın sonucunu bile alamadım. Ekimin sonunda tekrar Denizli’ye pamuk toplamaya geliyoruz, orda sabahın 5’inde kalkıp gün batana kadar pamuk topluyoruz. Ama bazen çok pamuk toplamadığımız için bizi dövüyorlar. Sonra Aralık ayında Urfa’ya donuyoruz. Geldiğimde 1.inci yazılıların hepsi bitmiş ve ben de karnede ister istemez zayıf getiriyorum. Onlar suç bizdeymiş gibi bize kızıyorlar. Zaten SBS falan bizim için değil. Sınavlar olduğunda biz çoktan işe gitmiş oluyoruz. Çok üzülüyorum.’
***
Kaynaklar
- Sustainable Agricultural and Rural Development (SARD) Policy Brief 1. SARD and Agricultural Workers , 2006. (www.fao.org/sard/initiative).
- Tackling hazardous child labour in agriculture: Guidance on policy and practice User guide, International Labour Organization 2006
- TUİK Çocuk İşgücü Araştırması 2006.
- Şimşek Zeynep, Koruk İbrahim. Şanlıurfa İl Merkezinde Gezici Mevsimlik Tarım İşçiliği Durumu ve Sağlık Hizmetine Erişim. XII.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 21-25 Ekim 2008 Ankara.
- Şimşek Zeynep, Koruk İbrahim. Mevsimlik Tarım İşçisi Kadınların ve Çocuklarının Gezici Sağlık Hizmeti Yoluyla Sağlık Hakkının Korunması Projesi Raporu, 2008
6.Weathers AC, Garrison HG. Children of migratory agricultural workers: the ecological context of acute care for a mobile population of ımmigrant children. Clin Ped Emerg Med 2004;2:120-9.
- Koçakoğlu Şenay, Şimşek Zeynep, Ceylan Erkan. 2001-2006 Yılları Arasında Şanlıurfa Verem Savaş Dispanserinde Takip Edilen Tüberküloz Olgularının Epidemiyolojik Özellikleri. Türk Toraks Dergisi 2009;10:9-14.
- Şimşek Zeynep, Koruk İbrahim. Effect of migratory and seasonal farmworks on growth and psychomotor development of aged 0-5 years children. 12th World Congress on Public Health April 27-May 1, 2009, İstanbul.
- Koruk İbrahim, Şimşek Zeynep, Tekin Koruk Süda, Doni Nebiye, Gürses Gülcan. Children health status of migratory and seasonal farmworkers in Sanliurfa. 12th World Congress on Public Health April 27-May 1, 2009, İstanbul.
- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2003, Ankara
- Koruk İbrahim, Şimşek Zeynep, Tekin Koruk Süda. Effect of migratory and seasonal farmworks on coverage of vaccination of aged 0-5 years children in Sanliurfa in Turkey 12th World Congress on Public Health April 27-May 1, 2009, İstanbul.
- Şimşek Zeynep, Koruk İbrahim, Yasar Önder. An intervention study: The effectiveness of sustainable mobile healthcare services for migratory and seasonal farmworkers. 12th World Congress on Public Health April 27-May 1, 2009, İstanbul.
* Doç. Dr., Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Şanlıurfa
** Dr., Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Şanlıurfa
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)