Çalışan Çocuk Karikatürleri Sergisi

1.Çalışan Çocuk Karikatürleri Yarışması’ndan Kenan Böğürcü’nün Karikatürü

Çocuk emeğinin boyutlarını ve mutlaka elenmesi gerektiğini topluma anlatmak için, sanat çok önemli araçlardan biri… “Sanatçı duyarlılığı, acıtan ve utandıran konuları ilk ortaya çıkarır ve toplumsal bir duyarlılık oluşmasına yol açar. Bu anlamda sanatçılar öncüdürler. Sanatçıları, bilim insanları izler. Onlar da oluşan bu toplumsal duyarlılıktan etkilenir; olguları bilimsel verilerle ve bilimsel bakış açısıyla, duygusallığın ötesinde, nesnel bir temel oturtur ve genel içerisindeki yerlerini açıklarlar. Bu iki evreyi eylem yani müdahale programları izler. Öncü adımlar ve örnek uygulamalar, çoğunlukla sivil toplum örgütlerinden gelir. Sorunun çözülebilirliğini, küçük çaplı örnekler üzerinde onlar ortaya koyarlar. Buna “en iyi uygulama örnekleri” de denilebilir. Politika yapıcıların görevi ise, bunları herkese götürmektir.” (A.G.Fişek’in “Çocuk Emeği ve Sanat” başlıklı sunumundan).

Çeşitli sanat dallarında çocuk emeği üzerine eserler verilmiş. Ama ne zaman, bir yarışma yapılmışsa, çocuk emeği üzerine o dalda yapılmış olan eserlerin nicelik ve nitelik yönünden gelişme gösterdiğini görmekteyiz. Bu gözlemden yola çıkarak, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı, Karikatür Vakfı ile birlikte bir yarışma açmayı kararlaştırdı. 1.Çalışan Çocuk Karikatürleri Sergisi, iki gönüllü örgütün işbirliğinin sonucu olarak ortaya çıktı. Ürünleriyle ve aldığı tepkilerle, ne kadar doğru bir hedef seçildiği de ortaya çıkmış oldu. Bundan böyle her yıl yapılacak yarışmalarla, çalışan çocuk karikatürleri arşivimiz çok zenginleşecek çok.

Çalışan Çocuk Karikatür Yarışması’nda sergileme kazanan karikatürlerin sergilendiği, A.Ü.S.B.F. Sütunlu Salon öğrencilerle ve fakülte çalışanlarıyla doluyor ve onların izlenimleri, yön belirleyici olarak işlev görüyor.

Öğrencilerden Burcu Mete şöyle yazıyor : “Karikatürlerin her biri, o minicik ellerin, sahip oldukları ve bir o kadar da rahatsızlık duydukları anıları anlatmaktaydı. Bu anlatım, hayran olunacak biçimdeydi. Okuyamamanın, oyuncaklarla doyasıya oynayamamanın anlatımıydı hepsi de. Çizgiler, insanın taa iliğine kadar işliyor. Kurulan bağlantıların da, çok net anlattığı gibi, çocukluk hayallerinin bu acımasız ‘gerçek’ yaşamda nasıl kesiştiğini, nasıl anlamını yitirdiğini, nasıl silikleştiğini ve ulaşılmaz olduğunu, tüm bu çizgiler, her santiminde, konuştu, bağırdı. Kocaman kocaman haykırdı. Yalvardı; müdahale et der gibi.”

Yine öğrencilerden Mustafa Terzili şöyle yazıyor: “Karikatürler, genellikle, çocukların metalaştırılmasını ve sanayide sanki bir makine ya da alet gibi kullanılmasını konu ediniyordu. Benim en çok beğendiğim karikatür, bir çocuğun vücudunun, cıvata çıkarmak için kullanılan anahtar şeklinde karikatürize edilip, kafasıyla civatanın çıkarılmaya çalışıldığı, hemen yandaki duvarda ise “Dışarıya Alet Verilmez” yazısı asılı. Çocuğun vücudunun insan veya bir canlı gibi değil, bir meta gibi kullanıldığının çok güzel bir örneği idi. Bu insanlık dışı kullanımın, çocuğun kafasının kullanılması ve sahiplenilerek “dışarıya verilmemesi”, köleci düzeni çok iyi açıklıyordu.”

Öğrencilerden Gökhan Kadri Kaya şöyle diyor: “Karikatürlerin genel noktası, çalışan çocukların yaşlarının küçüklüğünü eleştiri getirmesiydi. Çoğu da çalışan çocuklar olgusunun, bebeklikten başlayarak ve hatta ana karnında başladığını tasvir ederek bu konuya ilişkin haklı eleştirilerini gözler önüne seriyordu. Bu, ayrıca, çocukların en temel gereksinmeleri olan hayal kurma özgürlüğünün de daha bebekken ortadan kalktığını, bunun asıl nedeninin de, üzerinde dikkatlice düşününce yoksulluktan ileri geldiğini gösteriyordu.”

Fakültede hizmetli olarak görev yapanlar da, “daha önce çalışan çocuklar fotoğraf yarışması sergisinde” olduğu gibi, sergiyi ilk gezenlerdendi. Yorumlarını hiç saklamayan, anında birbiriyle paylaşan bu duyarlı insanların kendi aralarındaki konuşmalarından :

l Acaba bu çocuklardan hangisi bizim çocuklara benziyor ?

l Karikatürler, fotoğraflardan daha etkili.

l Bak nasıl neşeyle içecek tenekesini ayağıyla zıplatıp, çek çek arabasındaki torbaya düşürüyor (Bunu dillendiren biziz; çünkü değerlendirmeyi yapan hizmetli dilsizdi ve heyecanla ses-hareketlerle söylemek istediğini anlatıyordu).

Hem seçici kurul üyelerine, hem yarışmaya katılan karikatür sanatçılarına ve hem de sergilenmesinde emeği geçen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Sosyal Politika Araştırma Uygulama Merkezi yöneticilerine teşekkür ederiz.

  1. Çalışan Çocuk Karikatürleri Yarışması’ndan Serpil Kar’ın Karikatürü

 

Tags: ,

Arşivler