Bir Yıl Daha Geçti, Sağlıkta İşbirliği Ne Zaman?

 

GİRİŞ

Halk sağlığı uzmanları için Kasım ayı özel bir zaman. Halk sağlığının önderi Nusret Fişek’in bir Kasım günü ölümü üzerinden yirmi dokuz yıl geçti, 2020 de otuz olacak. Her yıl Kasım ayında onu, özel bir toplantıda, bir araya gelerek anıyoruz. Aslında belli bir zamanda değil, neredeyse her gün anıyoruz, özellikle son yıllarda yeni olarak tanıtılan her sağlıkta dönüşüm programını duydukça…

İktidarlar, kendi sağlık programlarını etiketlemeye koşullular. Son iktidarımız da kırk yıllık Sosyalleşmiş Sağlık Hizmetleri Sistemi’ni Sağlıkta Dönüşüm Programı adıyla geriye doğru dönüştürdü (Bulut, 2018). Sağlık ocaklarında bir ekip tarafından, nüfusa göre, entegre ve yerinde sunulan birinci basamak sağlık hizmetleri artık ekibin olmadığı, bireyi temel alan, sadece sağlık kurumuna başvurana hizmetin verildiği aile sağlığı merkezlerinde veriliyor (Kasapoğlu, 2016). Tek hekimli model koruyucu sağlık hizmeti sunumunda yetersiz kalınca önce “toplum sağlığı merkezleri” aracılığıyla sonra da “sağlıklı yaşam merkezleri” ile eksiklikler giderilmeye çalışıldı. Saptanan her açığa yönelik bir yeni yapı kazandırılan sistemde bu merkezlerin birbiriyle nasıl bir işbirliği içinde çalışacağı belirsiz (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2018). Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018 raporunda sürekli yama yapılarak yürütülen modelin işe yaramadığını düşündüren bulgular var. Ülkemizde son beş yılda tam aşılılık hızı düşmüş, karşılanmayan aile planlaması ihtiyacı artmış (TNSA, 2019).

İkinci basamakta da durum pek farklı değil. Gereğinden fazla büyük şehir hastaneleri yaparak, nüfusun tedavi hizmetlerine ulaşması bekleniyor. Basamaklı sevk sisteminin olmadığı koşullarda hastanelerin verimli kullanımını beklemek bir hayal. Ayrıca, özel sektör ve kamu sektörü işbirliği ile yürütülmeye çalışılan sistemin geri ödeme yapısını karşılama sözü sağlanamayacak maliyetler olarak karşımıza çıkıyor (Reuters, 2020). Performansa dayalı ödeme sistemi içinde sağlık çalışanları kendilerini rekabet için yarışma çabası içinde buluyor. Çalışma barışını zedeleyen, rekabetle yaratılan gergin ortamlarda sunulan hizmetin niteliğine dair eleştiriler sağlık çalışanlarına karşı şiddet eylemleriyle ifade ediliyor. Sorunun özünü kaçıranlar ise şiddeti yasaklayan yasalardan medet umuyor. Sağlık meslekleri için yetişen öğrenciler de gelecekte çalışacakları ortamlardan emin değil ve endişeliler.

Biz bunları konuşurken sağlık bilimlerinde teknoloji alabildiğine gelişiyor, yenilikler hizmet ve eğitim olanakları halinde sunuluyor. Örneğin insanlar artık evlerinde arttırılmış ve sanal gerçeklik sayesinde üst düzeyde anatomi öğrenebiliyor. Yapay zeka sağlık alanında büyük bir hızla ilerliyor (Bulut, 2019a). Bilginin üssel biçimde arttığı ve demokratikleştiği bir çağda, zamanın ruhunu iyi kavramalıyız. Bilimsel devrimin ana taşıyıcıları olan; biyoloji, fizik, kimya, genetik, matematik, mühendislik gibi alanlardaki buluşlarla, psikoloji ve sosyoloji gibi bireyi ve toplumu tanımayı sağlayan sosyal bilimin temel disiplinlerini birlikte kullanmalıyız. Kaynakları doğru kullanmayı amaçlayan ekonomi disiplinini de yanımıza alarak, bu alanlarda yetişmiş insan gücüyle işbirliğimizi alabildiğine ilerletmeliyiz (Bulut, 2019b).

Hekimler olarak ekip çalışmasını, işbirliğini en iyi bilen meslek gruplarından birisiyiz. Sağlık hizmeti verirken birçok durumda klinik disiplinler arasında konsültasyon gerekmektedir. Hekimler tarihten gelen güçleriyle, hiyerarşi basamaklarında kendilerini en üst seviyeye koymaktalar. Birbirleri arasında rekabet de olsa işbirliği yapmak zorundalar. Diğer sağlık meslek mensupları ile işbirliği yapmakta zorlanmaları hem hiyerarşi düzeylerine uygun olmadığı için, hem de diğer disiplinlerdeki çalışanları yakından tanımadıkları için olmalı, bilgisizliklerine bağlı olabilir.

Yenilikçi ve özgür ruhlu biri olan Nusret Fişek’in öğrencileri olarak bizlerin görevi yeniliklere açık olarak, sağlık hizmet çalışanlarını doğru yönlendirmek ve işbirliği için cesaretlendirmek olmalı. Geleceğe yön vermek adına en çok öğrenciler cesaretlendirilmelidir. Toplumda iyi sağlık hizmeti sunmak sadece tıp fakültesi mezunlarının başarabileceği bir durum değildir. Bu, ancak pek çok disiplinden ilgililerin bir arada verimlilik ve mutlulukla çalışmasıyla gerçekleşebilir.

BİR GİRİŞİM DENEMESİ

Gelecekte farklı sağlık alanlarında çalışacak öğrencilerin meslek yaşamına birlikte hazırlanmalarının yararına inanıyoruz. Bu inançla sağlığın farklı alanlarında öğrenim gören öğrencilerin, gelecekteki meslek yaşantıları üzerine düşünmeleri ve birlikte çalışabilmek için kazanmaları gereken bilgi, beceri ve tutumların farkına varmalarını amaçlayan bir etkinlik planladık.

TURKMSIC (1) Halk Sağlığı Kolu Direktörü Bahadır Haytabey(2) aracılığıyla, HASUDER(3) Yönetim Kurulu’nun onayı ve Halk Sağlığı Öğrenci Birimi’nin ilgisinde “Sağlık İçin Öğrenci İşbirliği Girişimi” başlığında, 15 Aralık 2019 tarihinde İstanbul’da bir tıp fakültesi yerleşkesinde düzenlediğimiz etkinliğe sağlıkla ilgili temel bilimler ve uygulamalı alanlardan, bir kısmı yüksek lisans ve doktora öğrencisi olan 30 öğrenci davet edildi.

Bu toplantıda gelecekte işbirliklerinin geliştirilmesi amacıyla pek çok alternatif düşüncenin üretilmesi beklendi. Katılımcılar program öncesi kendilerini tanımlayan bilgileri duvara yerleştirilen kağıtlar üzerine kaydettiler. Farklı ilgilerde öğrencilerin katılımını görmek amaçlanan etkinlik için güçlendirici bir bulgu oldu.

Toplantılarda önemli birikimlerin kahve arasında kazanıldığı düşünülerek ilk oturum “Gençlik Kafe” başlığında gerçekleştirildi. Katılımcıların rasgele dörtlü gruplar halinde bir arada kahve-çay içerken; kişisel başarılarını, kendi alanlarında Türkiye’de neler yapıldığını ve neler yapılması gerektiği konusundaki görüşlerini 20 dakikalık dönüşümlerle paylaştılar.

İkinci oturum, “Hayallerle Gelecek” başlığını taşıyordu. Öğrenimleri sırasında nelerle ilgilendiklerini paylaşarak, geleceğin nasıl olması gerektiğini tartıştılar. Ortak ilgi alanlarında sinerji oluşturmayı amaçlayan bu oturumda beklentiler sonrasında ayrıntılı olarak tartışılmasında yarar görülen konular, ilgilenenler tarafından ortaya atılarak grup çalışmalarıyla irdelendi. Oluşturulan öneriler, temel başlıklar haline getirildi.

Grup çalışmalarında konunun neden önerildiği, idealde istenen duruma ulaşmak için nelerin nasıl yapılması gerektiği ve yapılabilirse bu etkinliklerin nasıl değerlendirilebileceği konularında görüşler oluşturdular. “Serbest Kürsü” başlığıyla gerçekleşen son oturumda da söylenmesi gereken her fikir paylaşıldı.

Etkinliğe katılan 15 öğrenci tam gün süren grup etkinliği için yeterli oldu. Grupta yalnızca 5 tıp öğrencisinin olması, amaca yönelik, diğer sağlık meslek öğrencilerinin sesini duyuracak istenen bir durum oldu. Moleküler biyoloji, sağlık yönetimi, hemşirelik, gerontoloji ve sağlık meslek yüksek okulu öğrencileri, tıp öğrencileriyle birlikte pek çok alanda fikir paylaşmaktan memnun olduklarını ifade ettiler.

Gelecek hayallerine göre, öncelikle politikaları ve eğitimlerinin içerik ve yöntemlerini, öğretim üyelerinin niteliğini değiştirmek istediler ama bunlara güçlerinin ne kadar yeteceği karşılanamamış sorular olarak kaldı. Sonuçta, öğrencilerin sağlık hizmet politikalarına yön vermek için öncelikle kendi görüşlerini paylaşmak için ortam oluşturmalarının yerinde olacağına karar verdiler. Günümüzde bir web sitesi üzerinden ağ şeklinde yapılanma ile haberleşerek yapılabilecek işbirliği, yönlendirici öğretim üyelerinin katkısıyla da zenginleşecek geçerli bir yol olabilecekti.

Artık kurumsal bir yapı oluşturmadan pek çok konuda işbirliği yapılabileceğine yürekten inanıyoruz. Etkinlik sonucunda elde edilen görüş ve önerilerin geliştirilip, benzer çalışmalarla bu tür birliktelikleri tekrarlamayı planlamalıyız. Bu sayede 2020 Kasım ayı içinde “Sağlık Öğrencileri Nusret Fişek’i Anıyor” başlığı ile yapılacak geniş katılımlı bir toplantıda bulguları sunmak hepimize iyi gelecektir…

NASIL İLERLERİZ?

Sağlık alanında yetişen öğrencilerin birlikteliğini geliştirmek halk sağlığında yeni bakışlar, arayışlar için bulunmaz bir kaynak olabilir. Tıp öğrencilerinin HASUDER içinde yer alma isteği bunun bir göstergesi olarak değerlendirilmeli. Halk Sağlığı ilgilileri zaman geçirmeden, “sağlıkla ilgili meslek öğrencileri için Halk Sağlığında Araştırma ve Geliştirme İşbirliği» gibi bir başlıkla özel bir çalışma yürütmeli. HASUDER web sitesinde (www.hasuder.org.tr), diğer disiplinlerden halk sağlığıyla ilgilenenlerin soru ve görüşleriyle katılabileceği bir bölüm oluşturularak işe başlanabilir.

İşbirliği anlayışını dalga dalga genişleterek sağlığın her alanına yaymalıyız. Diğer hizmet alanlarını çekinmeden, korkmadan tüm süreçlerimizin içine dahil etmeliyiz. Kuşkusuz yalnızca hasta haklarına değil çalışanın haklarına da önem vermeliyiz. Çalışanların en temel gereksinimlerinden birisi olan kendini ifade edebilme ihtiyacını gerçekleştirmeliyiz.

Tedavi alışılmış olarak, hekimlerin liderliğinde yürümeye devam ederken sağlığı geliştirip korumak, bu konuda yetişmiş sağlıkçılarla; bilhassa hemşireler, ebeler, diyetisyenler ve fizyoterapistlerle birlikte yapılmalı. Temel bilimcilerle de işbirliği içinde çalışmalıyız. Bağışıklık sistemini daha iyi öğrendiğimizde kanseri daha iyi tedavi edebiliyoruz. Yeni ilaç moleküllerini bize kimya hediye ediyor. Yeni tanı testlerini onlar geliştiriyor.

Biliyoruz ki, hastalık ve hekim merkezli bir sağlık sistemi giderek sürdürülemez bir hale geliyor. Birbirinden kopmuş disiplinlerin önce eğitimden başlayarak tekrar bütünleştirilmesi gerekiyor. 21.yüzyıla kadar tıbbın meselesi hastalıklardı, şimdi sağlık olmak zorunda. Yani bedensel, ruhsal, toplumsal olarak iyi olma hali… Biz bunu nasıl sağlayabiliriz?

  1. Hızla sağlık bilimleri üniversitelerini bu anlayışla yeniden düzenlemeliyiz. Tüm sağlık öğrencilerinin bir hazırlık, kendini ve işi tanımalarını sağlayacak multidisipliner bir geçiş dönemine gereksinimleri var. Keşke sağlık öğrencileri ortak- temel dersler alarak öğrenime başlayıp sonra hemşire, hekim, fizyoterapist, diyetisyen olarak ilgi ve yeteneklerine göre ayrılabilseler.
  2. Şimdiye kadar sağlıkçı eğitiminde kullandığımız alışılagelmiş yöntemler ilerlemek için yeterli değil. Eğitimin, teknolojinin getirdiği olanaklarla yeniden planlanıp yönetilmesi gerekir.
  3. Öğrenciler için işbirliği ve dayanışmayı kurumlar arasında da tetiklemeli, üniversiteler birbiri ile ve diğer kurumlarla öğrenci eğitim ortaklıklarını aşan işbirlikleri yapmalılar. Öğrenci kulüplerinin ortak projeler geliştirmek için işbirliği içinde çalışabilmeleri adeta tutkal görevi görecektir.

İnsan vücudunun sergilediği bağlantısal bütünsellik, insan sağlığı ile ilgilenen bizleri aşırı uzmanlaşmanın getirdiği birbirimizle yabancılaşmayı aşmak için güdülemeli.

KAYNAKÇA

Bulut, Ayşen (2018) “Sağlıkta Bütünlük Zamanı”, Gürhan Fişek’in İzinde Ortak Emek ve Ortak Eylem, Prof. Dr. Gürhan Fişek’e Armağan, Siyasal Kitabevi, Ankara.

Bulut, Melih; Dilmen, Nevit; Esmer, Gökhan Bora; Gezer, Murat; Selçukcan Erol, Çiğdem; Türker Şener, Leyla (2019a) Sağlık Bilimlerinde Yapay Zeka, Çağlayan Yayınları, İstanbul.

Bulut, Melih (2019b), “Tıbbın Yarını Var mı?” Hekim Sözü, Istanbul Tabip Odası Yayın Organı, Sayı 2, MartNisan, s. 20-24.

Kasapoğlu, Aytül (2016), “Türkiye’de Sağlık Hizmetlerinin Dönüşümü”, Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, s. 131-174.

Reuters 27 Şubat 2020, www.reuters.com, ebru Tunc, Tom Arnold, Turkey seeks to protect mega hospitals from soaring lira costs-sources, 27 şubat 2020 TNSA (2019) Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Ankara.

T.C. Sağlık Bakanlığı (2018) Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (Resmi Gazete: 25.05.2018 tarih ve 30431 sayılı).

Sonnotlar

  1. TURKMSIC:Türk Tıp Öğrencileri Birliği, http://turkmsic.net/
  2. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi
  3. HASUDER: Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, www.hasuder.org.tr

TEŞEKKÜR
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne, lider öğrenci Bektaş Altay Yıldırım aracılığıyla, bir pazar günü bize sağladığı eğitim ortamı ve koruyuculuğu için özellikle teşekkür etmeyi borç biliriz.

Tags: , ,

Arşivler