Çocuk işçilik büyük bir sorun olarak hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Çocuk işçiliğe dair birçok uluslararası kuruluş her yıl raporlar yayımlamakta ve birçok mücadele programları geliştirmekte; üniversitelerde sorunla ilgili tezler, makaleler yazılmakta ve yüzlerce kitap basılmaktadır. Bu şekilde bir paragrafı genellikle hızlıca okuyup geçeriz. Peki, gerçekten böyle midir? Çocuk işçilik konusunda tezler, makaleler yazılmakta ve yüzlerce kitap basılmakta mıdır? Basılan çalışmaların nitelikleri nasıldır? Bu çalışma, Türkiye’de çocuk işçilik sorununun akademik-mesleki dergilerde yer alma sıklığı ve sorunlaştırılma biçimini konu edinmektedir. Çalışma 2017 yılında Türkiye’de akademik-mesleki dergilerde çocuk işçiliğinin ne sıklıkta ve nasıl tartışıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Dergilerin Seçilmesi ve Tarama Yöntemi
Türkiye’de akademik mesleki dergilerde çocuk işçiliği sorununun ele alınış biçimine ilişkin 2017 yılının seçilmesinde, bu dergilerin önemli bir bölümünün ciddi gecikmelerle yayımlanıyor olması belirleyici olmuştur. Araştırma 2018 yılı Ağustos-Eylül aylarında yürütülmüş, araştırma kapsamında TÜBİTAK DergiPark ve TR Dizin veri tabanlarından yararlanılmıştır. TÜBİTAK DergiPark’ta 1990, TR-Dizin’de 784 adet dergi yer almaktadır. Bu veri tabanlarına ek olarak Türkiye’nin önde gelen meslek kuruluşları (TMMOB, TTB, Barolar), ilgili bakanlık ve kuruluşlar (Adalet Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı) sendika konfederasyonları (DİSK, KESK, Türk-İş, TİSK, Birleşik Kamu-İş) ve bu konfederasyonlara bağlı tüm sendikaların yayımladıkları dergi ve raporlar ile arama motorlarında yer almayan daha çok muhalif olarak nitelendirebileceğimiz dergiler taranmıştır. DergiPark ve TR Dizin’de yer alan ancak veri tabanında güncel sayıları olmayan dergiler için kendi web siteleri üzerinden tarama yapılmıştır. Veri tabanında yer almayan diğer kurum ve kuruluşların dergileri web siteleri aracılığıyla araştırmaya dahil edilmiştir. Veri tabanlarında “çocuk işçi”, “çocuk emeği”, “çocuk işgücü”, “çırak” gibi anahtar sözcükler aracılığıyla 2017 yılı kısıtı ile arama yapılmıştır.
Tarama işlemi tek bir yılı kapsadığı için ortaya çıkan sonuç kuşkusuz bize bir “kesit” sunmaktadır. Ancak aynı taramayı 2018, 2019 için tekrar ettiğimizde akademik-mesleki dergilerde çocuk işçiliğinin konumuna ilişkin eğilimleri görme olanağına kavuşacağız.
Dergilerde Çocuk İşçiliği:
Sorun Büyük, İlgi Yetersiz
Yüzlerce akademik dergi ve onlarca kurum ve kuruluşun akademik-mesleki yayınlarını kapsayan son derece geniş bir havuz içerisinde yaptığımız araştırmada, çocuk işçilik konusunda çırak dahil farklı anahtar sözcükler üzerinden yapılan taramada toplamda 41 adet makaleye/yazıya ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle akademik-mesleki yayınlarda 2017 yılında çocuk emeğini konu edinen yalnızca 41 adet makale yayımlanmıştır. Bu yazılardan 23 tanesi Türk Tabipler Birliği (TTB)’nin Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi çocuk işçiliği özel sayısı ile Çalışma Ortamı Dergisi’nin farklı sayılarında yer almıştır. Bu iki dergiyi çıkardığımızda 2017’de çocuk işçiliği konusunda yazılan yazı sayısı 18’e düşmektedir. Tek başına bu sayılar, Türkiye’de çocuk emeği konusuna ilgisizliğin önemli bir göstergesidir. Çocuk işçiliği Türkiye’nin önemli bir sorunu olmasına rağmen, bu alana gerek akademinin gerekse ilgili devlet kurumları ve meslek örgütlerinin yeterli ölçüde ilgi gösterdiğini ve yayınlarında bu soruna yer verdiğini söylemek mümkün değildir.
Özgün Yayın Sayısı Sınırlı
Çocuk işçiliğine ilişkin yayımlanan makale sayısının nicel yetersizliğinin yanı sıra makalelerin niteliği de tartışmalıdır. Makaleler içerik yönünden incelendiğinde, özgün çalışmaların sayısının son derece sınırlı olduğu görülmektedir. Makalelerin önemli bir kısmı mevzuatın aktarılması veya daha önceki çalışmaların bulgularını aktarmakla yetinmektedir. Özellikle bakanlıkların ve sendikaların çocuk işçilik konusundaki yazılarına baktığımız zaman oldukça yetersiz bir tartışma ortamı olduğu görülmektedir. Örneğin sendikaların yayımladıkları dergiler arasında 5 tane çocuk işçilik yazısı bulunmaktadır ve bunların dördü haber niteliğindedir. Benzer şekilde bakanlıkların yayımladığı dergilerde çocuk işçilik üzerine 2 adet yazı bulunmaktadır. Haber niteliğindeki yazılardan bir tanesi Fransa’daki çıraklar üzerine bir diğeri ise Kongo Cumhuriyeti’ndeki madenlerde çalışan çocuklar(1) üzerine Uluslararası Af Örgütü’nün açıklamasıdır. Sendikaların ve bakanlıkların bu tartışma düzeyine baktığımızda çocuk işçilik konusunda gelecekte atılacak adımların en az şimdiki kadar yetersiz olacağını ve çocuk işçilik sorununun artarak devam edeceğini, çeşitleneceğini; bunlar karşısında da hazırlıksız kalınacağını söyleyebiliriz.
Araştırmamız Türkiye’deki meslek örgütlerinin yayınlarının çocuk işçiliğini tartışma ve çocuk işçiliğine çözüm üretme konusunda genel eğilimden farklılaşmadığını ortaya çıkarmaktadır. Özellikle yasaların gerçekliği meşrulaştırma konusundaki başarısı göz önüne alındığında, baroların tartışmalara katılması daha önemli olmaktadır.(2) Buna rağmen çocuk işçilik konusunda baroların çıkardığı dergiler içerisinde iki adet yazı bulunmuştur ki, bunlardan biri 2011 tarihli bir makalenin 2017’de yeniden yayımlanmış halidir. Barolar en azından yayınlarında çocuk işçilik konusuna bu ölçüde ilgisiz kaldıkları zaman, gerçeklik, gücü elinde bulunduran kesim tarafından yasa ve denetimsizlik ile dayatılmaktadır. Baroların çocuk işçiliği daha çok tartışmaya, bu konuda çözümler üretmeye ve ürettikleri bu çözümleri bir gerçekliğe kavuşturma konusunda harekete geçmeye ihtiyacı vardır.
Meslek odaları içerisinde TTB 2017 yılında çocuk işçilik tartışmalarına zengin bir içerik kazandırmıştır. TTB’nin Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi’nin bir sayısını çocuk işçiliğe ayırması ve STED dergisinde “Çalışan Çocukların Psikolojik Sağlık Sorunları: Sistematik Derleme” başlığında çıkan makale bu zenginliğe örnek olarak verilebilir.
Güncel Veri Eksikliği ve Özgün Çalışma Örneği
Çalışma ile ilgili bakanlığın çocuk işçiliği görmezden gelmesine, sendikaların ve meslek odalarının yetersiz tartışmasına bir de üniversitelerin güncel olmayan istatistikler ve eski saha araştırmalarına dayanan makaleleri eklendiği zaman çocuk işçiliği tartışma konusunda 2017 kısır bir yıla işaret etmiş olmaktadır. Farklı üniversitelerde yayımlanan toplam 6 adet makalenin istatistiki atıfları 2012-2016 yıllarını kapsamaktadır. Burada, haklı olarak, dergilerin yayın politikaları ve istatistikleri yayımlayan kuruluşların tekelci konumu ve düzenli olarak yayımlamamaları(3) konusunda eksikler ön plana çıkacaktır. Bunların bir gerçekliği olmakla birlikte bunları aşacak bir bakış açısını yaratmak ve çözüm konusunda daha ısrarcı olmak gerekmektedir.
Bilindiği üzere “Çocuk ve genç işgücünün çok büyük bir bölümü sosyal politika önlemlerinden yararlanamamakta ve sağlıksız, güvensiz ve güvencesiz çalışma koşullarında çalışmaktadır.”(4) Bu anlamda kısa vadeli çözümler olarak nitelendirilen, çocukların çalışma alanlarına dair uygulamaların denetimi önemli olmaktadır. Bu denetimin yapılabilmesi için de yasalara bakmak gereklidir. Naciye Yıldız’ın Mülkiye Dergisi’nde yayımlanan “AB ve Türkiye Mevzuatında Çocuk İşgücünün İş Sağlığı ve Güvenliği” adlı makalesi bu alanı tartışmaya açarak Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu incelemektedir. Makale, 2017 yılı tartışmalarına baktığımızda boş bırakılmış önemli bir alanı doldurmaktadır.
Sonuç Yerine
Türkiye’de çocukların çalışma yaşamında yer alması, gitgide artan bir sorunlar yumağı yaratmaktadır. (5) Bu sorunlar yumağını çözmesi beklenen, buradaki düğümleri tek tek açması beklenen tartışmalara bakıldığında birbirini tekrar eden, eski saha araştırmalarına dayanan, istatistiki atıfları güncel olmayan, yeni çocuk işçilik ve çocuk sömürüsü alanlarına gözlerini kapatan, çözüm önerisi geliştirme konusunda yetersiz ve hevessiz; var olan düğümleri daha çok sıkan yazılara rastlanmaktadır. Bizden beklenen ise bu düğümleri açma konusunda tartışmalara nitelik kazandırmak ve onları eylemsel hale getirebilmektir.
Dipnotlar
(1) Bu konuda daha fazla bilgi için: Fuchs C (2015). Dijital Emek ve Karl Marx. İstanbul: Nota Bene Yayınları.
(2) “(…) bu olgunun ‘kabul edilebilir’ olma, ‘hoş görülebilir olma’ noktasına gelince, başka bir ölçüte başvurmak gerekir. Bu ölçüt de insan (ve çocuk) haklarına uygunluktur.” – Fişek A G (1995) : Çocuk Hakları Yasası ve Çalışan Çocuklar, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, 179-180, 22-30.
(3) Örneğin TÜİK (2012). Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları. Ankara: TÜİK.
(4) Fişek A G (1979). Çalışma Yaşamında Çocukların ve Gençlerin Korunması. Çalışma Dergisi: Çalışma Bakanlığı Yayını, 3-36.
(5) Fişek A G (1995) : Çocuk Hakları Yasası ve Çalışan Çocuklar, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, 179-180, 22-30.
(1) Bu makale Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı için hazırlanan 2017 Yılı Dergilerde Çocuk Emeği Raporu’na dayanmaktadır. Rapor, Ocak 2019 içerisinde vakfın internet sitesinde (fisek.org.tr) yayımlanacaktır.
(*) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğrencisi, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)