55 çocuk… 55 can…  

 

Çocuk işçiliği Türkiye’de vahim bir tablo sergilemektedir. Bu noktada en çıplak gerçeklik olan iş cinayetleri üzerinden 2019 yılına bakarsak (13 Eylül itibariyle) durumu daha iyi anlayabiliriz.

 

  • 55 çocuk çalışırken yaşamını yitirmiş: 46’sı ücretli işçi, 9’u ücretsiz aile emekçisi (çiftçi)…
  • Ölenlerin 12’si kız çocuğu/genç kadın…
  • 10’u göçmen/mülteci işçi: 9’u Suriyeli ve 1’i Afganistanlı…
  • 23’ü 14 yaş ve altında, 32’si 15-17 yaş aralığında. (Ölüm yaşı 18 olarak geçen işçilerin kaçının ise yaşını doldurduğu bir muamma)
  • Ölümlerin yüzde 60’ı tarım işkolunda. Diğer ölümler ise ağırlıklı olarak sanayide…
  • En çok ölüm nedeni trafik/servis kazası, boğulma ve ezilme…
  • 7 çocuk İstanbul’da; 5 çocuk Şanlıurfa’da ve 3’er çocuk Aydın ile Mersin’de çalışırken yaşamını yitirdi…

 

Çalışan çocuklara dair birçok araştırma yapılıyor ve yazılar yazılıyor. Ancak sorunu yazı konumuz olan bu tablo (iş cinayetleri) üzerinden değerlendirirsek neler diyebiliriz:

 

1- İSİG Meclisi verilerine göre 2013 yılında 59 çocuk, 2014 yılında 54 çocuk, 2015 yılında 63 çocuk, 2016 yılında 56 çocuk, 2017 yılında 60 çocuk, 2018 yılında 67 çocuk ve bu yıl da 55 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Yani çocuk işçiliği önlemeye dair bir politika geliştirilmediği açık.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çocuk işçilikle mücadele etmek ve çocuk işçiliği durdurmak için 2017-2023 yılları için “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı hazırlamış ve 2018 yılını “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı” ilan etmişti. Oysa geçen yıl ve bu yıla bakıldığında çocuk işçi ölümlerinde kısmi olarak artış gözüküyor.

 

İktidarın ve sermayenin çocuk işçiliğinin durdurulması için temennilerini paylaştığı deklarasyonun ardından izlenen tablo Türkiye’de çocuk işçilik sorununun çözülmek üzere değil tam tersine sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ‘güvencesiz emek havuzu’ olarak biçimlendirildiğini gösteriyor.

 

2- İş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının oranı genel ölen kadın işçi oranın üç katıdır. Bu durum, kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklanmaktadır. Tarımda çalışan kız çocuklarının oranının yüzde 58 olması özellikle mevsimlik tarım işçiliğinin belkemiğini oluşturduğunun göstergesidir de.

 

3- İş cinayetlerinde ölen göçmen çocuklarının oranı genel ölen göçmen işçi oranın iki katından fazladır. Göçmen 10 çocuğun çalışırken ölmesi emek piyasasında çok daha yoğun bir sömürüye maruz kaldıklarını göstermektedir.

 

4- Yaş gruplarına baktığımızda yasal olarak çalışmanın yasak olduğu 14 yaş ve altında 23 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Hatta bu çocukların içinde 10 yaşının altında yedi çocuğun bulunması durumun vehametini daha da gözler önüne seriyor.

 

5- Çocuk işçiler en çok, çocukların yarıya yakının çalıştığı tarım sektöründe çalışırken yaşamını yitirdi. 2019’daki çocuk işçi ölümlerinin yüzde 60’ını tarım işçisi çocuklar oluşturmakta. Tarımdaki çocuk iş cinayetlerini sanayideki (metal, tekstil, ağaç vd.) çocuk ölümleri izliyor.

 

6- Tarımda, sanayide, inşaatta, konaklamada, küçük atölye ve işletmelerde, tamirhanelerde ve sokaklarda çalışan çocuk işçiler en çok trafik kazalarında, boğularak, ezilerek, yüksekten düşerek, şiddete uğrayarak ya da yanarak hayatlarını kaybetmektedir.

 

7- İşçi sınıfının başkenti olan İstanbul aynı zamanda en çok işçinin ve çocuğun öldüğü şehir de olmaktadır. İstanbul’da ölümler esas olarak sanayide ve takiben hizmet sektöründe gerçekleşmektedir. Şanlıurfa’da tüm sektörlerde çocuk ölümleri görüldüğü gibi bir de mevsimlik olarak göç eden ve çalışırken ölen Şanlıurfalı çocuk işçilere de sık rastlamaktayız. Yine Aydın, Manisa, Mersin, Adana, Gaziantep, Diyarbakır ve Antalya’da çocuk işçi ölümleri yaşanmaktadır.

 

Son olarak genel bir değinme yapmak gerekiyor:

 

Tarım işçiliği, çocuklar için “en kötü çalışma biçimleri” arasında yer alır. Gezici mevsimlik tarım işçiliği ise tarım işçiliğinden de farklı olarak özellikle çocuk işçiler için pek çok risk barındırmaktadır. Kötü koşullarda barınma, yetersiz beslenme, bulaşıcı hastalık riski, 60 saate varan haftalık çalışma saatleri çocukların çalışma koşullarını özetlemektedir.

 

Sanayide çocuk işçilik daha çok inşaatlarda, küçük atölye ve işletmelerde, tamirhanelerde yoğunlaşmaktadır. İnşaat işçisi çocuklar genellikle ailenin diğer üyeleriyle ya da akrabalarıyla birlikte çalışmaktadır. Genel olarak kalfalık, çıraklık yapsalar da iş yükü bakımından yetişkinlerle aynı biçimde çalışmaktadırlar. Yetişkinlerden farklı olan koşulları ise sadece aldıkları ücretin daha düşük olmasıdır.

 

Mendil satıcılığı, atık kağıt toplayıcılığı, garsonluk, seyyar satıcılık gibi alanlarda çalışma yaşı 10’un altına düşmüştür. Bu alanlarda çocuklar, iş cinayetlerinin yanı sıra yaralanmalara, fiziksel ve ruhsal şiddete, cinsel tacize ve saldırıya, ağır aşağılamalara maruz kalmaktadır.

[1] İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Sözcüsü

Tags: , , , ,

Arşivler