28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

                                       

Uluslararası işçi sendikaları hareketinin önderliğinde, işyerinde ölen ve yaralanan işçiler, 28 Nisan günü anılıyor. Bu yıl, Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu ITUC-International Trade Union Confederation-, ‘Bütün İşçiler için İyi İş Sağlığı’ temasını gündeme getiriyor. Gün kapsamında, Avrupa’da yer alan işçi sendikaları farklı etkinlikler düzenleyecek. Hırvatistan’da, Bağımsız Hırvat İşçi Sendikaları, hükümetin 28 Nisan gününü Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği günü olarak kabul etmesini kutlayacak ve toplumda duyarlılığı arttıracak etkinlikler düzenleyecek.

İngiliz İşçi Sendikaları Kongresi-The British Trade Union Congressülkenin birçok farklı yerinde sayısız etkinlik düzenleyecek. Londra’da bugüne kadar madencilik sektöründe çalışırken kazalar nedeniyle hayatını kaybeden insanlar, gösterilecek filmler ve sanatsal faaliyetlerle anılacak. Genç bir sanatçı ise, unutulmaya yüz tutan endüstri tarihi anısına yürütülen ‘Pin the Pits’ adlı kampanya konusunda, bir konuşma yapacak.

İrlanda’da ise İrlanda İşçi Sendikaları Kongresi-Irish Congress of Trade Unions-, büyük bir ulusal konferans düzenleyerek işyerlerinde meydana gelen kazaların ve meslek hastalıklarının rapor edilmesi konusunda yaşanan aksaklıkları ve işçilerin yasal haklarını tartışacak. Ülkemizde de, özellikle yaşanan iş kazalarının bildirimi konusunda, önemli sıkıntılar yaşanıyor. Ancak, sektörel açıdan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasında, önemli bir yol gösterici olma niteliğine sahip olan iş kazaları istatistiklerinin tam olarak tutulabilmesi için, büyük-küçük bütün iş kazalarının tam olarak bildirilmesi gerekiyor. Ancak ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de, sigortasız çalıştırılma, gerekli sağlık ve güvenlik önlemlerini almama nedeniyle karşılaşılacak yasal yaptırımlar ve cezalardan korkulduğu için, iş kazalarının hepsinin bildirilmediği görülüyor. Meslek hastalıkları konusunda da durum bundan pek farklı değil. İrlanda, insani kalkınma konusunda en ön sıralarda yer alan ülkelerden birisi olduğu halde (183 ülke içerisinde 5.sırada), iş sağlığı ve güvenliği konusunda büyük eksiklikler bulunduğunu dile getiriyorsa, ülkemiz gibi bu kalkınma sıralamasında 76. sırada yer alan bir ülke için demek ki yapılacak daha çok şey var.

Malta’da işçi sendikaları, risk değerlendirmesi konusunda işçilerin katılımının sağlanacağı seminerler düzenleyecek.

Danimarka’nın önde gelen iki işçi sendikası LO ve FTF, sokak etkinlikleri düzenleyerek halkın dikkatini birgün için bile olsa iş sağlığı ve güvenliği konusuna çekecek. LO ve TFT, iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha çok yol alınması gerektiğini ve özellikle genç ve göçmen işçilerin, içinde bulundukları durum nedeniyle, iş sağlıkları ve güvenliklerinin önemli bir tehlike içinde bulunduğunu belirtiyor. Bu grup işçilerin kayıtdışı çalışmaları ve kaçak olmaları, haklarını talep edememe nedeniyle ‘Düzgün İş’ olarak kabul edilen alanlarda çalışamamalarına yol açıyor.

Sosyal Eşitsizlikler ve Akciğer Kanseri: Sigara Kullanımı Her şeyi Açıklamıyor

En az eğitime sahip olan Avrupalıların kansere yakalanma riski, en yüksek eğitimli olanlara göre daha fazla görünüyor. Ancak, sigara kulanım süresi, akciğer kanseri riskinin yarısını oluşturuyor. 24 Şubat tarihinde, Journal of the National Cancer Institute-Ulusal Kanser Enstitiüsü Dergisi- adlı dergide yayınlanan bir makaleye göre herşey göründüğü gibi değil.

Daha önceki çalışmalar, sosyo-ekonomik statüsü düşük olan bireylerin, akciğer kanserine yakalanma riskinin, istatistiksel açıdan anlamlı düzeylerde daha yüksek olduğunu ortaya koyuyordu. Bazı çalışmalar da, riskin yüksekliğinin bir kısmının sigara kullanımından kaynaklandığını söylüyordu.

Sigara kullanımının akciğer kanserine olan katkısını incelemek için, Dr. Gwenn Menvielle ve arkadaşları, bir çalışma yürüttü. Sigara kullanımı, diyet, eğitim ve akciğer kanseri arasındaki ilişki, 391.251 kişi üzerinde yapılan European Prospective Investigation into Cancer ResearchKanser Araştırmaları Konusunda Avrupa Kılavuzu- çalışmasında yeniden ele alındı. Bu araştırmayı Hollanda’nın Bilthoven kentinde National Institute for Public HealthUlusal Halk Sağlığı Enstitüsü- merkezinde yürüten Dr. Menvielle, şu anda Fransa’nın, Villejuif kentinde InstitutNational de la Sante de la Recherche Medicale adlı kurum ile birlikte benzeri bir araştırma yapıyor.

Araştırmacılar, katılımcıların eriştiği eğitim seviyelerini, sosyo-ekonomik düzeyin bir göstergesi olarak kullanıyorlar. Sigara kullanımı ve diyet alışkanlıkları konusundaki veriler ise, yapılan anketlere verilen cevaplardan elde ediliyor.

Ortalama 8,4 yıl boyunca takip edilen katılımcılardan 939 erkek ve 692 kadının, akciğer kanserine yakalanmış olduğu belirlendi. En düşük eğitim düzeyine sahip olan erkeklerin, en yüksek eğitim düzeyine sahip olan erkeklere göre 3.62 kat akciğer kanserine yakalanma riski taşıdıkları, en düşük eğitim düzeyine sahip olan kadınların ise, en yüksek eğitim seviyesine sahip olan kadınlara göre 2.39 kat akciğer kanserine yakalanma riski taşıdıkları belirlendi. Aynı araştırmaya göre, eğitim düzeyi ve akciğer kanserine yakalanma konusundaki ilişkinin en yüksek olduğu ülkeler, Almanya ve kuzey avrupa ülkeleri. Sigara kullanımı konusu araştırmaya dahil edildiğinde ise, eğitim ve kansere yakalanma riski konusundaki en yüksek eğitimliler ve en düşük eğitimliler arasındaki risk farkı, yarı-yarıya azalıyor. Diyet şeklinin ise anlamlı bir fark yaratmadığı gözleniyor.

Araştırmacılar, kurmuş oldukları modelin, sigara kullanımının akciğer kanserine yakalanma riski konusundaki farkın, bir kısmını açıkladığını ifade ediyorlar. Sigara kullanımı, erkekler arasındaki en yüksek eğitimli grupla en düşük eğitimli grup arasındaki 3,62 katlık kansere yakalanma riski arasındaki farkın sadece yarısını etkiliyor. Farkın diğer yarısının nedenini açıklayabilmek için, işyerinde maruz kalınan kanserojenlerin de çalışmalara katılması gerekebilir.

Türkiye’de Kot Taşlama Yasaklandı

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, kot pantalonların ve diğer giysilerin kumlanmasını, tedavisi mümkün olmayan silikoz hastalığının işçiler arasında görülmesini engellemek amacıyla yasakladı. Resmi kaynaklara göre 40 kişinin yakın zamanda ölümüne neden olan silikoz hastalığının, özellikle genç işçiler arasında yayılmasının, bu yeni uygulama ile birlikte son bulacağı konusunda bir beklenti var. Dış basında da yer alan bu uygulamaya, 40 kişinin ölümünün yanısıra, yüzlerce kişinin de silikoz hastalığına yakalanmış olmasının neden olduğu düşünülüyor.

Taşlanmış kotların Türkiye ve tüm dünyadaki gençler arasında çok fazla rağbet görüyor olması, birçok firmanın taşeron olarak küçük ve kayıtdışı işyerlerini kullanmasına yol açıyor. Tekstil üretimi konusunda dünyada önemli ülkelerden biri olan Türkiye’de ise, son yıllarda fason ve kaçak çalışan yüzlerce kot taşlama atölyesinin olduğu belirtiliyor. Çoğunlukla, yakalanma riski taşıdıkları, -tedavisi mümkün olmayan- silikoz hastalığından habersiz olarak çalışan işçiler, bir süre sonra bu hastalığın pençesine düşüyor. Genellikle aşırı tozlu ortamlarda çalıştıkları halde işçiler, elde ettikleri kazançtan mahrum olmamak için seslerini, son derece ciddi bir şekilde hastalanıncaya kadar çıkartmıyorlar.

Sağlık Bakanlığı bu konuda yaptığı açıklama ile, yürütülen araştırmalar sonucunda ulusal ve uluslararası sağlık ve iş sağlığı mevzuatı temel alınarak silika kristalleri, tozları ve kumları içeren materyallerle kot taşlanması işlerinin yasaklanmış olmasına açıklık getirmeye çalışmıştır. Bu işte çalışanlardan güncel sağlık durumları saptanmamış olanların, kendilerine en yakın sağlık merkezlerinde kontrolden geçirileceği ve hastalık konusunda en ufak bir bulguya raslanması durumunda tedavi işlemlerine başlanacağı belirtiliyor.

Silikoz, tedavisi olmayan, öldürücü akciğer toz hastalıklarından biridir. Taş ocakları ve madencilik sektörü de silikoz hastalığına yakalanma açısından riskli olan işkollarıdır.

Gemi yapımında çeliğin boyaya hazırlanması; mücevher kesme, işleme, cilalama işlemleri; kurşun kalem yapımı; cam, kristal, tuğla imalatı; seramik, porselen ve çini yapımı; dökümhanelerde dökümü kalıptan çıkarıldıktan sonra temizleme, perdahlama, çapak giderme, cilalama işlemleri ve kot taşlama da silikoz hastalığına neden olabilir.

Danimarka Gece Vardiyalarında Çalışanlara Tazminat Ödeyecek

Geçen sayımızda bu konu ile ilgili bir araştırmanın sonuçlarını vermiştik. Söz konusu araştırmaya göre, bazı kimyasal kanserojenler -ki bunlar aynı zamanda circadian ritimin bozulmasına da neden oluyorlar-, kanseri önleyen bir proteinde dengesizliğe sebep olarak hücrelerin hormonlara verdiği tepkiyi bozuyorlar.

Danimarka’da 37 kadın, göğüs kanserine yakalanmalarının nedeninin gece vardiyalarında çalışmaları olduğunu iddia etmişti. National Board of Industrial Injuries-Ulusal İş Kazaları Kurulu-, bu kadınların tazminat almaya hak kazandıklarını açıkladı.

Pembe kurdele, bilindiği gibi göğüs kanseri konusunda bir bilinç yaratma sembolü olarak kullanılmaktadır. Kurumun sözcüsü Birgitte Lynhe’nin yaptığı açıklamaya göre, 2008 yılında 75 kadın, yakalandıkları kanser konusunda başvuruda bulunmuş ve bunlardan 37 tanesine tazminat ödenmesi uygun bulunmuştur.

Ödenen tazminatın miktarı kişiden kişiye değişmektedir ve ödenmesi uygun bulunan para, işverenlerin ödediği sigorta primlerinden karşılanmaktadır. Tazminat ödenmesine karar verilen kadınların yakalandığı kanserin bir başka nedeni olduğu konusunda başka bir etken olduğu bulgusuna raslanmamıştır. Gece çalışması, uyku düzenini bozmakta, halsizlik ve beslenme sorunlarına neden olmaktadır. Bilimsel çalışmalar, uyku düzeninin bozulmasının insan vücudunun daha az melatonin üretmesine sebep olduğunu ortaya koymaktadır ve bu da kansere yakalanma riskini arttırmaktadır.

2001 yılında Fred Hutchinson tarafından yürütülen bir kanser araştırmasının bulguları, uzun süre vardiyalı çalışmanın göğüs kanseri riskini %60 arttırdığını gösteriyordu.

2007 yılında Danimarka, kendi yürütmüş olduğu çalışmaların ışığında, 20-30 yıllık gece vardiyası ile göğüs kanseri arasında ilişki olduğunu kabul etmiştir. Danimarka, yakın bir zamanda, göğüs kanserini meslek hastalıklarınndan biri olarak kabul etmeye hazırlanıyor.

* Araştırmacı, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı

Tags: , ,

Arşivler