21. yüzyılın Çocukları…

Dünyanın zamansal olarak katettiği yoldan, özellikle de yüzyıllık zaman dilimlerinden söz edildiğinde, aslında, üstü örtük bir şekilde, içinde bulunulan yüzyılın yalnızca zamansal olarak değil, toplumsal olarak da en ileri dönem olduğu yönünde bir imada bulunulmaktadır. Geçmiş yüzyıllara ilişkin algımız, barındırdığı kötülükler ve yobazlıklarla ürpertici iken, içinde bulunduğumuz yüzyıla ilişkin algımız, her bakımdan ulaşılan en ileri aşamada olduğumuz ve insanlığın bir sonraki yüzyılda daha ileri bir aşamaya ulaşacağı yönündedir. Ancak, ne yazık ki, bu bir algı yanılgısıdır. Zamansal ilerleme, kendiliğinden ve doğrusal bir biçimde toplumsal ilerlemeyi getirmemektedir. İçinde yaşadığımız barındırdığı karanlıklar bakımından hiç de bundan önceki karanlık dönemlerden aşağı kalır değildir.
Irak’ta hazırlanan ve yasalaşmasına kesin gözüyle bakılan bir yasa tasarısı, 9 yaşın altındaki çocukların evlendirilmesine izin vermekte ve bu konuda bir alt yaş sınırı koymamaktadır. Dahası, evli kadınların kocalarının cinsel isteklerini yerine getirmek zorunda oldukları da yasa tasarısında yer alan düzenlemeler arasındadır. Söz konusu yasa tasarısına karşı itirazlar yükselmeye başlasa da, getirilecek düzenlemelerin zaten var olan fiili durumun kağıda dökülmesinden ibaret olduğu yönünde görüşler de dile getirilmektedir. (1)
Nijerya’da kız çocuklar okullardan kaçırılarak, satılmakta ve zorla evlendirilmektedir. Kız çocuklar Boko Haram örgütü militanlarına da pazarlanmaktadır. Bu örgütün amacı, kız çocuklarını eğitimden alıkoymaktır. Adı da eğitimin kız çocukları için “Haram” sayılması söyleminden gelmektedir. Yüzlerce kız çocuk ve yüzlerce kadın bu şekilde kaçırılmaktadır. Kaçırma olaylarının bir kısmının da fidye almak için yapıldığı rapor edilmektedir. Kaçırılan kız çocukların tutuldukları yerlerde de başlarına bir sürü kötü şey gelmektedir. Örneğin, bazılarının yılan sokması sonucu öldüğü belirtilmektedir. (2)
320 kızın kaçırılmasıyla sonuçlanan son eylemleri, dünyanın tepkisini çekmiştir. Çoğu Hristiyan olan kızların, kaçırıldıktan sonra, korku içinde bırakıldıkları ve Müslümanlığı zorlu kabul etmelerinin sağlandığı, serbest bırakılmaları için de, bazı istekler öne sürüldüğü duyurulmuştur.
ABD’de bir grup sağlık uzmanının önerisi, son derece tartışmalı ve ciddi bir konuyu gündeme getirmiştir. Sağlıkçılar, engelli çocukların elektrik şoku kullanılarak cezalandırılması ve davranışlarının kontrol edilmesi uygulamasının yasaklanması yönünde bir çağrıda bulunmaktadır. 2010 yılından bu yana tartışılmaya başlanan bu uygulamanın bir tür işkence olduğu ve bu nedenle buna son verilmesi gerektiği yönünde görüşler ağırlık kazanmaktadır. (3)
Honduras’da, hükümet, 6-18 yaş arasında 25 bin çocuğu askere alacak bir plan uygulamaya koymuştur. Atayurdunun Koruyucuları (Guardians of the Fatherland) adı verilen plan kapsamında askere alınacak çocukların ahlaki değerlere uygun olarak eğitileceği ifade edilmektedir. Bu uygulamaya karşıt bir tavır alan kesimlerin, askere almanın eğitimle bağdaşmayacağı yönündeki tepkilerine karşın, hükümet kanadı, bu planın temel amacının çocuk ve gençlerde suçluluk oranını azaltmak olduğunu savunmaktadır.(4) Çocuk asker olgusunun Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 182 numaralı sözleşmesinde, “en kötü çocuk işçilik biçimlerinden biri” loraka kabul edildiği anımsanmalıdır. Birçok yazımızda, eline silah verilmiş çocuk görüntülerine isyan ettiğimiz unutulmamalıdır. Bu kez, belki de iç çatışmalarda kullanılmak üzere “eli silahlı çocuklar” yetiştirilecek ve bu yönde beyinleri yıkanacaktır.
Avusturya İnsan Hakları Komisyonu, çocukların kendilerine zarar verme ve intihar etme eğilimleri konusunda bir araştırma başlatmıştır. Bunun nedeni, çocuklarda kendine zarar verme ve intihar girişimlerinin gelişmiş ülkeler arasında en yüksek oranda görüldüğü ülkelerden birinin Avusturya olmasıdır. Örneğin, intihar istatistiklerine göre, intihar oranlarının diğer yaş gruplarına göre, çocuklarda beş kat daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Çocukları bu tür davranışlara iten ve psikolojik baskı altına alan birçok neden olduğu, fakat gerçek nedenlerin bilimsel araştırmalarla tam olarak ortaya konulmamış olduğu söylenmektedir. (5)
Yetişkinlerin gözlerini kapadıkları gerçeklere, çocuklarının dayanamadıkları, çirkinliklere ortak olmak istemedikleri olasılığı hiç aklınıza gelmedi mi?
Dominik Cumhuriyeti’nde dünyaya gelen, çoğu Haiti kökenli olmak üzere yabancı uyruklu çocuklar hükümet tarafından resmi olarak kayda geçirilmeyerek, bunlara yurttaşlık verilmemektedir. Yurttaşlık statüsünden dışlanan çocuklar, her düzeyde eğitim olanaklarından dışlanmaktadır.(6) Dolayısıyla, yaşam boyu “yok sayılmaya” mahkum edilmektedirler.
Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki etnik karışıklıklar ve çatışmalar, insanlıktan söz etmeyi olanaksız kılan bir vahşete dönüşmüş durumdadır. Bölgedeki çatışmaların çocuklar üzerindeki etkilerine ilişkin kaleme alınan bir rapora göre, kadınlarla birlikte üç yaşındaki kız çocuklarına bile tecavüze uğramaktadır. Tecavüz, bir cezalandırma silahı, kin ve öfke tohumları ekmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır. Çatışmalarda çok sayıda çocuk anne ve babasını kaybederek kimsesiz kalmaktadır. Şiddetin bin bir türüne hem tanıklık eden hem de uğrayan bu çocukların çok ciddi ruhsal sorunlar yaşadığı da vurgulanmaktadır.(7)
Bu tablo karşısında 21.yüzyılın çocuklarının içinde bulunduğu vahşi koşullar geçmiş yüzyıllardaki karanlık dönemlerden hiç aşağı kalır değildir. Bununla kıvanç duyan insanoğlu çıkamaz; ama bu insanfsız olgularla savaşan, çağına isyan eden insanoğlu da çok azdır.
Dipnotlar
(1)http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/ iraq/10753645/Iraq-ready-to-legalise-childhood-marriage.html
(2)https://www.crin.org/en/library/news-archive/nigeria-kidnappedschoolgirls-forced-marry-captors
(3)http://www.disabilityrightsintl.org/dri-testimony-to-fda-urging-banon-shock-devices-as-a-behavioral-aversive/
(4) https://www.crin.org/en/home/what-we-do/crinmail/crinmail1374#hon
(5)https://www.crin.org/en/library/news-archive/australia-humanrights-commission-investigate-self-harm-and-suicide-children
(6)http://www.law.georgetown.edu/news/press-releases/left-behindstatelessness-in-the-dominican-republic.cfm
(7) http://www.warchild.org.uk/news/worlds-forgotten-conflict

* Yrd. Doç. Dr. Akdeniz Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü
(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: ,

Arşivler