Vakfımız tarafından yürütülen Çocuk Emeği Atölyesi katılımcıları ve gönüllülerimizin ortak emekleriyle hazırlanan Çıraklık Sistemi Raporu yayınlandı. Üç bölümden oluşan raporun ilk bölümünde Türkiye’de çıraklık sistemine ilişkin yapılmış araştırmaların bulguları sunuluyor. Uygulama ve mevzuat incelemesini içeren ikinci bölüm, çıraklık sistemine ilişkin yasal çerçeveyi ayrıntılı olarak inceliyor. Üçüncü bölümde Almanya çıraklık sisteminin temel unsurları açıklanıyor.
Rapor esas olarak vakfımız bünyesinde yürütülmekte olan Çıraklık Araştırması’nın hazırlık aşamasındaki çalışmalara dayanıyor. Rapor şu isimlerin katkılarıyla hazırlandı: Abdullah Dirikoç, Ahmet Elgümüş, Çağla Yiğitbaş, Deniz Gürsoy, Deniz Kesmez, Funda Başak Yılmaz, Emirali Karadoğan, Erdal Kaya, Esen Erolus, Gülbiye Yeni Mahalleli Yaşar, Gülten Çakmak, Huriye Çiçek, İlkay Kiril, Lütfiye Karaduman, Nail Dertli, Oya Ocak, Özgün Millioğulları Kaya, Sebiha Kablay, Taner Akpınar, Yasemin Mamur Işıkçı.
Raporun tamamına vakfımız internet sitesinden (www.fisek.org.tr) erişebilirsiniz.
RAPORDAN KISA KISA
- BÖLÜM: ÇIRAKLIK SİSTEMİ ALANYAZIN (LİTERATÜR) İNCELMESİ
“-Çıraklığa yalnızca yoksul işçi ve köylü ailelerin çocukları gidiyor. Bu aileler, çocuklarını diğer eğitim kurumlarına oradan da üniversiteye gönderecek maddi olanaklara sahip değiller. Dolayısıyla, çıraklık bu ailelerin ve çocuklarının önündeki tek seçenek. Çırak olmanın en temel nedeni ailenin geçimine katkıda bulunmak. Çıraklık eğitimi süresince çırağa verilen ücret ailelerin geçiminde önemli bir yere sahiptir. Son tahlilde, çıraklık eğitimine katılan çocukların orada olmasını belirleyen temel faktör bütünüyle sınıfsal konumlarıdır.
-Çıraklar genellikle 8 saatten fazla (10-11 saat) çalışıyor, 14 saat çalıştıkları da oluyor. Çoğunlukla fazla çalışma ücreti de ödenmiyor. Yıllık izinler düzenli kullandırılmıyor.
-İşe girişte yapılması gereken sağlık muayeneleri çoğunlukla yapılmıyor ve çalışırken düzenli sağlık kontrolü olmuyor. Sağlık raporu almak için gidilen sağlık ocakları ya da diğer tıbbı kuruluşlarda işe girilen mesleğe yönelik ayrıntılı muayene yapılmamakta, verilen sağlık raporu ikametgah ya da nüfus kayıt örneği gibi zorunlu bir belge olarak algılanmaktadır. Sonuç olarak çıraklar işe girerken sağlık raporu almış olduklarını fakat muayene olmadıklarını söylemektedir.
-İş kazaları çok yaygın ve gerekli önlemler alınmıyor.
-Uygunsuz çalışma ortamları da, daha büyüme ve gelişme sürecini tamamlamamış olan bu çocukların sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Uygunsuz çalışma ortamları, aynı zamanda, iş kazası riskini de arttırmaktadır.”
- BÖLÜM: UYGULAMA VE MEVZUAT İNCELEMESİ
“Çıraklar işçi kabul edilmediğinden işyerindeki işçi sayısına da dâhil edilmezler. Bu durum işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ve olması gereken hukuk bakımından uygun değildir. Esasında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSGK), kamu veya özel sektör ayrımı olmaksızın o işyerindeki tüm işverenler, işveren vekilleri, çırak ve stajyerler dâhil olmak üzere herkese uygulanmaktadır (md. 2/1). Oysa işyerindeki işçi sayısına çırak ve stajyerlerin dâhil edilmemesi işverenlerin yerine getirecekleri -işçi sayısına bağlı- çeşitli yükümlülüklerden kaçınmasına neden olmaktadır. Bu sakıncaları giderebilmek adına, İSG Kanununda işyerinde bulunan tüm kişilerin sayıya dâhil edilmesi ve yükümlülüklerin bu çerçevede yerine getirilmesi uygun olacaktır.”
- BÖLÜM: ÖRNEK ÜLKE İNCELEMESİ: ALMANYA’DA ÇIRAKLIK SİSTEMİ
“Almanya’da sendikalı ve toplu iş sözleşmesi olan işyerlerinde, çıraklar da sendikal hak ve menfaatlerden faydalanabilmektedir.
“Bazı iş kollarındaki toplu sözleşmeler, çıraklara açık avantajlar sağlayan hükümler içermektedir. Örneğin, pratik eğitimin sona ermesinin ardından işletmenin çırağı istihdam etmesine yönelik düzenlemelerin toplu sözleşmelerde yer aldığı metal ve elektronik sanayi… Çıraklık ücretleri de neredeyse her iş kolunda toplu sözleşmeler vasıtasıyla düzenlenmektedir” (Josha Wagner ile yapılan görüşme).”