Yönetmen İrfan Kayaş:

“Toplumun çocuk işçiliğini kanıksaması, devletin sorunu görmezden gelmesini kolaylaştırıyor”

 

Yönetmen İrfan Kayaş’ın İpe Koşan Çocuklar isimli kısa filmi çocuk işçiliğinin pek de göz önünde olmayan bir biçimini, çarpıcı görüntülerle ele alıyor. İrfan Kayaş, Gaziantep’in şehir merkezinde, Sulu Mağara denilen yerde, kalın ip (kendir) üretiminde çalıştırılan çocuklara çevirdiği kamerası ile, mağarada çalıştırılan çocukların emek süreçlerini gerçekçi ve çarpıcı bir şekilde aktarıyor. İrfan Kayaş, ağır koşullarda çalışmalarına rağmen göz önünde bulunmayan çocukları ele aldığı İpe Koşan Çocuklar isimli kısa filmi ile bu yıl Vakfımızın Çocuğun İnsan Hakları Ödülü’ne değer bulundu. Kendisi ile İpe Koşan Çocuklar filminin öyküsü ve çocuk işçiliği üzerine konuştuk.

 

 

Sizi tanıyabilir miyiz?

38 yaşındayım. Gaziantep’te doğdum ve üniversiteye gidene kadar orada yaşadım.  Şu an bir devlet okulunda matematik öğretmenliği yapıyorum. Fotoğraf ve kısa film çekmeyi seviyorum. 2016 yılında “Roman Pazarı’’ fotoğraf sergisi, 2017 yılında “İpe Koşan Çocuklar’’, 2019 yılında “Roman Lisa” kısa filmlerini çektim. Ayrıca Eksik Gitar müzik grubunda müzikal çalışmalar yapıyorum.

İpe Koşan Çocuklar filmi nereden çıktı? Çalışan çocukları odağına alan bir film fikri nasıl oluştu? Kısaca filmin öyküsünü anlatır mısınız?

Kendim de ilkokuldan üniversiteyi bitirene kadar seyyar satıcılık yaptığım için çalışan çocukları konu alan bir film yapma isteği içimde her zaman vardı. Filmin çekildiği yer fotoğrafçıların da en çok uğradığı mekânlardan birisi. Ben de buraya fotoğraf çekmek için gitmiştim ancak gördüklerim beni çok etkiledi ve fotoğraf çekmek yerine video çekmeye karar verdim. Filmin ilk çıkış noktası budur. Kısaca öyküsüne değinecek olursak Gaziantep’in şehir merkezinde bulunan Sulu Mağara denilen yerde, kalın ip (kendir) üretimi yapılmaktadır. Mağarada çoğunlukla çocuk işçiler çalışmakta ve  burada geleneksel yöntemleri kullanarak az yüz yıldır üretim yapılmaktadır. İşçilerin çalışma şartları ve üretim süreçleri gerçekçi bir şekilde gözlemlenmiş ve kameraya yansıtılmıştır.

Filmin çekim sürecinden bahseder misiniz? Ne zaman çektiniz, çekimler ne kadar sürdü? Ne tür sorunlarla karşılaştınız? Çocuk işçilerin çalışma ortamında kaydetmekte sorun yaşadınız mı?

2017 Temmuz ayında dört gün boyunca her gün çekim yaptım. Filmi çekmeden önce herhangi bir kurgu ya da senaryo yazmadım. Özellikle böyle olmasını istedim. Çünkü burası sadece bir çocuğun hikâyesinin ya da bir işçinin yaşam öyküsünün geçtiği bir yer değil. Amacım biraz da ortamı ve çalışma sürecini doğal bir şekilde göstermekti. Çekimleri yaparken çalışan kişilere herhangi bir yönlendirme yapmadım. Sadece uygun kadrajları bulduktan sonra kamerayı sabitleyip uzun süre çekimler yaptım. Zaten bir müddet sonra işçiler ben yokmuşum gibi işlerini yapmaya devam ettiler. Çekim yaparken yapay ışık kaynağı kullanmadım, o yüzden bazen ışıktan kaynaklı sorunlar yaşadım.

Film nerelerde gösterildi, ne tür tepkiler aldı?

Film, 13. İşçi Filmleri Festivali (2018, Türkiye),  60 Seconds or Less Video Festival (2018,  ABD), Oregon Cinema Arts Film Festival (2019, ABD) ve The Alternative Film Festival’de (2019, ABD) gösterildi.

En son Mart ayında Prof. Dr. Gürhan Fişek’i anma etkinliklerinde filmin gösterimini yaptık ve Çocuğun İnsan Hakları ödülüne layık görüldüm. Filmi izleyenlerin genelde sorduğu soru, “Neden mağarada çalışıyorlar?” Röportaj vesilesiyle bu soruyu da cevaplamak isterim. Orada çalışan birine bunu sorduğumda “İpliklerin daha sağlam olması için neme ihtiyaç var, o yüzden burada çalışıyoruz, kuru bir yerde bu iplikleri yapamayız, kopar gider hepsi.’’ demişti.

Çocuklar, kimsenin görmediği, bilmediği bir yerde çalışmıyor. Anlaşılan kentteki herkes bu çocukları biliyor. Devletin ve ilgili birimlerin bilmemesi de mümkün değil. Devletin çalışan çocuk sorununa göz yummasını nasıl değerlendirirsiniz? İpe Koşan Çocuklar filmi ülkemizdeki çocuk işçilik sorunu hakkında bize neler söylüyor? Nelerin altını çiziyor?

Eğitimci olarak okul çağındaki bir çocuğun çalışmasını kabul etmem mümkün değil. Burada çalışan çocukları herkes biliyor, devlet kurumları da biliyor. Tıpkı mevsimlik çalışan çocuk işçiler, sanayide çalışan çocuklar, sokakta ve kahvehanelerde çalışan çocukları bildiği gibi. Bunların mağarada çalışması gizlendiği anlamına gelmiyor. Ülkemizin çocuk hakları konusunda uluslararası sözleşmelere imza attığını biliyoruz ancak bunun sorumluluğunu yerine getirmediğini görüyoruz. Ayrıca toplumun da çocuk işçiliğini kanıksanmış olması devletin bu sorunu görmezden gelmesini kolaylaştırıyor. Filmim tam da bu noktaya değiniyor. Filmde gördüğünüz gibi çocuklar da bu işi bir oyun sürecine dönüştürmüş ve bunu bir oyun gibi görüp kanıksamış. Filmin belki de en belirgin vurgusu budur. Ben de o yaşlarda çalışırken, kendimi çocuk işçi olarak görmüyordum. Büyüdükçe farkına varıyoruz. Ebeveynler ve sosyal çevre bu konuda ne kadar duyarlıysa çocuğun da farkındalığı o kadar artıyor.

Sanatçı ve eğitimci kimliğinizle çocuk işçilik sorununu nasıl değerlendirirsiniz? Önlemek için neler yapılabilir?

Çocuk işçiliğin artmasının en önemli nedenlerden birisi ülkedeki gelir dağılımının eşit olmaması ve ekonomik yetersizliklerdir. Bu çocukların aileleri beslenme, sağlık ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamadığını hepimiz biliyoruz. Devletin en temel görevlerinden birisi ülkesinde yaşayan insanların temel ihtiyaçlara ulaşabilir olmasını sağlamaktır. Bu nedenle çocuk işçiliğinin önüne geçmek için öncelikle çocukların temel sağlık, beslenme, eğitim ve barınma ihtiyaçları kamusal olarak karşılanmalı, sosyal politikalar kapsamında gelir dağılımında ve ekonomik alanlarda iyileştirmeler yapılmalıdır. Zaten bunlar Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerde kabul etmiş olduğu sorumluluklardır. Devletin bu sorumlulukları yerine getirmesi için mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şehirlerin ve yaşam alanlarının ekolojik temelli, çocuklara uygun olarak tasarlanması, park ve oyun alanlarının artırılmasının da bu mücadelenin bir parçası olduğunu düşünüyorum.

Yeni film projeleriniz/çalışmalarınız var mı? Kısaca anlatır mısınız?

Senaryosunu tamamladığım iki tane kısa film projem var. Bunlardan birisi yine çocuk dünyasına ve çocukların birbirleriyle olan ilişkisine dair. Kırsal bölgede yaşayan bir grup çocuğun kendi aralarında oluşturduğu bir oyun ve onun etrafında şekillenen olayları anlatıyor. Diğer projede ise çocukluğunda babasının intiharına şahit olan bir gencin işten atılma süreciyle birlikte geçmişiyle yüzleşmesini anlatıyor.

 

 

 

İrfan Kayaş’ın İpe Koşan Çocuklar filmini Youtube’dan izleyebilirsiniz.

Youtube uzantısı: https://www.youtube.com/watch?v=2SaWBQZKfDY&t=100s

 

 

 

 

Arşivler