SUÇLU AYAĞA KALK !

 

 İşsizlik ve yoksulluk, sokakta yaşayan çocukların sayısını üçe katladı.

Uyuşturucu bağımlılığı ilkokullara kadar indi.

 Çocuk gelinlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.

 Çocuk ticareti, silah ve uyuşturucu ticaretini geride bıraktı.

 Her yıl 2,5 milyon çocuk açlıktan ölüyor.

 500 milyon çocuk yetersiz beslenme tehlikesiyle karşı karşıya.

 Çocuklar, organ mafyasının, çocuk pornocularının kıskacında.

 Küçük çocuklar artık internet kanalıyla satılıp, fuhuş batağına sürükleniyor.

 Ucuz iş gücü arayan piyasalar, çocuk işçiliğini tetikliyor.

 Küreselleşen dünyada, şiddet çığ gibi büyürken, en büyük zararı çocuklar görüyor.

Gün geçmiyor ki, çocuklarla ilgili haberler çıkmasın.

Her yıl binlerce çocuk dünyaya geliyor. Kimi savaşın, kimi açlığın, sefaletin kol gezdiği bir yerde, kimi deprem çadırında, kimi hapishanede, kimi istenmediği bir yerde, kimi daha doğmadan annesine atılan dayakla şiddetin ortasında, kendi seçmediği bir yaşama “merhaba” diyor.

Seçme haklarını elinden aldığımız çocuklar için neler yapıyoruz? Bu yazıyı okuyan sizlerden hiç olmazsa 2-3 dakika durup düşünmenizi rica ediyoruz.

Bu sayımızdaki “Çocuk Haber” bölümünün konusu: Çocuğa Yönelik Şiddet.

Newyork’ta 12 Ekim 2011 tarihinde çocuk hakları örgütlerinden oluşan bir koalisyon “çocuğa karşı şiddet” konulu yeni bir rapor yayınladı. Raporda Çocuk şiddetine son verilmesi için hükümetlere önerilerde bulunuldu., sorumlulukları hatırlatıldı. Çocuk haklarının geliştirilmesi için var olan çocuk yasalarının güçlendirilmesi ve yeni stratejiler geliştirilmesi yasal düzenlemeler çerçevesinde hazırlanması gereği vurgulandı.

Küresel çaptaki çocuk şiddetinin güncellendiği beş yıllık raporda çocuk şiddetinin boyutları açığa vuruldu. Buna göre devletlerin vermiş olduğu birçok söze karşın çocuk şiddetinin sürdürüldüğü belirtildi. Raporda çocukların halen bakıcıları, aileleri, öğretmenleri ve işverenleri tarafından şiddete uğradığı, zorla uyuşturucu taşıyıcılığı yaptırıldığı, cinsel istismara maruz bırakıldığı, dövüldüğü, aşağılandığı belirtilmiştir…

Bu Rapor, Birleşmiş Milletler’in (BM) çocuk şiddetinin büyüklüğünü araştırdığı  çalışmasından  beş yıl sonra hazırlanmıştır.100 den fazla çalışma konusuna ayrılmış rapor, sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve bilimsel araştırmacılar tarafından 2006’dan beri incelemeye alındı.

“Çocuklara Yönelik Şiddet BM Araştırması STK Danışma Konseyi” Eş Başkanı Jo Becke bir açıklamasında çocukların dünya çapında şaşırtıcı düzeyde şiddete kurban olduklarını ve şiddete karşı önleyici çalışmaların ise acınacak derecede yavaş olduğunu açıklamıştır. Açıklamasının devamında çocuğa karşı şiddetin beş yıl öncesinde olduğu gibi bugün de ürküntü verdiğini belirtmiştir.

Çocuğa karşı şiddete yönelik yapılan araştırmaların sonuçları, durumun ciddiyetini sürdürdüğü görülmektedir.

  • 37 ülke genelindeki bir araştırma bulgusuna göre 2-14 yaş arası çocukların ortalama %86’sı her ay fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını,
  • 78 ülkede öğretmenlerin hala eğitim aracı olarak öğrencilerine bedensel ceza yöntemini uyguladıkları, bazı ülkelerde ise bu rakamın %97 ‘ye ulaştığı,
  • Engelli çocukların, engelli olmayan çocuklara göre 4-5 kat daha fazla cinsel istismara ve şiddette uğradığı,
  • Amerika ve İngiltere gibi bazı ülkelerde, çocuklara şiddet uygulanarak suç işlemeye zorlandıkları ve yetişkinlerden iki üç kat daha fazla suç kurbanı olduğu,
  • Dünya genelinde, çocuk suçluların sayısı dünya çapında son beş yıl içinde %50’den fazla arttığı,

yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Bu ürkütücü verilere karşın, azıcık da olsa gelişmeler vardır.

2006 yılından bu yana çocuklara karşı uygulanan bedensel cezalandırmanın yasaklandığı ülkelerin sayısında artışlar olduğu görülmüştür. Bedensel cezalandırmanın yasaklandığı ülkelerin sayısının 16’dan 30’a kadar yükselmesi bunu göstermektedir. Yasaklamanın uygulandığı ülkeler içinde Kenya, Polonya, Tunus ve yeni bir devlet olan Güney Sudan da vardır. Bazı bölgelerde ise çocuğa yönelik, şiddet konusunda yeni yöntemler ve yasal düzenlemeler geliştirilmiştir.

“Çocuklara Yönelik Şiddet BM Araştırması STK Danışma Konseyi” Eş Başkanı Jo Becke, çocuklara yönelik bedensel cezayı yasaklayan ülke sayısında artış olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını yaptığı konuşmasında vurgulamıştır. Konuşmasının devamında, yasal koruması olmayan ve şiddete uğrayan çocukların güvenliğinin hükumetler tarafından sağlanması gerekliliğinin altını çizmiştir.

Durumun önemi ve ivediliği, toplumun sesini yansıtan Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) da iletilmiştir. STK’ların bir an önce hükumetlerle bir araya gelip, Birleşmiş Milletler’in 2006 yılındaki çalışmasında belirttiği önerilere dikkat çekmesi gereği vurgulanmıştır. Dünyada çocuğa karşı şiddetin yasaklanması için yasal düzenlemelerin hazırlanmasında, hükumetlerin ve STK’ların iş birliği içinde olması konusuna dikkat çekilmiştir. STK’ların, bu hazırlık çalışmalarında ve uygulamada, ulusal stratejiler geliştirmesi ve bu hususta da hükumetlere karşı baskıcı tavır takınmalarının gerekliliği üzerinde durulmuştur.

Save the Children (Çocukları Kurtarın) adlı uluslararası yardım kuruluşu, bu çağrıyı hemen yaşama geçirmiştir. Çocuklarla ilgili sorunların gün geçtikçe çığ gibi büyümesi kaygısıyla, İngiliz Hükumetine bir öneri götürmüştür. Bu öneride, İngiliz Hükumetinden 2012 Olimpiyat Oyunlarını izlemek üzere Londra’ya gelecek olan dünya liderlerinin, çocuklar için bir Doruk Toplantısı düzenlemesi istemi var. Ne acıklı bir durum. Olimpiyatları izlemeye zaman bulan Dünya liderleri, geleceğin yapı taşlarını oluşturan çocuklar için bir araya gelmeyi bir gönüllü kuruluşun önerisiyle yapacaklar. Tabii bu öneri İngiliz Hükumetince ve Dünya Liderlerince onaylanırsa.

Çocuğa karşı uygulanan şiddetin üstesinden gelinmesi konusunda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından görevlendirilen Marta Santos Pais konuşmasında, şiddetin devam ettiğini, şiddete toplumsal olarak göz yumulduğunu; şiddetin bir disiplin yöntemi, ceza biçimi gibi kabul görüldüğünü belirtti. Çocukların şiddete maruz kaldıkları sürece kendilerini geliştiremeyeceği, var olan potansiyellerini dışa vuramayacağını da konuşmasının devamına ekledi.

19 Ekim 2011 tarihinde Galler Ulusal Meclisinde çocuğa yönelik saldırı olgularına karşı, yasal düzenleme yapılması oya sunuldu. Bu yasal düzenlemeyle, saldırıya uğrayan çocuğa, yetişkinlerle aynı koruma sağlanacaktır.. Bu uygulama ile Galler’de çocuğa yönelik şiddetin yasaklanmasına yönelik önemli bir adım atılmıştır.

“Çocukların Bedensel Cezalandırmasına Son” Küresel Girişiminin hazırladığı, e-bültenin 18 inci sayısında, bedensel cezaları yasaklayan ülkeler listesine Batı Afrika’nın güney orta kıyısında yer alan TOGO’nun da eklendiğini duyurdu. Yine aynı sayısında Güney Afrika ülkesi ZAMBİYA’da okullardaki şiddetin yasaklandığını açıkladı.

Türkiye’de 2006 yılında düzenlenen bir konferansta Devlet Bakanı Nibet Çubukçu Türkiye’deki çocuk şiddetinin yüzde 46 olduğunu belirtirken, Uluslararası Af Örgütü’nün 2011 yılında yayınlamış olduğu, “Yıllık İnsan Hakları Raporu”nda ise, Türkiye’de şiddetin eski yıllara oranla daha da arttığı belirtilmiştir. Örgüt, bu nedenle, bir an önce önlem alınması konusunda, hem hükumeti, hem de gönüllü kuruluşları göreve çağırmıştır.

STK’lar üstüne düşen görevi yerine getirmişler, ilgili Bakanlığa eksiklikleri ve önerilerini bir bir sıralamışlardır:

 Kapsamlı ve tüm yurdu temsil edebilecek bir örneklemle, çocuk istismarının Türkiye’deki boyutlarını belirlemeye yönelik bir çalışma yapılmalı.

 Eğitimciler, hukukçular, sağlık çalışanları, kolluk kuvvetlerini bilgilendirme ve farkındalık arttırma çalışmaları yapılmalı.

 Çocukları güçlendirecek, çocukların kendilerini koruma becerilerini geliştirecek, madde kullanımını önlemeye yönelik çalışmalar yapılmalı.

 Ailelere sorumluluklarıyla ilgili eğitimler de verilmeli.

 Medyadaki haberler, çocukların sağlığına ve gelişimine zarar verebilecek şekilde yapılmamalı.

 İnternet kullanımı konusunda çocuklar ve aileleri eğitilmeli.

 Cinsel istismara uğrayan çocukların ilk başvurularının alındığı ve yasal sürece girişte çocuğun örselenmesini en aza indirecek yapıların oluşturulması sağlanmalı. Çocuk İzlem Merkezleri tüm yurtta yaygınlaştırılmalı.             Fiziksel şiddete uğrayan ya da aile içinde şiddete tanık olan ve ihmale uğrayan çocukların tanı, tedavi ve izlemi için merkezler kurulmalı.

 İstismara uğrayan çocuklar konusunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yanı sıra Sağlık, Adalet, Milli Eğitim, İçişleri Bakanlıkları iş birliği içinde olmalı.

 Çocuk evliliklerinin devlet tarafından onaylanmasının önüne geçilmeli.

 Yasadaki enseste ilişki tanımı ve cezalarındaki eksiklikler giderilmeli.

STK’ların önerileri bunlar. Artık top hükumetin, sorumlu bakanlığın ve toplumun tüm bireylerinin.

Şiddet son zamanların önemli toplumsal sorunlarındandır. Gerek sözlü, gerek cinsel, gerek fiziksel-bedensel, gerekse duygusal ve psikolojik şiddetle evde, okulda, işte, sokakta herhangi bir sosyal ortamda karşılaşılmaktadır.

Yapılan araştırmalar, çocuğa uygulanan şiddetin çocukta onarılamaz izler bıraktığını ortaya koymuştur.   Şiddete uğrayan çocukta fiziksel yetersizlikler ortaya çıkar Uğradığı baskının ve şiddetin sonucu olarak özgürleşemediğinden kendini ifade etme zorlukları görülür. Şiddete maruz kalmış çocukların, uğradığı baskı dolayısıyla diğer çocuklara oranla kendine olan güveni daha azdır, adımlarını atarken hep bir soru işareti vardır düşüncesinde. Birey olabilmek, çocuklukla başlar. Toplum, geleceğinin temellerini çocuklarla birlikte atar. Şiddetle büyüyen bireyin kendisinden sonraki kuşağa vereceği eğitimi, öğretimi de yine şiddet içerikli olur. Şiddeti içselleştirerek toplumsal boyuta taşır. Şiddetle büyümüş çocuk, şiddete dayalı bir toplumu şekillendirir.

 

İNSANLARIN ÇOĞU

Sorumluluk getireceği için DÜŞÜNMEKTEN …

Kaybetmekten korktuğu için SEVMEKTEN …

Eleştirilmekten korktuğu için KONUŞMAKTAN …

Gençliğin değerini bilmediği için UNUTULMAKTAN …

Aslında yaşamayı bilmediği için ÖLMEKTEN …

KORKUYOR!

W. Shakespeare

Siz o korkanlardan olmayın.

Geleceğin aydınlık olmasını istiyorsanız, hiç zaman yitirmeden bu konuda mücadele edenlere el verin, onlarla birlikte yanlışlıklara “HAYIR” deyin.

 

*  Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü

(Tablo ve görsellere PDF üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Tags: , , , ,

Arşivler